3. Bölüm

3. Bölüm

lotoscicegi_666
lotoscicegi_666

《 3. Bölüm 》

~🥀 Mutlu son diye bir şey yoktur.
Eğer hale mutluysan, hikaye daha bitmemiştir.🥀~

      🦋

Üstümü giyindikten sonra kahvaltı için odadan çıktım. Odadan çıktığımda beni up uzun bir koydor karşıladı. Koydarun sağ ve sol olmak üzere 4 tane kapısı vardı. Sağ da 2 kapı, solda ise 2 kapı vardı. Bu kapılar birbirine çapraz halde diziliydi. En sonunda ise çıkıs olarak düsündüğüm bir kapı vardı. Çıkıs kapısının çaprasında sağ tarafinda bir kapı hafif aralıklı bir şekilde açıktı. Odanın içinden Olivia ve Anastasia nın sesi geliyordu. Galiba seslerin geldiği oda mutfak olmalıydı. Mutfak olarak tahmin ettiğim odanın yanına yaklaşmaya başladim. Ben yaklaştikça sesler daha da netleşiyordu. İçimden bir ses orda durmamı ve ne konuştuklarını dinlememi söylüyordu. Tabi bu sesin içine benim merakimda eklenince kapıya hafif yaklasip, beni görmediklerine emin olarak onları dinlemeye basladım.
" Napıcaz Olivia? " bu Anastasia nin sesiydi. " Ben de bilmiyorum. Emin misin, hiç bir şey hatırlamadığına?" Bu ise Olivia nın sesiydi. " Evet eminim Olivia. Hiç bir şey hatırlamıyor. Dün gece ki tepkisini hatırlamıyor mu sun?" Bu ise Anastasia nın sesiydi. Anladığım kadarıyla hafızamı kaybettığimi sanıyorlardı. Aslında durumum bir nebzede öyleydi. Ben hiç bir şey hatırlamiyorum!
" Napıcaz Anastasia?! Yarın okul var. Hadi bur da bi şekilde atlatırız, ama ya okul. Bizi hatırlamiyorsa okul dakileri hiç hatırlamaz. Hocalara ne dicez. Kim olduğunu bile bilmiyor.!"
Okul mu? Ne, ben okulamı gidiyorum? Analşılan Maria nın hayatını çözüp ayak uydurmam biraz zor olucak. " Ben de sana na bunu demeye çalışıyorum." "Bu konuyu sonra konuşuruz Anastasia. Maria nerde?" " Hazırlanıp geliyordu."
Anastasia bunu söyleyince artık içeri girme zamanımın geldiğini anladım. Içeri gire bilmek için ilk once aralık olan kapıyı açtım ve içeri girdim. Evet tahminim gibi bu oda mutfakıtı. Mutfağa girdiğimde; Anastasia bangonun üzerine yaslanmış, Olivia ise 4 kişilik olan yemek masasının birin de oturmaktaydı. Ben mutfağa girin ce bütün bakışlar bana odaklanmıştı. " Günaydın " diyerekten Olivyanın çaprazında bulunan sandalyeye doğru ilerleyip oturdum. Masaya oturunca yiyecek bir şeyler olduğunu fark ettim. Kahvaltılık. Ama biraz tuhaf bir kahvaltılıktı. Zeytin olarak tahmin ettiğim şeyler, küp şeklindelerdi. Ve renkleri siyahtı. Bazılarının üzerinde ise komle siyah ama üzerinde yeşil yeşil noktalar vardı. Tek o da deil. Salataya benzer şeyler vardı, ama reçelimsi bir şey in için deydi. Sonrasınacığıma söylim salam ve ya sucuk olarak düşün düğüm kahverengi şeyler vardı. Yumurtalar kırılmıştı ama yumurta yumurta değildi. Beyaz kısımları sarı, sarı kısımları ise beyazdı. İçinde kırmızı kırmızı mantarlar vardı. Ve bir çok değişik kahvaltı. "Sanada günaydın Maria. Kendini nasıl hissediyorsun? " beni düşüncelerden koparan Olivia nın sesiydi. Bu soruyu bu sabah Anastasia da sormuştu. " Evet iyim ama hiç bir şey hatırlamıyorum." Dedim.
Galiba az önceki kahvaltılık a olan bakışlarımı yakalamış olan Anastasi " Kahvaltıda istediğin başka bir şey varmı?" Diye sordu. Bense " Yok sağol." "Tamam ozaman kahvaltıya geçelim"

