ılgaz kimdir? (ılgaz 19 yaşında 26 kasım doğumluyu 1.67 boylarında kömür gibi siyah saçları kum saati gibi bir fiziği olan aynı zamanda bembeyaz bir teni ailenin tek kız çocuğu çoğu zaman ne istese elde eden biridir )
selam ben ılgaz yani ılgaz artun en basitinden bir hayatım var klasik bir şekilde çoğunuza benzer bir yaşantım var annem selma artun babam haktan artun henüz 19 yaşındayım pek arkadaş canlısı biri değilim yada ben öyle sanıyorum bilemedim neyse ya hayalim aslında hukuk okumaktı ama nasip değilmiş şuan ne okuyacagıma hala karar veremedim o yüzden anadolu lisesi okuyorum evet bugün sabah okula gidicektim ama ucundan uyuya kalmışım müzik dinlemeyi çok sevdiğimi söyledim mi? sanırım söylemedim artık söyledim sayın ben kaçar yoksa anne terliğini birazdan kafama yiyecem görüşürüz günlük
günlüğümün ilk sayfasını doldurmuştum ki annemin sesimi duydum annem, "hemen aşağı in yemeğini ye uykucu kız seni" o bana uykucu mu dedi kahka attım geliyorummm diyip koşarak mutfağa gittim babam ortalıkta yoktu anneme dönüp " babam nerde ?" diye sordum ki arkamdan gelen babamın sesini duydum "beni bu kadar özlediğini belli etme ufaklık" diyince göz devirdim "bana ne zaman ufaklık demeyi bırakıcaksın"diye sordum ama babam cevap vermeyince sofraya oturdum yemek yemeye başladım sofrada herkes sus pus duruyordu nedenini anlamadığım bir sessizlik vardı "ne oldu size?" diye sorduğum da annemle babam bir birine baktı iç çekerek babam bana doğru döndü "bişey yok sadece bugün iş yerinde imzalanması gereken bir sürü evrak var o yüzden modum düşük"diye cevap verdi pek tatmin olmadım ama tamam diyip geçiştirmek zorundaydım bişi sakladıkları belliydi ama kurcalamayacaktım yakında çıkardı kokusu yemek yedim elimi yıkayıp dişlerimi fırçalamaya başladım odama gittim ne kulaklığımı takip müziklerimin arasında dolanmaya başladım ve sonunda hangisini dinlemek istediğime karar verdim müslüm gürses affet... şarkısını açtım
Eğer seni kırdıysam
Darıl bana
Ama bir gün beni ararsan
Bak ruhuna
Birden gecem tutarsaGüneşi çevir bana
Sevgilim bağışla
Biraz zor olsa da
Affet beni akşamüstü
Gölgem uzarken
Öğleden sonra affet
Ne zaman istersen
Affet beni gece vakti
Ay doğmuş süzülürken
Sabaha kalmadan affet
Tam ayrılık derken
Çünkü sen çölüme yağmur oldun
Sen geceme gündüz oldun
Sen canıma yoldaş oldun
Sen kışıma yorgan oldun
müzik bittiğinde kulaklığı bağlantıdan çıktım ses bombasına bağlandım masama oturdum masamın üstündeki aynada kendime bakmaya başladım göz altım mosmor olmus bir şekildeydi kirpiklerim imdat diye bağırıyordu resmen bakım yapmam gerekiyor orası kesin masanın sağ altaki çekmecesini açtım soyulabilir siyah nokta maskesi ile başladım hemen ardından yıkana bilir kil maskesi , kağıt maske ve son olarak morarıklar ve pürüssüz cil için olan bir kremi sürdüm aşağı inip elimi yüzümü tekrar yıkadıktan sonra odama geri çıktım siyah bi bol eşofman giydim üstümede dizlerimden 5 parmak yukarısına gelen bir kontrast denım gri sweatshirt giydim anneme "ben yürüyüşe çıkıyorum" diyip evden çıktım garajdan motoru alıp üstüne atladım motorun yanındaki her dairenin kendine ait dolanbın dan ceketimi ,kaskımı, dizliklerimi, kolluklarımı giyip motoru çalıştırdım motor daha soğuk olduğu için önce yavaş yavaş gittim 10 dk sonrası artık hızlanmaya başlamıştım kulağımda çalan şarkı ile daha da gaza geliyor ve daha çok basıyordum arabaların arasından sürat ile geçerek yürüyüş alanına gidiyodum sol tarafımdaki karşı yolun şeridinde polislerin çevirme yaptığını gördüm etrafa bakındım kim var kim yok diye yeni taktırdığım egzozu denemek birazcık aksiyona karışmak istedim aragaz vererek polislerin dikkatini çektim bu çok hoşuma gitti ilerleyip oradan uzaklaştım ardından deniz kenarına motoru park ettim yürüyüşe başladım..
