Jimin ve Jungkook yan yana oturmuş Taehyung ve çetesinin gelmesini bekliyorlardı ikisininde kafasında aynı soru işaretleri geçiyordu , ya gelmezlerse diye. Jungkook geleceklerinden yüzde yetmiş eminken Jimin ise gelmeyeceklerinden yüzde yetmiş emindi , ikisininde gözleri sürekli duvardaki saate kayıyor saniyeler saatler gibi geçiyordu.
Jimin bir bacağını sitresle salladı. Taehyung ve çetesi ona inanacakmıydı ondan bile emin değildi hatta belki inansalar bile asla onu affetmeyeceklerdi.
“Kook ya inanmazlarsa bana?” panikle otuzuncu kez aynı soruyu sordu yanında kendisi gibi sitresle bekleyen arkadaşına. Jungkook iç çekmiş oturduğu koltukta ayağı kalkmıştı.
“İnanacaklar Jimin elinde bir sürü kanıt var.” Jungkook net bir sesle söylemişti eğer dinlemeye gelirlerse hepsinin inanacağını biliyordu. Önemli olan gelmeleriydi.
“Ya inanmazlarsa ama?“ Jimin panik bir sesle tekrar sormuştu. Jungkook iç çekti arkadaşı resmen kötüyü çağırıyordu.
“Jimin inanacaklar diyorum ya, kötüyü kendine çekmeyi bırak!” Hafif kızgın bir tonla söylemişti. Hem inanıp inanmamalarından daha önemli bir şey varsa oda gelip gelmemeleriydi.
Bir kaç dakikalık bekleyişin ardından salonu yüksek bir zil sesi kaplamış ikiside hızla oturdukları yerden fırlamışlardı.
“Geldiler , geldiler.” Jimin heycanla söyledi , Jungkook tepkisine gülmüş ikiside kapıya yönelmişlerdi. Alt kapının anahtarını açıp yukarı gelmelerini beklemeye başladılar merdivenlerde birkaç ayak sesi duyulmuş ikiside heycanla nefeslerini tutmuştular.
Namjoon ilk beliren kişi olmuş ve çok hafif bir gülümsemeyle kalan son merdivenleri çıkmıştı arkasından da Seokjin , Hoseok ve Yoongi belirmişti. Jimin heycanla içeri geçmeleri için kapının önünden çekildi.
“Hoşgeldiniz.” Sessi hem heycanlı hemde panikti uzun yıllar sonra evine gelen arkadaşlarına karşı nasıl tepki vereceğini bilmiyordu.
Namjoon ayakkabılarını çıkarırken bir Jimin’e bir Jungkook’a bakıp konuşmuştu.
“Hoşbulduk.” Jimin rahat bir nefes verdi. Namjoon içeri geçmiş Hoseok ve Seokjin ise ayakkabılarını çıkarmışlardı , ikiside aynı şekilde selamlayıp içeri geçerken son olarak Yoongi kalmıştı. Yoongi’de ayakkabılarını çıkarmış hafif bir baş selamı verip içeri geçmişti.
Jimin peşlerinden giderken Jungkook ise merdivenlere bakıyordu , beklediği kişi hala yoktu.
Jungkook’un yüzündeki gülümseyen ifade yavaş yavaş kaybolmaya başlarken hala umutla merdivenleri izliyordu , Taehyung’un çoktan gelmesi gerekiyordu. Jungkook eğer gelmezse bir daha onun gözüne bile gözükmeyeceğini söylemişti ve bu düşünce nedensizce onu korkutmaya başlamıştı. Taehyung’u izlemeyi seviyordu ve eğer gelmezse bir daha onu izleyemeyeceği anlamına geliyordu bu. Bir iki dakikalık bekleyişin ardından gelmeyeceğini anlamış olacak ki iç çekip kapıyı yavaşça kapattı. Kalbi kırılmıştı Teahyung tüm arkadaşlarını gönderip kendisi gelmemişti.
Hepsi tamamen salonda toplanmıştı. Jimin tekli koltukta oturmuş Jungkook ise onun oturduğu koltuğun koluna kendini oturtmuştu. Yoongi , Namjoon ve Hoseok bir koltukta Seokjin ise öbür koltuktaydı , herkes sessizce gergin olan ortamı birisinin dağıtmasını bekliyordu.
