@lunasenpai25
|
Selam ben Lunasenpai 👋
Bir çılgınlık yapıp instagram'da yeni gurup kurduk sohbet muhabbet. Katılmak isterseniz tek yapmanız gereken şey benim instagram hesabıma mesaj atmak.
İnstagram hesabım “lunasenpai25”
Hepinizi seviyorum öptüm. 😘
3. Bölüm Gözyaşı “ Bazı insanların asla kapanmayacak yaraları vardır. Bu yaraların acızsı asla dinmez.”
☠︎Araf Kandemir’in Anlatımı☠︎
Kan... Bana artık çok normal geliyordu. Bazı insanlar kan görmeye dayanamaz. Kan görmek bana çok normal geliyordu.
“Acımak yok... Sen bir askersin! Burada duyguya yer yok.”
Kulaklarımda çınlıyordu komutanlarımın sesleri. Histerik bir gülüş attım ve yumruğu mu vurdum duvara.
Ben bir askerim... Duygusal olamam. Ben bir askerim... Kalbimde hissettiğim bu sancı ne? Neden böyle bir acı hissediyorum.
O kız...
Bana bu duyguyu hissettiren o. Evet... Ona acıdığım için bunu hissediyorum. Sonuçta kağan benim yakın bir dostum sayılır.
Onun kardeşi benim kardeşim. Bu kadar ilişkimiz bu o benim kardeşim.
Az önce olanlar sadece iç güdüydü. Efsa Alatuğ o kız tam bir aptal “Komutanım şey...” içeriye giren Yiğit ile gözlerim oraya döndü.
“Ne oldu?” dedim derin bir iç çektim ve elimi çektim bana bakan siyah gözler şaşkındı. Derin bir nefes aldı dikkatli bir şekilde bana doğru yaklaştı.
“Sanırım Komutanımızı kaçıran şahsiyet El-Sahab.” dedi o piçi sınırda tanımayan bir tane asker yoktur bir çok asker onun peşinde ama hala yakalanmadı it oğlu it. Onun yüzünden bir çok şehit verdik.
“Komutanım birşey soracağım da bi beş dakika rütbeden çıksak olur mu?” dedi Yiğit'in arkasındaki Uraz derin bir iç çektim.
“Söyle?” dedim “Şimdi diyelimki... Mesela yani...” “Uraz ya şimdi söylersin söyleyeceğini yada gece yarısına kadar antrenman yaparsın! Seçim senin” dedim timden bir kaç kişi elime baktı bende elime baktım elimden damlayan kana baktım.
“Komutanım revire gidin.” dedi Mehmet Ali göz devirdim masanın çekmecesinden sargı bezi alacağım sırada dikkatimi bir fotoğraf çekti.
Kan kırmızısı bir elbise ile önümde duran birisi... Efsa Alatuğ... Kan kırmızısı elbisenin sol bacak kısmında bir yırtmaç varı bacak boyu kadar. Elbise biraz dar gibi göğüsleri ise kesinlikle doksan. Fazla değil ama hafif bir göğüs dekoltesi vardı. Fotoğrafın arkasında ise tarih vardı.
11.06.2018
*Mevzuniyet*
“Komutanım? Kim o?” dedi Rüzgar derin bir iç çektim bu elbise neden bu kadar açıktı neden bacak kısmı bu kadar açıktı. Göğüs dekoltesinden bahsetmeye bile gerek yok.
Gözlerim Rüzgara döndü kırmızı bu kız için yaratılmış gibiydi “Sizi ilgilendirmez!” dedim ve fotoğrafı cebime koydum ardından içeriye Barış daldı.
“Komtanım Efsa Alatuğ...” bunu demesi bile yeterdi koşar adımlar ile odadan dışarı çıktım bu kız illa başını belaya sokacaktı.
İlla bir bok yiyecekti. Tek bırakmaya gelmiyor iki dakika gözümü ayırsam kayboluyor... Sanki bir kuş gibi.
Adımlarım hızlandığı sırada bir an durdum gözlerimin önüne o sahne geldi. Gözleri dolmuştu bana bakan yeşil gözlerinde kırgınlık vardı.