İçimde nedenini bilmediğim bir dert vardı yük gibi ama çözemiyorum neden üstümde koskoca bir dert var hatta daha doğru ifade etmem gerekirse kötü bir his gibiydi bir banka geldim oturdum ceketimi, kolluklarımı, dizlikliklerimi çıkardım ceketimi katlayıp çantaya koydum ve koşmaya başladım yavaş yavaş koşarken müziğimi açtım ve en sonunda kendimi kaybedip hızlanmaya başlamıştım şarkının sözlerini sessiz sessiz söylemeye başladım fısıldıyor gibi söylüyordum eğer çok sevdiğim birinden benim için bişi yapmasını isteyecek olursam kesinlikle bana kendi en çok beğendiği şarkıyı söylemesini isterdim aynı şuanda gibi deniz kıyısında koşarken bu şehirden ne kadar sıkıldığımı fark ettim ama aslında sıkılmamın nedeni şehir değildi,şehirin içindekileri neden mi çünkü o kadar sahte insanlar çarkı artık kime inanacağımıza şaşırdım şahsen kendi adıma konuşmam gerekirse ilk işim en iyi yaşanma standartları neredeyse oraya taşınmak olurdu hatta kız kulesi gibi denizin ortasına kule yerine Bi ev mi yapsam orda kimse beni bulamaz kimse beni duyamaz bende rahatıma kavuşurdum annemi babamı alırdım yanıma başka kimseye ihtiyacım yok nede olsa bu zamana kadar onlarla ayakta durmuştum şimdide onlar benimle birlikte ayakta dursun değilmi
İnsan sahipsiz kalır ya
Anlar o zaman
Hep sendin
Hep özeldin
Nefes almak zor
Üstüm başım altüst olmuşum
Verilen candan hesap sormuşum..
Diyor ya şarkıda işte tamda öyle hayatım boyunca hep sizler oldunuz şimdi kaybettirdiğiniz değeri geri kazanmak için başarmalıyım bu zalim hayata tutunmayı artık düşünmeyi bırakmıştım çünkü öyle olması gerekiyordu yavaşladı denize doğru baktım yaklaştım denizin kıyısındaki 10 15 santimlik bir duvarın üstüne çıktım derin bir nefes çektim
Beğendiğim ve sevdiğim bir şarkı açtım olmaz diyenlere inat yapıcam evet yapıcam
Müzik listesinde seçtiklerim;
-tutun sen bana
-olmazlara inat
-Bizden olsun isterdim
-ama bizden olmadı
-ağlama ben anlarım
-derinlerde
Önce bu şarkılarla başlamak istedim aşağı inip şarkıları mırıldanarak söylemeye başladım arkasından hiç koymadığı kadar koşmaya başladım... (Saat 19.05)
Saatime baktım 19.05 yazıyordu yavaş yavaş sonra hızlı hızlı koşmaya başladım motoru koyduğum yöne doğru motora bindim kaskımı taktım giyindim ekipmanların ve bindiğim gibi yavaştan hızlıca eve doğru gazlamaya başladım..
İlahi bakış açısı
Ilgaz,eve geçer annesinin yanağına bir öpücük kondurup "ben aç değilim siz yiyin" dedikten sonra üst kata çıkar devini arar yarın ki ders programını atmasını rica edip telefonu kapatır devinden gelen bildirime tıklar ve ders programını hazırlamak için kalkar,programı hazırladıkları sonra yatağa geri girer yorganı üstüne çeker Bluetoothlu kulaklığını açar telefona bağlayıp müzik dinlemeye başlar ve uykuya dalar..
Sabah saat 06.45
Ilgaz'dan
Sabah uyandım alarmın sesiyle sol elimle yan komidindeki saate vurdum susması için bu ses beni sinir ediyordu hemen uyanamadım tabiki uykuma düşkün biriydim ben ama maalesef kalkmam gerekiyordu ayağa kalktım çünkü okula gitmeye mecburdum son bir defa çok sevdiğim birinden ayrılır gibi yatağıma bakıp uzaklaştım banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım kendime gelmem lazımdı sonra aynaya bakarak dişlerimi fircalamaya başladım ve bunlar uyanmama yardımcı olmayınca duşa girmeye kadar verdim 15 dka sonra duştan çıkıp odama tekrar geçtim saçımı kuruladım bakımı yaptım ve kıyafet dolabının önüne gittim her ne kadar üşensemde kıyafetleri çıkarıp ütüledim ve giyinmeye başladım altıma krem rengindeki kot şort olan okul eteğimi giydim içime gömlek giyip üstüme ten rengi süveterimi çektim ne kadar istemesemde maalesef ayaklarımı zorlayarak aynanın önündeki sandalyeye gidip oturdum okulda makyaj yapmak yasak olduğu için Yüzüme cc krem sürdüm hemen ardından ise göz altıma ve yüzümün bir kaç yerine kapatıcı sürüp fırça ile yaydırdım parlaklığının belli olmaması için pudra uyguladım aynanın etrafındaki ışıklar yüzümdeki hafif bir makyajın belli olup olmadığını anlamam için çok azdı bende odanı ışığını yaktım ve suratıma baktım neredeyse çok belli olmuyordu bunu dert edeceklerini sanmıyorum gözüme şeffaf bir maskara çektim ve kirpik kıvırcısı ile kirpiklerimi kıvırdım hemen ardından hazırdım kuruttuktan sonra önüme gelmesin diye topuz yaptığım saçlarımı hiç açmadan kaskı kafama geçirdim ekipmanların giydim oohh mis motorun anahtarını ayakkabalıktan aldım ve motoru çalıştırdım saat 7.29du
Dersim 8.45de başladım ve okula 7.57 de varmışım
Off ne yapacaktım şimdi ben yarım saat boyunca telefonu çıkarıp devin'i aradım
Çalıyor..