“Taehyung gelmeyecek mi?” Jungkook sormuştu. Sonunda birinin konuşmasıyla herkesin bakışı ona dönmüştü.
“Bilmiyoruz.” Diyebildi Namjoon , Taehyung’un gelip gelmeyeceğinden emin değildi Jungkook’la konuştuklarını onlara anlatmış ve isterlerse kendilerinin gidebileceğini söylemişti ama kendisi hakkında bir şey söylelemişti , başta gelmekte kararsız kalsalarda hepsinin içinde Jimin’e karşı ufakta olsa bir özlem olduğu için gitmeye karar vermişlerdi.
“Anladım.” kırgın bir sesle mırıldandı Jungkook.
“Uzun zaman oldu buraya gelmeyeli.” Hoseok konuşmuştu. Ortamı havasını biraz değiştirip herkesin rahatlamasını sağlamak istiyordu daha sonrasında ise ciddi konuları konuşabilirlerdi.
“Evet hyung öyle oldu.” Jimin gülümsemeye çalıştı. Her konuştuğu cümleye dikkat etmek zorundaymış gibi hissediyordu.
“Annenle , baban nerde?” bu sefer Seokjin konuşmuştu. Birazda olsa gergin ortamı değiştirmek istiyordu tıpkı Hoseok gibi.
“Onları dışarı gönderdim daha rahat konuşalım diye.” Jimin heycanla söylemişti. Eski arkadaşlarının konuşmaya çabalaması kendisini de mutlu etmişti , yavaş yavaş sitresi azalıyor yerini heycanlı bir mutluluk sarıyordu.
“Taehyung’ta gelmedi hala.” Jungkook söylemişti. Aslında içinden geçidiğini zannetmişti fakat dalgınlıktan sesli söylediğini herkesin ona bakmasıyla farketmişti. Hızla hepsinden gözlerini kaçırdı. Seokjin ve Hoseok tepkisine sırıtmış birbirlerine bakıp göz kırpmışlardı.
Ellbette Taehyung ve Jungkook’un arasındaki tuhaf çekimi ikiside farkındaydı yoksa Taehyung asla gelip onlara Jungkook bana böyle böyle dedi diye anlatmazdı. Üstelik alan için kavga ettiklerinde herkesi beklemek yerine Jungkook’u alıp kaçmıştı. Bu bile onlara göre aralarında farklı bir çekim olduğunu göstermeye yetiyordu çünkü Taehyung asla onları kavganın ortasında bırakıp kaçmazdı hele başka birinin elinden tutup asla kaçmazdı.
“Namjoon hyung , Dae nasıl iyi mi? “ Jimin konuşmuştu , merak ettiği binlerce şey vardı ama onaların arasında en çok merak ettiği şey Namjoon’un kız kardeşiydi. Küçük kız Lösemi ile mücadele ediyordu ve en son bildiği kadarıyla durumu belirsizdi arda bir kaç kişiden Dae hakkında bilgi alsada bilgilerin doğruluğundan emin olamamıştı , ayrıca Dae’nin olduğu hastaneye uğramış fakat başka bir hastaneye nakil alındığını öğrenmişti.
Jungkook yeni duyduğu isimle merakla Jimin’e baktı. “Dae kim?”
“Dae benim kız kardeşim Lösemi ele mücadele ediyordu ama durumu şu an gayet iyi bizle kalıyor.” Jimin şaşkılık ve mutlulukla Namjoon’a bakmıştı eğer hala aynı samimyette olsalardı koşarak hyunguna sarılırdı.
“Çok sevindim hyung umarım en kısa zamanda iyileşir.” Jimin mutlulukla söylemiş Namjoon’da teşekkür etmişti.
“Geçmiş olsun hyung umarım kız kardeşin en kısa sürede sağlığına kavuşur.” Bu sefer Jungkook konuşmuş Namjoon’da aynı samimyetle teşekkür etmişti.