Derin bir nefes aldım. Bu kız neden bu kadar dikkatimi dağıtıyordu. Allah'ım neden ben? Derken adım atmaya geri döndüm o kan kadar kırmızı saçları görür görmez derin bir iç çektim.
Güvende olmasına sevindim... Bir adım attım ve olduğum yere çakıldım. Gözlerim sadece bu görüntüye odaklandı.
𝄞𝄞𝄞𝄞
☀︎Efsa’nın Anlatımı☀︎
Bir yaram vardı en derinde asla dinmeyecek bir acım vardı. Bir kız çocuğu vardı yaşamın oyun sanan. Dünyayı toz pembe gören.
Bir kadın vardı. Yaşamanın anlamını bilmeyen ama yaşayan. Dünyanın tüm kirliliklerini gören ve yaşamın anlamını bilmeyen bir kadın.
Bir kadın vardır... Cinayete kurban gitti... O cinayeti işleyen kişi ise kadının ta kendisiydi.
Hiç kimse mükemmel değildir. Ama herkes eleştirmeye hazırdır. En ufak hatada bitti hayatın.
Başkaları ile kıyaslamak... Neyse ki modern bir ailem vardı istediğim herşeyde bana destek oldular.
İlk başta mimar olmak istedim. Sonra doktor, sonra asker en sonunda ise avukat yada Savcı...
Şimdi ise bir hiç gibi hissediyorum. Adımlarımı hızlandırdım ve birine çarptım “Üzgünüm pardon.” dedim adamın yanından geçerken adam bileğimden tutu ve beni kendisine doğru çekti.
“Efsa Alatuğ...” dedi gözlerim eline kaydı beni tutan eli sert tutmuyordu ama canım acıyordu ta ki bir ses duyasıya kadar.
“Bırak hemen onu!”
Gözlerim arkaya döndü bize doğru gelen bir dağ ayısı gördüm üzerimize doğru sinir ile geliyordu. O kadar sinirliydi ki çenesinden çıkan damarı görüyordum.
Üzerimize doğru hızlı adımlar ile geliyordu. Adamın beni tutan elini tutu o kadar sert tutup itti ki ses geldi.
Beni kendisine çekti. Beni arkasına aldı ben birşey anlayamamıştım. O fırsatım yoktu ta ki dağ ayısı adamın yüzüne sert bir yumruk atıncaya kadar.
Bir yumruk daha atacaktı ki cırladım ve elini tutum “Lütfen yapma!” dedim adamın önüne geçtim dağ ayısı bana boş gözler ile baktı gözleri adama döndü.
“Defol!” dedi adam umursamadı ve bana döndü gülümseyerek başı ile selam verdi ve ardından ayırldı.
“O PİÇ İLE NE YAPIYORDUNUZ?” dedi sinirliydi ama neden? Bir nedeni var mıydı yada yok muydu? Neden bana kızmıştı?
“Sanane!” dedim arkamı döndüm ve gideceğim sırada bir elin beni tuttuğunu hissettim. Tek buda değil.
Bir anda dünyam tersine döndü. Mecaz anlamda değil! Ciddi ciddi dünya ters döndü. Şok içinde kala kaldım.
Bu dağ ayısı beni omuzuna almıştı. Bir patates çuvalı misali “Lan ben patates çuvalı mıyım! Bırak beni!” dedim sırtına vuruyordum ama nafile.
Sonuçta bu dağ ayısı bir askerdi... Bağırdım, ağladım hatta sümüğümü sürdüm her yerine ama beni bırakmadı.
En son çare kalıyor “Adam kaçırıyorlar!” cırlamaya devam ettiğim sırada bir asker geldi yanımıza.
“Komutanım hayırdır nereye gidiyorsunuz?” dedi kafamı kaldırmaya çalıştım adamı görmeye çalıştım.
“Yardım et!” dedim adam bana baktığına eminim. “Kolay gelsin komutanım.” dedi “Yardım etsene beğ! Albayı ara yada korgenerali falan ara!“ dedim adam hiç birşey demedi askeri bir selam verdi sonrada gitti.
