Yeni Üyelik
2.
Bölüm

“Özür Dile”

@lusiemm

 

Jungkook sınıf kapısının önündeydi tanrıdan tek dileği Dogyoung ile aynı sınıfa düşmemekti , zaten kendini zor kurtarmıştı o şerefsiz ve arkadaşlarından.

Korktuğu şey Doyoung değildi korktuğu altı kişiyle aynı anda kavga etmekti.

Sınıf kapısını iki kez tıklatıp birkaç saniye bekledikten sonra içeri girmişti. Kadın hocayla göz göze gelmesiyle tatlı bir şekilde gülümsedi hoca da aynı şekilde ona gülümsemişti.

Bakışlarını sınıfta gezdirirken kimsenin onu takmayıp birbirleriyle sohpet etmesi kaşlarının çatılmasına sebep olmuştu sadece iki kişi tek ona meraklı gözlerle bakıyordu. Normalde her gittiği okulda sınıfa girdiği gibi tüm bakışlar akbaba gibi onu bulurdu.

"Sessiz olun çocuklar!" Hoca bağırmıştı fakat kimse onu takmamış hatta sesler daha fazla yükselmeye başlamıştı. Jungkook tanırıdan sabır diliyordu zaten kötü olan dersleri bu sınıf yüzünden daha da kötü olacaktı.

" Çocuklar size diyorum sessiz olun , bakın yeni sınıf arkadaşınız geldi." öğrenciler hocalarının yüzüne bakmaya bile tenezzül etmiyordular.

Jungkook çaresizce öğrencilere susmalarını söyleyen hocasına bakmıştı kadıncağız nerdeyse ağlayacak gibiydi , Jungkook daha fazla dayanamayıp yazı tahtasının yanına giderek eliyle sertçe tahtaya vurmaya başlamıştı sınıf sessizleşene kadar vurmaya devam etti.

Tahtadan çıkan gürültülü sesle sınıftakiler sessizleşmiş meraklı gözlerle ona dönmüşlerdi tamamen sessizliğin sağlanmasıyla memnun bir şekilde gülümsedi. Sanki az önce tahtaya sertçe vuran kendisi değilmiş gibiydi.

Hocanın teşekkür dolu bakışları onu bulmuştu.

Saygıyla eğildi.

"Arkadaşınız Jungkook sınıfa yeni geldi kendini tanıtmasına izin verin." Hocanın söylediğiyle Jungkook'un bakışları sınıfa dönmüş aniden göz göze geldiği bedenle kaşlarını çatmıştı.

Kim Taehyung yüzünde hafif bir sırıtmayla ona bakıyordu. Orta parmak çekmemek için kendini zor tuttu.

"Merhaba ben Jeon Jungkook , umarım hepinizle iyi anlaşırız." yalandan gülümsemişti. Sınıftakilerin gözleri hala ondayken birkaç kişi ona bakıp bir şeyler mırıldanıyordu. Şimdiden dedikodusunu yapmaya başlamışlardı.

"Teşekkürler Jungkook boş bulduğun bir yere oturabilirsin." Jungkook başını sallamış gözleriyle etrafa bir kaç tur atmıştı. Öğrencilerden biriyle göz göze gelmesiyle yüzünü ekşitti herhalinden pis olduğu belli olan çocuk yanına gelmesi için kaş göz işareti yapıyordu , hızla gözlerini kaçırdı. En arkada boş olan bir sıra görmesiyle oraya yönlenmişti sınıftakiler tekrar konuşmaya dalarken Jungkook boş bulduğu sıraya oturmuştu. Sıra arkadaşı başını kollarına yaslamış uyuyordu. Turuncu parlak renkte saçları vardı. Jungkook onu rahatsız etmemek için olabildiğince yavaş hareketlerle çantasını yan tarafına koymuştu.

Bakışlarını çaresizce ders anlatmaya calışan hocasına çevirdi zavallı kadının sesi bile gelmiyordu. Jungkook dinlemenin faydasız olduğunu anlamış olacak ki sınıf arkadaşlarına bakmaya başladı hepsi değişik değişik tiplerdi bazıları asosyal tipler , bazıları bilgisayar başından kalkmayan tipler , bazıları ise serseri gibiydi iç çekti umarım babası en kısa sürede taşınmaya karar verirdi.

