@lucky_lucy
|
Heryer karanlıktı,gözüm görmüyor ve nerde olduğumu bilmiyordum.Karanlık.. içinde ne olduğunu bilmediğin o karanlık. Ne olduğunu merak edersin,ama korkarsın.Bazen merakına yenik düşersin,ama sonuç bir hiçlikten ibarettir.Bazen korkar,içerdekinin sana zarar verebileceğini veya hayatını değiştirebileceğini düşünürsün.Ama nasıl değiştirebileceğini bilemessin,belki zenginlikten çukura,belkide umutsuzluktan çareye.Merak ve Kaygı,birbirlerine düşman ikili gibiydi,ama tek ortak yönleri şuydu;ikiside bir insanı öldürebilirdi. Gözlerimi açtığımda kendimi bir ağaca yaslanmış buldum,İkizim Kevin ve benden sadece bir yaş büyük olan ablam Amy karşımda bana eğilmiş bakıyordu.Anlamıyordum,herşey bulanıktı.Sadece sesleri duyuyordum.Bayılmiş olmalıydım.İlk duyduğum ses,ablamın sesi oldu. "Aptal!Ona ağaca tırmanmamasını söylemiştim!" Bu Amynin sesiydi,endişeli mi kızgın mı olduğunu anlayamadığım bir tonda konuşmuştu.Duygularında haklıydı,çünkü ikimizde ona emanettik,bize sahip çıkmam zorundaydı. Gerçi 14 yaşında 2 çocuğun 15 yaşında bir kıza emanet edilmesi ne kadar doğruydu bilmiyorum.2 yaşında bir çocuk,1 yaşımda bir bebeğe bakamazdı. Ki ikiside zaten düzgün konuşmayı bırakın,yürüyemezdi bile. "Amy,buraya bak!Gözlerini açıyor!" dedi Kevin,sanki içinden şükredermişcesine.Etrafa baktığımda üstümdeki dalı gördum.Muhtemelen sadece ağactan düşmenin etkisi ile bayılmıştım,abartıyorlardı. Acaba ölseydim,tepkileri nasıl olurdu? "Ne yaşandı?" diye sordum,gözlerimi ovalar iken onlara bakarak. Amy,iç çekip iyi olup olmadığımı anlamak için gözlerini üzerimde gezdirdikten sonra konuşmaya başladı,"Ağaçtan düştün." Kevin,yerinde durmuyor ve olduğu yerde hopluyordu. İyi olduğuma sevinmiş olmalıydı,benim uyandığımı fark etmeden önceki telaşlı yüzünü görmüştüm onun.Acaba beni kaybetmekten mi,diğerlerine hesap vermekten mi korkuyordu? "Kovalamaca oynayalım!" dedi,neşeli bir ses tonuyla Kevin,omzuma dokunarak beni ebelemeden önce. Hem Amy hem Kevin,kaçmaya başlamıslardı bile. "Heyy!" diyerek yerden kalkar iken peşlerinden bakarken kıkırdadım ve koşmadan önce bağırdım, "Kaçmayın!" Ormanda saatler süren koşuşturmanın ardından,en küçük üvey abim Supportu farketmedim,küçük diyordum ama benden 2 yaş büyüktü. Ama 4ünden en küçük erkek oydu. 9 kardeştik,5i öz ve 4ü evlatlıktı. Ama yinede küçücük bir eve sığıyorduk,annesiz büyüdüğümüz için herkes kendi işini kendi yapıyordu. Dolayısıyla bazen birbirimizin varlığından bile haberimiz olmuyordu. Sadece en genç biz olduğumuz için,bize çok kural konuluyordu. En önde,arkama bakarak koşar iken Supporta çarpmam ile her ikimizde yere çakıldık,elinde mısır kutusu vardı,yere düşmüştü fakat dökülmemişti. Başımı ovalaďıktan sonra kutuyu alarak,içine elimi daldırıp yemeye başladım.Support sesli bir 'yuh' çekti. "Firdevs!Napıyorsun?!" dedi. Ayağa kalkmıştı,ben hala oturuyor ve mısırın keyfini çıkarıyordum,dolayısı ile duymazdan geldim. O ise faltaşı gibi açtığı gözler ile yukardan bana bakıyordu.Bakışları beni rahatsız ettiğinde bir yandan mısırı yerken onu tersleyerek cevap verdim, "N'oldu?Neden beni yiyecekmişcesine bakıyorsun." "Ne yaptığının farkında mısın!?" dedi,sinirle. Ayağa kalktım,hala onun gözlerine bakıyordum. Tek kaşımı yukarı kaldırarak soru sorarcasına ona baktım, "Ne yapmışım?" dedim. Aniden ensemden tutup,başımı eğdirerek zorla mısır kutusuna bakmamı sağladı ve bıraktı,"Elimdekine bak!" dedi. Tamam,mısırlar siyahtı fakat tatları fena değildi. Yiyebiliyordum,hemde afiyetle."Yani?!" dedim. "Firdevs..." dedi,eli ile alnını ovalar iken. "Onlar mısır değil,robotumun kumandası. İnan bana kör bir robot senden daha iyi görür." İğrenmiş bir şekilde,mısır