“Bana bak hödük eğer kılıma zarar gelirse abim seni öldürür!” dedim ters durmaktan iyice midem bulanmaya başlamıştı. Ne kadar da güzel bir an... Şeytani bir gülüş yer aldı dudaklarımda ve işte beklenilen o şey.
Midemde ne var ne yok çıkardım. Goril durdu bana baktı kısa bir an kusmam bittikten sonra yoluna devam etti.
Bu nasıl bir pskolopat ya. Benim psikolojim bozuldu amına koyayım.
En sonunda geldik üç dakikalık yol sanki üç yıllık bir yol gibi geldi bana. Beni bıraktı ve üzerini çıkardı.
Gözlerimi kırpmadan onu izledim. Yaralar... Abim de olduğu gibi onda da yaralar vardı ama abiminkinden daha fazla yarası vardı.
Sırtında ki kocaman yaraya dokundum “Nerede oldu bu?” dedim birşey demedi dolaba doğru ilerleyeceği an kolundan tutum.
“Nerede oldu bu Araf abi.” dedim sonuçta abimin arkadaşıydı abi desem daha iyi olur hem abimin arkadaşı benimde manevi abim sayılır.
“Seni ilgilendiren bir durum yok Efsa.” dedi dolaba doğru ilerledi dolaptan siyah bir t-shirt aldı ve üzerine geçirdi pantalonu da batmış durumdaydı.
“Ben çıkayım sen değiştir.” dedim odadan çıkmak için bir hamle yaptığım anda bileğimden tutu.
“Nereye?” “Dışarı.” “Kiminle?” “Arkadaşlarla anne.” dedim ve gülümsedim omzuna hafif vurdum “Akşam ezanından önce eve gelirim.” dedim kapıyı tam açmıştım ki kapıya elini dayadı ve kapıyı geri kapattı.
“Gözümün önünde otur.” dedi göz devirdim. Eline baktım yara bere içindeki eli nasır tutmuş parmakları ama o geniş ve ince parmaklar üstüne üstlük damarlı bir eli vardı.
Yutkundum Allahım sen bu günahkar kişinin aklına mukayyet ol. O ellerin beni tuttuğunu düşün elleri tüm bedenimde...
Alnımda hissettiğim acı ile gerçekliğe geri dönelim “Ne düşünüyorsun?” dedi kehribar gözleri gözlerimdeydi.
Aha sıçtın Efsahi hadi desene eline düştüğünü çocuğun eline bile düşüyorsun sen mal! O el el!
Ama o el çok yakışıklı! Ve ince uzun... Siktir... Fesat düşünme Efsa fesatlık yok! Sen imanlı bir kadınsın. Allahım sen benim nefesime mukayyet ol yoksa ben olamayacağım.
Hayır yani bir el nasıl yaralar içindeyken bile bu kadar güzel gözükür!
Efsa o elin senin içine... “AĞĞĞ!!!!!” cırlamam ve gerçek dünyaya geri dönmek bir oldu bana bir çift kehribar göz ve bir çakma goril.
“Ne düşünüyorsun?” dedi diyemedim ki senin elini... Derin bir nefes aldım verdim hayır yani o el sadece bir el.
“Devede de boy var!” dedim hadi ama bu adam aşırı uznundu omuzuna anca geliyordum hafif gülümsedi... Ananı sikeyim ama bu bana hiç yardımcı olmadı. Gamzesi vardı ağğğ çocuğun gamzesi var!
Efsa evlenmelik adam buldun.
Bir askerle asla evlenmem özelikle abimin arkadaşıysa “Kusura bakma küçük kız.” dedi üzerime doğru eğildi.
Allahım sen akıma mukayyet ol! Yutkundum “Leş gibi kokuyorsun.” dedim ve göğüsünden hafif ittim. Hadi ama bu kaslı göğüs bana hiç yardımcı olmuyor!
Kendimi kızgınlığa girmiş bir kedi gibi hissediyorum ama karşımdaki kişi dev bir goril! Aklına mukayyet ol Efsa saçmalama.
Geri çekildi ve bir kaç eşya alıp bir odaya girdi ben ise nefes almayı yeni öğrenmiş gibi nefes alıp veriyordum.