Devin:efendimmmm
Ilgaz:neredesin
Devin: kantindeyim birseyler alacam gel sende
Ilgaz: bir an gel demeyeceksin diye korktum hemen geliyorum kurt gibi açım
Devin:sen ne zaman toksunki zaten gel başımın belası gel
Diyerek kapattı
Ne yani şimdi bu benim suratıma mi kapattı koşmaya başladım kantine gittim devini gördüm
Devin,"Ilgaz koş bak istediğin soslu makarna bitmek üzere" dediğinde beni can damarımdan vurdu sıra falan dinlemeden arka kapıya gittim devinin sırada olduğunu hatırlayıp geri döndüm kolundan tuttum ve devinle birlikte kantinin arkasına girdik "hande abla makarnamı istiyorum vallahi biterse senin rahat bırakmam ondan tencereler yerine kazanlar İle yapmak zorunda kalırsın ve küserim" dediğimde hande ablanın off diye bagırısını duydun ve derin bir kapta bana makarna getirdi elime meyve suyunu tutuşturdu hemen ardından Devin,"ee benim cıtır tavuklu hamburger ile kolam nerde ayıp ama hande abla" diyince hande abla bir küfür savurdu ben ise kahka atmakla yetindim çünkü elime kaşık almış çoktan makarnaya gömülmüştüm devinde istediklerini aldıktan sonra kart geçerek parasını ödedik ve boş bir koltuk bulup oturduk yemeği yedik ve uyumaya başladık 10 dakika kadar falan uyuduk sanırım çünkü zilin sesini duydum ve uyandım koşarak sınıfa çıktık orta sırada sondan 3cü sırada otururduk ve oturduk ilk dersler boştu bugün bu bizim gülümsememizi sağlamıştı devinin montu dev gibiydi benim montumu yastık onun kini işte örtü yaparak uyumuştuk uyandığımızda teneffüs dü ama son teneffüs evet bugün sanırım fazla uyumuştuk yada hocalar gelmemişti defneye dönüp "dersler mi boştu"dedim "evet bugün hocalar izinliymiş İngilizce hocasıda herkesi uyurken görünce kıyamamış ve uyandırmamış dersi boş geçirmiş sonuç olarak" ve biz yeni uyanmıştık devinden uyandırdıktan hemen sonra çantayı alıp çıktım ardındanda Devin geldi "off otobüse binmek zor geliyooo" diyince güldüm "seni bugün benim bırakmamı istermisin hem eğlenmiş oluruz uykumuz açılır"dememle "ee yedek kask ver" demesi bir oldu bu kadar çabuk kabul edeceğini düşünmemiştim "al bunu ikiside aynı zaten" dediğimde kaskı takmaya çalıştı ama yapamadı çünkü saçının karışmasından korktu her halinden belliydi "eğer topuz yapıp kaskı takarsan karışmaz saçın" dedim ve saçını toplamaya başladı bağladı kaskını taktı ve okuldan ikimizde ben zor bir kızım vibe veriyorduk trafikte ışıklarda durduk ve yanımızda bir motor daha vardı vizörünü açtı ve "selam yarışa varmısınızz" dedi oha be çocuk yürüyen beyfendimen şuna bak gözleri bildiğin laciverti anımsatıyordu, arkama döndüm ve devin'e "gaza yüklenirsem yani sürat yaparsam korkar mısın?" Diye sordum Devin ise "sorman ayıp bunları yemezsen seni döverim" diyince kahka attım çocuğa dönerek "kabul 3. Kornaya kalkarız" dedim o ise başını onayalarcasına sallamakla yetişmişti ve sonrasında gelen korna sesleri 1...2...3... bassssss
50,90,130,150,167,199,267,288,299 süratimin artışını hissederek beni sıkıca sıktı ve sarıldı korktu ama yenilmemi istemiyordu bi 3 dakika sonra tahmini bir yerde durduk ve çocukları beklemeye başladılar 10 saniye sonra çocuklar gelirken onu gördük bana yarışalım diyenn o çocuktu
Çocuk yanımda durdu "oba reis helal olsun" diyerek tebrik etti gülümsemekle yetindim "bir kahve ısmarlayayım sizlere isterseniz hem tanışmış oluruz devine baktım çünkü o varken onunda kararını almalıyım Devin onaylayınca kabul ettim bir kafeye gittik..
Bir masaya oturduk ve kasklarımızı çıkardık ben saçlarımı saldım hemen ardımdansa Devin saçlarını saldı,sonrasında adını bilmediğim ela gözlü çocuk kaskını çıkardı kaşlarının hizasına gelen dağınık kumral saçları çok tatlı duruyordu ve suratında çok dikkatli bakılınca anlayacak çilleri vardı uzaktan bakılınca anlaşılmıyordu adı neydi daha öğrenemediğim bu çocuğun adı benim için artık önemli değildi lakabını takınca adından çok taktığım lakabı kullanacaktım
Diğer çocuk kasktan kafasını çıkarınca kafasını sağa sola savurdu ve ardından gözlerim saçlarına kaydı kıvırcık duştan yeni çıkmış gibi vibe veren siyahın en koyu rengini anlatan saçları vardı gözleri lacivertin tonunu vurguluyordu sanki mavi denilmeyecek kadar koyu ve siyah denilmiyecek kadar mavimsi bir renkti sanırım bu çocuğa adı ne olursa olsun kıvırcık diye sesleneceğim... kafamdaki düşüncelerden ayrıldım ve devine döndüm kolu yeşil ve açık yeşil arasında gidip gelen gözleri çok şüpheli bakıyordu çocuklara evet olması gereken buydu zaten ama bunu bu kadar belli etmese iyi olurdu onu öyle görünce kahka atmadan edemedim benim kahka atmam ile sessizlik bozulmuş o kıvırcık çocuk bana dönüp "neye güldün" diye sorunca sırıttım "Hiiç yaa hadi siz kendinizi tanıtın ardından bizde tanıtalım" diyince iç çekerek önüne döndü ve yanındaki çocuk konuşmaya başladı "ben yakup azrak 20 yaşındayım" ardından kıvırcık çocuk lafa atladı ve
