Yeni Üyelik
5.
Bölüm

ilk görev

@lulumde_lulum

telefon çalma sesi ile uyandım . dün evimde 11 kişi ağırladım ve sora Göktuğ ile terasta oturuyordum. ve şu an odamdayım .

 

bunları düşünürken sesimi düzeltim ve telefona baktım arayan Sibel müdürdü. açtım ve konuşmaya başladım ."buyurun müdürüm".

 

" Lavin hemen karakola gel"

 

" hemen müdürüm " dedim ve telefonu kapadım . siyah eşofman , beyaz dar tişört , spor ayakkabı ve açık renk kot ceket giyidim . kahve içip arabaya bindim ve bir şarkı açtım .

 

hayata en sevdiğim şey araba sürmek , ikincisi de araba sürerken müzik dinlemek .ve birazdan hande yenerden sopa çalmaya başlayacaktı. sesi bir az daha açtım .

 

"Her günahın bedeli var .

 

Bunu zaten ödedim.

 

Her delinin bir sebebi var

 

Bunu zaten söyledim"

 

derken ilerledik ve karakola vardım. arabayı park ettim ve Sibel müdürün odasına ilerledim .kapısını tıkladım içeriden " gir" diye seslendi Sibel müdür.

 

"he gel lavin " dedi ve devam etti "ilk görevin geldi . " dedi ve önüme mavi bir dosya bıraktı.

 

"teşekkür ederim müdürüm " dedim ev dosyayı aldım. "müsaadenizle müdürüm ".

 

" müsaade senin " dedi Sibel müdür. odadan çıktım ve timdekilerin yanına gittim . odaya girdim ve Mehmet in yanına oturdum . " evet arkadaşlar benim yönetimimdeki ilk göreviniz geldi." dedim . mavi dosyayı masaya bırakım ve görevi anlatmaya başladım .

 

" Asya AYDOĞAN 15 yaşında , örgütler tarafından kaçırılmış . onu sağlam bir şekilde ailesine teslim etmemiz lazım . sorusu olan ?". dedim . sesim o kadar otoriter çıkmıştı ki ben bile şaşırmıştım.

 

"plan ne tam olarak komiserim " dedi ay .

 

" plan milan yok bam bam bam , öğrenmemiz gereken bilgileri de sorguda hallederiz" dedim .

 

" ne tur bilgiler " diye sordu Mehmet

 

"herhangi bir şey Mehmet , çünkü bular bence sadece kaçırmak ile kalmıyor . daha önce kaçırdıkları çok genç ve çocuk var ." dedim .

 

"neyden şüphe ediyorsunuz komiserim " diye lafa giren ulu oldu .

 

" organları satıyor olabilirler " dedim ve bir anda bir şey fark ettim niye her lafın sonunda komiserim diyorlar . Bunu da sormadan edemedim " niye her lafınızın sonunda komiserim var lan . Kendimi bir şey sanıyorum sonra demeyin her lafın sonunda komiserim diye müdür falan olur o zaman söyleyin lütfen ." dedim çünkü gerçekten kendimi bir şey sanıyordum .

 

Hepsi aynı anda onaylayan bir mırıltı çıkardı. " peki , şuan neredeler yani görev konumu neresi bellimi ?" dedi kara . Ben kendimi konuşmaz sanırdım ama kara ciddi manada beni soluyordu bu konuda .

 

" konum daha verilmedi akşama doğru verilir en geç yarın yola çıkıyoruz hazırlanın arkadaşlar " dedim. Ayaklandım kapıya bir kaç adım atmıştım ki duraksadım " ay " dedim hemen bana döndü. " askeriyeye gidicem. geçen getirilen üç kadının belgelerini götürücem benim ile gelir misin konuşmuş oluruz " dedim .

 

" tabi hemen " diye cevap verdi ve ceketini aldı . yola koyulduk hedef askeriyeydi .

 

 

 

 

...

 

 

 

 

 

askeriyede sıradan bir gündü Göktuğ için her sabah yaptığı gibi tıraş olut duş aldı, sonrasın işe koyuldu . Bu gün tim izinliydi ama o komutan olduğu için bir kaç evrak işi vardı . zaten boş durmayı sevmezdi bu yüzden evrak işlerinden sonra erlere savunma eğitimi vermek gibi planları vardı. saate baktı saat dokuzu beş geçiyordu . Totalden elli beş dakikası vardı .