   ***

Kahvaltı ettikten sonra; Anastasia sofrayı toplamaya, Olivia ise Anastasia nın verdiği kahvaltılıkları dlop olarak düşündüğüm ama buz dolap olmayan kürelere koyuyordu. İlk başta çok şaşırmıştım ama bu şaşkınlığımı çakltırmamak için kahvaltılıktan çıkan kirli bulaşıkları yıkıyordum. Onlar ise dolap olarak düşündüğüm sihirli kürelere sözde kahvaltılara o kürelere koyuyordu. Kahvaltılar kürelerin içine koyunca ne olduğunu göremiyordum. Acaba ne reye gidiyor du? Tabi Olivia o kürenin içine elini sokup sanki bir şey düzeltiyormuş gibi yapıyordu. Tabi ben bulaşikları yıkar ken iki side bana tuhaf tuhaf bakıyorlardı. Sanki çok büyük bir şey varmışta ben bilmiyormuşum gibi. Neyse. Oydu buydu şuydu derken mutfakta ki bütün işler bitti. Ben bulaşıkları yıkadım. Anastasia sofrayı topladı. Olivia kahvaltılıkları o sihirli küreye koydu.
İşimiz bitince Olivia ve Anastasia mutfaktan çıktılar. Mutfağın çaprazında bulunan sol kapıyı açıp içine girdiler. Onlar mutfaktan çıkınca ve diğer odaya girince bende o odaya girdim.
Aman Allah ' ım! Bu oda çok güzel. Kahverengi tonlarının bol olduğu bir odaydı. Oturma odasıydı. Benim odam ve mutfağa göre büyüktü. İdaal bir oturma odasıydı. Koltuların dekoltesi çok güzeldi. Koltular kahverengiydi. Kare şeklin de dizilmislerdi. Her bir koltukta en az iki tarafı eşitlicek sekilde kırletler vardı. Kırletlerin üstünde çok güzel desenler vardı. Koltukların ortasında küçük bir masa vardı. Üstünde ise süs esyaları. Odanın duvarlari ağaclarin güvdelerini aydınlatıyordu. Ağaç gövdeli duvarların bazilarının için de kitaplar vardı. Bu oday birazda kütuphane havası katıyordu. Tavanda yesillikler vardı ve yeşilliklerin arasinda mumlar. Mumlar! Allahım mumlar ucuyorlardı. Gözlerimi bir kac kez açıp kapadiktan sonra yeniden baktım. Ama evet mumlar havada hiç bir destek almadan yukarda kalıyorlardı.
"Maria, hadi gel otur." Beni düşüncelerden sıyiran Anastasia nın sesi olmustu. Anastasia ile Olivia benim onümde bulunan çift koltuklara oturuyorlardı.
Ben oturduktan sonra uzun bir bakışma geçti aramızdan. Resmen odayı bir ölüm sessizliğı sardı. Ben Anastasia ve Olivia ya bakarken, Anastasia ve Olivia birbirlerine baktılar. Sonra bana.
"Bak Maria. Hiç bir şey hatırlamadığının farkındayız. Ama bizim, senin bir sorumluluğun, bir hayatın var." Bunu diyen Anastasia ydı. Biliyordum. Şuan ki vicudunda bulunduğum kadının bir hayatı vardı. Ama bu hayat artık onum değildi. Bu benim hayatımdı. Evet bencillik olarak düşüne bilirsiniz. Ama bana göre bencillik değil hayata tutunmaktı. Bu bana tanrının bir lütfuydu. "Biliyorum Anastasia. Ama ben elimden geleni yapıyorum. Belki zaman la hatırlarım. Bizi, sizi, kendimi." Ben bunu diyince söze Olivia girdi. " Maria her şey düşündüğün gibi değil. Biliyorum her şeyi bir anda hatırlamanı bekleyemeyiz senden. Ama bizim senin bir sorumluluğun var. Yarın Okul var." Okul mu? Evet okul. Evet okul ben galiba okula gidiyordum. " Okul. Ben öğrencimiyim?" Bu sefer söze Anastasia girdi; "Maria sen, ben biz öğrenci değiliz. Aslında binebze öğrenciyiz ama bi o kadarda degiliz." Ne? Ne demen öğrenciyiz ama öğrenci değiliz?
Ben Anastasia ya şaşkın şaşkın bakarken söze Olivia girdi. " Aslında biz asistan ögretmeniz. Biz okuldan mezun olunca, terfih ederiz. Öğrencilikten asistan öğretmene, sonra öğretmene en senun da da profösöre. Ama tabi bu branş bölümden bölüme değişiyor." Bu sisitem resmen insnların üniversitede akedemi atlamaya benziyor. Yani ben ögretmenmiyim. Yani öğretmen yardımcısı. Ama ben okul hakkında hiç bir bilgim yok ki.
