Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@luftmench

- Eeeee şey s sa sağ ol pardon şey sigara orada iyi akşamlar

- Be Bekle adın ne

attığı tek adımla ayağına batan acıyla yere bakan Kurt gördüğü bilekliği eline alarak baş parmağıyla okşayarak yüzündeki tebessüme engel olamadan söylendi:

- Gök gözlü güzelden hediye diyelim

Elinde ki bilekliği cebine atarak çıkan Kurt'un ilk işi derhal gök gözlünün ismini öğrenmek olacak idi.

*************

- Beni bırakıp nereye gidiyon sen üçüz ya

- Ornitorengim dibimdeydin döndüm baktım yoktun

- Allah razı olsun dönüp bakmış ya dalga mı geçiyon benimle Mer kilerden mutfağa mutfaktan koridora geçtin merdivenin başında mı aklına geldim

- Kusura bakma kaç deyince alışkanlık biliyon beni.

- Kusura bakma abla vukuatlı olduğum için tırstım bir daha olmaz

-Yalancıııııııııııııııııııııııııııı

-Nasıl bu kadar kısa sürede tanıdın beni

- Benle on yedi yıl geçirdi sen kimsin be

-Ayıp oluyor abi

-He ondan he fineas ve förb bir şey diyicem kilerden kahveye açılan kapı hep mi açık

- Yok genelde kilitli bugün kahve kapalıydı ya ondan babam açık bırakmıştı ama anahtarı kilerde kapının yanında asılı hep niye ki abla abla sen ban bize ne dedin

- Fineas ve Ferb dedim beni satarken aynı onlara benziyordunuz dip dibe tek kız kardeşinize karşı

- Ayıp ettin ama satmadık unuttuk sadece seni hem ben lakabı beğendim abi ha

-Haaaaaaaaaa anladı paşa ayştayn mübarek

- Mer

-Efendim Mar

-Mir bizi kesicek

-Anam yalnız bıraktık

-Salona gidelim o zaman ablacım abicim

- gidelim

- gidelim

________________________________

-Alpaslan neredesiniz abinle ablanı da aldın götürdün

- Nereye götürecek annem kilereeee kaçırırmıştır zavallı kardeşlerimi de sürükledi

- Şahinnn

-Üçüzüme laf etme anne sürüklerken zavallı kardeşlerimi çizgi filim efektinde gördüm resmen dalgalanıyordular

- Bozacının şahidi şıracı Sungur hadi geçin çocuklar Mir de sizi soruyordu zaten

- Ben gelddiiiim

-Hoş geldin Alpaslanım

-Ne oldu ne yaptınız

- Bir şey yapmadık ne yapacaz kavga ettiler etiler düğün edilecek dedim sustular gittiler

- Şaziye ana yarın bir helva dagıtsın da yiyelim e sonuçta oglunu kaybetti

-Alpaslaaaaan

-Pardon baba

-Pardonlar çıkalı

-kkikikikikkiki

-kikiikikiikiikikiki

Oda da oluşan sessizlik ev erkeklerinin yüzünde tebessüm oluşturmuştu. Anne ve kızın akıllara kazınan cilveli bir kikirdemesi vardı. Sessizligin garip pusunu hiç bir zaman sevmeyen Çiçek klasik bir türk annesi olarak ayaklandı

- Ben meyve getiriyim de yiyelim joniour yardım et

- Üf yaaaaaa

- Anneye üf denmez

-O zaman püf diyiyim

-Alpaslaaaaan terligi almayayım elime

- Ne saçma şey diyon canım annem o terlik ayak için yapılmışsa ayakta durması lazım gelir elinde ne işi var yani

- Joniour düş peşime

-Emredersin sultanım sen dersinde ben etmez miyim.

-Baba bak sana söylüyorum bu çocuk bizden değil hiç birimize benzemiyooo ya

- Hiç benzemiyorsunuz Şahinim benzer misiniz?

-Hiiiiiiççç

-Yani benim sevgili üçüzüm miksere hiç benzer mi babacığım sadece yandan çarklısı yoksa hiç benzer mi babacım

-Üçüz dedik bağrımıza bastık görüyor musun Sungur nasıl bir hain kostok ile üçüzüz bak bak

Üçüzler kendi arasında atışan aileyi tanımamanın verdiği buruklukla ailelerini izlerken evde çalan zil sesi Miroglu evine kara rüzgarların gelişinin habercisi idi. Mutfaktan çıkıp söylenen joniour her zamanki gibi çemkirdi:

- Aman siz kalkmayın Alpaslan bakar nasıl olsa dimi abilerim

-İşin ne lan bak

- Sağ ol abi ya

-Hadi hadi

.

