@luftmench
|
16.11.2005
Arabadan indiği gibi dükkana girip masadan kalkan adama anahtarı fırlatarak - Çabuk arabayı bagaja çek aşağı da kimseyi alma deyip cevabını beklemeden duvarda asılı olan tabloyu kaldırarak kapıyı açıp hızlıca merdivenleri indi duyduğu tiz kahkaha sesi ile '' Belki bu karı bir kere işe yararda sakinleştirebilir diyerek '' patronun kapısını çaldı. Kesilen kahkaha sesinin ardından duyduğu tok '' Gir '' sesi ile yutkunarak içeri girdi patronuna nasıl söyleyeceğini bilmemenin ahmaklığıyla bakarken duyduğu ile '' hiç sakin olmayacak'' diye düşünürken yutkunarak cevap verdi. - Ne oldu lan - A aa abi Selim hapishaneden kaçmış. - Ne diyon lan sen .ne dediğinin farkın da mısın Özer nasıl olur bu nasıl kaçmış lan içeriden amip - Abi galiba Kürt Bedri ile anlaşmış -Galiba ne demek lan delirtme beni adam akıllı anlat sıçtırtma bacağına Özer - Abi Bedrinin tedarikçisi vurulmuştu ya geçen ay işleri askıda kaldı en hızlı bulabileceği en iyi tedarikçide bizim Selim geçen hafta Bedrinin adamı Kenan ziyarete gitmiş meğerse Bu malı ayarlayacak Bedri de hem koruma hem de adam veriyor paranın yüzde yetmişi Bedrinin otuzu da Selime bildiğimiz kadarıyla. - Sizin bilen kafanızı sikiyim bu zamana kadar nasıl fark etmezsiniz lan böyle bir şeyi söyleeeeeeeee laaaaaan - Abi denk geldi ne yapalım - Dengine sıçtırtma Özeeeeeeer Sarı ışığın zorla aydınlattığı depoda elinde ki silah ile ne yapacağı asla belli olmayan adam sinir içerisinde art arda zemine sıktığı yedi el kurşunun verdiği adrenalin ile daha çok sinirlenirken Hamit kekeleyerek konuştu: - A aa abi ha k haklısın ama her şey çok kısa sürede oldu zaten bu bir haftada da üçüzlerle uğraştık derken her şey bir anda patlak verdi abi tam Çiçek ablayı doğuma aldılar. Mehmet aradı abi Selimin kaçtığını haber verdi. Bende hemen seni aradım abi sonra da Kenan haber getirmiş işte - Bir boku beceremediniz lan bir boku beceremediniz geri zekalılar hani bu adam anlaşmıştı lan ne demek şimdi plan değişti ne demek işi yurt dışından halledecekmiş - Abi - Ne var lan abi abi abini siktirtme - Abi Bedrinin adamı Kenan Mehmet'e Selimden haber getirdim demiş. Bizimde bildiğimiz bu kadar abi - Bilginize sıçayım orospu çocukları başka ne demiş laaan - Na n nasıl abi -Ne nasıl lan başka bir şey demiş mi dememiş mi - Ha abi yok dediğim gibi Selim anlaşmaya sadık kalacağını ama bunun için haber yollayacağını söylemiş - Allah'ın belası piç kurusu tüm oyunu bozdu geri zekalı en fazla beş yıl yatıp çıkacaktı şimdi bizi de yakacak - Ne yapacağız abi - Abini siktirtme lan pezevenk bir de ne yapacağız diyor. Bekleyeceğiz herkese söyle gözlerini dört açsınlar yoksa hepsini mahvederim duydun mu lan beni - Emredersin abi abi - Ne var lan abi abi - Ü ü üçüzler abi üçüzleri ne yapalım - Durum ne lan şimdi, - Abi Çiçek abla hala doğumda ama Zahitler hastane de senden haber bekliyorlar. - Beni iyi dinle Özer tek yanlışında sıkarım kafana duydun mu beni lan - Emrin olur abi - Şimdi gidiyorsun ölü doğmuş üç bebek cesedini üçüzlerle değiştiriyorsun üçüzleri de doğdukları gibi alıp geliyorsun anladın mı lan - Anladım abi - Anladıysan ne bekliyorsun lan piç gitsene o zaman - Emrin olur abi Özerin dışarı çıkmasıyla elinde ki silahı masaya fırlatan adam önünde ki kırmızı koltuğa art arda tekmeler atarken duyduğu sesle odada olan kadını unuttuğunu fark ederek kaşlarını olabildiğince çatarak konuştu: - Şu an üçüzleri alman başına daha çok bela açmayacak mı - Sana ne Alev sana ne Kadın karşısında ki adamın her zamanki boş sinirine alışmış olmanın yüzsüzlüğü ile gözlerini devirerek hiç takmadan devam etti: - Tamam şu an sinirlisin anlıyorum ama çocukları öldü