@limavii3377
|
Sen... Senin burada ne işin var?” Şaşkınlıkla sorduğum soru karşısında Karmen gülümsedi. Bak Gesila, seninle açık konuşacağım. Annem bir kader perisiydi. Kader perileri burada insanların kaderini yazan perilere verilen isimdir. Her peri, bir kişinin kaderini yazar. Kader perileri kendi aralarında dahi konuşamazlar, paylaşamazlar yazdıkları kişilerin kaderini. Ancak annemin öldüğü gece, ben birtakım... Güçler kazandım diyelim. Yazılan kaderleri görebiliyorum. Senin kaderini yazan kişi, benim annemdi.” Bir dakika? Ben buraya ait değilim ki? “Ne düşündüğünü biliyorum. Buraya ait olmadığını düşünüyorsun. Ama Non Exitus buraya ait olmayan kimseyi içeri kabul etmez. Senin kaderinde, Non Exitus ile alakalı çok büyük bir düğüm var. Buna eminim. Güven bana.” “Peki. Öyle olsun bakalım. Fikrini değiştirecek kadar güçlü bir şey gördün demek ki,” desem de hiç inanasım gelmiyordu. “Sahi, kız kardeşine ne oldu?” O kız çocuğuna benim yüzümden bir şey olmamıştır umarım. Bir anda Karmen’in yüzü düştü. “Kız kardeşimin yaşaması için Ölüler Diyarının Kralıyla bir anlaşma yapmam gerekti. Merak etme, kız kardeşim yaşıyor. Çünkü tıpkı senin şimdi öğrendiğin gibi o da insanların kaderlerini görebildiğimi biliyor. Bu yeteneğimin işine yarayacağını söyleyerek benimle bir anlaşma yaptı. Eğer zamanı geldiğinde onun istediği bir şeyi yapacak olursam kız kardeşimi yaşatacağına söz verdi.” Anladığım kadarıyla bu anlaşma onu oldukça zorlamıştı. Ama yine de bir çıkış yolu bulduğu için mutluydu. “Yani şimdi o kadar kişi arasından sen mi seçildin?” diye sordum merakla. Bu resmen mucizeydi. “Diriliş büyüsü için birisi seçilirken son karar Ölüler Diyarının Kralına aittir. Anladın sen,” dedi bıkkınca. Hafifçe kıkırdadım. Anlaşılan bu inatçı Kral akıllı biriydi. “Geldiğine sevindim. Yalnız olmayacağımı bilmek güzel.” “Ne demek. Hadi, oyalanmadan yemekhaneye gidelim. Güzel yemekler yemeyeli uzun zaman oluyor.” Üstümü değiştirdikten sonra birlikte odadan ayrıldık. Yemekhaneye indiğimizde herkes Karmen’e bakıyordu. Öğretmen Dalya bizim masamızdaydı. Karmen ile birlikte oraya gittik. Birer sandalye çekip oturduğumuzda Dalya gülümseyerek Karmen’e baktı. “Seni görmeyeli uzun zaman olmuştu Karmen. Yeniden benim sınıfımda olmana sevindim.” Karmen gülümseyerek başını salladı. “Bende sizinle olduğum için mutluyum.” “Bu arada, imtihanı kazanamayanların ismi olmadığını sanıyordum. Ama senin var?” dedim ona doğru eğilerek. Bu olay kafamı kurcalıyordu uzun zamandır. “Evet. Doğru biliyorsun. Bizler, yani imtihanı kazanamayanlar ölüler diyarında en sevdiğimiz kişi yoluyla cezalandırılırız. Bunu sana anlatmıştım. Ancak en azından bir ismimiz olsun diye, o kişi tarafından konulur ismimiz. Yani bana Karmen ismini kız kardeşim verdi. Sadece hâlâ imtihana girmemiş, kusurlu birinin bizimle iletişime geçmesi gerekiyor. Sen benimle iletişime geçtiğinde mezar