"Ben aybars hansoy kuzenimin aksine ben ondan büyüdüğüm 21 yaşındayım" ne bi dakika bu ikisi kuzenmiymiş kesinlikle benzemiyorlar kardeş çocukları olduklarına emin miyiz bu ikisinin, Devin konuya devam edince içimdeki konuşmayı susturup devine döndüm "ben Devin balamir 19 yaşındayım" ve sanırım sıra bana gelmişti "bende ılgaz artun 19 yaşındayım" dedim ve tam sessizlik olacağı esnada kahveler hatta bizim devinle aç olduğumuz için söylediğimiz yemekler bile gelmişti çok hızlıydı burası hoşuma gitti 15 saniye sonra falan aybars ile yakup'un siparişi geldi ve yemekler hakkında konuşmaya başladık yakup ortadaki extra tatli olarak soyledigi dev gibinyigin olan tabagi göstererek,"yanlız bu gelin çantasını kesin denemelisiniz" diyince aval aval baktım içinde krema Hindistan cevizi etrafındaki kakaolu krep görünümü veren şeyin içine koymuşlar ve kapatmışlar güzel duruyordu "vallahi mütevazilik gösteremem beğenirsem senden önce bitirebilirim" diyip elime bitene alıp yemeye başladım o sırada masadaki gülüşleri duymamazlıktan geldim ve yemeye devam ettim kıvamı o kadar güzel ki az önce dediğim gibi bunu tek başıma yiyip bitirebilirim aybarsın sesi ile ona dönüp baktım "kızım yavaş ye boğazında kalacak çok beğendiysen tekrar söyleriz kaçmıyorlar bir yere" diyip güldü yakup'un güldüğünü belli etmeme çabalarını saymıyorum bile Devin ise benim bu halimi bildiği için güldüğü şey ben deil aybars ve yakup'un şaşırmalarıydı Devin gelin çantasından aldı ve yemeye başladı "sanırım bunu bende beğendim bana kim ısmarlıyor" diyince dayanamayıp elimle azimi kapatarak güldüm yakup,"ben ısmarlarım sana hatta size ama yeter biraz yavaş yiyin yoksa öleceksiniz şimdi" dediğinde artık yavaşladım sözü almıştım her türlü ısmarlayacaktı devine dönüp "ay Devin canım çok çiğköfte çekti" diyince Devin avuç içini anlına vurdu Hayır dermişcesine başını salladı aybars lafa girdi,"tamam söz onuda ben alacam ama şu makarnanı ye soğudu kreması dondu artık " diyince beynimden vurulmuşa döndüm herkesin yemeklerine dadanmaktan kendi yemeğimi unutmuştum kaşığı elime aldım tam başlıcaktım ki "lan kıvırcık harbiden alcan mi çiğköfte" diyince güldü "kıvırcık mi?", "evet takıldığın nokta bunu cevap ver Alacak mısın", "alacam baş belası alıcam" diyince yemeğe başladım yemek yerken sözü aklımda canladı "baş belasımı neyim bela pardon" dedim ama bu onu anlamamış gibiydi "azındakı yemeği bitir önce küçük çocuklar gibisin anlamıyorum hiç birşey diyince azımdakini bitirip tekrar söyledim "benim neyim bela oğlum " diyince "pardon abla ben yanlış söyledim kusura bakma"diyip sırıtınca "vallahi ayakkabıyı kafana yersin bak gülme" hala gülüyordu sabır "gülme dedim alooo" hala gülüyordu yakup a dönüp "senin bu kuzenin kesinlikle sorunlu anlamıyo beni sen tercüme et" dediğimde gülen bu sefer yakupla devindi allahim sınanıyorum resmen neyse sakin olucam...
Telefonum çaldı annem arıyordu
Ilgaz:efendim anne
Annesi:neredesin kızım okuldan çıkalı kaç saat oldu hadi gel baban eve gelmeden
Ilgaz:tamam anne bi kafedeyim 1 saate eve gelirim
Annesi:tamam kızım Allah'a emanet ol
Ilgaz:sende annem
Kapattım
Devine dönüp "artık hesabı ödeyip kalkalım" dediğimde Devin onaylayarak kalktı aybarsa görüşürüz demek amacıyla tokalaştım ardından yakup'a selam vermek amacı ile onunla da tokalaştım kasaya gitmek için yürüyeme başladığımızda aybarsın sesini duydum "hey baş belası siz gidin hesabı biz ödeyecez" diyince güldüm "işime gelir teşekkür ederiz"diyip gülümsedim
Aybars'ın ağızından
Evet bugün trafikte yakıştığımız kızlar samimilerdi sanki onları yıllardır tanıyor gibi hissediyordum o yüzden hiç kasmadım kendimi ılgaz'ın hareketleri tamamen büyümüş ama içinde büyüyememiş bir çocuk var gibiydi hiç utanmadan aklından geçenleri söylüyordu ve otururken ki konuşmalarımıza bakılırsa pekte yalan söyleyemiyor gibiydi yüzünde masum bir hal vardı
Devine gelirsek devinin içinde ki çocuk kesinlikle olgunlaşmış gibiydi hiç bir şekilde çocukça bir hareketini görmedim..
