Yeni Üyelik
24.
Bölüm
@liva_iste

İleride duran araba sesiyle başımı kaldırdım ve arabadan inen silüetlere baktım.

 

"Abi mi?"

 

işte şimdi sıçtık

 

Yanıma yaklaşan gölgelere bakmamak için başımı yere eğdim ve gözlerim dolu bir şekilde Alaz abimi izlemeye başladım.

 

"Bunların hepsini sen vurmadın değil mi Dalya?"

 

Tepki vermedim. Sadece abimi kurtarmam gerekiyordu.

 

"Onu bunu boş verin yardım edin bana"

 

Demir ve Uraz olduğunu düşündüğüm iki kişi geldi ve Alaz'ı aralarına alıp arabalarına doğru götürdü. Ben de arkalarından gittim. Alaz'ı arka koltuğa koydular. Ben de yanına oturup kucağıma yatırdım.

 

"Hastaneye gidiyoruz"

"HASTANE OLMAZ"

"Niye-"

"Sorgulama hastane olmaz. Polat doktor değil miydi?"

"Evet"

"Tamam o zaman"

 

Eve doğru ilerlemeye başladık. Gerçi artık ev, ev mi bilmiyordum.

Sonunda gelmiştik. Diğerleri Alaz'ı arabadan indiriyordu. Ben de arkalarından eve girdim.

Alaz'ı salondaki koltuğa yatırdılar. Hemen ardından Polat koşarak depoya gitti. Birkaç dakika sonra elinde birkaç şeyle geldi.

Hemen Alaz'ın yanına gitti ve tişörtünü makasla kesti. Ardından elindeki cımbıza benzeyen şeyle yaraların içindeki kurşunları çıkardı. Sonra pamukla yaraların etrafındaki kanları temizledi. Son olarak yaraları sardı. Ben bunları izlerken stres ve korkudan ayaklarım titriyordu.

İşi bitmişti sanırım. Polat eşyaları aldı ve salondan çıktı. Birkaç dakika sonra diğerleri de dahil herkes buradaydı. Herkes bana ve Alaz'a bir değişik bakıyordu. Az sonra inleme sesleriyle uyanan Alaz şaşkın şaşkın etrafına bakındı. Hemen Alaz'ın yattığı koltuğa koştum.

 

"İyi misin?"

"İyiyim. Burası senin evin mi?"

 

Başımı sallamakla yetindim. Az sonra Uraz küçümseyici bir bakışla bana ve Alaz'a baktı.

 

"Abi diyordun dimi?"

"Şey-"

"Evet abisiyim"

"Aynı zamanda buradaki herkesin de abisisin"

 

Alaz iç çekti. Diğerleri kaşları çatık bir şekilde olanları idrak etmeye çalışıyordu.

 

"Abimiz mi?

"Evet Deniz"

"Ne?"

"Anlatmama izin verecek misiniz?"

 

Herkes aynı anda başını salladı. Alaz derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.

 

"Ben Alaz, en büyük abinizdim."

"Alaz mı? İyi de yıllar önce ölmedi mi?"

"Evden kaçmıştım. Beni bulmayın diye kendimi ölürmüş gibi gösterdim."

"Niye böyle birşey yaptın"

"Annem ve babam bana yeteri kadar sevgi göstermiyordu küçük kardeşlerimle daha fazla ilgileniyordu. Bir gün bu durumdan çok sıkıldığım için kaçtım"

 

Nasıl yani diye geçirdim içimden. Annem ve babam Alaz'a ilgi göstermiyor muydu?

 

"Buna nasıl inanmamızı bekliyorsun? Ya o'ymuşsun gibi davranıyorsan!"

"İster inan ister inanma Rüzgar inandırmaya da çalışmıyorum zaten"

 

Yüzünde eminsizlikle bana döndü Polat

 

"Dalya o gerçekten Alaz mi?"

"Gerçekten o olup olmadığını bilemem ama o olduğunu düşünüyorum"

 

Uraz şakaklarını ovuşturuyordu; Deniz, Alaz'a donmuş gibi bakıyordu ve diğerleri de Uraz'ı izliyordu.

 

Ben nasıl bir cehenneme düştüm böyle

 

Ben derin düşünceler içinde düşünürken birden gelen göğüs ağrısı ve nefes darlığıyla ağzımdan sessiz bir çığlık çıktı.

Tam bitti derken yine başlamıştı. Yine ve yine... Bu lanet hastalık peşimi bırakmayacaktı. Etrafımdakiler hala fatk etmemişti. Avucumun içiyle kalbimi ovuşturarak derin nefesler almaya çalıştım. Konuşmaya çalıştım ama sesim yok denecek kadar az çıkıyordu.

 

"Ya-yardım"

 

Dayanıcak gibi değildi. Durduk yere olmuştu. Bana öldürdüğüm bir düzine insanın cezasını mı veriyordu tanrı? (linçlemeyin ben de müslümanım Allah da tanrıdır ve böyle dememizin bir sakıncası yoktur. Ben sadece herkesin Müslüman olmayabileceğini düşünerek böyle yazdım)

Yardım çığlığını duyan Deniz koşarak yanıma geldi.

 

"Dalya! Polat abi yardım et!"

"İlaçlarını getirin çabuk"

 

Kim olduğunu anlayamadığım biri hızla yukarı çıktı. Görüşüm yavaş yavaş bulanıklaşıyordu. Birisi ekinde ilaçlarımla koşarak salona girdi. İlacı uzatan Yekta'dan ilacı alarak hızla ağzıma attım ve su içmeden yuttum.

 

"Alaz'ın anlamsız bakışları, diğerlerinin ilacı aldığımda oluşan rahatlamış yüzleriyle tezat oluşturuyordu.

 

"Bu neydi şimdi?"

 

Diye soran Alaz ve hala doğrudan bana bakan şaşkın bakışlarını üstümden çekmeden.

 

"Dalya'nın bir kalp hastalığı var ama geçici. Uzun süre ilaç almayınca bir yerde patladı işte"

"Anladım..."

"Dalya sen yat istersen"

 

Dedi Demir. İlk defa Demir'i böyle iyi davranırken görüyordum normalde odundan farkı yoktu. Başımı salladım ve Deniz'in yardımıyla eski odama çıktım.

Deniz beni odama bırakıp gittikten sonra yavaşça yatağa uzandım. Burayı gerçekten özlediğimi şimdi fark ediyordum. Gözlerimi kapattım ve kendimi çok da rahat olmayan bir uykuya bıraktım.

 

Selamm. Gerçekten artık her bölümde birşeyler olduğunu farkettim dedim Liva bu ne az yavaş karakterlerin içinden geçtin sklsndldksksn

 

 

Loading...
0%