Kalbimde bir çarpma vardı. Kalp kırizi geçiriyordum kesinlikle! Yoksa imkansız kalbimin bu kadar hızlı atması.
Su sesi duyunca anladım bu adam bildiğin duş alıyordu! Kapıya yaslandım ve olanları aklımdan çıkarmaya çalıştım.
Lanet olası fesat akıl!
Kapının açılması ve benim yere kapaklanmam bir oldu “Hangi...” derken sözümün devamını getiremeden durakasım.
Karşımda bir adam vardı bana bakan yeşil gözleri çatılmış kaşları bir gözünde yara izi vardı birde dudak kenarında derin bir nefes aldım korku ile geri çekildim.
“Sen bizim şu Kağanın kız kardeşi misin?” dedi başımla onayladım. Zira konuştursam bir yerlerimden kan alabilir arkadaş.
Beni inceledi “Çok zayıfsın.” dedi birşey demedim “Bekle burda.” dedi ve odadan çıktı ben şok içinde kala kalmıştım sadece.
Bir kaç dakika içinde goril duştan çıktı. Üzeri giyinikti saçlarından akan şu damlaları ve bana bakan kehribar gözleri... “Ben burda öldüm dirildim!” dedim kapıya baktım.
“Gene ne bok yedin?” dedi kapının açıldı kafama çarptı... Baş baya kapı kafama vurdu hödük ne kadar hızlı açtıysa! Köpek kafam yarıldı.
“Yavaş!” dedi dağ ayısı yanıma gelip kafama baktı “Yok birşey.” dedi kafamı okşarken tam dibimdeydi.
“Komutanım?” dedi elinde bir kutu vardı “Komutanım sizin burada ne işiniz var?” dedi adam bana baktı. Elindeki kutuyu uzattı. Şok içinde baka kaldım.
Kurunun içince baklava vardı. Adam bana baklava getirmiş “Evlen benimle.” dedim Araf beyin gözleri açıldı.
“Az önce sen ne dedin?” dedi gülümser bir yüz ile yüzü yaralı adama baktım ve diz çöktüm parmağımdan yüzüğümü çıkardım ve adama doğru tutum.
“Evlen benimle!” dedim adam bana zayıfsın dedi ve bana baklava getirdi. Eğlenilecek adam değil evlenilecek adama dek geldim!
Elimdeki yüzüğüğü inek aldı “Bana bak burası istanbul değil! Sınırdasın!” dedi hayır demek ne kelime kükredi bildiğin adam goril ya da aslan.
Boş gözler ile baka kaldım “Gene ne yaptım ya!” dedim sinirle her boka birşeyler buluyordu. Piç şerefsiz ayı.
“Hayırdır ne oldu?” dedi dağ ayısı adam bana baktı sonrada ona baktı.
“Komtanım albay sizi çağırıyor.” dedi bana baktı ve gülümsedi “Tanıştığımıza memnun oldum.” bende gülümsedim.
“Bende memnun oldum yakışıklı.” dedim “İnsanlar yaralarım yüzden beni yakışıklı bulamazlar.” dedi dertli dertli “Sen yaraların ile güzelsin.” dedim elim yüzüne gitti yarasını okşadım “Elbet karşına doğru insan çıkacaktır.” dedim gülümseyerek.
“Ben Gökhan Karatekin Astsubay Kıdemli Başçavuş. Abinle arkadaşız.” dedi hüzün kapladı tüm bedenimi abim kayıptı.
“Tanıştığımıza memnun oldum.” dedim adam esmerdi kahve rengi gözleri kahve rengi saçları vardı.
“Yeter bu kadar muhabbet hadi gidelim.” dedi bana bakmadı bile goril derin bir iç çektim pekte sikimde değildi.
“Abimi bul.” dedim hiç birşey demedi ve odadan çıktı. Koltuğa oturdum gözümden aktı bir damla göz yaşı.
Neredesin Abi...
Özledim...
Son birşey 😅 Yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayın birde kitabı takip edin yeni bölümlerden haberdar olun. 👋
Bay bay görüşmek dileği ile 🌸🤍
|
0% |