Yeni Üyelik
7.
Bölüm

cruel night

@liweta

"Aşkın."

Derin bir nefes aldım ve arkada bizi bekleyen çocuklara dönüp "Siz gidip arabayı getirin. Ben onu uyandırıp getireceğim." dedim.

Hepsi beni onayladı ve onlar giderken Aşkın'a döndüm. Yanakları sırılsıklamdı. Yine çok içmiş ve kendini tutamamış gibi görünüyordu. Tabii bunda biraz benim de etkim vardı.

Elimi yanağına yasladım ve gözyaşlarını silip tekrar "Aşkın." diye seslendim. Gözleri usulca aralanırken önce bomboş ardıma baktı sonra başını bana çevirip "Mira..." diye mırıldandı.

Sesi çok yorgun çıkıyordu ve ruhumda deprem misali bir sarsıntı yaşamış gibi oldum.

"Hadi kalk. Tutun bana, gidelim."

Başını olumsuzca salladı ve elini beni şaşırtarak belime çıkardı. Parmakları bel boşluğumda yer aldığında beni sıkıca tutup kendine çekmiş ve kucağına oturmamı sağlamıştı.

Şaşkınlıkla gözlerim irice açılmış sertçe yutkunup "Ne yapıyorsun?" diye sormuştum.

Tepki vermedi ve boştaki elini yanağıma çıkartıp baş parmağıyla yanağımı okşadı.

"Ne kadar güzelsin..."

Şaşkınlığım azalırken başımı eğip bedenlerimiz arasında kalan boşluğa baktım. Ediz sözde bu kadar içmesine izin vermeyecekti.

"Değilim." Belimdeki elini tutup usulca indirdim ve kucağından kalkıp elini tuttuktan sonra kendime doğru çektim.

"Hadi kalk. Gidiyoruz."

Mızmızlanırcasına mırıldandı ve tuttuğum elini sıkıp elimi avucunun içine esir aldı. Sarhoş olduğunda ne kadar açık sözlü ve bir o kadar unutkan olduğunu bilse acaba bir daha içer miydi merak ediyordum.

"Gitmek istemiyorum. Yine ayrı kalacağız Mira."

Derin bir nefes daha aldım.

"Hayır kalmayacağız, Ediz'in evine geçeceğiz."

Gözlerini açtı ve bana bakıp sinirle "O piçin evine gitmek isteyen kim?" diye sordu. Gülümsedim. Az önce mutluluğumu önemsediği için etrafımdakileri umursamadığını söyleyen adam şimdi kıskançlık yapıyordu.

"Hadi ama. Kalk."

Biraz daha sert çektim onu. Ama yerinden kalkmıyordu.

"Beni evime bırakın. Ben o adamla öpüştüğünü ya da temasta bulunduğunu görmek istemiyorum."

Bir anda ayağa kalktığında yerimde sendelemiş ama onun kolumdan tutmasıyla düşmeden ayakta durmuştum. Ona tutundum ve yüzlerimizin arasında santimler varken "Biz öyle şeyler yapmıyoruz ama unuttun mu?" diye sordum.

Gözleri dudaklarıma indi. Konuşmak için çabaladığını belli edercesine nefes verdi ve "Unutmadım. Peki sen... tenine değen tek erkek olmak istediğimi unuttun mu?" diye sordu.

İki yana başımı salladım. Unutamazdım. Ona böylesine aşık ama bir o kadar da uzakken bunu asla unutamazdım.

"O zaman, neden beni görmüyorsun?"

Sesi titrediğinde gözlerinin dolduğunu görmüş ve ondan ayrılmak için geri çekilmeye çalışmıştım. Ama kolunu sıkıca belime sarıp bedenlerimizin arasındaki mesafeyi kapattı. Ellerimi omuzlarına koyup başımı öne eğdim.

"Yapma Aşkın... gitmeliyiz hadi."