Hala sınıfı süzerken gözü Taehyung’a çarpmıştı onun bir ön sırasında oturanlar Taehyung’un tarafına dönmüş sohpet ediyorlardı yüzünde klasik alaylı sırıtması vardı. Taehyung’un yanında oturan kişiyle göz göze gelmeleriyle kaşlarını çattı. Bu ona ‘ birine çarptığında özür dilemelisin’ diyen mint saçlı çocuktu. Çocuk beyaz tenli minik yüzlüydü oda tıpkı Taehyung gibi yakışıklıydı ama Taehyung’a göre daha sert bir yüz ifadesi vardı Jungkook’la göz geldiği andan beri ona sinirli bir şekilde bakıyordu. Jungkook göz devirip bakışmayı kesti.

Yanında hissetiği harketlilikle bakışları hemen yanında oturan çocuğa dönmüştü en azından sıra arkadaşıyla arkadaş olabilirdi. Turuncu saçlı çocuk başını hafifçe kaldırmış kaşlarını çatarak yanında oturan tanımadığı çocuğa bakıyordu.

“sende kimsin?” uykulu sessiyle söylemişti. Jungkook gülümseyip elini uzattı.

“Jungkook yeni sıra arkadaşın” Çocuk bir Jungkook’a birde eline bakmıştı şaşkınlıkla.

Tamamen otur pozisyona gelip Jungkook’un elini tutarak sıktı.

“Jimin , Park Jimin.” Jungkook şirince gülümsemişti. Elleri ayrılırken tombik yüzlü aşırı sevimli olan çocuğa hayranlıkla bakıyordu aşırı sevilesi duruyordu içinden çok sevimli diye bağırmıştı. En azından elimi tutup sıktı demeyide bırakmamıştı şimdiden Jimin’le çok iyi arkadaş olacağını hissediyordu.

“Şu an hangi dersteyiz?” sorduğu soruyla Jimin ona döndü. Gülümsemişti. Jungkook’un hangi derste olduğunu anlamamasını normal karşılıyordu çünkü bazen o bile sınıftaki gürültü yüzünden hangi derste olduğunu çözemiyordu. Genelikle uyumayı tercih ettiği için dersler pekte onu ilgilendirmiyordu.

“Bu bayan Song Hera , kimya dersimize giriyor.” Jungkook anlar şekilde başını sallamıştı. Zavallı kadıncağız sonunda pes etmiş öğretmen masasında oturarak telefonuyla ilgileniyordu.

“ onun için üzüldüm.” gerçekten üzgün bir sesle söylemişti. Jimin ise Jungkook’un tepkisine gülmüştü.

“sadece ona özel değil merak etme her hoca tıpkı bayan Hera gibi günün sonunda pes ediyor.” bu okulda sınavlardan 45 alırsa tanrıya şükür etmesi gerekecekti. Jungkook bakışlarını Jimin’e çevirdi bir şey sormak istiyor da çekiniyormuş gibiydi galiba utangaç tiplerdendi.

“Jimin sormak istediğin bir şey varsa sorabilirsin.” söylediğiyle Jimin biraz utanarak başını sallamıştı. Uzun zaman sonra ilk defa sıra arkadaşı vardı ve ona iğrenerek bakmıyordu , gerçi birkaç güne onunda yanından kaçacağını biliyordu.

“sen neden bu okula geldin?” sorusuyla Jungkook güldü bu soruyu sormak için mi çekinmişti.

“Babam truzim sektöründe çalışıyor o yüzden sürekli şehir değiştirmek zorunda kalıyoruz bu sene de Seul’le taşındık notlarımda pek iyi olmadığı için sadece bu okulu bulabildi.” Jimin başını anladım anlamında sallamıştı , Jungkook için üzülmüştü çünkü bu okul hakkında bildiği bir şey olmadığı belliydi. Normalde yeni gelenlerin çocuğu eğlence düşüncesiyle bu okula gelir birkaç gün sonra ise kaçarlardı.

Jungkook ve Jimin sohpet etmeye devam ederken zil çalmıştı. Kimya hocası dua ederek sınıftan çıkmıştı.

“Jimin sana bir şey soracağım?” Jungkook’un ciddi bir şekilde konuşmasıyla Jimin kaşlarını çattı.

“Sorabilirsin?” biraz gerilmişti çünkü Jungkook’un aniden onunla dalga geçmesinden yada eziklemesinden korkuyordu. Sınıfta ki birkaç kişi onları süzüyor Jimin’e tiksinç bakışlar atıyorlardı. Jungkook farketmediği için şükretmişti.

