Gözlerimi bir anda açtım. Kan ter içnde kalmıştım. Fakat kış mevsiminde olduğumuz için sıcaktan terlemem mümkün değildi. Bir anda kötü bir kabus gördüğümü hatırladım.

Kabusumda evleniyordum. Bir mafyayla... AMA BEN HALA ÜNİVERSİTEYE GİDİYORDUM!

Yatağımdan kalktım. Terden arınmak ve tazelenmek için duşa girdim. Duştan çıkınca cilt bakımı yaptım. Bu gün üç dersim vardı. Dolabımı açtım. Mavi ve beyaz çizgili trenç bir pantolon aldım. Üzerine ise düz beyaz tam boy kolsuz bir crop aldım. Çantamı zaten akşam hazırlamıştım. İlkokul çocuğu gibi...

Makyajımı yaptım. Abartılı makyajları sevmezdim. Bu yüzden sade bir makyaj yaptım. Doğaldım, güzeldim taş gibiydim.

Aşağı inince annemi karşımda buldum.

"Kızım kahvaltıya kalsana."

Saatime baktım. 09.00 dersime az kalmıştı!

"Ne yazık ki. Dersimin başlamasına az kalmış."

Arabama geçtim. Siyah bir Range Rover'dı. Yolda durup ice latte aldım. Kampüse geldiğimde hızlıca arabayı park ettim. Dersin olduğu sınıfa vardım. En sevdiğim derslerden birisi bu dersti. Ders başlayınca imzamı attım.

................................................................................................................................................................................. Son dersten çıkmıştım. Arabama doğru ilerledim. Yolda kahve aldım, bu günkü 2. Kahvemdi. Müzik eşliğinde eve gittim. Bahçe çok kalabalıktı. Bir sürü lüks araba vardı. Annemin arkadaş buluşmala- rından biri vardı sanırım.

Eve girdim. Evde çok fazla insan vardı. Ama aralarından sadece birisi dikkatimi çekmişti. Siyah giyimli bir adam ve koyu kahve rengi gözleri...

Sanırım ilk görüşte aşık olmuştum...

................................................................................................................................................................................. Aşağıdakilerle tanışıp yukarı çıktım. Evet onunla Erenle'de tanışmıştım. İsmi Eren'di. Yatağımda ödevlerimi yapıyordum ve susamıştım. Aşağı inip su içmek istiyordum. Odamın kapısını açtım. Merdivenlere yönelip aşağıya indim. Salondan geçerken ona baktım, oda bana bakıyordu.

Su alıp yukarı çıkacaktım ki kapıda o vardı. Bem beyaz kesildim.

"Selam."

"Se-selam."

"Kekeme olduğunu bilmiyordum."

"Ah, pardon!"

"Sorun değil Ceren."

"Dışarısı neden bu kadar kalabalık?"

"Çünkü akşam görücü usulü bir nişan var."

"Kimin?"

"Seninle benim..."