Yakup,"kuzen kızlar baya dost canlısıydı ya ilk defa suratında eğlenen bi ifade gördüm","hayır ya normaldim işte"diyip önüme döndüm telefonu çıkardım."hadi ama kuzen seni tanıyorum salağa yatma kızlara bilerek yenildin altımızda R1 varken onların nk150 sine yenilecek değiliz ve bunu kızlarda farkında bence" dediğinde duymamazlıktan geldim evet bilerek yenilmiştim ama onlara yan gözle bakmak gibi bir amacım yoktu ve hâlâ daha yok sadece bugün kafa dağıtmak istemiştim zaten kızların ne numarasını nede instagramını istemedim kızlarla bi daha karşılaşmamız ihtimali yok denilecek kadar az neyse banane ya "onlarla ilgilenmiyorum sadece canım sıkılmıştı yeni kişiler tanıdık bu kadar" , "kızlar güzel kızlardı ama onlara yan gözle bakmam asla çünkü kızlara o yönden bakmak istemiyorum hiç bir kıza o yönden bakmam"dediginde "aynı fikirdeyim" demekle yetindim " hesabı ödeyip kalkalım artık" dedikten sonra ayaklandık kasaya gittik ve ödedik bundan ofisime geçmem gerekiyordu çünkü müsterilerimin randevuları var dı onlarla ilgilenmem lazım aslında hastalarim demem lazım çünkü psikoloji okuyorum,ama yinede onlara hastalarım demem doğru değil bana kalırsa çünkü sadece derdini paylaşmak ve tavsiye almak için gelenlerde vardı bu onları hasta yapmaz müşterileri yapardı motora bindik kaskı taktık önce yakup'u eve bırakmam lazımdı kestirme yollara saparak ve hız sınırı kurallarını çiğneyerek gittim çünkü geç kalmak istemiyordum beklemek,bekletilmek bu ikisi benlik değildi ve hiç benlik olmadı,olmayacakta eve yaklaştığımız yavaşladım sokağa girdim sokakta oynayan çocukları gördüm ama işim olduğu için onlarla ilgilenmeye vaktim yoktu bugün hemen sola saptım düz ilerledim sağa döndüm ve bir daha sağa döndüm evin önünde durdum yakup kaskı çıkardı tam vana vericekken "sende kalsın nede olsa bi sen artçı oturuyorsun biliyorsun" gülümsedi ve tokalaştık içeri girdi "teyzeme selam söyle" diye seslendim umarım duymuştur geldiğim yoldan geri çıktım ve ofise girdim son 10 dakika kala yetişmiştim ve bu ekipmanlarımı çıkarmam için yeterli bir süre idi hemen ekipmanlarımı çıkardım ve sandalyeye oturdum bir oh çektim sırasıyla müşteriler gelmeye başladı ilk müşterim 15 yaşındaki bir kız çocuğuydu kapalıydı suratını tatlı gösteren bir şal rengi tercih etmiş, hafif makyajını yapmış,yuvarlak küçük camlı gözlüğünü takmış altında siyah eşofman üstünde bol bir sweatshirt vardı bu yeni müşterim di diğerleri gibi önceden tanışmıyorduk o yüzden bana ısınmasını beklemem lazım dı bu nedenle diğer müşterilerin saatlerini normalindan 1.30saat geçe aldım sırf derdini iyi dinleyebilmek için kız çekingen bir tavırla "selamünaleyküm" diyince gülümsedim "aleykümselam gel otur koltuklardan birine"dediğimde masamın sağındaki tekli koltuğa oturdu "şey ben..saçma gelecek belki ama dostlarım yüzünden acı çekiyorum.. yani acı çekmek değilde üzülüyorum bilmiyorum yan-" ,"sözünü kesiyorum özür dilerim ama öncesinde sana ufak bir açıklama yapmam lazım bana istediğin herkesi herşeyi anlatabilirsin prensipler gereği zaten bu anlattıklarını ailene bile söylemem yasak sadece sana nasıl iyi geleceklerini anlatabilirim bu yüzden rahat olabilirsin ayrıca dostlarım dedin ama dost birkaç tane olur 3 olur 4 olur fazlası olmaz herkes arkadaşın olur ama dostun olamaz seni üzen zaten arkadaşın bile değil demektir o yüzden hayatının hiç bir şeyi olamayan insanlar için üzülmen ne kadar doğru seni yargılamak veya senin üzebileceğini düşündüğüm ama senin iyiliğin için söylemem gereken şeyler olursa bunları söylerim sakin bana alınıp gücenme olurmu" dediğimde iç çekerek olumlu anlamda başını sağladı gülümsedim "şimdi anlatabilirsin dinliyorum ufaklık","Öncelikle ben Zelal tozkun 15 yaşındayım ve siz bunları zaten biliyorsunuz ben dostum dediğim kişinin tüm herşeyini bilirdim oda benimkileri..ama biz bir gün kavga ettik başkalarının yanında arkamdan ileri geri konuşmuş ve kavga edincede anneme babama herşeyi anlatmakla tehdit etti hatta bi arkadaşımda okulda ettiğimiz kavga nedeniyle disipline gitme sebebimiz oldu ama annem ile babam bu iki kavgadada yanımda durdu sonra bebeklik arkadaşımdan bir darbe yedim sonra abi dediğim çocugu ve herkesi tek tek kaybettim sonra onları kaybetmemle aynı vakitte yeni dostlar kazandım
Ve bazı kişilerin kızla erkek yakın olamaz araya sevgi girer lafının yanlış olduğunu ortaya çıkaracak türden bir dostluk bunlara sanırım gerçekten dost diyebilirim saatlerce telefonda derdimi anlatabildiğim onların bana derdini anlattığı doğum günümde evimize gelen annemle babamla karşılıklı pasta yiyip içen bir dostluk hepside erkekti inanırmısınız? Kızlardan bana daha iyi dostluk yapan erkek arkadaşlarım vardı abi dediğim çocuğun omuzunda ağlayabiliyorum canım çıkana kadar beni teselli ediyor kardeşim dediğim çocukla artık o kadar dert ortağı olduk ki o bana anne ben ona oğlum diyorum :) dısarı her çıkarken haber veren canı sıkılınca saatlerce konuştugum cocuk ameliyata kaldırılınca hastaneye gidip onun başında durmam evet komik bi durumdayız ama erkeklerden olur gerçek dost kız ve erkek gerçek dost olur ben kızların dostluğuna inanmıyorum artık ama o çocuklar benim herşeylerim ama onlarında gitmesinden korkuyorum onlara bağlanmak istemiyorum bilemiyorum bi aralar bi çocuğa aşık olmuştum 1 yıla yakındır tanışıyoruz ama ayrılıp barışıyoruz ben evden çıkamam kızıydım o ise eve sadece uyumak için girerim erkegiydi