 

ama zihnini kemiren şeylerde vardı. Mesela dün bir evin terasına tırmanmıştı, yada biri ile konuşurken rahatsız olurdu ama onunla konuşurken olmamıştı .Bunun nedenini anlayamıyordu . Onu ilk gördüğü andan itibaren anlam veremediği bir şekilde gözünün önüne geliyordu yeşil gözleri, kömür karası saçları , saçlarının tam tersi olan açık teni . anlamsız bir şekilde her seferinde kendini bir az daha kaptırdığını hissediyordu . uzaklaşması gerektiğini biliyordu fakat bunu beceremiyordu.

 

kafasını dağıtmak için çalışmaya başladı Göktuğ .zaten işi azdı yarım saate bitirmişti . arkasına yaslandı. daha sonrasında ayağa kalktı ve eğitim alanına indi. telefonu çıkardı ve saate baktı dokuzu kırk beş geçiyordu. etrafına baktı bankta oturan timini görünce yanlarına gitti.

 

"o hoş geldiniz komutanım " dedi giray hepsi bir anda toplandı

 

" hoş gördük ne var ,ne yok " dedi Göktuğ

 

" bir şey yok komutanım ben birazdan ben evire çevire dövüp öldürücem o olucak izlemek ister misiniz" diye sordu Umay

 

" niye öyle diyorsun umayım ne yaptım " dedi Yusuf

 

" bak hayla umayım diyor ben gidiyorum ya " dedi ayağa kalktı ve askeriyenin içine girdi.

 

" oğlum kız istemiyor abartma sende " dedi giray

 

" yok komutanım ya naz yapıyor , ben gidiyim de yanlız kalmasın " dedi ayaklandı Umay n arkasından ilerledi ve bağırarak " Umay Umayım yapma böyle" diyerek gitti

 

"deliler valla deliler " dedi bora

 

" sizde Umayın böyle durduğuna bakmayın onunda gönlü var ben konuştum onla " dedi Bürçe

 

" o zaman söyle de bu kadar koşturmasın peşinden çocuğu " dedi Poyraz

 

" söylerim " diye cevap verdi bürçe havadan sudan konuştular daha sonrasında eğitim zamanı geldi. göktuğ ayağa kalktı . eğitim alanına gitti ve askerlere eğitim vermeye başladı . bu sırada ben ve ay askeriyeye giriş yapmış bulunuyorduk. girayın bahçede olduğunu öğrendiğimizde onun yanına ilerliyorduk , hem de konuşuyorduk .

 

" ayy valla lavin ilk geldiğinde çok çekinmiştim senden " dedi ay ciddi duruyordu .

 

" niye ki çokmu sert giriş yaptım " dedim ve güldüm .

 

" e yani biraz hele şey dediğinde dur neydi. " dedi ve düşünmeye başladı , " he 'genelde konuşmam üstünüze alınmayın' dediğinde ama iyi kızsın valla " dedi . ben konuşmak için dudaklarımı araladığımda ay' ın telefonu çaldı

 

" ev sahibi bakmak lazım " dedi ve telefonu açtı " merhaba Mustafa abi nasılsın " dedi dinledi dinledi " abi yapma ne oğlu " dedi dinledi " abi ben nasıl iki günde ev bulucam " dedi sonra tekrar dinledi " abi sırf bir kişi daha geliyor diye yapıyorsun bunu dimi " dedi ve yine dinledi " tamam abi sen kafana koymuşsun ne diyim ben sana daha halledicem iyi günler " dedi ve kapatı yüzü düşmüştü .

 

"En oldu " diye sordum

 

" sorma şu ana su an evsizim " dedi üzgün bir şekilde

 

" ne nasıl "

 

" ya benim bir arkadaşım geliyor İzmir den , bende bunu ev sahibine söyledim , ilk başta bir şey demedi ama şimdi beni evden çıkartıyor . "

 

ne , gerçekten böyle insanlar kaldı mı ya Mustafa bey gerçekten çok ayıp , şiddetle kınıyorum sizi.

 

" e ne yapacaksın şimdi" diye bir soru sordum .

 

" yanlız olsam sorun yok ama arya var kız bir kaç güne geliyor ."

 

düşündün ne yapabiliriz diye sonra direk aklıma benim evim geldi .

 

" e bize gelin kocaman ev dört oda mis gibi yaşarız " dedim

 

" olur mu öyle şey lavin biz seni düzeninden etmeyelim buluruz bir ev " dedi

 

" olur olur çok yanlızım ay bildiğin gibi değil " dedim ve gülerek devam ettim "sizi düşündüğümden değil tamamen benim çıkarım " bunu duyunca o da güldü bir düşündü sonra

 

" peki öyle olsun " dedi bu sırada bankta oturan girayı ve arkadaşlarını gördüm dikkatle bir yere bakıyorlardı . kafamı çevirdiğimde onu gördüm.

 

askerlere eğitim veren heybet-ül dehşe-i vahşet olan Göktuğ. üstünde asker ünüforması varken daha da bi çekiciydi ve evet baka kaldım .

