Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@luftmench

Ne oliyi ula

aaaaa kız iç ses nerdesun sen ya kaç zamandur uğramayisun

tatile gidiyim dedim

niyiş

baktum wattpad' de benim kadar çalişan iç ses yok dedum bi marmaris yapıp celeyim iyi etmişmiyim

etmişsun etmişsun iyi etmişsunda marmaris kalbaluk diyiler ben kaldiramazdum vallaha

kiz ne saçmaliyisun nere olacam içineyum beynuni rafa kaldurduğun için düşünmeyi de unuttun bu ara korkudan cötün tutuşunca beni hatırladun sağ olasun olasun da adam bişey diyi dinle da hmhmhmhm layacağına

ölemi diyisun

öle diyim

iyi cörüşürüz o zaman

cörüşürüz deli

sensun deli

tövbe estağfurullah

- gök güzeli kucağıma çok fazla debelenme bende insanım bu bir şimdi elimi o güzel dudaklarından yavaşça çekiyorum sende sakin sakin duruyorsun tamam mı buda iki

- sen manyak mısın burada ne işin var

- ama ben şimdi ne dedim gök gözlüm bağırma ki gelmesinler yada bağır gelsinler bizim evlilik işini hızlandırmış oluruz

- Sen ne diyorsun manyak herif burada ne işin var ya senin

- Bak güzelim ben gelicem dediysem gelirim bu bir bir daha müstakbel eşine o güzel dilini daha tatlı kelimelerle açıyorsun yoksa tatlı ağzını yerim bu iki bundan sonra senin olduğun her yerde benim işim var bu da üç şimdi pijamalarını giy bebeğim hadi

- Sen nasıl var ya

- şşşşşşşşt bebeğim boşa yorma kendini ben arkamı dönüyorum giyin

- ya ya offfffffffffff

İnadı boyundan büyük Mar arkasını dönmüş giyinmesini bekleyen Kurt'a neden laf edemediğini bilememenin hoşnutsuzluğu ve beğenilmenin memnuniyetinde bornozunu çıkarmadan iç çamaşırlarını giyerek kadınlığının ses tonuna getirdiği şımarıklığı ve tüm haklılığı içinde homurdanmaya başladı

- Ya sen nasıl bir manyaksın ya gecenin köründe izinsiz bir şekilde eve giriyorsun bir de eşyalarımı karıştırıyorsun ne münasebet ya ne hakla bir de karanlıkta yatmış beni bekliyorsun be adam senin benimle ne zorun var delirdin mi sen ya hem ben seni tanımıyorum sen beni takıntılı mısın acaba sen bir de gelmiş karşımda diyorsun müstakbel eş filan sen kime sordun acaba kime takıntılı mısın diyicem sormama gerek yok sen bizzat takıntılının en önde gidenisin ya sen var ya

- Bitti mi gök gözlüm

- Ney

- Giyinmen

- Bitti

Arkasını döndüğü gibi üç adımla gök gözlüsüne varan Kurt ensesinden tuttuğu kızın dudaklarına yapışması ile put kesilen Mar'ın tişörtünden içeri ellerini usulca sokarak belini baş parmaklarıyla nazikçe okşamaya başladı. Karşılık bulamayacağı kanısına varıp çekileceği anda Mar ın dudaklarını kıpırdatmasıyla üst dudağını emmeye başladığı kızın çekingenliği, acemiliği utangaçlığı ve bilgisizliği ile anladı ilki olduğunu ve tam da o saniye kendine söz verdi Kurt. Onun ilki benim sonum. Düşüncelerinden çıktığı gibi takılı kaldığı gözlerin ne kadar beğenmiş olursa olsun daha çok utangaçlık içinde kızarmaması için önce yanağına küçük bir öpücük daha sonra çenesine ve boynuna derken kucağına aldığı Mar ile tek adımda yatağa varıp yatırdığı kızın üstüne uzanarak huzurlu bir uykunun kollarına adım atmıştı

- İyi geceler gök gözlüm

Nasil izin verdun kız buna

Ben izin verdim sen götüne tekmeyi bastın mı iç ses

Orayi karişturma şaştum kaldum o kadar yilun cazgıruyumdur dış ses böle susup kalduğumi hiç haturlamayirum ya

