Yeni Üyelik
4.
Bölüm

sonuna kadar devam ...

@lulumde_lulum

"anne bende yardım edicem ne yapıyım " dedim yemek yapan anneme .

 

"olmaz kızım git sen ödevlerine yap oyalama beni misafir geliyor ."dedi annem .

 

" işte bende öğreniyim işte kaç yaşındayım artık "dedim yalandan bir üzgünlükle . bu gün bize babamın arkadaşları geliceği için annem sofrayı doldurmakla meşguldü.

 

bana baktı annem " tamam geç şurdan yaprak ile içi al şurada ince ince sar " evet yine ben kazandım hhahaha

 

aldım yaprağı geçtim masaya . okuldan yeni gelmiştim olanları anneme anlatmak için konuşmaya başladım . "anne ya bizim okuldakiler çok mal biliyor musun "

 

"başladın yine lavin " dedi sesi gelicek olanları biliyor gibiydi.

 

" ama anne bak anlatıyım okula motorla giriyorlar , sigara içiyorlar , kavga ediyorlar . ha bugün ne oldu biliyor musun . bir kız geldi yanıma seni dövücem çıkışa gel dedi bende ne denini sordum ne dedi biliyor musun " dedim anneme dönerek .

 

annem beni ilk defa ciddiye alarak dinliyordu ama bana bir şey olmayacağını da biliyordu " kaşıntısı neymiş " dedi

 

" omuz atmışım inana biliyor musun ben de çıkışa gittim beni bekliyorlardı üç dört kız "

 

"eeee" dedi annem

 

"bir anda geldiler üzerime bende dövdüm . sonra kaçtılar sandım ama bir tanesi kafama taş attı yarıldı bak babam geldi senin haberin yokmu aradım seni"

 

annem arkasını döndü korku ile gözümün biraz üstünde ki yarığı gördü . ben söylemeden 4 dikiş olduğunu anladı eee nasıl olsa doktor kadın ." lavin" dedi uzatarak "ben kedimi kaptırmışım özür dilem kızım acıyor mu çok "

 

" yok acımıyor öp geçsin " dediğimde yaraya bir öpüçük kondurdu . ben devam ettim " sen bide onları gör ama uff morluk dolmuştur her yerleri " hafif bı kıkırtı kaçtı dudaklarımdan devam ettim " anne bir ona tekme savurdum bir ona takat atım çok iyi di ya " dedim

 

"iyi yapmışsın aferin " dedi kınar bir şekilde

 

ben hem dolma sardım hem konuştum . annem dinledi yaptığı yemekleri gösterdi. akşam oldu misafirler geldi . babam olanları gurupla devresine anlatı. hasan abide bir posta gururlandı derken gülündü, eğlenildi ,eski anıla konuşuldu. ama herkes mutluydu.

 

...

 

normal bir gün olarak başlayan günüm yeni ekibim ile tanışacağımı öğrenince heyecana dönüştü. şu an onların olduğu odaya ilerliyorum .en sonunda koridorun en son odasına girdim. içeri girdiğimde karşımda 5 kişilik bi gurup vardı . daha fazla kişi olacağını düşünüyordum , benim işime gelirdi. bütün bakışlar bana döndü . bende kendimi tanıtmaya başladım ." merhaba ben yeni komutanınız LAVİN ATAKURT , konuşmayı pek sevmem eğer size cevap vermezsem üstünüze alınmayın lütfen "dedim ve devam ettim " sizde isimlerinizi söylerseniz sevinirim zamanla birbirimizi tanırız "dedim

 

"ben ULU YÜCE " dedi siyah gözlü ,ve saçlı ,uzun boylu biriydi en fazla 195 dır

 

"ben KARA KURT "dedi sarı şaçlı , mavi gözlü ve anaları bunları neyle besliyor bilmiyorum ama bu adamda da 1 .98 boy vardı

 

"ben AY IŞIK " dedi benim gibi siyah saçlıydı ama onun gözleri mavi . ama nasıl bir mavi eşi benzeri olmayandan. onun boyu da benimle nerdeyse aynıydı 1.70 1.75 boydaydı .