göstermen ne işine yarayacak ki - Şu an değil zamanı gelince yarayacak ama ben o Alpaslan 'a bir gün daha mutluluk yaşatmayacağım günü gelene kadar üçüzler benim kontrolümde olacak - Nasıl yani sen mi büyüteceksin onları - Ne büyüteceğim lan o Miroğlu'nun piçlerini boklarında boğulsunlar sadece günü gelene kadar benim gözümün önünde olacaklar o kadar - O nasıl olacak ki - Sana ne lan nasıl olacaksa olacak geç odaya hazırlan geliyorum salak salak sorular sorup benim tepe mi attırma işimi gör sonrada siktir git işte Paranın kokusu burnuna gelen kadın duyduğu küfürleri hiç umursamadan oturduğu koltuktan kalkarak - Emrin olur aşkım dedi. Kıvırta kıvırta sağında ki odaya giden kadın ile boynunu sağına ve soluna doğru eğerek kütürdeten adam masadan aldığı viski şişesini kafasına dikerek içti masaya geri bıraktığı şişeyle kemerini çözerek kadının arkasından yürüdü. . . . . - Ali Alev ablanı evine bırak koçum - Emrin olur abi Odasına geri dönüp derin bir nefes alan adam masasının üzerinde ki cam şişenin cam kapağını açarak viskiyi kafasına dikip acının yakıcı sevdasına kavuşurken gözlerini sımsıkı kapatıp yanmıştı. Şişeyi sertçe masaya bırakıp masasının arkasındaki tahta kütüphanenin ortasındaki tek kapaklı bölmeyi açıp kasanın şifresini girerek içinde ki beyaz kadife defteri alıp masasına oturdu. Uzunca müddet sessizlikte kapakla bakışıp şişedeki viskinin bittiğini gören adam derin bir nefes verip herhangi bir sayfayı açtı. Gördüğü ilk satırla yavaşça gözlerini kapatarak ezberlediği kelimeleri yavaşça okudu: Ah demiş idim kulaklarımın duymadığı gözlerimin görmediği Lakin kalbimin huzuru aşiyanında sen diye inlediği Pınarlarımın tek çıkış mahali sen bildiği Asla görmeyecekmişsin gibi Sanki görmek istemezmişsin gibi Lakin bakışların tam tersine beni içine çektiği gibi Ahuzar olduğum gözlerin Neden bana bakmaz ki?
Neden, neden, neden ulan neden ya neden neden ben değil ulan neden ben daha çok sevdim lan ben daha çok. Bir dakika lan bir dakika geç gelse o değil beni kabul ederdin lan beni sadece bir dakika laaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan bir bir biiiiiiiir Bağırmakla öfkesi geçmeyince cam şişeyi ve bardakları sıra sıra duvara atmaya başladı. Ta ki nefes nefese yere düşüp ağlamaya başlayana kadar.
25 .12.2023
-Sen ne dediğinin farkında mısın Alpaslan sen ne saçmalıyorsun yaaaa - Çiçeğim bir sakin olu - Nasıl sakin olayım ben Alpaslan ben nasıl sakin olayım. Asıl sen nasıl sakin duruyorsun ben bunu anlamış değilim Nasıl ya nasıl? bana kafayı yedirtme benimle dalga mı geçiyorsun sen be adam yüreğime kastın mı var senin söylesene be herif söyle nasıl olur böyle bir şey biz bunca yıl boşa mı acı çektik boşa mı köz yuttuk söylesene bana be adam biz o mezarlarda on sekiz yıl ne ettik. ,bir şey desene be adam beni delirtme - Çiçek artık bir otur şuraya yeter - Ben nasıl oturayım Alpaslan. Nasıl söy - Yeter Çiçek yeter benim içinde çok zor. Bende halen daha ne olduğunu anlamış değilim olanlar bunlar. Söz veriyorum size yıllar evvel ne olduğunu bulucam. Yeminim olsun kalan son bir günüm olsa sadece gerçekler için uğraşacağım ve gerçekleri öğrenicem. Ve seni temin ederim ki bulduğumda nefeslerini kesicem ama bana daha bir şey sorma çünkü ben de bilmiyorum gülüm inan ki bilsem söylerim güzelim ama bilmiyorum ilk defa hiç bir şey bilmiyorum Çiçeğim sadece inan bana sadece inan... - B ba Baba tamam ne oldu bilmiyorsun ama yani şimdi sen bunu tam olarak nasıl öğrendin peki. - Sende haklısın Doğanım böyle bodoslama deyince kafanız karıştı ama bende ne nasıl denir yapılır karıştım iyice şimdi size olayı en başından anlatıcam iyi dinleyin beni geçen pazartesi her