büyük kavgalar ettik ayrıldık çok kötü olduk ikimizde ama onu sildim o ise şimdi o övüp övüp bitiremediğim, elimden gelse canım feda diyeceğim o çocuklarla geziyor ,onları benden uzaklaştırmasından korkuyorum neden bilmiyorum ama korkuyorum, en yakın arkadaşım zaten şuan onlar var onlarda giderse ne yaparım ben biterim herhalde ,ortaokulda çok dışlandım zaten şimdi ise çevrem geniş ama sevenim kadar sevmeyenlerim de var normal olarak" diyerek devam etti duyduklarım karşısında kanım dondu evet büyük şeyler değildi ama onun yaşındaki biri için yaşamaması gereken şeylerdi 3 saat boyunca bir o bir ben konuştuk en sonunda işinin olduğunu söyleyerek gitti diğer müşterilerim ile ilgilendim ve saat 20.58de işim bitmişti ofisten,çıktım motora bindim, eve gittim, kapıyı açtım, mutfağa girdim, buzluktan pizza çıkarıp mikrodalga ya attım, odama ilerledim üstümü giyindim mutfağa geri döndüm içecek çıkarıp bardağa koydum o sırada mikrodalgaya koyduğum pizzanın olduğunu hissettim arkama dönmem ile mikrodalganın ses çıkarması bir oldu pizzayı çıkardım kestim üstüne mayonez sıktım ketçap sevmiyorum yemeğimi yiyip odama geçtim kitabımı okudum 120 sayfa okuduktan sonra uykum geldi ve yatmaya karar verdim yorganı üstüme çektim ve uyudum
Ilgazdan
Uyumadan önce gene Devin ile konuşuyordum yakupla birbirlerinin instagramlarını bulmuş yazışmışlardı hatta Devin hangi liseye gittiğimizi söylemişti ikimizde şuan normalde üniversiteye gitmemiz lazımdı ama sınıf tekrarı yaptığımız için liseye gidiyorduk Devin uzun uzun aybars ile yakup'un iyi arkadaş olduğunu anlatıp duruyordu ben ise yeni tanıştığım insanları daha ölçüp tartmadan yargılama taraftarı değildim devinle hemen bir mesaj daha yazdım
Devoom😸💒
Ilgaz:onları daha tanımıyoruz bile birlikte yemek yediğimiz ve sadece ismi ile yaşını bildiğimiz insanlara hemen güvenemeyiz bunu sende biliyorsun.
Devin:ay nolmus sanki ılgaz cidden yakuplada konuşurken yanlış insanlar olmadığını görebiliyorum bu zamana kadar hep haklı çıktım bunu sende iyi biliyorsuuunnn
Ilgaz:of Devin ne desem kendi bilgini okuyacaksın değilmi
Ilgaz:bu zamana kadar haklı çıkman bundan sonrada haklı çıkacağının anlamına gelmez
Ilgaz:onları yeni tanıdık hemen bağlanma şöyle Devin kendini kandırma herkes senin gibi iyi niyetli olmaya bilir..
Devin: seninde benden pek farkında yok Ilgaz hep pozitif yönden bakıyorum diye kızıyorsun ama sende insanlara hep negatif yönden bakıyorsun
Ilgaz:Yazıyor...
Devin:nolur yapma şöyle kendine gel herkese ön yargılı bakamazsın
Ilgaz:sende herkese iyimser bakamazsın ben insanlarla bu şekilde en azından mesafe koyuyorum
Ilgaz:peki ya sen insanlara daha çok bağlanıp seni kırıp dönmelerine göz yumuyorsun en azından onların beni kırmasına izin vermiyorum
Ilgaz:(Çevrim dışı)
Devin:(görüldü...)
(Çevrimdışı)
Sabah saat 06.08
Sabah uyandım gene okula hazırlandım saçlarımı dağınık bir topuz yaparak evden çıktım kaskı taktım devinin evinin önüne gittim devini aldım kaskı uzattım taktı ve arkama bindi motoru çalıştırdım okula doğru gitmeye başladık saat 8.03 geçtiği için hızlı olmamız lazımdı biraz sürat yaptım ana yolda yanımızda 2 araç bizi arasına alıp sıkıştırmaya çalıştı bundan rahatsız olup devine sıkı tutun düşme dedim tek tekere kalkarak aralarından süratle geçtim arkamdan gelmedikleri için o anlık yaptıklarını düşündüm umursamadım yolun kenarına geçtim hız sınırı 100dü ona rağmen ben 85in üstüne çıkmıyorum devin var diye sonra aynı siyah araba bizi yolun kenarındaki o demirlerle arasında bırakıp sıkıştırmaya başladı hiç yapmayacağım bir şeyi yapmak zorunda kaldım devine seslendim kolumu kaldıracam altından geç ve direksiyonu tut ben artçı kısmıne geçicem dedim korktu ama yapabileceğimizi oda biliyordu bana güvendi ve dediğimi yaptı kolumun altından girdi direksiyonu tuttu bense arka tarafa uzandım artçı koltuğunu açtım içinden ufak avuç kadar bir silah çıkardım ve arka cebime koydum devine kolumun altından yavaş yavaş geri gel dedim dediğimi yaptı kolumun altından geçti direksiyonu bırakmadı onun kollarından destek alarak direksiyonu tuttum ve devine belime sarılarak geri otur dedim ve zaman kaybetmeden bunu yaptı devine cebinden silahı çıkar, sağ ve sol taraftaki aynaya ateş et içerdiklere dikkat et kimse zarar görmesin dedim devine asıl şimdi %100 güveniyordum çünkü bunun eğitimini almıştı ve tahmini 10 saniye içinde iki camıda tuzla buz etti ne oluşan dikkat dağınıklığını fırsat bilip gaza yükledim hemen yol değiştirdim arabanın plakasını almayıda unutmamıştık tabiki okula girdik motoru arka kapıdan soktuk park alanına girdik motoru kilitleyip silahı yerine koydum ardından devine dönüp koluna girdim "planlar değişir dostum ama hedefler asla"dedim anlamadığı belliydi "zamanla anlarsın" dedim ve uzatmadım
Hayatın gerçeği belki de budur aslında herkesin yaşamı için bir başlangıç varlığı peki ya bu başlangıçlar nasıl başlar kime göre, bazen göre hayat karmaşasında çıkarsa zorluklar veya zorluklar kadar kolaylıklar da çıkar . İste o zaman yaşantımızın düzeyi hangi açıdan bağlıdır , herseye bardağın boş tarafından , her fırsatta dolu tarafından , zararlı çıkar insan bazen boş tarafından bakılmamız lazım ki hayatın ciddiyetini görelim, bazende dolu tarafından açıklanan mutlu olarak gördüğümüz için görmek için çünkü bu harikulade olmayan hayatta bi kere geliyoruz bu hayatı belki biz seçiyoruz ama nasıl yaşayacağımızı biz seçiyoruz....