taşımda ismim belirmişti hani. Öyle yani.” “Anladım. Bir ara seninle kütüphaneye gitsek? Bu evren hakkında daha çok bilgiye ihtiyacım var. Çuvallayıp idama kurban gitmek istemem,” dediğimde güldü. “Tabii ki gideriz. Hatta istersen şimdi gideriz. Hem daha iyi olur. İmtihana bir ay kalmışken geç kalmak sana daha kötü bir şekilde döner.” “Bana uyar,” diyerek ayağa kalktım. “Kızlar biz kütüphaneye gidiyoruz. Bir isteğiniz var mı?” diye sorduğumda hepsi hayır, cevabını vermişti. Karmen ile birlikte kütüphaneye giden koridorlardan geçtik. İçeriye girdiğimizde kimse yoktu. Boş bir masaya geçip oturduk. “Öncelikle sana evrenden ve imtihandan bahsedeyim. Non Exitus Latince de Çıkış Yok anlamına gelir. İniquum ise Kusurlular. Burada herkes 19 yaşında bir imtihana girer. Bu imtihan öyle basit bir sınav değildir. Kimisi en büyük korkusuyla savaşır, kimisi en güçlü hükümdarlar ile, kimisi ne idüğü belirsiz canavarlarla... Bu kader perilerine bağlıdır. İmtihan sonucunda ya ölürsün ya kalırsın. Ölenler isimsizler mezarlığına gömülürken, kalanlara bilge deniz yıldızı tarafından 12 yetenekten biri verilir.” “On iki yetenek mi?” diye sordum ancak bana aldırmadı. “Deniz yıldızı Non Exitus’un sembolüdür. Bir milyon yaşında olan bu deniz yıldızının karşısında imtihanı kazananlar sıraya dizilir ve sahip olacağı yeteneği bekler. İlk yetenek Lazerdir. Lazer yeteneğine sahip bir kişi göz kontağı kurduğu kişileri gözünü dahi kırmadan öldürebilir, kontrol edebilir. Kısacası gözleri bir lazer görevi görür. Nadir bir yetenektir. İkinci yeteneğe sahip olanlara Okurlar denir. İnsanların duygularını okuyabilirler. Bunlar için onlarla aynı ortamda bulunmalarına gerek yoktur. Onları düşünmeleri yeterlidir. Ancak bu yalnızca duygularla sınırlıdır. Kimsenin düşüncelerine sızamazlar. Üçüncü olarak İmparatorlar veya İmparatoriçeler. Oldukça nadirlerdir. Bu yeteneğe sahip birisi şüphesiz gelecekte güçlü bir hükümdar olacaktır. Bu yeteneğe sahip olanlara üzülüyorum çünkü her ne kadar her grup yeteneği için imtihandan sonra da birtakım eğitimler alsa da en ağır eğitimlerden bu yeteneğe sahip olanlar geçer. Dördüncü yetenek Sis yeteneği. Bu kişiler daima yanlarında bir sis bulutu şaşır. Tabii isterlerse bu bulutu görünmez kılabilirler. Sis bulutunu isterlerse savunma, yani kalkan olarak, isterlerse saldırı olarak kullanabilirler. Bu bulutun zehrini soluyan biri saliseler içerisinde ölür.” “Güzelmiş,” dedim hayranlıkla onu dinlemeye devam ederken. “Beşinci yeteneğe sahip olanlara Doğallar denir. Doğayla, bitkilerle, hayvanlarla, kısacası doğaya ait her şeyi kontrol etme gücüne sahipler. Bu onları çok güçlü kılar. Ancak doğa olaylarına karışamazlar. Çünkü o kısımla altıncı yeteneğe sahip olan Tabiatlar ilgilenir. Bu sebeple Tabiatlar ve Doğallar müttefiktir. Yedinci yetenek ise Siren. Sirenler yani deniz kızlarının sesleri çok güzeldir. Ancak bu yetenek