.

.

.

.

.

- Alpaslan kim gelmiş

-Kimse değil baba

-Nasıl kimse değil gelsene o zaman oğlum niye gelmiyorsun

-Geldim baba geldim de şey

- Ney oğlum söylesene

- Kapıda bu zarf vardı.

- Ne zarfı ?

- Bu kara zarf.

- Kara zarf mı ver bana onu sen siz oturun ben geliyorum .

- Baba

-Yok bir şey oturun

-Ama baba

- Aslan yok bir şey dedim oturun oğlum.

-Alpaslan ne oluyor.

-Yok bir şey Çiçegim siz yiyin meyvenizi ben geç gelirim.

 

_________________________

-Bu iki oldu Agah noluyo lan nasıl oluyoooo bizim mahallemize bizden habersiz kuş uçamazken nasıl oluyor lan bu

- Sakin ol Alpaslan elbet bulucaz

-Neye sakin olayım Alpaslan yıllar önce evlatlarımı benden koparmışlar haberim bile olmamış. Yıllar boyu benim olmayan mezarlar için ağlamışım. Hadi ben evimde aglamışım karıma sarılmışım yanmışım evlatlarıma sarılıp yüreğime su serpmişim ya üçüzlerim gözlerinin içinde görüyorum kendilerini buraya evlerine ait hissetmiyorlar Mer desen arada yanlışlıkla konuşuyor Mir'in ağzından kerpeten ile laf alıyoruz Mar konuşuyor ama o daha beter çünkü biliyorum ulan anası kılıklı görüyorum konuşmasının tek sebebi korkması annesi gibi korkunca konuşmaya başlıyor. Oğullarım desen nasıl tepki vereceklerini şaşırdılar yaklaşıp kaçırmak istemiyorlar uzakta duramıyorlar kardeşlerinden Çiçeğim bir şey olacak diye uyumuyor bile ama Karakan mahallesinin dayısı kendi evine iki kere kara mektup gelmesine engel bile olamıyor söylesene Agah ben nasıl sakin olayım. Kim lan kim benim evime elini kolunu sallaya sallaya girip zarfı bırakan aklım almıyor Agah aklım almıyor. asıl sen nasıl bu kadar sakinsin lan nasıl zarfta yazılanları okumadın mı ? Deliricem lan deliiricem

-Alpaslan sinirlenmenin bize hiç bir faydası yok şu an kaç çeşit düşmanımız var her hangi biri olabilir sakin olup sukut düşünmeliyiz ki gözden bir şey kaçmasın ama emin ol ki bunu bize yapanı bulup kökünü kazıyalım ama

-Ne ama Agah ne ama

- Ama neden Alpaslan düşmanımız neden on yedi yıl bekledi ya da neden bizim ile değil de çocuklar ile bedel ödetmeye çalışıyor biz bu masada iki gündür oturmuyoruz kardeşim elli yıldır oturuyoruz böyle saçma bir şey görmedim savaş desen değil dava desen değil hem de bu kadar uzun yıllar boyunca neden bekledi Alpaslan asıl şimdi sakin olmalısın rahmetli babam yaşarken dahi konu savaşmaksa bana asla karışmazdı lakin konu ne zaman olursa olsun kurtlar sofrasına oturacağımız zaman sana benden daha çok güvenirdi keza bende öyle o yüzden düşün Alpaslan iyi düşün bu nasıl iştir böyle

.

.

.

.

.

-İş değil belli ki Agah

- Nasıl yani

-Yani bu düşman zannettiğin gibi kurtlar sofrasından değil çakallar hatağa akbabaların sofrası ama kim ve niye ...

Niye Agah niye

-Bulucaz kardeşim bulucaz şimdilik sakin olalım elbet bulucaz her yere haber saldım emin ol elbette bulucaz bugün olmazsa yarın illa haki bulucaz kardeşim. Sen şimdi eve git Çiçek'de çocuklarda daha fazla endişelenmesinler.

- Tamamdır bilgi gelirse bana hemen haber ver.

-Tamamdır.

-Agah'ım Alpaslan'mı burada

-Öyle anam ne oldu uyuyamadın mı ?

-Sen park beni da Alpaslan 'ı çıkmadan bana yolla

- Geliyorum Azze nene

Alpaslan tahta merdivenleri çıkarak alışık olduğu aralık olan oymalı kapıyı açarak yavaş adımlarla içeri girdi

- Kızın annesine benziyormuş. Öyle dediler doğru mu ?

