Sabah 6'da çalan saatle gözümü açtım, bugün bir şirkete mülakata gidecektim.

Hızlıca yataktan kalktım banyoda işlerimi halledip hazırlanmaya başladım .

Klasik iş kıyafetlerini özenle giyip saçımı ve makyajımı yapıp mutfağa gittim, kısaca bir şeyler atıştırıp evden çıktım.

Gideceğim şirket evime biraz uzaktı İstanbul trafiğini hesaba katarak erken çıkmıştım , 40 dakikalık bir yolum vardı.

Neyseki metro şirkete yakındı o yüzden çok zaman kaybım olmayacak. Sonunda istediğim durağa geldim hemen inip şirkete doğru yürümeye başladım, yolda benim gibi bir sürü insan vardı.

Şirkete girdiğimde etrafa bir göz gezdirdim çok güzeldi içerisi buraya bayılmıştım. Heyecanlı ve stresli bir şekilde mülakatın olacağı kata gittim , benim gibi bir sürü kişi vardı hepsi çok iyi hazırlanmış görünüyordu.

Yavaştan içeriye almaya başladılar , her içerden çıkan yüzü asık oluyordu biraz korkmaya başladım. Ve sonunda sıra bana gelmişti , adımı seslenen kadının yönlendirmesiyle içeri geçtim.

Mülakatta ilk soruyu halkla ilişkiler müdürü sormuştu ve sırayla bütün müdürler sorularını sordular en sonunda bana haber edeceklerini söyleyerek gönderdiler.

Sorular zorlayıcı olmasına rağmen iyi iş çıkardığımı düşünüyorum. Herkese başarılar dileyerek lobiye inmek için asansöre ilerledim tam o sırada üzerime koşarak bir çocuk gelmeye başladı.

Annecim diye bağırarak kucağıma atladı o an şoktan ne yapacağımı bilemeden öylece kala kaldım. Çocuğun kucagimdan inerek annecim demesiyle kendime geldim , hemen eğilerek "anneni mi kaybettin ?" Diye bir soru yonelttim çocuğa hemen ağlamaya başlayarak "sen benim annemsin ya " demeye başladı , ben çocuğu sakinleştirmeye çalışırken 3 adam bize doğru geliyordu. İçlerinden biri " ne yaptığını sanıyorsun sen , hemen çek elini oğlumun üstünden " diye çıkıştı bana , " oğlunuzu sadece sakinleştirmeye çalışıyordum." dedim telaşla, çocuk babasına dönerek "baba bak annem gelmiş " herkes şok vaziyette çocuğa bakıyordu. "Mert hadi sen Çağrı abinle odama gidin bende gelecem hemen" diyerek adı Çağrı olan adamı gösterdi eliyle , Adını yeni öğrendiğim çocuk tekrardan ağlayarak annemde gelsin demeye başladı karşıdaki adam iyice sinirlenmiş olmalı ki burnundan soluyordu , Çağrıya merti götürmesini söyleyerek onları göndermişti, bana doğru dönüp önümde durdu " ne dedin de sana anne demeye başladı?" resmen mertin anne diye sayıklamasinin suçunu bana atıyordu " Ben bir şey demedim asansöre doğru giderken birden üstüme koştu anne diyerek ağlamaya başladı inanmıyorsanız kameralara bakın şahitlerde var ." dedim sinirle, adam affalamis bir şekilde baktı yüzüme " adın ne senin ?" Böyle isim mi sorulur öküzdü resmen " Lale Aydın " dedim yüzüme garip bir şekilde bakarak kafa salladı ve arkasını dönüp gitti arkasından saydırarak bende şirketten çıkmak için asansöre gittim bir an önce eve gidip olanları düşünüp en yakın arkadaşım melise anlatmam lazımdı, bu olayı sindirmem biraz üzüm sürecek gibi görünüyordu.

Bir saatin ardından sonunda eve varmıştim hızlıca kısa bir duşa girip üstüme rahat bir şeyler giydim , sabah doğru düzgün bir şeyler yemeğim için kendime yemek söyledim , Yemek yerken olanları düşünüyordum mert annesine çok benzetmiş olmalı beni annesini oldukça merak ettim açıkçası, adını bilmediğim öküz babası da baya boyluydu ela gözleri vardı mertte aynı babasına çekmiş olmalı gözleri aynı babası gibiydi , yemeğimi bitirdikten sonra etrafı topladım ve yorgunluktan kendimi yatağa atarak uyumaya çalıştım düşünmeyi yarın melisle buluşmamıza bıraktım ve derin uykuya daldım.

Çalan telefonla gözlerimi açtım arayan melisten başkası değildi hemen açtım telefonu " kızım niye açmıyorsun telefonu kaçtır arıyorum" açar açmaz bağırışıyla karşılaşmak pek güzel olmadı tabii " yorgunluktan uyumuşum noldu niye aradın bu kadar " dedim " e bugün mülakata gittin ya hani canım arkadaşım anlatmayacak misin nasil geçtiğini? " her şeyi yarın konuşuruz diye düşündüğüm için hiç haber vermemistim melise " yarın buluşacaz ya o zaman anlatirim şimdi kapatıyorum izninle böldüğün güzellik uykuma devam edecem. " biraz sinirlenmis olacak ki biraz saydırdı bana en sonunda " iyi tamam be yarın görüşürüz hadii byyy " diyerek kapattı bende saatte bakarak uyumaya devam ettim. Gözlerimi açtığımda hava kararmıştı gerçekten fazla uyumuş olmalıyım, saate baktığımda 8 e geldiğini gördüm biraz yatakta oyalandiktan sonra salona gittim evde tek yaşıyordum ailem izmirdeydi ben ise İstanbul'a okumaya gelmiş sonrasında iş için kalmıştım.

Televizyonda bir şeyler izleyip biraz da mutfakta oyalandiktan sonra saat gece 3 gibi geri uyumaya gittim melisle çok konuşulacak konu vardı dinç olmalıydım. Sabah kapının çalmasıyla uyandım iki gündür sürekli uykumun bölünmesinenden oldukça bıkmıştım, kapının bir kaç kez daha çalışmasından sonra yataktan kalkıp kapıya bakmaya gittim kapıyı açtığımda bu güzel uykumu bölebilecek tek kişi vardı tahmin edersiniz ki MELIS ," günaydınnn uykucu dayanamayıp erkenden geldim bir sürü yiyecek şeyler aldım hadi git yüzünü yıka gel , çok açım" Sabah sabah bu enerji nerden geliyordu bu kiza hiç bir zaman anlamamışımdır ama ne kadar soylensem de seviyordum bu hallerini , banyoda işlerimi halledip mutfağa gittim melis çokta sofrayı kurmuştu bile "ee hadi anlat bakalım nasıl geçti mulakatin " heyecanla sormaya başladı melis " başta herkes yüzü asık çıkıyor diye telaslanmistim ama iyi geçti gibi " dedim pogacadan bir ısırık alarak " aferin benim kızıma bee " diye çığırdı hemen " ama çok değişik şeyler yaşandı sonrasında " dedim melis hemen meraklı ve sorar gözlerle benim konuşmamı bekledi her şeyi en başından tane tane anlattım " yok artık adam harbi öküzmüş ve mert üzümlü kekim annesini özlemiş olmalı " dedi sanki onun hikayesini biliyormuş gibi .

Akşama kadar sohbet ettik olmadık her şeyi konuştuktan sonra melisi uğurlayarak eve gönderdim, etrafı topladıktan sonra odama gitti ve yatağa uzandım yarın olacaklardan habersiz uykuya daldım.