 

"ben ALP KARADAĞ " siyah saç siyah göz ama onda farklı olan şey 2 .02 boylarında olmasıydı . bay uzundu .

 

" ben MEHMET CANDAN " dedi kahverengi saç ve yeşil göz 1.90 boy ile en kısa oydu ama bi sempatik duruyordu bundan bana ne

 

" tanıştığıma menmün oldum arkadaşlar bildiğim kadarı ile görevden dönüşsünüz gidip dinlenin " dedim ve odadan çıktım .zira benimde işlerim vardı mesela sofar hazırlamak ...

 

...

 

bir kaç alış veriş yapıp eve döndün annemin misafir sofrası hazırlayacaktım eve girdim üstümü değişip mutfağa girdim. bu sırada girayı aradım açmadı bir daha aradım yine açmadı . bu sefer göktuğyu aradım allah razı olsun o açtı " merhaba nasılsın "

 

"iyidir sen ? " dedi

 

"iyi bu gün geliyorsunuz dimi?" dedim tatlı olmaya çalışarak . bir dakika ben niye tatlı olmaya çalışıyorum bu adama .

 

" geliyoruz tabi ama biraz kalabalık " dedi en fazla 15 kışı gelebilirler ne ki ama yinede sormak istedim .

 

"11 kişi geliyoruz ama biz normal de 9 kişiyiz onur abinin karısı ile çocuğuda geliyor." dedi "sorun olmaz dimi "

 

"yok canım ne olucak iki kişiden " dedim

 

" peki saat kaçta geliyim " dedi ve bekledi " yani gelelim " dedi

 

"8 olur "dedim

 

"peki tamam kolay gelsin ceylan gözlü görüşürüz" dedi

 

"görüşürüz " dedim ve kapadım ceylan gözlü ne alaka ya ve niye sürekli bunu diyor

 

Yemekleri hazırladım ve onları beklemeye başladım . Saat 7 olmuştu beklemeye başladım . Bi süre sonra geldiler "hoş geldiniz " dedim en önde göktuğ vardı . Arkasında giray ama diyerlerini tanımıyorum e bi zahmet

"Hoşbulduk " dedi arkadan bi kadınİçeri girdiler ,oturdular kendilerini tanıtılar ver sofrayı kurmaya başladım . Yanıma üç kadın geldi

 

" yardım edelimi ?" Diye sordu gül abla , gül abla onur abinin eşiydi ve bir de oğuları vardı. kısa boylu kahve gözlü ve açık kahve saçları vardı .otuz otuz beş yaşlarındaydı.

 

"Size zahmet olmasın ben hallederim "dedim

 

"Ne zahmeti canım iki tabak " dedi umay kıvırcık orta boylarda kahve rengi saçları vardi. benimle aynı boylardaydı. sempatik bir kızdı .

 

" iyi peki " dedim ve sofrayı kurduk . oturduk yemek yemeye başladık.

 

" ellerine sağlık lavin abla " dedi poyraz siyah saçları ve gri gözleri vardı . 190 boylarındaydı ."valla sıcak yemek yemeyeli çok olmuşu ".

 

" abartma lan daha geçen gün göktuğ komutanımla giray komutanım yemek hazırladılar ya " dedi bora sarı saçları ve mavi gözleri vardı . her asker gibi 190 ve üstü boyları vardı hepsinin .

 

" kim giray mı " dedim şaşıran bir sesle " giray bir yumurta bile kıramaz " dedim haaa bu arada benimde giderim var yeşil gözlerim kömür karası düz saçlarım ve 176 boyum ile güzel bir kızdım .

 

lafa bürçe girdi onun da düz siyah saçları vardı . kehribar gözleri ve hemen hemen benim ile aynı boydaydı ama kaslı bir hanımdı benden güçü olabilirdi . bir ara denerdik ." öyle deme bence güzeldi tadı " dedi bu gün ilk defa konuşmuştu .