Uf ya uffffffffffffffff Nasıl izin vermiştim bilmiyorum ama hayatımda bir erkek ile el ele dahi tutuşmamış ben dün gece öpüşmüş bir de adamın koynumda yatmasına izin vermiştim tüm gece boyunca boyun girintime usul usul verdiği nefesler yüzünden uyuyamamıştım oysa kendimi gayet rahat ve huzurlu hissediyordum ben cazgır Mar hayatımda ilk defa birinin yanında lal oluyordum ve buna nasıl izin verdiğimi bilmiyordum ki bilmediğim çok şey daha vardı mesela neden ben o benden büyük bir kere o beni niye istiyor ki ben hiç anlamıyorum ve içimdeki mutluluğa tezat oluşan korku beni şimdiden yıpratmaya başladı bile

Bokiyen ben da ayni şeyi dedum niyiş tekrarlaayisun

ya bi sus da kendi kendi mi sakinleştiriyim iç sess

sen delimisun kendun kendune konişicasun hem da ben buraya dururken

he senle konuşunca akıllı olucam öyle mi

yok ama deli olmıyıcan

anam kız sus uyanıyor bu

heeeee kıpırdaniyi seninki

nereden benim ki nereden üfffffffffffff git be

Düşüncelerini kıpırdanan Kurt yüzünden rafa kaldıran Mar dirseklerinden yardım alarak üstünde duran adamın yüzüne bakarken dudağının kenarını dişlerinin arasına alarak ısırmaya başladı ne tepki vermesi gerektiğini bilemenin verdiği durgunluğu üzerinden atamadan Kurt'un eril sesi ile kendine geldi

- Günaydın

- eeee yani şey yani günaydın

Sırıtmasına engel olamayan Kurt bocalayan kızın tatlılığı ile huzurlu bir nefes alarak Mar ' ın yanağında ki saçları kulağının arkasına teker teker iterken Mar'ın bakışlarından oluşan sıkıntıyı fark ederek huzur içinde aldığı nefesi endişe içerisinde geri verdi:

- Ne oluyor Mar

-Ben

-Sen

-Ben bunu istemiyorum

-Neyi istemiyorsun denizden gelenim

- İ is ismimin anlamını biliyorsun

- bu gözlere verilebilecek en güzel isim bence

-Ben anlamıyorum

- Neyi Mar

- Neden ya neden daha tanışmıyoruz bile kaç kere karşılaştık söylesene

- Evet daha tanışalı çok olmadı ama seni gördüğüm ilk an kalbim öyle hızlı atmaya başladı ki o gün bugün durmuyor

-Neden ya neden daha tanışmadık bile aramızda ki yaş farkını söylemiyorum bile

- Kaç yaş var ya kaç

- yedi yaş yediiiiiiiiiiii

- varsa var ne önemi var ilk olmayacağız ya

- Konu bu mu yaş farkı mı

- Ne peki Mar

- Daha tanışmıyoruz bile ne ara ya ne ara benimle oynuyor musun nereden bileyim

- Ne oynaması ne diyorsun sen ya delirtme beni Mar

Sinirleri iyice gerilen ikili oluşan sessizlikte birbirlerine bakarken Kurt ürkek gözler içerisin de bakan Mar'ın yanına varıp sarı saçlarını kulağının arkasına doğru tek tek sıkıştırıp fısıltı içinde konuşmaya başladı.

-dün gece sarıldık öpüştük uyuduk tüm gece sorun yoktu ne oldu şimdi Mar ne olur izin ver bize

- Ben ben tüm gece uyuyamadım düşünüp durdum ben hala nasıl izin verdim bilmiyorum ben ben uffffff

- Pişman mısın

- Ne

- Düşünüp durdum dedin denizden gelenim pişman mısın?

- Ben ben bilmiyorum

- Neyi bilmiyorsun Mar pişman olup olmadığını mı yoksa beni mi ya da belki de kendini söylesene denizden gelenim hangisi

- Maaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaar uyanmadın mı hadi kahvaltıyaaaaaaaaaaaaaaaaaaa Maaaaar

Mer' in sesi ile kalbi durma noktasına gelen Mar ne yapacağını bilememenin şaşkınlığı ve on yedi yıllık tecrübe ile Mer bodoslama odaya girmeden önce omuzundan ittire ittire Kurt'u dolabının içerisine sokup telaş içinde konuştu daha doğrusu kekeledi

- M m mer Mer g ge geliyor na nasıl geldiysen öyle çık bu evden Kurt

Daha kapıyı kapatamadan kolundan tutan Kurt ile kalakalmıştı zamanı olmamasına rağmen

-Söyle Mar neyi

- Bırak kolumu

- Neyiiii

- Bizi Kurt bizi

Demesi ile kapıyı kapatması bir olmuştu ki Mer içeriye girdi geriye ise sıkıştırıldığı dolabın kapağı kapanması ile hiç bir tepki verememiş olan Kurt Mer ve Mar 'ın konuşmalarını dinlemeden duyduğu kapı kapanma sesi ile hızlıca dolaptan çıkıp pencereyi açtı odanın arka bahçeye bakmasından dolayı kimseye görünmeden giden Kurt'un yüreği de aklı da çoktan odada kalmıştı.