“Doyoung korkmam gereken biri mi?” Jungkook’un sorusuyla hızla başını ona çevirdi. Jungkook , Jimin’nin ani tepkisiyle şaşırmıştı.

“neden sordun bunu?” sesi telaşlıydı. Jungkook’ta telaşlanmaya başladı.

“niye ki kötü biri mi?” tabikide Doyoung’un kötü biri olduğunu biliyordu.

“Jungkook sakın ona bulaşma anladın mı beni sakın!” Jimin’nin sert ve ciddi sesiyle yutkundu hızla gözlerini ona ciddi bir ifadeyle bakan çocuktan kaçırdı.

“sen çoktan bulaştın mı?” Jimin inanmayarak sormuştu Jungkook ona bakmadan başını onaylar anlamda salladı. Jimin’in verdiği tepkiler yüzünden gerilmişti.

“inanılmazsın nasıl ilk günden ona bulaşmayı becerdin.” sitemkar bir sesle söylemişti. Şimdiden Jungkook’a üzülmeye başlamıştı.

“çok mu kötü biri.” sorduğu soruyla Jimin başını onaylar anlamda salladı.

“görüceğin en kötü kişilerden biri ne yap ne et karşısına çıkma” Jungkook yutkunmuştu. Tanımadığı birine bulaşırsa böyle olurdu , asla duygularına sahip çıkamıyordu bir olay olduğunda ani tepki veriyor sonra da düşününce pişman oluyordu.

“ Peki Taehyung o kötü mü?” Jimin , Taehyung’un ismini duymasıyla yutkunmuştu. Gözlerini Jungkook’tan kaçırmış bir şeyler mırıldanmıştı. Jungkook çocuğun verdiği tepkiyle kaşlarını çattı.

Doyoung’u duyduğu andaki tepkisinden çok farklıydı.

“Jim-“ Lafının kesilmesinin nedeni yanlarına gelen sarışın bir çocuktu Jungkook’a altan bir bakış atmış Jimin’e dönmüştü.

“Kantinden iki tane tost al bana.” Jungkook çocuğun saygısız ve ukala sesiyle kaşlarını çattı. Neden bu okulda ki herkes kendi işlerini başkalarına yaptırma meraklısıydı.

Jimin , Jungkook’a kısa bir bakış atıp utanarak ayağı kalkmıştı. Sandalyesini itirip Jungkook’un arkasından çıkmış sarışın çocuğa bakmıştı.

“Neli istiyorsun?” Çocuk sırıtmıştı. Arada ise Jungkook’a alaycı bakışlar atıyordu.

“Kaşarrlıı.” Jimin yutkundu. Resmen Jimin’in gözlerinin içine bakarak bir şeyi ima eder gibi söylemişti. Jungkook hızla ayağı kalkarken Jimin utançla yanından ayrılmak için harketlenmişti.

Ağlamak istiyordu. 30 dakikada bulduğu yeni arkadaşını kaybetmişti bile.

Tam yürüyecekken aniden birinin bileğini tutmasıyla yerinde kalakalmıştı hızla bileğini tutan kişiye dönüdü Jungkook sinirle bir ona bir sarışın çocuğa bakıyordu.

“ Parasını vermedi.” Sakin bir sesle söylemişti. Jimin bileğini kurtarmaya çalıştı. Jungkook’un karışmasını istemiyordu.

“sorun değil Jungkook bırak gideyim.” enideşeyle Jungkook’a bakıyor bileğini bırakması için yalvaran bakışlar atıyordu.

Jungkook bileğini daha sert tutmaya başladı bu onun dilinde ölsemde bırakmam demekti.

Sarışın çocuk kaşlarını çatark Jungkook’a bakmıştı.

“Bıraksana lan!” Bağırmıştı.

Jungkook alayla sırıttı bu tipleri her yerden tanırdı her gittiği okulda bu tiplerden bir kaç tane vardı. Kendilerini bir bok sanır karşılarındakini hor görürlerdi ama birtane çarpsan sümük gibi duvara yapışırlardı.

“Ne sırıtıyorsun lan sen! “ Jungkook’un yakasından tutup kendine çekmişti öfkeli ve sinirli durmaya çalışıyordu. Jungkook yeni geldiği için ona büyük ihtimalle göz dağı vermeye çalışıyordu.

Sınıftakilerin bakışları ikiliye dönerken tenefüs bitmiş zil çalmıştı. Taehyung ve arkadaşları da içeri girmiş durumu anlamaz bir şekilde üçlüyü izliyorlardı.

