Yeni Üyelik
4.
Bölüm
@liva_iste

Deniz odadan çıktıktan sonra tuvalet ihtiyacımı giderdim ve aşağı indim.

 

Yemek odasının yerini bilmediğim için hizmetli bir ablanın yanına gittim.

 

"Şey yemek odası nerede acaba?"

 

"Burdaki koridorun sonunda."

 

"Teşekkür ederim"

 

Dedim ve koridora yöneldim. Koridor boyu yürüdüm ve büyük kapıyı araladım. İçeri girdim ve kapıyı arkamdan kapattım.

 

Polat ve Deniz'in arasına, Uraz'ın karşısına oturdum.

 

Mustafa Bey, afiyet olsun diyince biz de yemeğe başladık. Birkaç lokma aldım. Sevince yemeye devam ettim.

 

"Kızım, bana kimliğini verir misin? Soyadını değiştirelim"

 

"Tamam Mustafa Bey, yemekten sonra veririm"

 

Duyduğum için herkese afiyet olsun deyip kalktım. Asansörün önünde durdum ve gelmesini beklemeye başladım. Gelince içine bindim ve dördüncü katın düğmesine bastım.

 

Odama girdim ve çalışma masamın başına oturdum. Rastgele bir kağıt alıp birşeyler çizmeye başladım.

 

Jungkook'un resmini çizmiştim. Of aşığım bu adama. Çok güzel olmuştu. Kalemlerimi toplarken kapım çaldı "Gel" komutunu verip kalemlerimi toplamaya devam ettim. Bu gelen Polat'dı

 

"Dalya babam seni aşağıya çağırıyor. Konuşucakmış. Vay bunu sen mi çizdin."

 

"Evet"

 

"Çok güzel olmuş. Ben iniyorum sen de gel"

 

Başımı salladım. Bir tane bant alıp resmi duvarıma yapıştırdım. Masamdan kalktım, kimliğimi yanıma alıp aşağı indim.

 

Herkes salonda oturuyordu. Yekta'nın yanına, koltuğun köşesine oturdum.

 

Mustafa Beye kimliğimi uzattım.

 

"Alın, istemiştiniz"

 

Mustafa Bey kimlik kartını aldı ve cebinden bir kart çıkardı.

 

"Al kızım. Bu benim kartım, içinde 50 bin limit var. İstediğin kadar harca"

 

"Ama bu çok fazla alamam"

 

"Sen benim kızımsın, senin için bütün servetimi bile harcarım"

 

Biraz ısınmamış değildim Mustafa Beye. Kartı yavaşça aldım ve teşekkür ettim. Uraz araya atladı -_-

 

"Baba tanımadığın birine kredi kartını nasıl verdin"

 

"O benim kızım senin de kardeşin Uraz"

 

"Biyolojik olarak kardeşim de olsa tanımıyoruz onu, belki Dünya gibi birisi çıkacak?"

 

"Uraz!"

 

Uraz göz devirip arkasına yaslandı. Ona dönüp:

 

"Bak Dünya sana ne yaptı bilmiyorum, açıkçası umrumda da değil. Ama beni tanımadan yargılaman acayip saçma. Biraz düşünebilirsin ya da tanımaya çalışabilirsin mesela, bu kadar önyargı biraz fazla sanki ha?"

 

Daha sonra Mustafa Beye ve Yıldız Hanım'a dönüp

 

"Ben odamda olacağım"

 

Dedim ve salondan çıktım. Yatağıma uzandım ve biraz sosyal medyada takılmaya başladım.

 

                                   🩰

 

Saate baktığımda 22.07'ydi. Kalktım ve üstüme geniş bir kot pantolon ve üstüne dar bir krop giyindim. Beyaz kulaklığımı boynuma astım ve tırabzanlardan kayarak aşağı indim. Herkes bana bakıyordu. Tamam biraz utanmış olabilirim. Yıldız Hanıma dönüp şöyle dedim.

 

"Ben biraz dışarı çıkacağım."

 

"İstersen şoför seni istediğin yere bıraksın"

 

"Sağolun ben biraz yürüyeceğim"

 

"Tamam dikkatli ol"

 

Kapıya gittim ve biraz kirlenmiş beyaz spor ayakkabılarımı giyindim. Kulaklığı kafama takıp müzik açtım ve sahile doğru yürümeye başladım.

 

                                   🩰

 

Gecenin soğuğu yüzüme çarparken arkadaki müzik sesi denizin sesiyle birleşince çok güzel oluyordu.

 

Dışarı çıkalı yaklaşık 1-1 buçuk saat olmuştu. Huzurlu huzurlu yürüyordum.

 

Denize doğru döndüm ve derin bir nefes aldım.