-Kurrrrrrrrrrt

Sokağın köşesini dönerken seslenen Kara ile arkasını dönen Kurt sinirini kuzeninden çıkaracak bir tonda söylendi

- Ne vaaaar

- Bu halin ne lan nooldu nereden bu saatte

- Sanane oğlum sanane

- Kuzen belli var bir şeyler hadi geç dükkana

-Kara yok bir şey diyorum yok

- Tamam ulan yok bir şey geç dükkana beraber kahvaltı edelim

 

****************************************************************************

Ma aile kahvaltı masasında oturmuş kahvaltı eden Miroğulları joniour Alpaslanın nereden aklına geldiğini bilmediği saçma soruları ile uğraşırken Mar Kurt'u düşünüyordu.

- Ya tamam çok düşünülmüş isimlere sahip bir aile değiliz ama Allah adı verdim bu kadar düşünmemezlik nedir ya tamam dokuzuncu çocuğunuzum ama babamın ismini vermek nedir ya insan evladı için biraz düşünür ya

- Sabahın köründe yine başladın mikserliğe oğlum maşallah

- Estağfurullah anne ama haksızsam haksızım deyin ama tamam ya tamam ben yine iyiyim sonuçta üç m abilerim de var yani kurt ismini türetmek nedir ya

- Ne varmış canım isimlerde rahmetli babam koymuştu abinlerle ablanın ismini tabi kızımız olucagını bilmiyorduk o yüzden üçü de erkek ismi idi ama

- Kız olduğunu bilsem benden başkası koyamazdı zaten Çiçeğim sonuçta bunun için insan üstü bir çaba harcadım

- öhö öhö Sende başlama şimdi hayatııııımım geçmişi açıp ta beni delirtme de he

- Başlamam Çiçeğim

- Anne daha ne olsun belgesel seviyorsun diye Kurt ismini koymak nedir hadi onu anladım ama üçüz olunca türetmek nedir ya hayır birde İspanyol müdüre yüzünden ikinci şanslarını da kaybetmişler Mar Mer Mir ne ya

- Sizin isminiz İspanyolca mı?

- Aaaa nasıl bilmezsin Aslan abi ya Müdüreleri İspanyolmuş ya

- Babası Türk annesi İspanyol hem Mirin ismini o değil kızı koydu sırf benzesin diye

-benim ismim Türkçe Soy ismin gibi mikseeeeeer

- Bak bizim ailede isim garipliği var ama sendeki başka bir gariplik Mir abi ya Bozkurt Mir Miroğlu

- Bozkurt mu?

- Şey anneniz size sormuştu kimlik için ama sorun mu var oğlum

- Yok baba bir anda şaşırdım sadece sorun yok

Çatal sesleri dahi kesilirken Mar odada oluşan bakışmalardan kaçmak adına tabağına kızartma koyuyordu ki Alpaslan cebindeki cüzdandan kimlikleri çıkarıp titreyen elleri ile isimlerini okuyarak üçüzlere teker teker verdi

- Bozkurt Mir Miroğlu

- Tankurt Mer Miroğlu

- Hatun Mar Miroğlu

Babalarının titreyen elinden kimliklerini alıp ceplerine koyan üçüzler uyuşmuş gibi hissederken tabaklarındakileri yiyorlardı ki Alpaslan bey yanında oturan Mir'e eğilerek fısıldadı

- Sözlerini tutan biriyim haberim olsun dedin kahvaltıdan sonra depoya gidicem istersen gel

- Gelicem hattağa gelicez

- Kimle

-Mer ile yoksa seni de beni de keser gözükmese de fazla korumacıdır

- Nasıl yani nereden

- Geçen yaşananlardan sonra ona söylemezsem beni keser di o yüzden konuşmamızdan bahsettim ama Mar' a demedik tedirgin olsun istemedik

-Tamam o zaman şey teşekkür ederim

Yutkunan Mir başını kaldırdığında annesinin gözündeki yaşları görünce yutkunmadan edemedi Mir'in tedirginleşmesini istemeyen Alpaslan bey ise hızla kalkarak konuştu

-Aslan yediysen hadi Agah bekliyor

- Tamam baba

- Çiçek Mir ve Mer de bizimle geliyor hayatım

- Tamam canım dikkat et bak hala iyileşmedin bak tamammı

- Tamam çiçeğim tamam

ayağa kalkan Miroğlu erkekleri ile mikser Mar'ın yanına geçerek duyduğu son dedikoduları ablasına iletmeye başladı.