Kızlar okula girdip dersler o sırada haberlere çıkanların haberleri olmayan kızlar için iş çıkışından biz skandal olmuş olaylar
Yakup telefonda Tweetler arasında gezinirken kızların yaşadığı olay videosu ile karşılaşır ve hemen aybarsa mesaj yazar
Yakup:lan olum şuna bak Yakup:*video gönderildi* Aybars: ( görüldü) Aybars:(açıldı) Yazıyor... Aybars:bunlar ogün ki kızlar değilmi
Yakup:evet abi bilinena bak o arabadaki plaka gözüme çok bilinen geldi araştırdım geçen bizim eve baskın yapan herifin arabası bu
Aybars: Kızlar her neredeyse onları bul bugün, saat , zaman,fark etmez o kızları evimin terasında istiyorum!
Yakup: Abi saçmalama kızları nasıl getirmemi bekliyorsun o adamlara silah sıkan,planı kuran ve ayrıca motoru aynı anda zap eden kızlardan bahsediyoruz beni çiğ çiğ yer bu karlar saçmalama aybars: kes sesini ve dedigimi yap.
Yakup kızların isimlerini bildiğinden okullarını bulması pekte zor olmamıştı maksimum 7-8 dakikada bulmuştu ve dolaba doğru ilerlemeye başladı altına lacivertimsi ovarsize kargo bir pantolon,üstüne işte siyah bir sweat giymişti hemen hız kesmeden aynada bit kaç kere saçını dağıttı ve asaga kata indi ayakkabılıktan ayakkabısını aldı giydi ve üstüne siyah bit kot ceket giydi anahtarlıktan arabanın anahtarını aldı ve arabaya bindi telefonunu çıkardı iki kişiyi aradı bunların ikiside çok eski bir dostuydu onlardan birsey rica etti kabul ettikleri zaman onlara kendi evinin konumunu açıp telefonu arabaya bağladı müzik açıp yolda gitmeye başladı hedef noktası kızları onları almalı ve onları uyarmalıydı yoksa aksi taktirde kendileri yüzünden başkasının da canı yanacaktı yollar normalinden daha boştu ve bu yakupun hız yapmasına sebep oluyordu tahmini yarım saat içinde okulun önündeydi eski dostlarına kızların fotoğraflarını gösterdi ve onları bulup arabaya getirmelerini istediğini söyledi ve onlarda yakupun bu isteğine karşılık kafalarını öne doğru onaylamışcasına sallamakla yetindiler ilk okuldan içeriye giren Akgün oldu 20 yaşındaydı , ardından içeriye giren ise Kaan oldu oda aynı yaştaydı ikiside içeri girip nöbetçi öğrencilere kızları sordular ve hangi şubede olduklarını öğrendiler sonra okulun girişindeki televizyondan okuldaki tüm sınıfların şuan hangi derste olduğuna baktılar kızların sınıfın dersi şuan boştu o zaman ya kantinde yada bahçedelerdi gelirken bahçe içerisinde onları görmediler yüksek ihtimalle kantinde oturuyorlar dı kaan nöbetçi öğrenciye,"son bir şey daha sorsam olurmu?",nöbetçi öğrenci başını onaylar şekilde salladı ve Kaan sordu "kantin ne tarafta?","2.kata çıkın koridoru bitirnce solda ","teşekkürler" diyip zaman kaybetmeden üst kata çıktılar kantini bulup içeriye girdiler kızları aradılar ve sağ tarafta koltukta yan yana uzanırken buldular Akgün,"merhaba sizi almamış gerekiyor.",ılgaz şaşkın şaşkın anlamaya çalışırken devin"kimsiniz?" Diyerek kısa bile olsa bir cevap bekledi ama gelmedi kaan"yakup abinin emri var almamız gerekiyor zor yoldanda alabilir ama rica ediyoruz" dediğinde ılgaz'ın yüz kasları mimikleri değişti gevşedi rahatladı sanki üstünde yük kalktı bilmiyorum ılgaz ayaklandı "gidelim" dediğinde devin ona sadece baka kalmıştı ılgaz çantasını taktı kalkması için devine elini uzattı ve devine döndü saçlarıyla yüzünü kapattı azını oynatarak "hiç birsey olmıyacak söz veriyorum " belki o gelmese bile ılgaz gidecekti kararlıydi ciddiydi ve devin ondan cesaret alarak ılgazın elini tuttu hafifçe kendine doğru çekip ayağa kalkmasını sağladı...