 

" lavin ilerlesene " diyen ay'ın sesini duyunca kendime geldim .ve ilerledim .

 

" abla niye geldin " diyen giraya baktım

 

"çocuk senin kafanıı kırarım ha , bir sebep mi olması gerekiyor yanına gelmek için " dedim

 

"aaa doğru senin işin gücün yok dimi seni buraya çağırdılar daha bi operasyon bile vermediler " dedi ve güldü .

 

" tam aksine canım arabayı bırakmaya geldim operasyona gidiyoruz . " dedim .

 

" iyi bari seni hatırladılar " dedi ve yine güldü

 

"çokmu komik mal " dedim yanında tim arkadaşları varmış yokmuş umurumda değil

 

" aslında biz operasyondan yeni geldik o yüzden çıkmadık lavin ile alakası yok " dedi ay

 

biz konuşurken Göktuğ'un tarafından sert bir şekilde düşme sesi geldi. bakışlarımı o tarafa döndüğünde sırtı yerde olan bir asker ile karşılaştık .

 

" oğlum siz böyle tek hamlede düşücekseniz çok işimiz var " dedi ve aynındaki askerlere döndü " alın bunu revire götürün " dedi

 

İki asker çocuğu alıp revire götürürken araya ben girdim " yüzbaşım yeni yetme çocukları yere sermek kolay ." Dedim yüzü hemen bana döndü büyük ihtimalle beni karşısında görmeyi beklemiyordu .

 

" buyurun sizi görelim o zaman komiserim ." dedi

 

" tabi hay hay " dedi üzerimdeki ceketi çıkarıp giraya uzatım, ve alana yürüdüm ." kural var mı yüzbaşım ? " diye sorduğumda tam karşısındaydım .

 

" kural mural yok komiserim bam bam bam " dedi

 

"peki ama sert oynarım yüzbaşım "

 

" hay hay o zaman sırtı ilk yere değen kahve ısmarlar . " dedim ve ' hay hay ' der gibi başını salladı.

 

zaten burun buruna olduğumuz için bir yumruk salladım , tam dudağının sağ yanına geldi ve galiba patladı.

 

elini dudağına götürdü ve " siktir " dediğini duydum . iki adım atım ve ondan uzaklaştım .daha sonrasında bana bakı , yüzünde etkilenmiş gibi bir bakış vardı . sonrasında bir koca adım atarak yumruk savurdu . boyumuz eşit olmadığından dizlerini hafif bükmek zorunda kalmıştı bende fırsatı kullanarak Göktuğ'un babası Hasan amcanın taktiğini uyguladım . kolunu tutum ,dizine bastım ve diğer bacağımı omzuna atıp kendimi geri çektim , ve dengesi bozuldu tam düşücekken kendini çekti ve ben onun omuzlarından sırt üstü düştüm .

 

"sanırım kahveler senden " dedi ve beni yerden kaldırmak için elini uzattı .

 

" sanırım kahvelerden önce dudağına pansuman yapmak lazım " dedim gülerek

 

" gerek yok askerim ben " dedi tek hamle ile beni kaldırdı .Girayların yanına ilerledik . sohbet ettik .

 

 

 

 

...

 

Şu an Asya'nın tutulduğu eve bakıyorduk . " komiserim neyi bekliyoruz " diyen uluya döndüm .

 

" Ay dan haber bekliyoruz bir azdan gireriz" derken ,Ay camdan bakıp kafasını salladı .

 

" giriyoruz" dedim ve kapıya dizildik " Alp kapı sende " dedim geri çekildim.

 

Alp kükreyen bir ses ile " aç kapıyı polis " diye bağırdı . kapı açılması ama içeriden panik seslerinin geldiğini duyuyordum . kapı açılmayınca alp koçbaşı ile kapının kilidine vurdu , birkaç vurmadan sonra açıldı ve içeri girdik diğerleri adamları hallederken ben Asya'nın yanına ilerledim . odaya girdiğim de kızın ağızını bantlamış ve sandalyeye bağlamışlardı .

 

" Asya ben Lavin seni kurtarmaya geldik , korkma tamamı ." dedim kafasını aşağıya yukarı salladı .

 

ben ona ilerledim ve ağzını açtığımda " arkanda , silahı da var " dediğinde arkamı dönmem ile birlikte silahın patlama sesinin gelmesi bir oldu . ve evet vuruldum ...

 

 

 

 

hellooooo naber kurabiyelerim yeni bölüm ile karşınızdayım.

 

yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayınnn.

 

haa bu arada yazım yanlışlarım olabilir kusura bakmayın. ☻

Loading...
0%