*****************************************************

- Burası neresi ve niye bu kadar gizli bir yerde

- Bizim depo aslında çok ta gizli değil halı sahanın altında zemin kat

- Ama herkes bilmiyor dimi Alpaslan bey

- Öyle Mer öyle

- Peki ne işimiz var burada

- Avukatımız Salih sizin kaçırılmanız ile ilgili bir şeyler bulmuş

-Neredeler peki?

- Niye bu kadar sessizsin Mir

Kendisine ne kadar benzediğini fark ettiği Mir' i içten bir tebessüm ile göz hapsine alan Aslan kardeşleri ile gerçekten samimiyete dayalı bir muhabbet kurmak istiyordu lakin üçüzlerin temkinli tavırları ve kendisinin işlerden dolayı evde olamaması yüzünden bir türlü istediği ortamı sağlayamıyordu ama elinden geldiğince onlarla olmaya çalışıyordu ki üçüzlere açılan kapının Mir'den geçtiğini fark etmişti bile tam nedenini tahmin etse de bilmiyordu ama Mer ve Mar her şeyde sürekli Mir'e bakarak onay alıyordular ve farkında olmadıklarına da fazlası ile emindi lakin tahmininin doğruluğu ise onu mutlu ediyordu kendisine benzeyen bir kardeş iyi olabilirdi hatta fazla iyiydi

- Sesim çıktığında arayı kapatmış olduğumdan fazlası ile emin olacaksın Aslan abi

- Bundan şüphem yok Mir

- Aslan Agahlar geldi kapıyı bak oğlum

-Baktım baba ... Nerede kaldınız Agah amca

- İstanbul trafiği bir yere götürüyor mu ki Aslanım

- Sende haklısın

- Baban nerede

- Buradayım bana bir şeyler bulduğunuzu söyleyin Agah Salih

- Oturalım anlatayım Alpaslan

- Tk tk tk tk

- Birini mi çağırdınız Alpaslan

- Yooooooo

- Kurt kapıya bak oğlum

- Doğan geldi Alpaslan amca

- Ooooooooo Doğan bey sizi buralarda görürmüydük

- Zor ama imkansız değil Agah amca

- Seni buralara ne getirdi oğlum

- Kardeşlerim baba kardeşlerim

Cidden bizim için mi burada biz sadece üçüzdük sadece üçümüz Ben Mer ve Mar şimdi ise bunca insan... Mer ile burada ne işimiz var bu olanlar için onları suçlamalı mıyım ya da suçlamalı mıyız on yedi yıl dört ay sonra on sekiz yıl bir başımıza kala kalmıştık buraya geldiğimden beri en çok bunu anladım biz hep birbirimize kalakalmıştık ve bunun sebebi olan kişi kimse ömrümüzü çalmıştı sadece on yedi yılımızı değil koca bir ömür geçen zamanımız yiten ömrümüz olabilir miydi? Bu saatten sonra bir ailemiz olabilir miydi? Biz üç kardeş bu saatten sonra bir yuvaya sahip olabilir miydik evet daha yeni baba demiştim ama olur muydu baba demek ile oluyor muydu yürümeye başlarken yanımızda değildi yemek yerken yoktu oyun oynarken yada maç yaparken daha doğrusu bize bunları öğreten o değildi belki de haksızlık ediyordum benim için vurulmuştu belki de bu yüzden baba dedim ona bir minnet bir delalet Bilmiyorum korkuyorum sadece korkuyorum bugüne kadar kardeşlerini koruyan kollayan ağır başlı rolünde hep ben oldum ama şimdi yetebilir miydim kardeşlerime kendim önemli değilim hiç bir zaman da olmadım bana silah sıkılması zerre umurum da değil ama ilk defa üçümüzden başkası bizim için benim için ciddi bir şey yaptı hayatını feda etti ya ölseydi korkuyorum beni bu kadar ne korkutuyor bilmesem de korkuyorum diğerlerinin bize abi olarak ilgilenmek istemelerinden mi Yoksa Çiçek hanımın sürekli ilgilenmesiyle mi ilgili sekiz yaşlarımda iken yetimhanede kanserden ölen arkadaşım Ali ile konuşurken ne demişti ''Belki de anne sadece bizi yediren kişidir '' demişti Çiçek hanımda öyle üç öğün bitse böregi çöreği bitmiyor o bitse meyve getiriyor sürekli agzımıza bir şeyler tıkıştırma derdinde aslın da çekindiği için bazı istediklerini yapmıyor bile o halleri çok tatlı Mar ile çok benziyorlar aynı kikirdeme aynı çekinme buna gülümsemeli miyim yoksa annemin benden bizden çekinmesine oturup ağlamalı mıyım bilmiyorum ama bildiğim tek şey bunu yapanları bulmadan rahat bırakmayacağım Ne dedim Aslan abime sesim çıktığında arayı kapatacağım yemin olsun benim sesim çıktığında onların sesleri kesilmiş olacak ve belki de o zaman anlarım babam olup olmadığını sonuçta aileler birbirlerine benzer dimi yanlarında büyümese de benzer mi ki

