@llayanaissmoking
|
***
Çocuklardan kaçarak hızlıca iki kefir parasını ödeyip koşar adımlarla çıktım marketten. Herifin üstüne kefir dökmüştüm resmen. Rezillik diz boyuna ulaşırken utançtan kaçabildiğim kadar kaçmıştım. Okula girerken herkesin gözleri üstümdeydi, Erkek Lisesine giren bir kız oldukça dikkat çekici olmalıydı onlar için. Aralarında fısıldaşıyor bazıları utanmadan dik dik bakıyordu. Onlara aldırmadan okul binasına girip müdürün odasını aramaya başladım. Merdivenlerde bir kız görünce resmen gözlerim parladı.
Üstümü düzeltip tatlı bir gülümsemeyle kıza yaklaştım. "Merhaba," Sesimi cana yakın çıkarmıştım. Belki arkadaş oluruz. "Müdür odası nerede acaba?" diye devam ettim.
Kız şaşkınlıkla bana baktı. "Yeni misin sen?" Kafası karışmış gibiydi. Okulda kız görmek onu da şaşırtmıştı.
Başımı hafifçe salladım. "Evet ve müdürün odasını bulmam lazım. Bana yardım eder misin?" Ardından elimi uzattım ona. "Ben Ege."
Gülümseyip elimi sıktı. "Bende Yeşim." dedi. "Gel seni götüreyim." Elimi hiç bırakmadan merdivenleri çıkmaya başladı. "Burası bir erkek lisesi biliyorsun değil mi?" Sesi merak doluydu.
Güldüm. "Biliyorum ama çok uzun kalmayacağım zaten." Bir kaç aya zaten yine taşınırız sonuçta.
Bir şey demedi, bende demedim. Müdür odasına geldiğimizde elimi bıraktı. "Burası, ben kapıda bekleyeyim. Seni sınıfına da götürürüm." dedi bana dönerken.
Minnettar bir şekilde gülümsedim. "Çok teşekkürler." Müdürün kapısını tıklatıp beklemeye başladım.
İçeriden gelen "Gir." sesiyle kapıyı nazikçe açıp girdim.
Müdür başını kaldırıp bana baktığında gülümsedi. "Gel kızım." Eliyle gösterdiği sandalyeye oturdum. "Ege'ydi değil mi?" Nasıl hatırlıyor bu beni ya?
Şaşkın şekilde baktım. "Beni nasıl hatırladınız hocam?" Dilimi tutup, sormaktan kendimi alamadım.
Babacan gülüşüyle başını sallayıp bilgisayarına baktı. "Eee, okulda kızlar az olunca bizde tabi hatırlıyoruz."
Haklı adam. "Haklısınız hocam."
Bir kaç şey yapıp yazıcıdan kağıtlar çıkarınca ellerim kucağımda bekledim.
"Yavrum, sınıfın 12-I. Bir sorunun, sıkıntın olursa öğretmenlerin yerine bana gel." Kağıtları alıp uzattı. "Birisi seni rahatsız ederse hemen beni bul. Derslerine güzelce çalış, uslu uslu öğretmenlerini dinle." Baba bu sen misin? Baba ne işin var burda? Baba!
Kağıtları alırken hanım hanımcık kız gülümsememi yerleştirdim yüzüme. "Tamam hocam, çok teşekkürler."
Eliyle kapıyı gösterdi. "hadi git sınıf arkadaşlarınla kaynaş ders başlamadan." Kovdu mu bu beni? Evet kovdu.
Yerimden kalkıp kapıya ilerledim. "İyi günler hocam." Dışarı çıkıp kapıyı kapattığımda Yeşim duvara yaşlanmış bekliyordu. Ona döndüm. "12-I'dayım." dedim hemen.
Yeşim dudak büzdü. "Tüh ya, aynı sınıfta değiliz. Ben de 12-B'deyim." dedi ve tekrar elimi tutup yürümeye başladı. "Artık okulda beş kız oldu. İki tanesi benimle aynı sınıfta, bir tanesi sözelde yani 12-H, diğeri de seninle aynı sınıfta."
En azından sınıfımda kız var. Oley! Gülümsedim. "Öyle mi? Sevindim, en azından sınıftaki tek kız olmayacağım."
Bana göz ucuyla bakıp güldü. "Merak etme, okuldakiler serseridir ama bir kadına izinsiz dokunmazlar. Yani çoğu." Acaba bu azı kim? Beni sınıfın kapısına getirdiğinde elimi bırakıp kapıyı açtı. Yüzüme çarpan erkek parfümlerinin karışıklığı midemi bulandırdı. Cam, kapı yok mu ya sizin evinizde, hayvanlar. İçeri girip baş ve işaret parmağını ağzına götürüp ıslık çaldı. Herkesin dikkati Yeşim'e kaydığında kaşlarını çatıp sert bir ifadeyle onlara baktı. "Bana bakın lan!"