 

"öylemi" dedim uzata uzata " giray bende istiyorum bu hünerlerini görmek " dedim

 

" orda tek değildim ki abla göktuğ komutanımda vardı " dedi giray " komutanım ne diyorsunuz bir ara yapalı mı yine" diye devam etti giray

 

" bakarız " diye kısa bi cevap vardi göktuğ

 

yemek yedik, sofrayı topladık .eski anılardan konuştuk , çıktıkları görevlerden konuştular. konu en sonunda anne ve baba ya geldi . daraldım kendi evime sığamadım . kimseye fark ettirmeden terasa çıktım oturdum bir kaç dakika boş bir şekilde baktım manzaraya , manzara dediysen de dağ , ağaç , taş, çicek ,böcek ama onlar benim için en iyi manzaraydı . evlerden iyidir .

 

ben bunları düşünürken göktuğ yanıma geldi hissetmedim bile . normal değil mi lavin adam bordo bere .

 

" neden buradasın , bir şey mi oldu " dedi göktuğ

 

" he yok nefes alamadım içerde biraz " dedim

 

" he bu arada bir şey sorucam" dedi

 

"tabii sor " dedim

 

" anıl abi ile zümra balaya ne oldu ? " dedi senin de gerçekten merak eden bir ses vardı ." giray beni tanımadı ki bence sende tanımadın , galiba çok küçüktün bende küçüktüm ." dedi

 

" göktuğ sen aaa" dedim şaşkınlıkla

 

"ben " dedi

 

" sen rize 'den göktuğsun "dedim

 

" evet o evet " dedi

 

sarıldım. çünkü eski ve ailemi tanıyan birisini görmek hoşuma gitti , ama o şaşkındı bu hamleme . kollarımı boynuna sardım . oda belime biraz durduk sonrasında terasta yine oturduk . bir süre sesiz kaldık . ama sesizliği o bozdu .

 

" içerde ne oldu niye daraldın ?" diye sordu

 

" anne baba mevzusu açılınca olur böyle boş ver " dedim

 

"anlatmak istemezsen anlarım " dedi .

 

" her şeyi biliyor olman lazım " dedim dalga geçer gibi " gbtme bakmamış mıydın ?" diye sordum güldü hem de gözleri kısılarak .

 

" evet bakmış bulundum bir zamanlar " dedi . " ama olanları senden duymakta isterim hem sohbet olur " dedi . benimle konuşmak istiyor gibiydi .

 

" öyle diyorsun yani hımm " dedim uzata uzata . " ama şu an olmaz içerde misafirler var "

 

" çok uzun bir konu diyorsun yani " dedi gerçekten anlamaya çalışıyordu .

 

" aynen öyle diyorum " dedim ve ayağa kalktım ona da elimi uzatım . normalede ihtiyacı olmazdı ama elimi tutup ayağa kalktı kalkmasaydı daha iyiyi olabilirdi . bi anda iki katım oldu otururken bu kadar fark yoktu aramızda . neyse

 

içeriye girdiğimizde onur abi ile gül ablanın oğlu mete ortada poyraz ile konuşuyordu .mete' nin babası gibi kehribar gözleri ve kahve rengi saçları vardı uzaktan baktığınızda uslu bir çocuk ederdizi ki bende öyle demiştim . ama anlatılanlar göre mete biraz ... nasıl desem yaramaz yok ,dolandırıcı oda küçük çocuğa denmez . eee he buldum şeytan tüyü olan bir çocukmuş . yani ben girayın yalancısıyım .

 

" bak poyraz abi bana 10 tl verirsen senin işini görürüm " dedi mete hemen lafa girdi onur abi. "oğlum canım oğlum adam alt tarafı su istedi getir işte şurada su da bardakta ya " dedi ama küfür eder gibi bir hali vardı . onur abi daha öncede dediğim gibi kehribar gözlü, kahve saçlı, 190 boylarda ki bu artık bana çok normal . bir insandı

 

" baba lütfen sen karışma hep ekmeğime kar doğruyorsun mağdem su da bardakta orda poyraz abi neden kendi almıyor " dedi . arkamdan gelen gökuğ lafa girdi " ney doğruyor mete can " diye sordu

 

" karr" dedi mete uzta uzata göktuğ hafıf bir şekilde gülerken araya bora girdi .

