@linazkiz
|
Hastanenin bahçesinde oturmuş hastaneyi izliyordum. İçeri girmem gerekiyordu belki ama ayaklarım hareket edemiyor gibiydi. Sabah iş yerine gidip izin almıştım o arada da maaşımı halletmiştim. Cimri adamdan zorla almıştım resmen hakkımı. Annem 5 dakika önce geldiğine dair mesaj atmıştı. Artık girmemin vakti gelmişti. Benden önce DNA testi yapılan kişilerin sonuçları olumlu olmadığına göre büyük bir ihtimalle çocukları bendim. Ki annemin dün anlattıklarından sonra bu ihtimal daha da artıyordu. Elimdeki adımın yazdığı bebeklik künyesine son kez bakıp cebime koydum. Artık girmeliydim hastaneye. Banktan kalkıp hastaneye doğru ilerledim, içeri girince gözüm görevli birilerini aradı. Resepsiyon gibi bir yer görünce oraya ilerledim, danışma olmalıydı burası galiba. "Kolay gelsin. DNA testi için gelmiştim ben." Kadın bilgisayardan başını kaldırıp bana bakmıştı. "Mahperi Yılmaz, değil mi?" Adımı bilmesine şaşırsam da çaktırmadım. "Evet, benim." "6. Kata çıkıp sağ taraftan ilerleyin Doktor Burak Aksel'in odasını göreceksiniz, ismi yazıyor kapının yanında zaten. Orada bekliyorlar sizi. Asansörler de sol tarafta oradan çıkabilirsiniz yukarı kata." "Teşekkür ederim, kolay gelsin." "İyi günler." Dediği tarafa doğru ilerledim, asansörleri pek sevmezdim fakat 6 katı da yürüyerek çıkamazdım. Şansıma da asansör bu kattaydı. Benimle beraber bir kaç kişi daha bindi asansöre. Tam kapılar kapanırken biri koşarak içeri girdi, fazla hızlı girdiği için elindekiler sarsıldı ve sıcak olduğunu anladığım çay döküldü. Ve talihsizlik o ki asansör düğmelerine basmak için uzattığım sol elime dökülmüştü sıcak çay. Acıyla inleyip elimi çektim hemen. O sırada elime çayı döken adam da beni farketmiş bana dönmüştü. "Lan! Çok özür dilerim, farketmedim ben. Hızlı girince bir an tutamadım." Benden daha çok endişelenmişti resmen. Arkamızda bizi izleyen kişilere döndü. "Ya buz falan yok mu? Soğuk bir şeyler falan." İnsanlardan olumsuz yanıt gelince ben girdim araya. "Tamam önemli değil beyefendi, hallederim ben." "Bir yanık kremi bulalım veya hastanedeyiz zaten doktora gösterelim." Sıkıntılı bir nefes verdim, hiç uğraşasım yoktu. "Önemli değil beyefendi, lavaboda hallederim ben. Büyütmeye gerek yok." O sırada da hâlâ kata gelmedim mi diye kontrol ediyordum. Adam hafiften eğilip bana baktı. "Rica ediyorum, içim rahat etmez seni böyle bırakırsam." Bana eğilmesiyle kendimi geri çektim hafifçe, o sırada da asansör durmuştu zaten. "Beyefendi acelem var, lütfen. Önemli olmadığını söyledim, hallederim ben." Asansörden inip arkama daha fazla bakmadım. Uzatmaya gerek yoktu. Böyle minik yaralanmalara alışıktım zaten, kendi kendini büyütünce insan alışıyordu. Çünkü nazlanacak kimsen olmuyordu. Aşağıdaki kadının dediği gibi sağ taraftan ilerlemeye başladım. "Hey! Bak su toplar sonra elin." Aynı adamın sesini duyunca duraksadım. Arkamı dönüp ona baktım. "Beyefendi! Umrumda gibi duruyor mu? Hem niye takip ediyorsunuz siz beni ya?" Gerilmiştim en sonunda ve patlamıştım doğal olarak. "Takip etmiyorum seni. Ama en azından eline bir krem sürelim, abim doktor. Odası da ileride zaten. Rica ediyorum, lütfen." Bir krem sürmekten zarar gelmezdi diye düşünüyordum. Zaten hastanedeydik başıma bir şey gelmezdi herhalde. "Peki ama hızlı olmak zorundayım. Acele edelim bu yüzden." Yüzünde bir tebessüm belirdi ama hâlâ bana bakıyordu. Bir şey mi vardı acaba yüzümde? "E hadi!" "Ha, pardon. Gel bu tarafta abimin odası." Derin bir nefes verip onun peşinden ilerledim. Elinde de hâlâ tepsi vardı çocuğun, kime götürüyorsa artık. Yaşı da pek büyük durmuyordu, burada mı çalışıyordu acaba? Ama abim doktor dedi, belki hemşire veya abisi gibi doktordu. Önlüğü de yoktu ama. "Abimin odası biraz kalabalıktır şimdi, kremi alır çıkarım hemen." Sadece kafamı salladım fakat gördü mü görmedi mi bilmiyorum. "Hah geldik. Bekle beni, şunları bırakıp bir de krem alıp geliyorum." İfadesizce onu izliyordum, bitse de gitsek modundaydım tam şuan. Benden bir tepki göremeyince yine arkasını dönüp gitti. Girdiği odaya baktığımda Burak Yılmaz yazısını gördüm. Abisi bu doktor muydu? "Çayları getirdim ben, o gelmedi mi hâlâ?" Odaya doğru yaklaşıp içeri baktım. Boyu uzun olduğu için tam göremesem de annem olacak kadını gördüm. Çocuğun gelmeyen diye bahsettiği kişi bendim galiba. |
0% |