Hepsi birbirleriyle küçükte olsa sohpet ediyor ortamı samimi bir hale getirmeye çalışıyorlardı , Yoongi heycanla onların her bir kelimesini merakla dinliyen Jimin’e bakarken iç çekti. Bugün eğer Jimin’in anlatıklarını inanırsa ve doğruluğundan emin olursa tekrar bir araya gelebilirlermi diye düşünüyordu. Kalbi Jimin’i deli gibi isterken aklı ondan uzak dur diye bağırıyordu.
Jungkook’un bakışları saate kaymıştı , Namjoon’ların gelmesinin üzerinden yarım saat geçmişti.
İç çekti , hala içinde minicikte olsa Teahyung’un geleceğine dair bir umut vardı. Bakışlarını tam kapıdan çekecekken aniden duyduğu kapı çalma sesiyle hızla tekarar bakışlarını kapıya çevirip ayağı kalkmıştı , herkes ani tepkisine şaşırsada bir şey dememişlerdi.
Jungkoo hızla kapıya yönelip açtı.
“Taehyung.” Karşısındaki çocuğun ismini heycanla söylemişti.
“Jungkook.” Teahyung’ta Jungkook’un tepkisine karşı aynı şekilde cevap vermişti.
“geldin.” Diye mırıldandı Jungkook , kalbi hızla atıyor içindeki mutluluğu saklama çalışıyordu. Teahyung tepkisine karşı gülümsemiş ayakkabılarını çıkararak içeri girmişti. Salona geçmeden önce her hareketini heycanla izleyen Jungkook’a dönmüş ve ellerini yumuşak saçlarına geçirerek minicik karıştırmıştı , ikiside gülümserken Teahyung salona geçmişti herkesin bakışları onu bulurken Jimin biraz heycan biraz panikle konuştu.
“Hoş geldin Teahyung” diyebildi sadece Teahyung kısacık ona bakmış başını sallayarak Seokjin’in yanında yerini almıştı. Jungkook yüzündeki gülümsemeyi silmeden tekarar eski yerini almıştı kısacık bir sesizlikten sonra konuşan Yoongi oldu.
“Teahyung’ta geldiğine göre artık şu Yushi meselesini konuşabiliriz bence.”Jimin duyduğu isimle yutkunurken öbürleride Yoongi’yi onaylamış bakışlarını Jimin’e çevirmişlerdi. Jungkook , Jimin’in gerilmemesi için elini omuzuna koyup hafif sıktı bu onun dilinde ben senin yanındayım demekti.
Jimin baştan sona her şeyi anlatmaya başlamıştı , Jungkook hem Jimin’i dinliyor hemde çocukların verdikleri tepkileri izliyordu kimse Jimin’in lafını bölmemiş her şeyi baştan sona anlatmasına izin vermişlerdi yavaş yavaş konu Jimin’in pişmanlığına geldiği zaman herkes yerinde dikleşmiş ve merakla dinlemeye başlamışlardı.
“Yushi onu kadırmaya başladığımı anladığı zamanlar çetesiyle beni sıkıştırıyor tehtid ediyorlardı , başta tehtidleri gayet normaldi ama sonrasında git gide değişmeye başladı.” Yutkundu. Tuvallette zorla sıkıştırıldığı dönemler aklına geliyor teninde hissetiği iğrenç öpücüklerden dolayı eli sürekli boynuna gidiyordu. Teahyung bunu farketmiş olacak ki kaşlarını çatmıştı , Jimin’le baya yakınlaştıkları dönemde sürekli elini boynuna götürüp boynunu kızartana kadar kaşıyor ve nedenini sorduklarında ise alerjim var diyordu. Anılar bir bir gözlerinin önüne gelirken yumruklarını sıkmıştı. Bakışlarını Yoongi’ye çevirdi , ikiside ne olduğunu anlamış hızla birbirlerinden gözlerini kaçırmışlardı.
“Artık şiddet uygulamıyordu ama size yemin ederim şiddet uygulasa daha az canım yanardı.” Jimin hızla gözlerindeki yaşları silmişti. Hoseok ve Seokjin’in de gözleri dolmuş çaktırmadan gözlerindeki yaşları silmeye çalışmışlardı.