- Duyuyorsun dimi baba ben o kadar söyledim gelmedi beyefendimiz ama Küçük kardeşleri için sorulmasına bile gerek kalmadı işten izin almış pislik

- Eeeeeeeee abi olmak böyle bir şey Aslan bey

- Doooğaaaaaaaaaaaan

- Pardon abi

- Aferiiiiiiiiiiiiiiin

Gülmemeliyim gülmemeliyim bu saçma ana gülmemeliyim

- Hadi bırakın gevezeliği Salih hadi anlat

Aslına bakarsan Alpaslan elimizde çok bir şey yok her şey gemici düğümü bilindiği üzere Çiçek yengenin doğumu erken başlıyor apar topar hastaneye doğuma giriliyor çıktığında üç ölü çocuk mezarına kadar her şeyleri var yani hiç bir delil olmadan iş kapatılmış ama

- Aması ne Salih aması ne

- Aması şu Alpaslan sonuçsuz dava

- Ne diyorsun Salih net ol

- Netim zaten Agah çocukların kaçırıldığı zarflardan belli ama sonu yok olanlar niye olduğu bilinmese de belli ama ne işlerine yaradı bu onların görünen hiç bir işlerine yaramadı demek ki daha oyun bitmedi bizim oyuna dahil olmamızı bekliyorlardır yani ne oluyor ise daha olmadı çocukların kaçırılması bir başlangıçtı

- Salih abi düşman yok ama dava var top yok halı saha var ne işe yarar

- Aslan doğru diyor Salih benim kırk yıllık tanıdığım Salih bunları demeye bunca yol gelmezdi

- Doğru tanıyorsun beni Agah bak şimdi iki siyah zarf geldi ve ikisi de aynı yazı tipi aynı renk aynı zarf hatta aynı kağıt ama bir farkla

- Ne farkı

- mühür damgası

- Ney

- Mühür damgası Alpaslan

- Ne diyorsun Salih anlamıyorum cidden

- Bakın gelen zarfların her şeyi siyah mührüne kadar ve bu gibi bir zarfta mühür olması da fazlasıyla garip lakin dikkatli bakıldığında mühürlerin içinde iki farklı desen var ama o kadar küçükler ki ilk bakışta anlamak çok zordu bir şekilde bizim gençler halletti nasıl yaptılar bilmiyorum bilgisayar işinden Cenk anlıyor ona sorun soracağınız bir şey varsa gidin onlara sorun ama ortaya bunlar çıktı

- Bunlar ne

- Bu ilk gelen zarftaki mühür deseni yıldırım

- yıldırım mı

- Evet

- Ama bu bizim yetimhanedeki soy ismimiz

- Aynen öyle Mer ve ilk mektupta sizin varlığınızdan bahsediyor ve mühürde oradaki soy isimleriniz var ikinci zarfın mühründe ise baş sembolü var ve altında bey yazıyor uzunca bir süre ne olduğunu anlamadım ama geçen Mir' e saldırdıkları aklıma geldi ve Mir isminin anlamı Baş amir ve bey anlamına geliyor yani damgalar yapacaklarına özel hazırlanıyor buda demek ki sırada bir zarf daha olması lazım yapacakları her şeyi önceden haber veriyorlar yani bir savaş yaklaşıyor ve biz hala oyunun tam anlamıyla içinde değiliz bir an önce içine girmemiz lazım

- Bu demek oluyor ki bir daha ki Zarf'ı koyan kişiyi yakalamamız gerekiyor

- Aynen öyle Aslan aynen öyle

- Alpaslan bir şey demeyecek misin

- Ne diyeceğimi biliyorsun Agah onları bulunca ses telllerini dahi keseceğim

 

Loading...
0%