çok tehlikelidir çünkü büyüleyici sesleriyle insanları manipüle edebilir veya attıkları en ufak çığlıkla etraflarındaki herkesi –hemen hemen beş kilometre içerisindeki alanda- kulaklarından kanlar akıtarak öldürebilirler. Öğretmenimiz Dalya bir Siren.” “Şaka yapıyorsun? Sanırım okul müdürü ona kızıl cadı demekte haklı,” diyerek güldüm. Dışarıdan ne kadar masum görünüyordu oysa. “Aynen öyle. Sekizinci yetenek teknoloji ile alakalı. Bu yetenek en sık rastlanan yetenek. Bu yeteneğe sahip olanlara Robot denir ama merak etme etten kemikten onlarda bizim gibi. Yalnızca teknoloji konusunda o kadar iyiler ki bu onlara robot lakabını veriyor. Saniyeler içerisinde teknolojik bir buluş veya icat gerçekleştirebilirler. Her ne kadar yetenekleri aşağılansa da onlar olmasaydı Non Exitus şu an çağdışı bir yer olurdu. Dokuzuncu yeteneğe sahip olanlara Dönüşümcü denir. İsimden de anladığın kadarıyla kılık değiştirebilirler. Gökyüzü Bekçileri onuncu yetenek oluyor. Onlar uzay ve gökyüzü ile ilgilenirler. Yıldızları da kontrol edebildiklerinden Non Exitus da oldukça saygı duyulan bir yetenektir bu.” “Ah şu insanların yıldız sevdası...” “On birinci yetenek de Ustalık. Hemen hemen istedikleri her konuda uzman olabilirler. Dakikalarını bile almaz. Aslında bu yetenek çok tehlikelidir çünkü başka insanların yeteneklerinde uzman olurlarsa bu onları yenilmez yapabilir. Ama bir Usta’nın bu noktaya ulaşabilmesi için çok çalışması gerekir. Yani oldukça zordur. Yanlış hatırlamıyorsam yetmiş yıldır öyle biri çıkmadı.” Acaba bu yıl çıkar mıydı? “Ve son olarak karmalar yani melezler. On ikinci ve son yetenek olan bu yetenek tüm yeteneklerin toplamıdır ve Non Exitus’un en tehlikeli, en güçlü yeteneğidir. Yaklaşık yüzde iki oranında karşılaşılma ihtimali vardır. Yanlış bilmiyorsam okul müdürümüz dışında bir asırdan beri hiç melez ortaya çıkmadı.” “Nasıl yani? Okul müdürümüz bir melez mi?” “Evet. İniquum gibi bir okulu onun sorumluluğuna vermelerinin sebebi bu. Çok güçlü olması.” “Vay canına...” Ne diyeceğimi bilemiyorum. Vallahi bu düzeni kurana hürmetler. “Ancak evreni her şeyden daha tehlikeli ve özel kılan bir kural var.” “Neymiş o?” diye sordum merakla. “Burada herkes yeteneği yüzünden ölür. Örneğin Robotlar teknoloji yüzünden, Sirenler denizler yüzünden...” “Nasıl yani?” “İmtihandan sonra deniz yıldızı herkese bir yetenek verir. Ve herkes bir yemin eder. Yeteneğimin ölüm sebebim olacağını bilerek yaşayacağım.” “Yani...” “Yani; burada herkes, yeteneğinin ölüm sebebi olacağını bilerek yaşar. Bu evrenin en büyük kuralı budur.” *** Nasılsınız? Yetenekler ve evrenin kuralları hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Melezlerden sonra en güçlü yetenek nedir? Sizce Ölüler Diyarının Kralı nasıl biri ve Karmenle bu anlaşmayı yaparken ne düşünüyor olabilir? Şimdilik kendinize iyi bakın. Yeni bölümü perşembe günü atmaya çalışacağım.💙🖤
|
0% |