“Artık dayanamadığım için bir plan yapmaya karar verdim , hem sizin az kayıp yaşamanızı sağlıyacak hemde Yushi ve çetesini mutlu edecek bilgiler paylaşıyordum.” Jimin yutkundu.
Bakışlarını tek tek hepinin üzerinde gezdirmiş Yoongi’ye bakmaya cesaret edememişti.
“Eskiden Yushi’nin kargası olan biri daha vardı , hepinizin tanıdığı biri.” Jimin’in dediğiyle herkes birbirine bakmış kimin olduğunu bulmaya çalışmışlardı , Teahyung konuştu.
“Jackson” herkesin şaşkın bakışları ona dönmüştü.
“Sen nerden biliyorsun bunu?” Yoongi kaşlarını çatmış şüpheli bir ifadeyle arkadaşına bakıyordu , kim bilir daha ne çok sır saklıyordu kendisinden.
“Jackon , yeni çete kurmaya başladığı zamanlar söylemişti.” üsten bir cevap verip tekrar Jimin’e dönmüştü. Yoongi inanmasada konunun dağılmaması için bir şey dememiş Jimin’e dönmüştü.
“Jackson hyung’la iletişime geçip Yushi’nin yaptıklarını anlattım oda kendi hakkında birkaç bilgi verip beni daha önce Yushi tarafından birkaç kez tacize uğrayan birine yönlendirdi. Sonrasında onunla birlik olduk , benim olmadığım zamanlar o Yushi’yi takip ediyor o olmadığı zamanlar ben takip ediyordum bu sayede birkaç öğrenciyi daha taciz ettiğini anlamıştık. Başta planım sadece onu okuldan attırmaktı ama gördüklerimden sonra artık konu değişmişti.” Yutkundu gördüğü şeler çoğu insanın hazmedemeyeceği şeylerdi , Yushi o kadar acımasızdı ki Jimin onu gizlice takip ettiğinde kendi başınada neler gelebileceğini anlamıştı.
“Durumun aşırı kötü olduğunu anladığım an kanıt toplamaya başladım , kim Yushi’yle buluşmaya giderse o kişi öbürlerine haber veriyor ve en yakın olan kişi gizlice yaşanılanları videoya çekiyordu.”
Jimin iç çekti hepsi şok olmuş bir şekilde karşılarıdaki çocuğun anlatıklarını dinliyorlardı , Jimin tüm buları yaşarken nasıl farkedemediklerine anlam veremiyorlardı , gerçi düşününce Jimin’in bazen yüzünde oluşan yaralar , bazen durup dururken geçirdiği panik ataklar başına kötü şeylerin geldiğini gösteriyordu ama kendileri farketmek için hiç çabalamamışlardı.
“Yushi’ye tekarar sizin planlarınızı anlatmayı bıraktım ve artık çıldırmışa dönmüştü beni sizinle tehdit etmeye başladı , Teahyung’a her şeyi anlatmaya gittiğim gün , o çoktan her şeyi anlatmıştı. Amacım Teahyung’a tüm olanları anlatıp elimdeki kantıları göstererek plan yapmaktı ama Yushi her şeyi mahvetmişti. Size tüm bu durumu anlatmaya çalıştım ama beni dinlemiyordunuz , bende tek başıma hareket etmeye karar verdim. Yushi’nin en kötü videsunu bir hacker sayesinde sosyal medyaya attım ve birkaç fake hesaptan gündeme getirdim zaten daha sonrasında da olanlar oldu direk tutuklandı.” Jimin iç çekti o gün mutluluğu çok kısa sürmüştü çünkü Yushi tutuklandığı günün ikinci günü serbest bırakılmıştı.
“Yushi tutuklandığı gibi bırakılmıştı ve bende ne yapacağımı bilmiyordum elimdeki belgelerin bir kopyasını ve videoları Bay Lee’ye verdim.”Jungkook dahil herkes şaşkınlıkla Jimin’e bakmışlardı.
“Beden eğiti hocası olan Bay Lee mi!?” Hoseok herkesin sormak istediği soruyu sormuştu. Jimin başını salladı. Herkes şok olmuştu.