Sesini çıkarmadı ve çenemi tutup kaldırdı. Ona bakmaya zorlarken beni, ben ise titrediğimi hissediyordum. Bunu yapamazdık. Eğer beni öperse hayal gördüğünü sanacak ve daha çok üzülecekti.

"Neden, sevgilin onu beklettiğimiz için kızıyor mu?"

Ediz benim sevgilim değildi. Birbirimizi çıkarlarımız için kullanan iki arkadaştık sadece. Aramızda aşk olmaz, olamazdı. Ben Aşkın'ı onu kullanarak uzak tutuyordum, o da eski kız arkadaşını beni kullanarak kendinden uzaklaştırmak istiyordu. Aramızda ne sevgi sözcüğü, ne temas, ne de başka bir şey vardı.

"Saçmalama."

Çenemi biraz sıktığında sinirlendiğini anlamıştım. Canımı yakmıyordu. O asla canımı yakmazdı ama şu an sinirini gizleyemiyordu. Ne kadar hakim olmaya çalışsa da.

Bana biraz daha eğildiğinde başımı yana eğdim ve "Hayır, yapma!" diye bağırıp onu ittim. Dengesini kaybedip koltuğa düştüğünde oflayarak dikleşti ve "İyi." diye mırıldandı.

Derin bir nefes aldım ve elimi ona uzattım. "Kalk Aşkın. Gidiyoruz."

Elimi tuttu ve ayağa kalkıp peşimden geldi. Barın çıkışına geldiğimizde kolundan tutmak için ona dönmüştüm ama o hızlı bir hamleyle beni duvara yaslayıp kollarını belime sarmıştı.

"Aşkın, dur-"

Dudaklarımız beklemediğim bir anda buluştuğunda irice açılan gözlerimi usulca kapattım ve bu anı bir süre yaşamayı kabul ettim. Onu itmek ve dudaklarından mahrum kalmak istemiyordum. Belimdeki kolları sıkılaştı ve bedenlerimizin arasındaki boşluk yok oldu. Ellerimi omuzlarına çıkarttım ve öpücüklerimiz derinleşirken kendimi kontrol etmeye çalıştım. Ama o bunun tam aksini yapıyordu. Ellerini bacaklarıma indirdi ve beni kucağına alıp sıkıca tuttu. Düşmemek için kollarımı boynuna sardım ve devam etmesine izin verdim. Çünkü en az onun kadar bende istiyordum...

Ellerimi göğüslerine indirip narin dokunuşlarla okşadım ve daha fazla istediğimi belirtircesine kendimi ona bastırdım. Ama tam o esnada kulağıma Gökdeniz'in sesi gelmiş ve korkuyla uzaklaşıp Aşkın'a "Çabuk indir beni." demiştim.

Dediğimi ikiletmeden beni indirdi ve ben onun önünden geçip koluna girdikten sonra kapıya ilerledim. Sessizce beni takip etmeye devam ettiğinde ve biz kapıdan çıktığımızda Gökdeniz ve Ediz merdivenlerin başında belirmişti.

Yanıma geldiler. Bu esnada Gökdeniz "Sen arkamızdan gel biz indiririz onu." demişti. İkisi de ben geriye çekildikten sonra Aşkın'ın koluna girdi ve onunla sohbet etmeye çalışarak merdivenlere götürdüler.

Gerilmiştim... Bende sarhoştum ve eğer bir anlık boşluğuma gelseydi -ki az kalsın geliyordu- ikimiz de fena yakalanırdık. Çünkü Gökdeniz'de Aşkın gibi Ediz'le anlaşmalı olduğumuzu ve Aşkın'ı sevdiğimi bilmiyordu. Dudaklarımı ısırdım ve saçlarımı geriye yatırıp derin bir nefes aldım.

Bu hislerim bir gün beni öldürecekti...

***

 

Aşkın, aşkını içinde tut çocuğum.

Loading...
0%