 

"kandır oğlum o kan , kar değil " dedi . bora sarı saç mavi bir göz ve yine 190 üstü boyla manken gibi biriydi .

 

"heee" dedi mete aydınlanmış bir şekilde " o zaman babam ekmeğime hep kan doğruyor " dedi her kes minik bir kahka atarken ben poyraza su verdim eee ev sahibi olarak bu benim görevimdi.

 

"teşekkür ederim" dedi poyraz . mete nin yüzünde " gitti paralar " ifadesi vardı ki bunu dışından da söylemişti . giray ve asilin yanına oturmuştu . asil göktuğ ile hemşeriymiş tabi bunu o söylemedi. çok konuşmazmış hatta hiç konuşmazmış . asil kara kaş kara göz bir ama diğerlerinden çok uzun hem de aşırı yanı boyu 2 metre vardır ki abartısız .

 

bir kaç konuşma daha oldu çaylar içildi , tatlılar yendi falan filan " komutanlarım artık kalksak mı" diye bir sen çıktı yusuftan "saat 12 olmuş da " diye devam etti . yusuf en küçükleriymiş . siyah saç koyu kahve gözlü . biriydi ama o olsa olsa 185 boylarındaydı .

 

" ne o yusufcuk uykunmu geldi" dedi bora

 

" yok uykum gelmedi de komutanım yani geç oluyor ya ondan dedim " dedi yusuf utana sıkıla .

 

" aynen hadi gidelim ablamda yorulmuştur zaten bu gün işe de gitti" dedi giray .

 

" yok canım ne yorulması " dedim " lütfen oturun biraz daha " deim toparlanmaya başlayan kalabalığa .

 

" cidden biz gidelim zaten bizde erken kalkıcaz " dedi bürçe

 

"iyi peki madem " dedim hazırlanan giraya baktım . "sendemi gidiyorsun " diye bir soru sordum

 

" evet abla askeriyede kalırsan altı da uyanmam yetiyor . burda kalırsan beş te uyanmam lazım kusura bakama ama yani bir saatlik uyku benim için önemli ." dedi valla ben bu çocuğun ağzını yüzünü kırıcam ya

 

" görüyorsunuz dimi ablasına verdiği değeri " dimi herkese dönerek . giyindiler ve gittiler evin sesiz olması bir yandan hüzün bir yandan ise yanlızlık hissi veriyordu ama neyse .

 

tabakları topladım . mutfağı topladım, ve duşa girdim bu günün yorgunluğunu ancak sıcak bir duş alabilirdi üzerimden . müzik te açtım zaten iki katlı bir evdi . bina olarak ta iki katlıydı yan tarfata boştu yani komşum yoktu . bu yüzden rahatım .

 

neyse duştan çıktım üstüme siyah eşofman ve gri bir tişört giyidim . saçımı kuruturken bir mesaj geldi .

 

GÖKTUĞ:" belki şimdi anlatmak istersin ... bildiğim kadarıyla içerde misafir yok "

 

:sen nerdesin ki?

 

GÖKTUĞ: terasta :)

 

: oraya nasıl çıktın?

 

GÖKTUĞ : gelirsen söylerim . ama kahve de yap

 

oldu paşam emir veriyor bide . çomar. terasa çıktım ama kahvesiz . ne sandınız ha

 

" eeee kahveler nerde " dedi gerçekten yapıcağımı düşünmüştü ama hayır . ben 5 yaşında da aynıydım emir verirsen yapama . ama işyerinde farklı tabi orda rütbe var.

 

" mutfakta git kendin yap " dedim tersler bir şekilde . " ve sen sen ol bir daha bana emir verme gafletinde bulunma . " dedim bu sefer sesim uyarıcı bir şekildeydi. geçtim ve teastaki minderlerden birinin üzerine oturdum.