zaman ki gibi kahveyi açmaya indim aşağıya çayı koydum sandalyeleri düzeltim , sandalyeleri yerleştirdim sonra da dış kapının kilidini açtım ki yerde kara bir zarf üstünde hiç bir şey yazmıyor ama öylede şatafatlı mühürlü filan özel hazırlanmış belli içini açtım içinde kara bir kağıt açtım okudum ama sonrası bende yok aklım almadı ama özetle öldü bildiğin üçüzlerin yaşıyor yerleri ve isimleri yazıyordu. Ne yapacam ne edecem aradım Agahı çabuk kahveye gel dedim. Agah da aldı beni Kara'nın yanına gittik kameralara bakmaya ama mahallenin tüm kameraları bozuk elde mektuptan başka bir şey yok sonra... -Ne yapacaksın şimdi kardeşim? derin bir nefes aldı Alpaslan ağzını açacak mecali yoktu zorlukla çıktı kelimeler ; - Bilmiyorum Agah ilk defa ben ne yapacağımı bilmiyorum. Otuz yıllık arkadaşını ilk defa bu bilinmezlikte görmenin şaşkınlığı içerisinde durumu eline alan Agah doğru olduğuna inandığı şeyleri aklından ve kalbinden geçtiği gibi söyleyiverdi: - Bilmiyorum yok Alpaslan Bilmiyorum yok ama eğer sen ne yapacağını bilmiyorsan ben biliyorum hadi kalk gidiyoruz. -Nereye - Evlatlarımızı almaya - Şimdi - Aynen öyle hemen şimdi. Bu işin öyle bekletilecek zamanı yok kardeşim kaybettiğimiz her saniye bize zarar. Kalk Alpaslan kalk bunca yıl kaybedilmişken bir saniye bile geç kalamayız bir saniye bile kaybedemeyiz o yüzden hay de ... - Ya yalansa Agah ya birileri bizimle dalga geçiyorsa ya bu bir oyunsa - Bu yüzden gitmemiz gerek Alpaslan doğru mu değil mi öğrenmeliyiz her iki türlüde bunu bizlere edenin dünyasını başına yıkmalıyız doğruysa da yalansa da oyunsa da... . . . . . İnsanın yüreğine bir yumru oturmayıversin nefes almayı bile unuturmuş Alpaslan da öyle bir zaman diliminde idi ama ne zaman bitmek bilmiyordu sanki düşüncelerin içinde durmaksızın akıp giden bir zaman evreninde kalmış gibi Karadeniz 'in bitmek bilmeyen yollarını adım adım aşarak gelmiştiler ne bir kelam edebilmiştiler, ne de ne edeceklerini bilir idiler sanki suya kapılmışta sürüklenir gibi yanında Agah ve kaç yıllık avukatları ile Karadeniz 'in yollarında sürüklene sürüklene geldi evlatlarının olduğu söylenen topraklara yüreğinde ki yaşlarla ne edecek bir lafı ne de mecali vardı garip bir huşunun delicesine şuhluğu vardı içinde galiba bu ümit denilen vuslatın yüreğinde yeşerttiği özlemin ta kendisi idi. Evet evet bence ümit te bir vuslattır çünkü yürekte can bulduran her bir damla sevginin ta kendisidir yani ümittir ve sevgi en büyük vuslattır. Yüreği ümit ve kaygı ile dolu olan Alpaslan içinse evlatlarına giden yol başında ince sızılı bir ağrı ve ayaklarında diken misali batan acı içerisinde ama içinde garip bir huşu ile ellerindeki karıncalanmaya inat geçmişti. Elinde tuttuğu kara zarfı cebine koyarak indiği arabadan ardında kırk yıllık kardeşim dediği dostu ve avukatları ile omzundaki yüke inat dikleştirdi başını ve tok adımlarla karşısında duran yetimhaneyi feth etmeye gider gibi adımladı her adımını bahçeyi geçip mermer merdivenleri arşınlayıp yetimhanenin içine girdiler Müdürün odasını buldukları gibi başladı Alpaslan'ın başında ki ağrının uğultuya dönmesi görüyordu ama algılayamıyordu. Avukatı müdür ile konuşuyordu ama o duymuyordu yüreği acıyordu. bu soluk duvarlar arasında evlatları mı vardı şimdi ne yemiş ne içmişlerdi. rahat uyuyabilmişler miydi? Hasta oldular mı ateşleri çıktımı kim baktı onlara kim ilgilendi birileri sataştı mı onlara ya da zarar verdi mi? O evde karısı ve oğullarına tüm kalbi ile bakarken üçüzleri burada bu soğuk duvarların ardında ne yaptılar acaba acaba acaba acaba kafayı yiyecekti sanki hiç bitmek bilmeyen acabalar ile düşünceleri bitmeden müdür hanımın seslenişi ile