“Eğer beş saniye içinde yakamı bırakmazsan o çirkin yüzünü daha çirkin yaparım.” sert bir şekilde söylediği şeyle yakasını tutan çocuk bir an teredüt etmiş sınıftaki herkesin onları izlediğini farketmesiyle kendini düzeltip tekrar Jungkook’a bakmıştı.

“adamsan yapsana.” Jungkook dilini ağzının içinde gezdirdi sabır çekiyordu.

“Eunjun bırak lütfen istediğini almaya gideceğim tamam.” Jimin yalvaran bir sesle söylemişti kendisi yüzünden başkalarının başına bir şeyler gelmesinden bıkmıştı.

EunJun , Jimin’in dediğiyle alayla sırıttı yavaşça Jungkook’un yakasından ellerini çekmişti. Jimin ona bakan sinirli gözlerle yutkundu Jungkook şu an ona korkunç bakıyordu.

“bu küçük orospu için seni rahat bırakıyorum yoksa ağzını yüzünü kırardım.” Kendini beğenmiş bir şekilde söylemiş ellerinden birini Jungkook’un omuzuna atarak omuzunu sirkelemişti.

Aniden bileğinden tutulup ne olduğunu anlamadan ters yöne çevrilmesiyle korkuyla gözlerini açtı Jungkook , Jimin’in bileğini bırakmış Eunjun’un bileğini tutarak ters çevirmiş ve kolunu arkaya yatırmıştı acıyla inledi.

“bıraksana lan beni!” acıyla bağırmıştı. Jungkook güldü. Jimin ise tam anlamıyla şok olmuş ikiliye bakıyordu Jungkook’tan asla böyle bir harket beklemiyordu.

“Hani ağzımı yüzümü kıracaktın.” Çocuğun kolunu daha çok sıkarken söylemişti. Eunjun acıyla inledi. Sınıftaki herkes şok olmuştu buna Taehyung ve arkadaşları da dahildi.

“bırak lan beni bırak!” kolunu harket ettirdikçe daha fazla ağrıyordu.

“Jimin’den özür dile!” Eunjun hızla kaşlarını çatmıştı asla özür dilemezdi.

“Asla özür dilemem bu kaşardan!” dişlerinin arasından tıslıyarak konuşmuştu. Jungkook çocuğun hala hakaret ettiğini duyunca sinirle bağırdı.

“Jimin’den özür dile dedim sana!!” Sesi okadar korkunç çıkmıştı ki herkes korkuyla birbirine bakmıştı.

“bırak beni!” Eunjun korksa da hala özür dilemek istemiyordu eğer özür dilerse rezil olurdu. Jungkook’un yüzü kasılırken hızla çocuğu bırakmıştı. Enjun rahat bir nefes alıp tam kaçacakken bacağına yediği sert tekmeyle Jimin’in önünde diz çöker hale gelmişti. Acıyla bağırdı. Saçlarının arasına sert parmaklar girmiş yüzünü Jimin’e çevirmişti.

“özür dile” Jungkook’un sesi sakin çıksada bu sefer son şansın özür dilemezsen ağzın burnun kırılır sesiydi.

Eunjun korkuyla yutkundu Jimin’e bakarken konuştu.

“özür dilerim” mırıldanmıştı ama Jimin ne dediğini tam olarak anlamıştı. Gözleri dolareken Jungkook’a bakış attı. Jungkook özürden menun olmamış saçını daha sert çekmişti.

“bağır sesini duysun herkes kimden özür diliyorsan onun ismini söyle ” bu sefer Jungkook etrafındakilere göz dağı veriyordu bu okuldan anladığı bir şey varsa oda hiyerarşiydi.

“Jimin özür dilerim çok özür dilerim.” Jungkook memnunyetle gülümseyip hızla ellerini çekmiş çocuğun kafasını ileri doğru itmişti. Saçlarından giden ellerle Eunjun hızla ayağı kalkmış kimsenin yüzüne bakmadan sınıftan kaçmıştı. Jungkook’un yüzünde güzel bir sırıtma oluşurken bakışları Kim Taehyung ile çarpıştı.

Güçlü zayıfı yer şimdi anlamıştı Taehyung’un ona ne demek istediğini.

Jungkook Taehyung’un gözlerinin en derinine odaklanmıştı.

Bu okulu bilmiyor ola bilirdi ama bu okulda onu bilmiyordu.

 

Hello bir hikayede same ve uke yok hatta ikiside hard same en sevdiğim

Loading...
0%