İçeri girip Yeşim'in yanında durdum. Yeşim hemen beni işaret etti. "Bu kızı rahatsız ederseniz hadım ederim lan sizi!" Bir anda prenses kızdan vikinglere döndü kız.
İçlerinden bir tane gözlüklünün gözleri parladı. "Bizim sınıfta mı hatun?" dedi hevesle.
Yeşim tehditkar şekilde parmağını uzattı ona. "Sikerim seni Arda! Taşkınlık yapma piç." Aa, ağzı bozuldu kızın.
Sınıfa elinde köfte ekmekle giren kızı gördüğümde gözlerim parladı ve gülümsedim. Yeşim sınıftakilere ayar çekerken kız ekmeğini yiyerek yanıma geldi. "Yeni misin sen?" dedi sessizce. Yok eskiyim.
Başımı hafifçe salladım. "Evet, yeni geldim. Bu sınıftayım, adım Ege."
Yanaklarında tatlı bir tombişlik vardı. Gülümsediği için daha belli oluyordu. "Bende Bade." dedi. "Yanıma oturmak ister misin?" İstemez miyim aşkım!
Hevesle gülümsedim. "Ay, süper olur." dedim tatlı tatlı.
Eliyle cam kenarındaki bir sırayı işaret etti. Sondan ikinci sıraydı. "Orda oturuyorum."
Başımı sallayıp erkekleri pazarlamayı bitiren Yeşim'e döndüm. "Teşekkürler Yeşim." dedim gülümseyerek.
Yeşim bana dönüp göz kırptı. "Her zaman tatlım. Eğer seni rahatsız ederlerse söyle hadım ederim hepsini!" İkinci cümleyi öfkeyle söylemişti. O kadar da gerek yok ya.
Başımı salladım. "Tamam."
Bade'ye bakıp göz kırptı. "Ders başlamadan ben kaçayım, size iyi dersler." dedi ve el salladı.
Bende el salladım. "Sana da." Yeşim gidince Bade'yi takip edip onun yanına oturdum. Bir anda etrafımı erkekler sarmıştı. Hayatınızda hiç mi kadın görmediniz yuh ama ya.
Arda denen gözlüklü çocuk kalabalığın üstüne atlayıp elini uzattı. "Ben Arda." Yüzünde büyük bir sırıtış vardı.
Nazikçe onun elini sıktım. "Memnun oldum, bende Ege."
Başka bir çocuk, sarı saçlı açık kahverengi gözlü Arda'yı itip elini uzattı. "Bende Yavuz!"
Onun da elini sıktım. "Memnun oldum Yavuz." dedim kısık bir sesle.
Elini geri çekince bileğini tutup elini kaldırdı. "Elimi tuttu! Elimi bir daha yıkamayacağım." Bağırdığında komik geldi. Hayatında hiç kız eli tutmadılar mı bunlar.
Diğerleri bağıraşarak kendini tanıttıklarında yüzümü buruşturdum. Neyse ki imdadıma içeri giren öğretmen yetişti. Kaşlarını çatarak baktı hepsine. "Geçin lan yerlerinize itler!" dedi gürleyerek. Maşallah, sesleri çok gür bu okuldakilerin.
İstemeyerek, homurdanarak herkes yerlerine oturduğunda rahat bir nefes aldım. Bade sanki bu duruma alışık gibi sessizce kalemiyle oynuyordu. Ona baktığımı fark edince güldü. "Zamanla alışırsın." Başka bir şey demeden önüne döndüğünde başımı salladım sessizce. Sanırım bu gürültü ve ilgi normal.
Öğretmenin gözleri bana kayınca yumuşakça gülümsedi. "Kendini tanıtır mısın kızım?"
Ayağa kalktım. "Ben Ege Yıldırım. İzmir Amerikan Lisesinden geliyorum." dedim, başka bir şeye gerek yoktu sanırım.
Öğretmen başını eğip önündeki kağıda baktı ve tekrar bana döndü. "Nerelisin Egeciğim?"
Ellerimi pantolonuma sürttüm. "Sivas hocam."
Gülümsedi. "Tamam yavrum, otur."
Hemen yerime oturduğumda öğretmen öksürüp derse başladı. Sıkıcı geçen derste bir kaç kişinin adını daha öğrenmiştim.
Yeşil gözlü, asker kesim siyah saçlı bir çocuk vardı ismi Yiğitmiş.
Uzun açık kumral saçlı, koyu kahve gözlü başka bir çocuk da Mert'miş.
Esmer, yanları kazılı mullet kesim saçlı çocuk vardı birde. Bora'ymış onun adı da.
Ders tarih olduğu için oldukça ilgimi çekmişti. Büyük bir dikkatle öğretmeni dinleyerek notlarımı aldım. Bade oldukça tatlı bir kızdı ve defterini çok güzel tutuyordu. Hatta bana defterini verebileceğini böylece öğretmenin sınav yapacağı notları kendi defterime yazabileceğimi söylemişti. Teşekkür ederek defterini almayı kabul etmiştim.