Kızının ismini duyar duymaz sırıtmasını engelleyemeyen Alpaslan yüreğinden geçenler diline vurdu.

-Benzemek ne demek Azze nene sanki kopyası görmene gerek bile yok Çiçeğin gençliği resmen

- Niye görmeyecekmişim ula iskele anası mıyım ben ula

- Estağfurullah ana lafın gelişi öyle dedim

- Dema gelişini de gidişini da öyle dema Alpaslanum oldi

- Oldu ana oldu

-Peki uşaklar

-İlk defa çocuklar bana değil de analarına benziyorlar Azze ana oğlanlar da anneleri bal gibi koyu sarı saçlı mavi gözlü

-Senin uşaklarun hepsi mavi gözlüdür Alpaslanum ama sari olanını da görmek gözlerimize nasip olur inşallah ne zaman getireceksun uşaklari

-Sitem etme bana ana çocuklar hala çok çekingen hem tipleri Çiçegim 'e benzesede huyları benzemiyor galiba yani oglanların ki sonunda joniour'un kime benzediğini buldum galiba

-Ne dersun

- Mer'in joniouru geçiceğini seziyorum Mar hem Aslan gibi hem de doğan gibi hem otoriter hem de orta yolcu ama Mir sanırsam benim aynım kolay kolay güvenmiyor kimseye yüz verme niyetinde değil yada anlaşmak gibi bir isteği de yok gibi ama...

- Ama

-....

- Suskunluğunda çok şey anlatır bu yaşlı kadına aslanım Aslan Kara ve Kurt mahallenin abileri rahmetli Alim ile Agahın yerini pek güzel doldurdular düşmanımız eskisi gibi az da değil ki birine gerek yok diyelim üçü de gerekli ama sen senin yerine geçecek biri yok Doğan doktor olucam dedi kendince iyi de etti her canlının bir ömrü var onu kabul ettiği hayatı yaşayarak geçirmeli. Üçüzlerde istemiyorlar açık açık dediler jonior zaten olmaz Mer ondan beteri gibi peki Mir

- Zaman anam zaman gösterecek

Sabah ezanıyla kalkmış namazını kılmış lakin herkesin cumartesi olmasından dolayı evde olması Çiçeği fazlasıyla heyecanlandırmış ve bir daha uyumasına izin vermemişti. Güneşin ilk ışıklarından beri tüm ailesi ile yapacağı ilk kahvaltısı için tüm marifetlerini konuşturmuştu. Masada deyimi yerindeyse sadece kuş sütü eksikti. Masanın eksiksiz olduğuna kanaat getirince kettl' daki su ile çayı demleyip mutfaktan çıkıp koridorda ki beyaz vitrinden bir plak çıkarıp pikaba Ajda Pekkan'dan sana neler edeceğimi takarak merdivenleri çıkmaya başladı. Bir anda aklına gelen anılar ise heyecanını durmaksızın perçinliyordu sanki.

-Çiçek abla Çiçek abla

-Kız sana bağırıyor çocuk.

-Ne oldu Alihan

-Alpaslan abi seni çağırıyoooor

- Geldi mi nerede ki ?

- Bakkal'ın orada seni bekliyor

-Tamam kuzum sağ olasın Hatice Alihan'a börekten ver yesin ben gidiyom.

-Tamam gecikme bak

- Tamam

****************

-Alpaslan'ım gelmişsin

-Çiçegim nasıl gelmem yolumu bekleyen gök gözlü yarim varken nasıl gelmem güzelim

-Alpaslanım

- Çiçeğim gel bir sarılıyım sana

- yaaaaaa

-Ohhhh sen kollarımdayken benden mutlusu yok be güzelim

- kikikkikik

-Güzelim

-Efendim Alpaslanım

-Seni buraya sadece görmeye çağırmadım müjdem var sana

- Ne müjdesi Alpaslanım

-Sana mehir 'ini göstermeye geldim Çiçeğim

-Mehir mi yaaaaaa neeeey

-Burası gülüm

-Ne burası

-Bu arazi gülüm bak tapusu burayı aldım

-Yaaaaaaaaaa ama Alpaslanım sen ev alıcam demiyomuydun burayı aldıysan evi neyle alıcan babam ev yoksa vermem diyor biliyorsun.

-Bilmez olurmuyum Çiçeğim sırf bunun için çalışıyorum ya biliyorsun çok param yok birikmiş ev almak için en az beş sene daha çalışmam lazım.

-Beş sene mi ?