“Bay Lee elimdeki belgelerin hepsini alıp polise götürdü daha sonrasını hepiniz biliyorsunuz işte.” Jimin’in sonunda her şeyi anlatmanın huzuruyla derin bir nefes vermiş kalbindeki ağırlık tamamen ortadan kaybolmuştu. Bay Lee hepsinin kimliğini gizlemiş ve bu sayede kimin şikayet ettiği asla ortaya çıkmamıştı Teahyung şimdi neden bir türlü şikeyet edeni bulumadıklarını anlamıştı.
Jimin yerinden kalkmış kendi odasına gitmişti arkasında ise darmadağınık bir arkadaş topluluğu bırakmıştı , herkes sessizlik içinde Jimin’in onlarlayken yaşadığı bazı tuhaf anları düşünüyordu , nasıl bu kadar kör olduklarına anlam veremiyorlardı. Jimin’in en sıcak günlerde uzun kazak giymeleri , hiçbir zaman şort giymemesi , denize gittikleri zaman üstünü çıkarmaması tüm anılar birbir akıllarına gelmiş hepsi içten içe kendilerine en ağır küfürleri savurmuşlardı.
Jimin elindeki birkaç flash bellek ve belgeyle tekrar odaya girmiş ve tüm elideki kanıtları masanın üzerine bırakmıştı.
“Bunlarda topladığım kanıtlar.” Yoongi acıyla yutkunup begeleri karıştırmaya başladı herkes hangi ismi aradığını biliyordu. Birkaç saniyelik arayıştan sonra Park Jimin’i bulmuştu elleri korkuya titrerken Jimin’in ifadesini sessizce okumaya başladı.
‘Maktülün bedeninde yirmiye yakın sigara yanığı bulunduğu tespit edildi.’
‘Savcılığın elindeki videolarda maktüle zorla uyuşturucu madde kullandırılmaya çalışıldığı belirtildi.’
‘Maktül darp edilmekten baygın bir hale düşmüşken bedenine kendi isteği dışında temas edildiği ve cinsel organına yakın bölgelerde diş iz-‘
Yoongi hızla elideki belgeyi yere fırlatmıştı kalbi acıyla kavrulurken zor zor nefes almaya başlıyor her aldığı nefes kalbine sancılar sokuyordu.
“Yoongi!” Jimin bağırmıştı öbürleride ani bağırmayla hızla nefesini kontrol altına almaya çalışan arkadaşına dönmüşlerdi , Jimin hızla kendine gelmesi için Yoongi’nin bedenini tutumuş yavaş yavaş nefes almasını söylüyordu öbüreride aynı şekilde Yoongi’ye yardım etmeye çalışırken Taehyung , Yoongin’in fırlattığı kağıdı eline almış her okuduğu cümlede yumruğunu daha çok sıkarken gözlerinden birkaç damla yaş akmıştı.
Birkaç saniye sonrada kimseye bir şey demeden kendini Jimin’in evinden dışarı atmıştı. Jungkook’sa hızla peşine takılmıştı. Bulutlar bile Park Jimin ve arkadaşlarının yaşadıkları şeylere dayanamamış yüksek gök gürültüsünden sonra hızlıca yağmur yağmaya başlamıştı.
Yağmur iki bedenide sertçe ıslatırken Jungkook seslice bağırmıştı.
“Teahyung!” Teahyung’un göz yaşları yağmurla birlikte yüzünden damla damla süzülürken hızlıca ilerlemiş ama duyduğu sesle yerinde sabitlenmişti. Jungkook’a arkası dönük bir şekilde yerinde sabit kalmış acıyla yutkunmuştu. Beyni yürümesini söylesede kalbi Junkook’un omzunda ağlamak istiyordu. Sonunda kalbinin sesini dinleyip Jungkook’un olduğu tarafa döndü gördüğü bedenle göz yaşları daha hızlı akmaya başlarken bacakları kendisini taşımak istememişti.
“Jungkook” diyebilmişti sadece ve birkaç saniye sonra kendisine doğru koşan bedenin kolarına düşmüş ikiside yere düşerken sesli bir hıçkırık bırakmıştı Jeon Junkook’un omzuna.
Bu bölüm için yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorummmmmmm umarım hissedilen duyduyu almışsınızdır…
Okur Yorumları | Yorum Ekle |