kutusunu elimden fırlattım. Bana bağırdı,ve "Hey,ne yapıyorsun!?"dedi.Sesimi yükselterek,"Ahmak,Mısır kutusunun içine kumanda mı konur?!"dedim. Oda "Evde kutu mu kaldı,hepsini kullandım!Senin çöplerinden başka hiçbirşey yok,ve de o yediğin veya fırlatarak kırdığın kumandalar ne kadar biliyor musun?!" dedi. Kutuyu alıp,onun eline sıkıştırarak "Al kumandanı,başına çal." dedim. Etrafa baktım,Support yalnız başına napıyordu?Kimsecikler yoktu.Sessizdi. Bunu ona sorduğumda ise bana heyecanlı şekilde cevap verdi; "Chris ile BoraLo!Hemen ilerde,1v1 atıyorlar!" sesi giddikçe cansızlaştı, "Fakat heyecanlı birşey yok,yani seninle deminki kavgamızın ordaki kavgadan daha havalı olduğuna eminim." dedi iç çeker iken,ve bana gerçek bir mısır kutusu verdi. Merak etmiştim,bana hep 'merak kediyi öldürdü,senide öldürecek' derlerdi. Ama bunları kim umursuyorduki?Tabii,hiçkimse. Macera severdim,başımı belaya sokmak hobim olmuştu,başbelası benim göbek adımdı. "Gidelim!" diyerek,Supportu sürüklerken dediği yönde ilerledim. Amy ve Kevini duymuştum,oyuna devam ediyorlardı. Beni Support ile görmüş olmalılardı,yoksa eminim beni arıyor olurlardı. Oraya vardığımızda,kavganın bittiğini gördüm. BoraLo,Ablam Bobbynin arkadaşıydı. Aralarında 4 veya 5 yaş olmasına rağmen,gayet iyi anlaşıyorlardı. Tabii,Bobby Chris'e düşman olunca,Dolayısı ile BoraLoda Chris'e düşmandı. Chris,Bobby ve Zach abim yaşıttı. Zach ve Chris evlatlık,Bobby ise öz kardeşimdi. Ne yalan söyleyeyim,üveyler ile takılmak,öz kardeşlerim ile takılmaktan eğlenceliydi. Chris abim yerde yatıyor,BoraLo ise tek elini kulağına koymuş,biri ile konuşuyordu. Tahminimce Bobbydi,gerçi herhangi biride olabilirdi çünkü duymamıştım. Ama aklımdan ilk Bobby geçmişti. Support şok olmuştu,Chris'in yeneceğinden emindi.Çünkü o ayrıldığında BoraLo kaybetmek üzereydi. "Ooo,heyecanlı yeri kaçırmışız heralde" dedim,BoraLoyu izler iken. Supportun bana omuz atması ile aniden ona döndüm. "Firdevs,abin." dedi,sesi kısıktı. "Ah,tabii bekle." diyerek Chris'in yanına eğildim,ve mısır uzattım. "Mısır ister misin,abicim?" dedim. Support kızmıştı,elini alnına vurdu.BoraLo konuşmayı bırakmış kıs kıs halimize gülüyordu. Chris abimden çıt yoktu. Onu 9.9 deprem yaratırcasına salladım. Ne ses vardı,ne seda. Gözlerimi BoraLoya diktim. "Ne yaptın ona?!" dedim. O ise gözlerini devirerek,"Abinin kimle savaştığından haberi yoktu." dedi. Beni sinir etmişti. Tekrar Chris abime bakıp,ona döndüğümde ise ortadan kaybolmuştu. Chris'i eve kadar taşıdık,daha doğrusu Support taşıdı. 1 metre 88 santim olan adamı 1 metre 57 santim olan bir kızın taşımasını bekleyemezdi. Onu odasına çıkartıp sandalyeye oturttuğumuzda yüzüne eğildim. Göz kapaklarını tutup,gözlerini açarak ona baktım. Komik geliyordu,eğlenceliydi. Ne kadar favori abim olsada onu tokatlamak hoşuma gidiyordu. Aklıma daha eğlenceli bir fikir geldiğinde odadan ayrıldım ve Amynin makyaj kutusu ile döndüm. Support bana ters ters baktı, "Ciddi olamazsın.." diyerek bir kahkaha patlattı,ben ise abimi güzelleştirmeye koyuldum. Hayatımda elime fırça almamıştım,o yüzden kötü yaptığımdan emindim. Ama önemli olan zaten komik olmasıydı. "Bunu yaparsan,kalan son şey cesedimizin yakılmadan önceki son pis kokusu olur." dedi,hala gülüyordu. Göz devirerek devam ettim. "Bana kıyamaz o," dedim,şımarık bir şekilde. Güldü ve inanmamışcasına, "Ya ya,hiç,asla." dedi. Supporta ters bir bakış attığımda Chris'in gözlerini açtığını farketmedim. Ona geri döndüğümde,bir kendine,bir elimdeki makyaj fırçasına bir bana baktı. Yüzünü kıyafetine sildiğinde,kıyafetinin pembeleştiğini görünce bir çığlık kopardı. "FİRDEEEVVVVSSSSSSSS!!!!!" Kaç,Firdevs,Kaç.
|
0% |