irkilerek cevapladı Alpaslan: - Alpaslan bey çocukların on sekiz olmasına daha beş ay var bu yüzden karar merciği kanunlarımız koşullarında aile bakanlığındadır. Pozitif çıkmaz ise alma yetkiniz yok o zaman başvuru yapmanız gerekir bunun içinde yeterli zaman yok diyebilirim ama pozitifse ve avukatınızın dediği gibi aile bakanlığı çocukları bırakmadığınıza veya geçmişte zarar verecek bir şey yapmadığınıza dair raporu vermişse açılan dosya ile çocukları nüfusunuza alabilirsiniz. bunun içinde bu kağıtları imzalamanız hem maddi hem manevi hem de adli tüm sorumluluklarını üzerinize almanız gerekiyor bunu kabul ediyor musunuz ? - Evet müdür hanım dna testi pozitif ise çocuklarımı istiyorum. Tüm sorumlulukları da kabul ediyorum. İçindeki tüm duygulara tezat bir kararlılıkla evet dedi Alpaslan hiç bir şeyi bilmediği, algılamadığı ve asla anlamadığı bu vakitlerde bildiği, arzuladığı tek gerçek eğer çocukları buradaysa bir an önce alıp evine evlerine gitmekti. - Tamam o zaman siz önce bu dilekçeyi okuyun ve imzalayın ben de imzaları başlatayım . Başını aşağı yukarı doğru sallayarak eline aldığı kağıdı imzalayarak müdüre uzatan Alpaslan oturduğu sandalyede geriye yaslanarak hafızalasının en derinlerindeki geçmiş dehlizine dalmıştı: - Ya çiçeğim düşünsene şöyle senin gibi bal saçlı okyanus gözlü bir prensesimiz olmuş ne güzel değil mi - Ya Alpaslan saçma sapan konuşma yeter artık olmuyor işte olmadı ne güzel oğullarımız var farkında mısın bilmem ama doğum yapalı sadece dört ay oldu saçma sapan konuşma ya - Ya çiçeğim tamam anlıyorum ama bunlarda bana benziyor ben sana benzeyen bir kızımız olsun istiyorum çok mu şey istiyorum yaaaaaa - Alpaslanım ne kadar çok istediğini biliyorum ama bizim beş oğlumuz var ya hani aşkım bir değil iki değil üç değil beş beşşşşşş kanal 7'nin dağıttığı bal kavonozlarıyla yarışıyoruz ya delirtme beni aaaaa daha doğuramam ben ya - Senin aşkım diyen dillerini yiyeyim ben çiçeğim son şans son bir şans tamam bak beş oğlumuz var ama üç doğum yaptın sen ya bir de böyle düşün hayatım. - Evet alpaslan ben üçüz doğum yaptım beni delirtme Alpaslan çık git şuradan attırma tepemi benim ya - Ama aşkım bak kız çocuk hayırlı olur vefalı olur - Alpaslan çık - Terlik atma bak çiçeğim bi dinle - Alpaslan çık - Tamam tamam sakin çıktım bebeğim çıktım ************* - Alpaslaaaaaaan seni geberticem seni mahvedecem adam sen nasıl doğum kontrol haplarımı değiştirirsin be sen manyak mısın adam - Ben ne değiştirecem hayatım eczane yanlış ilaç vermiş yoksa ben - Alpaslaaaan kes sesini be adam hala ezcane diyor delirtme beni gel buraya kaçma dedim - Nasıl kaçmayım hayatım terlikle kovalıyorsun insan hiç kocasını terlikle kovalar mı hiç yakıştıramadım sana aaaaaa - Asıl insan karısının doğum kontrol haplarını değiştirir mi be salak herif delirtme beni - Ah atma diyorum şu terliği bak tüm mahalle bizi dinliyor hayatım hem nereden çıktı ya o ben delil istiyorum kanıt istiyorum ne demiş kanun adamları suçu ispatlanana kadar herkes suçsuzdur - Alpaslaaaaaaaaaaaaaaaaaan beni delirttin bari zıvanadan çıkartma be adam sen manyak mısın sen deli misin ne takıntıymış be sendeki - Hayatım belki kızımız olur bu sefer belki sana benzer hem de - aaaaaaaaaaaaaaaaaay delirtme beni be adam delirtme sen ne saçmalıyorsun konumuz bu mu sen nasıl benim haplarımı değiştirirsin ya nasıl - Atma hayatım eline gelen her şeyi atma bir şey olacak kızımıza Çiçeğim ama vazo atılmaz ama ah - Bak hala kızımız diyor ya halaaaaaaaaa Alpaslan hatırladığı geçmişiyle kısık bir tebessüm ile gülerken üçüzler her şeyden habersiz okul sıralarında pineklemekle meşgullerdi. Geleceklerinin değiştiğinden habersiz.
|
0% |