@limonhanim
|
Gözlerimi açtığımda ışıktan dolayı tekrar gözlerimi kapatıp açtım. Gözlerim biraz ışığa alışınca fark ettim. Yanımda annem ve babam vardı. Annem benim gözlerimi açtığımı görünce hemen ayağa kalkıp yanıma geldi. ‘Oğlum, oğlum uyandı! Oğlum uyandı!’ diye sevinçle bağırdı. Ben daha nerede ve ne olduğunu anlayamadan annem bana sarılarak ağlamaya başladı. Kafam karışmıştı… Annem neden ağlıyordu? Ben neredeydim? Sonra bir hemşire geldi yanıma ve doktoru çağırdı. Bunun üzerine odama bir doktor girdi. ‘N-neredeyim b-ben?’ dedim zorla. ‘Şu an hastanedesiniz Karan Bey. 3 aydır komadasınız. Bugün günlerden 11 Haziran Salı. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?’ ‘H-her y-yerim-m ağrıy-yor!’ dedim ve gözlerimi acıyla yumdum. ‘Hastamız biraz daha kendine gelsin sonra bazı tetkikler yapmamız gerekiyor.’ Dedi doktor. Ve gitti. *** 3 Ay önce Sabah uyandığımda yine sıkıcı bir güne başlayacağımı fark ederek ayağa kalktım. Oflayarak banyoya girdim ve kendime baktım… Çok ruhsuz duruyordum. Ancak bunu kimseye belli etmek istemiyorum. Kimse benim bu halimi görmemeliydi. Ben Karan Efe Kandemir. 24 yaşındayım ve moda tasarımcısıyım. Bugün benim en önemli günüm çünkü bu benim en büyük defilem olacak. Hızlıca bir duş alıp kendime geldim. Sabahları genelde kahvaltı yapmazdım bu yüzden evimizin otoparkına indim ve arabama bindim. Yolu çok hızlı bir şekilde gittim. Defile için mankenleri kontrol etmem gerekti. Şirkete girip arabamı şirketin otoparkına park ettim. Sonra asansörle 8. Kata çıktım. Ben mankenlerin odasına giderken biri bana çarptı ve o kişi yere düştü. ‘Biraz daha dikkatli olun!’ dedi sinirle. ‘Asıl siz dikkatli olun!’ dedim aynı şekilde. ‘Karan Bey, siz misiniz?’ Neden beni sorduğunu anlayamamıştım: ‘Evet benim, neden sormuştunuz?’ ‘Benim bu defileye çıkmam lazım lütfen beni de model olarak alın kendimi kanıtlamama izin verin!’ dedi. Sonrasında fark ettim, bu kadın model seçiminde seçmelere son dakika geç kaldığı için katılamayan kadındı. ‘Üzgünüm ancak o gün geç kaldınız ve benim yapabileceğim hiçbir şey yok!’ ‘Lütfen kendimi kanıtlamama izin verin, lütfen. Benim paraya çok ihtiyacım var.’ ‘Peki bundan bana ne!’ dedim ve yoluma devam ettim. ‘Lütfen, lütfen bugün defileye katılıyım. Size ne kadar iyi olduğumu kanıtlarım. Paraya çok ihtiyacım var hem de…’ ‘Yeter daha fazla devam etme!’ dedim ve uzaklaşmaya başladım. ‘Umarım siz de bir gün kimseye muhtaç kalmazsınız!’ dedi bağırarak ve uzaklaştı… Sonrasında modelleri kontrol ettim ve hiçbir sıkıntı yoktu. İşim bittiğinde defile alanını kontrol etmek için otoparka ilerledim. Arabama bindim ve yola çıktım. Biraz zaman geçtikten sonra sevgilim Hazal aradı. Tam onun aramasını açarken yanlış yola giren tırı gördüm. Ancak çok hızlıydım. Bu yüzden arabayı sağa kırdım. Ancak tır da çok hızlı olduğu için geç kalmıştım. Tır bana çarptı ve arabam uçurumdan aşağıya savruldu. Son hatırladığım şey sadece suyun içerisinde kemerimi açmaya çalışıyor oluşumdu… *** Kendime geldikten sonra hemşire ve doktor tekrar yanıma geldiler. Annem ben uyandığımdan beri hiç elimi bırakmayıp bana sevgi dolu sözcükler söylemişti. Önce hemşire yatağımı dikleştirip kanımı aldı ve bana serum taktı. Daha sonra doktor bana bakıp: ‘Karan Bey parmaklarınızı oynatır mısınız?’ dedi. Ben de bunun üzerine yavaşça parmaklarımı oynattım. Bu bile benim için şu an çok zordu. Sonrasında bacaklarımdaki örtüyü kaldırdı ve eline bir iğne aldı. Elindeki iğneyle ne yaptığını anlayamamıştım. Bacağıma dokundum. Vücudumun bacaklarımdan, belime kadar bir uyuşukluk olduğunu fark ettim. Telaşla doktora baktım: ‘Ben, ben bacaklarımı hissetmiyorum. Hatta belime kadar hissetmiyorum!’ diye bağırdım. ‘Karan Bey maalesef yaşadığınız trafik kazası sonucunda omuriliğiniz koptu. Bu yüzden omuriliğiniz felç kaldı. ‘Peki tedavisi? Tedavisi var dimi?’ ‘Maalesef yok.’ Dedi ve doktor tetkiklerin bittiğini söyleyerek yanımızdan ayrıldı. Gözümden akan yaşlarla bağırmaya başladım. ‘Anne doktor yalan söylüyor dimi!’ diye bağırdım. ‘Maalesef oğlum, maalesef…’ dedi ve bana sarıldı. ‘Ben, ben böyle yaşayamam bir çözümü olmalı! Yoksa da yapılmalı!’ dedim. ‘Oğlum doktorlar elinden gelen her şeyi yaptı.’ Dedi babam. ‘Baba ben daha yeni mezun oldum. Bu şekilde her şey bitemez. Bitmemeli!’ Babamla konuşurken doktor odadan çıkmıştı. Sonra bir hemşire geldi yanında da bir tekerlekli sandalye getirdi. ‘Karan Bey doktorumuz tekerlekli sandalyeniz için ölçüm yapmamı söyledi ben onun için geldim.’ Dedi. ‘Doktora söyleyin ben o sandalyeye binmem, ayrıca ben tekerlekli sandalyeyi asla kullanmam!’ diye bağırdım. ‘Ama Karan Bey d- ‘ ‘Çık odadan çık! Herkes odadan çıksın!’ dedim. ‘Oğlum yapma böyle.’ ‘Anne ben ne yapmayayım yaa, ben neyi yapmayayım!’ Bacaklarıma vurdum. ‘Bak hiçbir şey hissetmiyorum, hatta belimi bile hissetmiyorum ben! Ben acınacak bir insan değilim ben ne o sandalyeye binerim ne de hayatımı bu şekilde geçiririm.’ ‘Oğlum y- ‘ ‘Anne çık!’ Herkes yavaşça odamdan çıktı. Odada kimse kalmayınca ağlamaya başladım. Bacaklarıma vurdum, belime yumruklar attım ama hiçbir şey hissetmedim. Uzun bir süre ağladım. Sürekli: ‘Ben böyle yaşayamam!’ dedim. En sonunda dayanamayıp kendimi kaldırmaya çalışırken bir an dengemi kaybettim ve yere düştüm. Anlık inlememle annem ve babam hemen içeri girdiler. Anlaşılan kapıdan beni dinliyorlardı. Babam hemşireleri çağırdı. Hemşirelerden biri beni kaldırmak için ikna etmeye çalışıp beni sakinleştirmeye çalışırken en sonunda hemşirelerden biri bana sakinleştirici yaptı ve sonrasında gözlerim yavaşça kapandı…
Selin’in gözünden Sabah alarmımın çalmasıyla birlikte uyandım ve tuvalete girdim. Hızlıca duşa alıp çıktım. Üstüme pantolon ve tişört giydikten sonra annemin yanına gittim. Bugün acilen iş bulmalıydım. Bu arada ben Selin 21 yaşındayım ve devlet üniversitelerinin birinde psikoloji okuyorum. Bu yıl benim 3. Yılım olduğundan dolayı artık yavaş yavaş hastalara bakmaya başladım. Ancak paraya çok ihtiyacım var. Aklıma modellik yapmak geldi ancak 3 ay önce sadece 1 dakika geç kalmış olamama rağmen beni modellik sınavına almamışlardı. Ben de anca annemi ikna edip defile günü defileyi yapacak olan kişinin yanına gittim ancak kabul etmedi, üstüne konuşmadan önce bana öyle bir çarptı ki yere düştüm. Bugün iş bulmaya çalışacağım. Psikoloji okuduğum için çalışmaya çok vaktim yok hatta bu yüzden 3 ay boyunca iş bakamadım bile ancak garsonluk yapabileceğimi düşündüm. Aynı zamanda bu yıl kaydımı dondurdum çünkü hiçbir şeye yetişemedim. Ancak hocalarım benim geri dönmemi ve hastalara bakarak kendimi geliştirmem gerektiğini söylüyor. Annem evlere temizliğe gidiyor ve ondan çok fazla para kazanmıyor. Anneme yardım etmek istiyorum, ki istemesem de çalışmak zorundayım. Ben de bizim yakınımızda olan bir kafede garson olarak çalışmayı düşündüm. Hem orada kütüphane bölümü de var aynı zamanda orada da çalışabilirdim. Annemi kocaman öptüm ve omleti hazırlamaya koyuldum. Ben omleti hazırlayınca yemek masasına geçip kahvaltımızı yapmaya başladık. Annem: ‘Yavrum, umarım alırsın işi.’ ‘Umarım anne, umarım…’ Sonrasında kocaman bir sessizlik oldu ve biz kahvaltımızı bitirdik. Normalde bulaşıkları ben yıkardım ancak bugün iş için gideceğimden dolayı bu işi anneme bıraktım. Çantama bir kitap attıktan sonra annemin yanına mutfağa gidip onu kocaman öptüm. Ve bana şans dilemesini söyledim. |
0% |