-Dert etmeyesin Çiçeğim Allahlın izni ile beklemeyeceğiz

-Nasıl beklemeyicez ki

-Bakkal niyazi köyüne dönüyor bakkalı kapatıyor bankaya gittim köydeki annemden kalan malı ipotek karşılığı iyi bir para aldım yarın Niyazi amcayla notere gidicez kalan parayla hemen buraya iyi bir temel attıracam önde bir dükkan çalışıp çalışıp ipoteği öderim arka tarafa da bir oda reiste babanla konuştu düğüne izin verecek biraz dişimizi sıkacaz küçük bir yerde ama sana söz çalışıp çalışıp üstüne kat ekliyicem Çiçeğim Mahallenin en güzel evi olacak tek göz odamız hattağa üç katlı yapacam sana söz

-Yeter ki biz birlikte olalım eklemesen de bana yeter ki Alpaslan 'ım hem dükkan dedin ne dükkanı ki hem sen sürekli Reis'in yanındasın nasıl çalışıcan ikinci bir işde

-Sen o kadar düşünme Çiçeğim ben her şeyi düşündüm bizim için bir tanem doğru dersin sürekli dükkanın başında duramam o yüzden kahve açacam çırakta tutarsam sürekli başında durmama gerek kalmaz

-Yaaaaaaa sen bilirsin Alpaslanım yeterki biz yan yana olalım da

-Yeter ki yan yana olalım da Çiçeğim

Bakkala bakarak oturan ikili oturdukları yerde hayaller kurarken sokaktan geçen arabadan kulaklarına gelen müzik sesi ile gülerken Çiçek sözleri söylemeye başladı:

- sevecegim gezeceğim görürsün sana neler edeceğim bir yerine bin cezayla hakkından geleceğim senin

***************

Amerikan mutfaktan çıkarak salondan merdivenleri inerek odasına giren Çiçek komidinden siyah bezi alarak çıktı. Yüzünde ki tebessüm ile salona tekrar gelerek merdivenlere yöneldi ilk kata çıkınca kattaki üç kapıya vurarak söylendi Çiçek hanım:

- Aslaaaaan, Doğaaaaaaan, Alpaslaaaaan hadi kahvaltıyaaaaa

-Tamam

-Geliyorum

- beş saat sonra

- Alpaslan saati naklettirmeyeyim sana kalk çabuk

klasik anne klişelerini sıralayarak ikinci kata çıkıp tekrar üç odanın kapılarına vurarak bağırmaya başladı

- Sungur , Kartal, Şahin , hadi uyanık olduğunuzu biliyorummmm demin eve girerken gördüm siziiii üçüzlerrrr

- Üffff ya

-Nasıl ya

-Offff

Bunu sonra konuşucaaaaaz

-Ama anneeeeeeeeee

-Aması filan yok kahvaltıyaaaaaa

ikinci katın koridorundaki sürgülü ayna kapının önüne gelip derin bir nefes aldı. Sürgüyü sola doğru çekip merdiveni hızlıca çıktı. merdiveni bitirdiğinde Mir odasından çıkmıştı. Anne ve oğul ilk defa yalnız kalmanın verdiği donukluk ile birbirlerine bakarken içindeki heyecanın yüzüne verdiği tebessüm ile ilk konuşan Çiçek olmuştu.

-Günaydın oğlum

-Günaydın

-Şey aslında ben seni sabah gördüm cam 'da erken mi uyanırsın hep

-Alışkanlık

-Mir kim ile konuşuyon ya aaaaaaa Çiçek hanım

-Günaydın oğlum

-Günaydın

-Sende mi erken kalkıyorsun

-Şey Mir ile tek ortak noktamız

- Heeee sürekli erken uyanır sürekli görmeniz lazım

- Miiiiir

- Efendim Mer

- Eeeee biz arada sırada diyelim Çiçek hanım

- Babana benziyorsun Mir o da erkenden uyanır. ben arada sırada eeeeeee şey oturalım size bir şey vericeğim

Hiç bir şey demeden yavaşça koltuğa oturan Mir ile Mer Çiçeğin konuşması için bekledi

- Şey ben sizi tam anlamıyla anlayamam ama bilin ki benim içinde hiç kolay değil bu konuları böyle ayak üstünde konuşmıyacam ben sizi kahvaltıya çağırmaya geldim ama ben her hamile olduğumu öğrendiğimde büyüyünce vermek için hediyeler almıştım sizi öğrendiğimde de aldım. bunlar da sizinki ki eğer takarsanız çok mutlu olurum