Devinin elinden tuttum ve onu kaldırdım sonra eli bırakmadan adamların takip etmeye başlayan onu kırdığım yerde yükte varmış gibi hissediyorumdum korkudum ama bana değil devine bir şeylerden korundum çünkü artık Devin bana emanetti bana bir şey olmayacak veya olmayacak umurum değildi ama Devin benim sınırlımdı hani bazı insanlar vardır ya Biz devinle 6yaşında tanıştık ailelerimizi 9yaşında tanıştık 14 15 yaşlarında birbirimizde kalmaya başladık ise her zaman olduğu gibi yan yanayız ama güvendeyiz gördük...
Arabaya doğru geldiğimizde yakupun gördüklerinde arkadan açıldılar yakupu tanımıştım yakup," biliyorum çok sorunuz var ama anlatacak kişi ben değilim aybarsın yanına gidelim şimdi o size anlatacak" dediğinde içime düşen şüphenizi nedenini anlamıştım Devin,"Motor burada gelemeyiz sizi önden ayrılırız takip ettik." Dedi ve kapının koluna uzandı yakup bir anda kapıdaki çocuk konfigürasyonu aktifleştirildi ve kapı açılmadı sakinlik ile arabanın camına doğru geri dönen adamlar gruplar halinde bir of dikkat ettiğim dünyaya baktığında duygular aynı bıkkınlık sıkılmış ve endişeli görünüm eli geriye doğru döndürülüyor ve kapatıldı "ne bekliyor yakup? " Dediğimde"arabaya binin zamanımız yok" diyen adamın dediği yaptık arabaya bindik arabanın sürücü koltuğunda oturan adamı görünce gözlerim büyüdü devin ekiyle azını kapattı şaşkınlığımızı gizleyemedik yakup,"motorun anahtarını verin" dedi ve sorguladığımı görünce ofladı elini arka koltuğa uzattı ardından elini açıp kapattı anahtarları deri montumun cebinden yavaşça çıkardım ve ona verdim anahtarları elimden aldı ve camı açıp o adamlara verdi sonrasında adamlar motora bindi yakup arabayı çalıştırdı sokağın sonunda adamlar sola biz sağa saptık arabada devin koluma sarıldı ve içi geçti uyumuştu evet şuan bu durumda uyumuştu inanamıyorum! Ben bile kendime bu kadar güvenmezken o bana yeni tanıştığımız ve adı dışında hiç bir şey bilmediğimiz adamın yanında bu durumda kadar güvene biliyordu anlayamıyordum hem de uyuyacak kadar lan anlam veremiyorum şuan bulunduğumuz duruma ve bu durumda ne yapmam gerektiğini bile bilmiyorum. En az bir 3 saatlik yolculuğun ardından arsaların olduğu bir yere gelmiştik düz bir yoldan ilerlerken sol tarafa bir mağraya doğru süratle gitmeye başladık anlık olarak yakupu dürtüp "NAPTIĞINI ZANNEDİYORSUN EĞER BİRAZ DAHA DAĞA DOĞRU SÜRERSEN ORAYA ÇARPIP ÖLECEĞİZ GERİZEKALI"diye bağırdım ve anlık olarak devin uyandı "noluyor lan ne bağırıyorsu-","LAN BU SALAK NİYE DAĞA SÜRÜYOR",devinin bağırışlarını önemsemedim ve yakupdöndüm direksiyona doğru uzandım ve yakup anlık hareketle beni kafamdan geriye iktidi sonra yola bakmaya başladım artık dağ ile aramızda maximum 10 metre vardı duvarla dip dibe girdiğimiz anda devinle aynı anda çığlık bastık 5 10 saniye bişi olmasını bekledim ama hiç bir şey olmayınca gözlerimi ürkek ürkek açtım yakupa baktım ve sırıtıyordu bu nasıl oldu bilmiyorum ama kapkaraklık bir yerdeydik arabanın ışıklarından etraf aydınlanıyordu az ilerledikten sonra bir ev daha doğrusu kocaman bir saray yavrusu gibi bir ev vardı burada BU EV DUDAK UÇUKLATTIRIR LAN devinin ağzı o kadar açılıştı birazdaha öyle durursa sinek kaçacaktı devinin çenesini yukarı doğru iktirdim devin kendine geldi ve hiç beklemediğim birini daha gördüm hemde 5. Katta tersta siyah tişört ve beyaz bir şort ile bu yüz hiç yabancı değili çünkü bu kişi aybarstı evet şuan durmuş 32 diş sırıtıyordu araba durdu inmemiz için anında sağ dan ve soldan adamlar geldi... şuan hayatımın en büyük olayını yaşadığımı düşünüyorum devin çenesini tutamadı ve başladı "burası neresi,niye geldik,Aybars niye sırıtıp duruyo,biz yola çıktığımızda hava karanlık değildi hava aydınlıktı ne ara karardı,kaç sa-" derken "uf be kızım ne çok soru sordun halbuki arabada ağzını bıçak açmıyordu ne bu merak" diyip ilerledi devin tam konuşacaktı ki ağzını kapatıp susmasını işaret ettim göz devirdi ve önüne döndü yakup sanki az önce aksiyonu yaşayan bizler değilmişiz gibi kapıyı açtı ve aşağı indi geri kapattı
Okur Yorumları | Yorum Ekle |