İlk ders sona erdiğinde son şeyleri yazıp defterimi kapattım. Bade de telefonuyla uğraşıyordu. Sınıftaki erkekler de kendi arasında kağıt oynuyordu. İskambil getirmişlerdi ki normalde yasak. Bir arama olsa patlayacaklar ama hala oynuyorlar. Cesaretlerine hayran kalmıştım, eski okullarında hiç kimse kurallara aykırı bir şey yapmazdı hatta düşünmezdi bile. Çok sıkıcı geçerdi günlerim oralarda ama burda eğleneceğime inanıyorum.
Erkekleri izlerken gözlerim mavi gözlerle çarpıştı. İlgiyle beni izleyen gözleri bir saniye üstümden ayrılmıyordu. Siyah saçları anlına dökülüyordu ve oldukça havalı duruyordu. Gözlerimi ondan çekip kapıya çevirdim, Yeşim iki kızla gülüşerek içeri giriyordu. Yanımıza gelip boş olan ön sıraya bize doğru dönerek oturdular. Yeşim hemen sarışın kızı gösterdi. "Ege'ciğim, bu Sera." Diğer yanındaki kızıl saçlı kızı gösterdi sonra. "Bu da Gül." Gülümseyerek kıza bakıp bana döndü.
Hafifçe gülümsedi. "Memnun oldum bende Ege." dedim sevecen bir tavırla.
Gül ellerini çırpıp gülümsedi. "Ay ne güzel oldu da geldin! Erkekler çok fazla olduğu için sıkılıyorduk." dedi ve elini salladı.
Hafifçe güldüm. "Bende geldiğime sevindim. Eğlenceli duruyor sınıf." Göz ucuyla sınıfa baktım hala kart oynuyorlar.
Sera gülüp saçlarını arkasına itti. "İki güne sıkılırsın emin ol." Niye sıkılayım ki?
Bade, Gül'e onaylamaz şekilde baktı. "Niye öyle diyorsun ki? Her gün bir vukuat, bir olay var. Sıkılmaz bence." Ardından omuz silkti.
Bence de sıkılmam.
Arkama iyice yaslandığım sırada bir gürültü koptu ve cama başımı çevirdiğim an bir sıranın uçarak aşağı düştüğünü gördüm. Gözlerim şokla aralanırken sınıftakiler birden koşarak çıktı. Kızlar da ayakladığında bende ayaklandım. Sanki anlaşmış gibi aynı anda hızla yürüdüler bende onları takip ettim. Üst katımızdaki sınıfın önüne geldiğimizde tezahürat yapan erkeklerin arasından sıyrılarak içeri girdim. Siyah saçlı, esmer bir çocuk vardı ayakta. Bir grup onu tutmaya çalışırken o sanki etkilenmemiş gibi sarışın, yerde oturan, gözü kanlanmış birisinin üstüne yürüyordu.
Gül hemen beni geri çekmeye çalıştı. "Gel, Ege gitme oraya."
Esmer çocuğun siması oldukça tanıdıktı ancak sırtı dönük olduğu için kim olduğunu çıkaramamıştım. Gül beni çekiştirerek uzaklaştırdığında çocuğun kim olduğunu gördüm göz ucuyla. Emre'ydi bu, eski sevgilim.
Dudaklarımda şaşkınlıkla aralanırken hala beni çekiştiren Gül'e ayak uydurdum. Şokumu atlatmamamıştım, onun burda ne işi vardı ki? İzmir'den buraya mı taşınmıştı? Ne zaman? Sorular beynimde dönerken bayılacak gibi hissettim. Hala onu unutamamışken karşıma çıkmasıyla resmen dumura uğradım. Şimdiden bu okula gelmemiş olmayı diledim.
Belki gelmeseydim hiç onunla karşılaşmazdım. Gül'ün elini sıkarak son kez arkama baktım. Emre sınıftan çıkmış, kalabalığın arasından kurtularak bana bakıyordu. Düz bakışlarından ne düşündüğünü anlamak zordu, sadece bakıyordu. Öğretmenler kalabalığı dağıtmaya çalışırken o sadece durmuş bana bakıyordu. Ne yapacağımı bilemeyerek önüme döndüm.
Midem ağzıma gelmişti ve ben sadece ondan uzaklaşmak istiyordum şu an. Adımlarımı hızlandırıp önüme döndüm. Ona tekrar bakmamak için çabalarken kızlar beni tuvalete soktu. Stresle dudağımı ısırıp sert adımlar attım tuvalette. "Emre niye sana bakıyordu?" diyen Yeşim ile ona döndüm.
Adımlarımı durdurarak ofladım. "Emre benim eski sevgilim." Dudaklarımdan fırlayan sözlerle kızlar şok oldu, tıpkı az önce benim olduğum gibi.
"NE?!" Bağırmalarıyla irkilerek kulaklarıma ellerimi bastırdım. Çok gürültülüler. ***
|
0% |