Yeni Üyelik
16.
Bölüm
@liva_iste

SELAMM OKULDAN YENİ ÇIKTIM O YÜZDEN GECİKTİ. PY ATMAYI ONUTMAYIN LÜTFEN.

 

⚠️DİKKAT HİKAYEYİ OKURKEN KALP KRİZİ GEÇİRMEYİN⚠️

 

"Dalya!"

 

Geri çekildim ve kimin seslendiğine baktım. Bize doğru koşuşturan ve elindeki telefonu sallayan Mehmet'i gördüm. Soluk soluğa yanımıza geldi.

 

"Dalya, bak Ateş seni kullanıyor. Amacı seni öldürmek."

"Ne diyorsun sen ya?!"

"Ciddiyim ben dinle şunu"

 

Elindeki telefondan bir ses kaydını başlattı. Ses kaydında Ateş konuşuyordu.

 

SES KAYDI:

 

"Evet abi sevgili olduk bir haftaya işi biter. Evet abi. Evet herşeyi planladık. Tamam baybay"

 

SES KAYDI BİTTİ

 

Burada açıkça beni öldürmeye çalıştığını anlatıyordu. Ne olmuştu da birden? Ben ona ne yapmıştım? Bu gerçekten doğru muydu yoksa yalnızca komik olmayan bir eşek şakası mı? Aklımda birşeylerş birleştirip anlamlaştırmaya çalışıyordum ancak sanki IQ'm düşmüş gibi konuşamıyordum bile. Kendime gelmek için birkaç kez gözlerimi kırpıltırdım ve Ateş'e döndüm ve yüzüne Sinirle bakmaya başladım.

 

"Doğru mu bu? Ateş?"

"Hayır değil asla! Bunu kendi yapmadığı ne malum?"

"Ateş yapay zekanın yapamayacağı kadar uzaktan geliyor sesin ve arkadan adım sesi ve iç çekme sesi de geliyor bunları yapay zekayla yapmak İMKANSIZ"

 

Arkamı döndüm ve Sinirle yürümeye başladım.

 

"EVET DOĞRU NE YAPACAKSIN HA?!"

 

Yavaşça arkamı döndüm. Ardından Ateş'e doğru ilerlemeye başladım. Yanına geldiğimde gözümden bir damla yaş düşmüştü. Göz yaşımı elimin tersiyle sildim.

 

"Bu kadar kolay mıydı"

"Evet"

"Bunun r nedeni var mı peki?"

"Yok"

"Nasıl yani? En azından bir nedenin olsa tamamım ama sebepsiz yere kendine bir hedef belirleyip sevgili olduktan sonra öldürmek?! Seni psikopat sadist OR*SPU ÇOCUĞU"

 

Yanağına bana göre sert olan bir tokat attım ve arkamı dönüp ağlayarak oradan uzaklaştım.

Gözlerimden düşen birkaç damlayı ellerimle savurdum. Arkamda biri kolumu tuttu ve beni döndürdü. Bunun Mehmet olduğunu gördüm.

 

"Ne var"

"Dalya konuşabilir miyiz?"

"Tamam"

"Dalya ben senden hoşlanıyorum"

"Ben hoşlanmıyorum ama"

 

Dönüp gitmeye devam ettim. Aklımda dönüp duran sorular vardı. Bir anda nasıl böyle olmuştu? Neden öyle davranıştı? Bu kadar mıydı? Nasıl ondan birden hoşlanmıştım? Ya peşimi bırakmazsa? Ya vazgeçmeyip beni öldürürse? Mehmet nasıl öğrenmişti? Neden başından beri beni uyarmaya çalışıyordu? Bu işin içinde parmağı var mıydı?

Ahh büyük ihtimalle bir daha kimseden hoşlanamayacağım (hıhı tabi)

Sahil boyunca yürüdüm. Hem burdan gitmek istiyordum hemde eve gitmek istemiyordum. Kendimi boşluktayım gibi hissediyordum. Olduğum yerde çöktüm ve ağlamaya başladım.