"Nasıl yani?" Ben bunu söyleyince Anastasia ve Olivia bir birbirlerine bakıp yeniden bana baktılar. "Yani, şu şekilde biz asistan öğretmenleriz. Tabi bu öğretmenlerin bölümleri vardır. Mesela ben Dövüş sanatları eğitmenin denim. Anastasia isie sihir ve elemantel dersinde, ve sen Maria Hayatta kalma becerileri dersi bölümün desin. Yani bizim bölümlerimiz bunlar. Aslında bölümler biribiriyle bağlantılı olduğu için dersler birleşe biliyor.Biz mezun olunca bu bölümlerde asistan öğretmenliği yapmaya başladık. " Hayatta kalma becerileri mi? Galiba bu bana evrenden bir mesaj. Zaten buraya ayak uydurmak istemiyormuydum. Bu benim için azda olsa avantaj ola bilir. Ama ben okul hakkın da hiç bir şey bilmiyordum. "Ama ben okul hakkinda hıç bir şey bilmiyorum. Evet sizin bölümlerinizi ve kendi bölümümü bile bilirim ama yani... Başka hangi bölümler var, okulum nerde? Okulum nasıl bir yer? Gibi şeyleri daha bilmiyorum." Gerçekten bilmiyordum. Yani daha yeni kendi bölümü ögrendim. Mesela ben bu bölüm de ne yapıyorum gibi bir çok soru vardı aklımda.
Ben bunları düşünürken Anastasia nın aklına bir fikir gelmiş olacak ki; "Buldum! Ne yapıcağımızı buldum. Okul hakkında bir şey bilmiyorsan o zaman okula gidelim. Hem sana okulu gezdirmiş oluruz, hem de belki bir şeyler hatırlarsın? Ha nedersiniz?" Anastasia bu söyledikleriyle hem bana hem de Olivia ya bakmaya başladı. Aslın da bu fikir güzeldi. Hem okulu görmüş olurum, hem de bura nın nasıl bir yer olduğunu öğrene bilirdim.
Bu fikir benim aklıma yatmıştı.
Bunun üzerine ben de "Olur" dedim. Şimdi ikimiz de Olivia ya bakıyordu. Sanki aklında bir şeyleri tartıp biçiyor gibiy di. En sonunda bir karar varmış olacaktı ki "Evet gidelim. Dediğin mantıklı Anastasia. Ama nasıl okula giricez. Şuan okul kapalı, hem dığer ülkelerden gelen öğrenciler yurt lara yerleşiyor. Yani nasıl okula giricez?" Olivia nın bu dedikleriyle Anastasia düşünür bir hal aldı. Benimse yüzüm deki gülüş gitti. Bu okul gezisi benim için iyi ola bilirdi. " O zaman biz de gizlice gireriz. Hem kara ay doğduktan sonra diğer örenciler yurlara girmiş ve yarleşmiş olurlar. Bizde 1 salisye liğine orda dururuz, hemen geri geliriz." Bu Anastasi anın sesiydi. Dur bir dakika, bir dakika! Kara ay mı?! 1 salisye mi?Bunlarda ne böyle?!
"Bir salisye mi? Kara aymı?" Benim bunu sormamla Anastasia ve olivia bana 'Sen ciddimisin bakışları' atıyordu. " Gerçek ten durumun çok kötü." Bunu diyen Olivia ydı. Olivia bunu söyleyince Anastasia Olivia ya sert bakışlar atmaya başladı. Sonra ise bana dönerek güler bir yüzle anlatma ya başladı. " Maria, salisye bir zaman dilimidir. Endromade Galaksi boyutu zaman ereni dir. Bu zaman birimleri dörde ayrılır. Salisye, iskalag, ereni ve posai dir. Kara ay ise bu zaman biriminde gece yi temsil eder." Anastasia nın dediklerin den hiç bir şey anlayamamıştım ama yinede anladım dedim. Aslın da anlaması biraz zor olasda bu sanki dünya zaman birimine benziyordu. Salisya; saat, iskalag; dakika, ereni; saniye, salisye ise saliye yi temsil ediyor. O zaman kara ay da bizim normal ay görevi yani uydu görevi görüyordu. Vay be anlamışım. Oliva; "O zaman okula gide biliriz. Ama bir salisya dan fazla durmam bilgine." Dedi. Bunun üzerine Anastasia :
" O zamn okula gidiyoruz. "

  🦋

~ Eğer bir yorum ve yıldız bırakırsanız sevinirim.~

Bölüm : 06.12.2024 15:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
lotoscicegi_666 / Bataklıkta Doğan Çiçek / 3. Bölüm
lotoscicegi_666
Bataklıkta Doğan Çiçek

15 Okunma

4 Oy

0 Takip
3
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...