 

" gerçekten doğruymuş bir insan yedisinde neyse yetmişinde de o " dedi dalga geçer gibi "yapmayacağını biliyordum o yüzden soğuk kahve aldım ." dedi ve haha gibisine güldü .yanıma oturdu ve bir kahve uzatı .

 

" eee niye geldin güzel terasımda kahve içmeye mi , yoksa benimi özledin " dedim

 

göktuğ bir an evet demek geldi içinden ama yuttu cümlesini " sonra konuşuruz şimdi içerde misafir var demiştin "demekle yetindi .

 

" göktuğ niye bu kadar taktın annemle babama , yani öyle çok bir şey de yok depremde hayatlarını kaybetiler bu kadar " dedim

 

" ben annen ve babana takmadım ki sadece merak ettim ne zaman, nasıl anneme geçen gün söylediğimde bunları sordu . ben o yüzden " dedi sahte bir kırgınlıla " ama iştemezsen anlatmak giderim " dedi ve ayaklandı .

 

" tamam tamam dur " dedim . hemen yanıma geri oturdu." ya işte antalya da deprem oldu 6 mı 7 mi ne o depremde öldüler bizde girayla anneanneme yerleştik bu " dedim ve devam ettim " siz sizde durumlar nasıl yıldız abla Hasan abi onlar nasıl " diye sordum .

 

" annem iyi kendine bi gel gör dükkanı açtı aylız ile orayı işletiyor . " dedi .

 

" baban ? " diye sordum keşke sormasaydım. bu hayata beni kaybetiğim kadar o da kaybetmişti ." babam şehit oldu bir çatışmada " dedi .

 

göktuğnun babası ile benim babam polislerdi. yani benim gibi pöh ben babalarımızın izinden gittim

 

" başın sağ olsun " dedim .göktuğ hemen cevap verdi ." vatan sağ olsun "

 

hüzünlü havayı dağıtmak için " sen buraya nasıl çıktın ikinci kattayız " dedim

 

" eee lavin ben askerim dağlarda dolaşıyorum tırmanıyorum falan "

 

aydınlanmış bir şekilde" doğru " dedim o sırada kahvenin kutusunu açtım . " ben seni hayla 10 yaşındaki çocuk gibi görüyorum galiba " dedim hafif bir şekilde güldüm .

 

" ama ben sana bakınca 5 yaşında ki küçük kızı görmüyorum. " dedi yüzüme baştan aşağıya süzdü beni " hatta hiç görmüyorum ."

 

utandım hem de çok ve bunun nedenini bile bilmiyorum . yanaklarım kızardı. o bunu görünce gözleri kısılarak güldü. "tamam söylemedim say " dedi.

 

" küçüklük halin daha iyiydi senin , büyüyünce çok fena bir bey olmuşsun" dedim . kahve içtik sohbet ettik .en sonunda yorgunluktan sırtımı yere verir şekilde yattım. karanlık olduğu için yıldızlar çok güzel görünüyordu . bi an gözlerim kapandı .göktuğnun konuşan sesi uzaktan gelmeye başladı .

 

"işte bizde gör- " dedi sustu "ooo ceylan gözler kapanmış " dedi uzaktan gelen sesi . sonrasında beni kucağına alığını hissetim . barut, deniz ve az da olsa sigara kokuyordu . ama deniz konusu baskındı . üstümde zaten siyah eşofman ve gri bir tişört vardı .beni yatağıma yatırdı ve üstümü örtü . siyah saçlarımla oynadı .

 

daha sonra saçlarımda ellerini hissetmedim, kokusu da yoktu. gittini anladım ve kendimi uykuya bıraktım . karanlığa zifiri karanlığa...

 

...

 

çok hızlımı gidiyoruz acaba diye düşünmüyor değilim ama olsun .

 

bu bölümlük bayyy ♥♥♥♥♥

 

haaa bu arada yazım yanlışları olabilir şimdiden özür dilerim :(

Loading...
0%