- ş şe şey sağ olun

- Pardon hepinize aldım dediniz diğerlerine ne aldınız

-Mer öyle sorulur mu ya

-Ne var ya merak ettim

-O nasıl söz Mir duymamış olayım hepinizinkini cinsiyetlerinizi öğrendikten sonra aldım Aslan abinizin elinden hiç çıkarmadığı tuğralı yüzük var onu aldım Doğan abinize de ismini yazdırdığım zincir kolye aldım. sonra üçüzlere de isimlerinden dolayı kartal sungur ve doğan fiğürlü kolye yaptırdım. Alpaslana da aslan figürlü bileklik yaptırdım. Sadece alpaslan düğünlerde filan takar diğerleri hiç çıkarmaz. Hepsini bizim kuyumcu Ali 'ye özel yaptırdım bunlarda sizinkiler

- Kurt mu bu kurt figürlü saat mi

-Kurt ne alaka ki

-Şey sizin isimlerinizi Bozkurt ve Tankurt ve Gökkurt olarak koymuştukta biz

-Yanlış anlamazsınız bir şey sorabilir miyim.

- Tabi ki sor Mir 'im

- Mar' a hangisini koydunuz

- kkikiikikki

- Bize üçünüzün de erkek olacağı söylenmişti

-Anladım ama bunu niye şimdi söylüyorsunuz ki

-Bizi avukat aradı sizin kimlikleriniz değişiyor ya onun için eğer izin verirseniz size verdiğimiz isimleri de kaydetmek istiyorum tabi ki de siz isterseniz

.

.

.

- Mer

-Efendim Mir

-Sen ne diyorsun

-Şey şey yani şey bence kimlikte yazılmasında bir sorun yok yani kendi isimlerimizle beraber yazılacak dimi

-Evet evet kendi isimlerinizle beraber yazdıracağım tabi izin verirseniz

-Tamam o zaman Mer 'de sıkıntı etmiyorsa sorun değil ama Mar' a özel olarak sorun o ne der bilemedim

-Tamam tamam eeee sağ olun Mar erken uyanmaz mı?

Yok o alarmını kurmazsa ikiden önce kalkmaz

-kikikiki ben kılıklı eeee şey o zaman siz kahvaltıya inin ben onu da kaldırıp geleyim olur mu ?

-Tamam o zaman biz inelim

Kabul etmelerinin sevinci içerisinde Mar 'ın odasına doğru yürüyen Çiçek kapıyı açtığı gibi yatağın üzerinde oturan Mar' ı görmesi ile kalbinin sıkıştığını hissetti yavaşça kapıyı kapatıp içeri girdi:

- Uyanmışsın kızım. Kardeşlerin geç uyanırsın demişti ama

- Normalde hep geç uyanırdım ama bu aralar pek uyku tutmuyor.

-Anlıyorum haklısın da konuştuklarımızı duydun o zaman bir daha anlatmama gerek yok

- duydum

- Şey duyduğun gibi doktor bize üç erkek demişti ama baban cinsiyetleri öğrenmeden önce hep kızı olursa annesinin adını koymak istiyordu izin verirsen onu yazdırmak isterim baban da çok mutlu olur

- Anladım peki isim ne

-Hatun

-Hatun 'mu

- Evet

-Mar Hatun Miroğlu güzelmiş olur bence bir sıkıntı yok

- Baban çok sevinecek

Odada oluşan sessizlik devam ederken Mar 'ın gözü Çiçeğin elindeki kutuya kaymıştı bunu fark eden Çiçek heyecan içinde konuşmaya başladı

-Üçüz abilerinden sonra kız evlat hayalimiz tamamen bitmişti daha çocuk doğurmak istemiyordum da baban elinde bunun ile çıkıp geldi son şans istedi baban kız da kız diye tutturunca sırf senin için ikna oldum kikkikikik Baban bunu bana verirken çiçeğime benzeyecek çiçeğim için demişti lakin sonra yine üçüz erkek deyince doktor şaşkınlıkla kalakalmıştım. sonra bu bileklikleri aldım üçünüz için ikisi de senin anlayacağın birini takarsın diğerini de takacak bir eş bulursun inşallah

- Erkek saatine bakıp tebessüm eden Mar kısmet deyip kırmızı kadife kutuyu eline alarak yavaşça açtı cevap vermemesi ile iyice gerilen Çiçek dikkatlice kızına bakıyordu ki Mar beklemediği şekilde konuşmaya başladı

-Çok güzelmiiiişşşş.

Derin bir nefes vererek mutlulukla sordu Çiçek :

- Takmamı ister misin ?

-Ama

-Ne ama

- Ama bu abartı olmaz mı bana

- Olmaz az bile yani benim kızımsan az bile sonuçta baban mardinli Annen Trabzonlu az bile yani dimi hiç çıkarma olur mu ?

 

Loading...
0%