 

🩰

 

Orada ne kadar durduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ağlamaktan acıyan gözlerimi oluşturdum ardından telefonumu cebimden çıkarttığım telefonumun ekranından saate baktım. Yaklaşık iki saat olmuştu. Üst üste gelen bildirimlere baktım.

 

Polat Abim kişisinden 37 cevapsız çağrı

Polat Abim kişisinden 56 mesaj

Annem kişisinden 19 cevapsız çağrı

Annem kişisinden 34 cevapsız mesaj

Uraz kişisinden 168 cevapsız çağrı

Uraz kişisinden 577 mesaj

 

Vay anam babam be. En çok arayan da Uraz olmuş. Tabi ben Still With You dinlediğim için duymamıştım. Telefonun kamerasından kendime baktım. Gözlerim gerçekten kan çanağına dönmüştü. Büyük ihtimalle yarına kadar geçmezdi. Üstelik baya şişmişti. Yüzümü buruşturarak ayağa kalktım. Saatlerce ağladığım için başım da çok ağrıyordu. Bir anda yanıma kadar hızla gelip duran siyah jipe baktım. Tanıdık bir araba değildi. Bana gelmemiştir. Diyerek. Arkamı döndüm.

 

"Dalya?"

 

Bu sesi tanımıyordum. Arkamı döndüğümde jipten inen oldukça yakışıklı bir adam gördüm. Siyah bir pantolonun üzerine siyah bir gömlek giymiş ve göğüs kaslarının görüneceği bir şekilde birkaç düğmesini açmış, siyah gözleri ve koyu kahve dalgalı saçları onu daha da kolayca hayran olunabilecek kılıyordu.

 

"Sen Dalya'sın değil mi?"

"İsmimi nereden biliyorsunuz ve kimsiniz?"

"Dalya ben senin en büyük abinim. İsmim Alaz"

"Ne yani? Benim en büyük Abim Uraz"

"Değil. Benimle gel"

"Sana nasıl güveneceğim?"

 

Telefonumu elime aldım ve Polat abimi aradım. Ancak elimden telefonun çekilmesiyle bu başarısız oldu.

"Aklından bile geçirme"

"Neden?"

"Onlar benim öldüğümü sanıyor"

"Ne! Ne diyorsun sen be. İMDAT!!"

"Sussana ben kızım!"

 

Beni kucağına aldı ve arabanın arka koltuğuna oturttu.

"Manyak, bıraksana beni!"

Kapıyı kapattı ve ön koltuğa geçti. Kapıyı açmaya çalıştım ancak kilitliydi.

"Hey! Ne yapmaya çalışıyorsun sen? Eve gitmem gerek"

"Güvenliğin için Dalya. O Ateş denilen çocuk tahmin ettiğinden daha tehlikeli"

"Beni çok düşünseydin şu anda ece gitmeme izin verirdin. Ayrıca hâlâ abim olduğuna inanmıyorum!"

 

Arabayı çalıştırdı ve sahilden çıktı. Ben ne kadar söylensem de sanki hiç duymuyormuş gibi davranıyordu.

"Uyumalısın, yolumuz uzun"

 

Kafamı cama dayadım. Artık pes etmiştim çünkü ne kadar bağırsam çağırsam bırakmayacağını anlamıştım. Ayrıca ne kadar kaçmaya çalışsam beni sadece serçe parmağıyla bile durdurabilirdi. Adam benim iki katımdı!

 

Gözlerim çok ağrıyordu ve artık dayanılarak gibi değildi. Çok yorulmuştum. Gözlerimi kapatmam ile uykuya dalmam bir oldu.

 

Helloo. Okuldan geldiğimde uyuduğum için bölümün devamını yazamadım o yüzden biraz gecikti. Umarım beğenmişsinizdir. Oy atmayı unutmuyoruz değil miiii

 

 

 

 

 

Loading...
0%