 

Karnım ağrımaya başlamıştı. Soğuktandı muhtemelen. Kollarımı açıkta kalan karnıma sardım. Nefes almam zorlaşmıştı. Derin nefes almaya çalışıyordum ama daha kötü oluyordum. Bunla birlikte kalbim sıkışmaya başlamıştı.

 

Ne kadar nefes alsam kalbimin ağrısı artıyordu. Bir an önce eve gitmem lazımdı. Zar zor birkaç adım attım ve yürümeye devam ettim. Telefonumu açtım ve Yıldız Hanımı aradım.

 

"G-gelip beni alır mısınız?"

 

Sesim hırıltılı çıkmıştı.

 

"Tamam kızım neredesin?"

 

"Sahil"

 

Zar zor konuşuyordum konuştukça kalbim daha da ağrıyordu.

 

"Tamam geliyoruz"

 

Telefonu kapattım ve beklemeye başladım.

 

Görüşüm bulanıklaşmıştı. Neredeyse hiçbirşey göremiyordum. Nefeslerim hızlanmıştı. Ayaklarım titriyordu. Öne doğru minik bir adım attım. Bu adımı atmamla yere yığılmam bir oldu. Gözüm kararıyordu. Gözüm tamamen karardığında bilincim de kapanmıştı.

 

Polat'dan:

 

Hep beraber salonda oturup film izliyorduk. Dalya dışarıya çıkalı yaklaşık iki saat oluyordu. Annemin telefonunun çalmasıyla herkesin kafası oraya döndü.

 

Annem telefonu açıp kulağına götürdü.

 

"Efendim kızım"

 

"Tamam kızım neredesin?"

 

"Tamam geliyoruz"

 

Deniz konuştu:

 

"Dalya mıydı anne?"

 

"Evet oğlum"

 

"Ne olmuş"

 

"Onu almamızı istiyor"

 

Uraz konuştu:

 

"Bizi şoför mü sanıyor"

 

Onu umursamayıp anneme döndüm.

 

"Ben de gelicem"

 

Dedim.

 

"Yekta oğlum sen de gel"

 

Dedi babam. Yekta oflayıp başını salladı. Arabayı hazırlattık ve çıktık. Dalya'nın dediği sahile gittik. Arabadan indik ve etrafa bakındık.

 

Az ileride yerde bir siluet görmemle o tarafa ilerledim. Diğerleri arkamdan geliyordu.

 

Siluetin yanına geldiğimde bunun Dalya olduğunu farkettim. Ve gözlerimi aralayıp hızla kucağıma aldım. Diğerleri be farketti ve kulağımdaki Dalya'ya baktılar. Hemen arabaya ilerledim ve Dalya'yı kucağıma yatırdım.

 

"Ne olmuş oğlum"

 

Dedi babam telaşlı bir sesle. Bilmiyorum anlamında başımı salladım.

 

"Hemen hastaneye gidelim"

 

Dedim. Babam başını salladı ve arabayı sürmeye başladı. Hastanenin yakınlarına geldiğimizde annem evdekileri aradı.

 

"Oğlum hastaneye gelin"

 

Dedi ve telefonu kapattı. Sonunda hastaneye ulaşmıştık. Dalya'yı acil servise aldılar.

 

                                  🩰

 

Dalya'yı normal odaya almadan önce kan tahlili ve göğüs röntgenini almışlardı. Kan tahlilinin sonuçlarını bekliyorduk. Diğerleri de gelmişti. Biraz sonra odaya doktor girdi.

 

"Hastanın röntgenini ve kan tahlili sonuçlarını inceledik. Hasta Miyokardit (kalp kası iltihabı). Ancak röntgende gördüğümüz iltihap olması gerekenden fazla. Size bir ilaç yazacağım bunu düzenli kullanması gerek."

 

Doktor bir kağıda birşeyler yazdı ve bize uzattı. Doktor geçmiş olsun dileyip odadan çıktı. Dalya'yı inceledim. Teni oldukça solgun duruyordu.

 

Derin bir nefes aldım ve saate baktım. Saat 23.28'di. Yarım saattir Dalya'nın uyanmasını bekliyorduk. Uraz, Deniz, Demir ve Rüzgar telefona bakıyordu. Ben, Yekta, annem ve babam ise boş boş oturup Dalya'yı izliyorduk.

 

Az sonra Dalya'nın gözlerini yavaşça aralamasıyla annem ve babamla birlikte aynı anda ayağa kalktım.

 

Nasıldı bebişlerim. Oy verin lütfen.

 

Dalya?

 

Polat?

 

Uraz?

 

Demir?

 

Rüzgar?

 

Yekta?

 

Deniz?

 

Dünya?

 

Yıldız?

 

Mustafa?

 

!Hayalet Okuyucu Olma!

Loading...
0%