Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Pijama

@lusiemm

Okulun ilk günü harika zor geçmişti.

Artık kimse tarafından sevilmiyordu ve bunun tek nedeni sadece Jimin'i korumuş olmasıydı. Bir daha olsa yine korurdu çünkü o aptalların hiç birine ihtiyacı yoktu hepsi maymuna benziyordu özellikle Doyoung ve Kim Taehyung. Tamam onlar benzemiyorlardı ama içleri kötüydü bu yeterdi.

Jungkook evinin kapısının önünde ona otuz iki diş sırıtan korkulu rüyasına bakıyordu.

'YeonJun' evcil hayvanları. Jungkook ve babası önden Seul'a gelmiş her şeyi tam olarak oturtuktan sonra annesi ve kardeşinin gelmesine karar vermişlerdi ve bugün malesef annesine yirminci kez bırak onu kaçarak gel demesine rağmen korkulu rüyasını ona getirmişti.

YeonJun abisinin suratının düşmesiyle daha çok gülümsemişti. Bu tepkiyi alacağını biliyordu.

"Hyungnimm çok özledin mii beni?" alaycı bir tavırla söylemişti. Jungkook yalandan duygusal bir ifadeye büründü.

"Çok özledim seni canım kardeşim o kadar çok özledim ki , sen yokken her gün odana girip bok kokusunu içime çektim." söylediği şeye sadece kendisi gülerken Yeonjun ise yüzünü buruşturmuştu abisinin ezik ezik laf sokmalarından utanıyordu. Resmen Jeon ailesi için yüz karasıydı.

"Didişmeyin yine." Jungkook duyduğu sesle gülümseyip kardeşini iterek içeri girmiş ayakkabılarını çıkartıktan sonra hızla annesine sarılmıştı. Bayan Jeon'un yüzünde güzel bir gülümseme oluşurken oğlunun sırtını patpatladı.

"sen zayıflamışsın sanki." söylediğiyle YeonJun göz devirmişti.

"Gorile dönmüş ne zayıflaması.”Bayan Jeon hızla küçük oğlunun kafasına bir tane geçirmişti.

"Abinle düzgün konuş." Younjun sinirle kaşlarını çatıp odasına gitmişti gitmeden önce ise Jungkook'a bağırmıştı.

"Evlende kurtulalım senden." Jungkook kardeşinin aptallığına gülmüş annesiyle minik bir sohpet edip kendi odasına gitmişti.

Hızla okul kıyafetlerini üzerinden attı. Okuldan ve kıyafetlerinden nefret ediyordu. Duşa girmeye üşendiği için direk dolabına giderek Iron Man'li pijama takımını aramış fakat bulamamıştı , şu an annesinin ona aldığı pembe tavşanlı pijama takımıyla bakışıyordu. Sanırım öbür yaşamında bir hayvan olsaydı gerçekten tavşan olacaktı resmen tavşanlı her şeyi kendine çekiyordu.

Rahat pijama , rahat yaşamdır diyerek yumuşacık olan pijama takımını giymeye karar vermişti zaten evde olduğu için kimse onu bu halde görmezdi.

Şöyle bir aynadan kendine baktı pembe renk yakışmıştı da. Kendini birkaç saniye izleyip odasından çıktı sonunda düzgün bir yemek yiyebilecekti.

Yoonjun tüm sofra boyunca Jungkook'un pijamasıyla dalga geçmiş , iki kardeş bir şakalaşıp bir kavga ederek ve anneleriden minik dayaklar yiyerek günü bitirmişlerdi. Şimdi ise Jungkook yatağında uzanmış telefonuyla oynuyordu.

Kapısı bir iki kez tıklatılmış annesi başını kapıdan uzatarak gülümsemişti.

"oğlum şu mutfakta ki çöpleri atmaya gider misin?” Jungkook hızla kaşlarını çattı evin en küçüğü varken kendisimi çöp atacaktı hayatta olmazdı.

"Yoonjun küçük o atsın" dediğiyle annesi iç çekti. Biliyordu oğlunun böyle yapacağını.

"Yoonjun ders çalışıyor sen iki dakika git at gel." Annesine baktı. Kesinlikle Yoonjun'un ders çalışmadığını biliyordu , her çöp atma saatinde aynı şeyi yapıyordu.

"Anne o sa-"

"Jungkook git o çöpü at ." Annesi konuşmasına bile izin vermeden kapıyı yüzüne kapatmıştı.

Sinirle nefes aldı küçük kardeşi tam bir şeytandı.

Oflayıp telefonunu bırakarak ayağı kalkmıştı aynadan tipine baktı üstü başı dağılmıştı ayrıca üzerinde tavşanlı pembe pijaması vardı.

Bakışlarını duvardeki saatine çevirdi saat 22:00'du yani bu saate kimse onu göremezdi çöpü gizlice atıp yukarı çıkabilirdi.

Jungkook çöpleri mutfaktan almış kapıya çıkmıştı. Annesinin kırmızı terliklerini giyip hızla asansörün düğmesine bastı asansör yukardan aşağıya geliyordu. Birkaç saniye sonra asansör gelmiş içine girip zemin kata basmıştı aşağı inerken aniden ikinci katta durmasıyla Junkook kaşlarını çattı.

Kendinde şans olsa Yeonjun gibi kardeşi olmazdı.

Kapı yavaş yavaş açılırken iki çift gözle göz göze gelmişti. Kalbi hızlı hızlı atmaya başlarken yutkundu herkes görebilirdi , dünyada ki herkes hatta ama o olmamalıydı o kendisinin bu halini görmemeliydi.

"Jungkook?" gözlerini kapatıp birkaç saniye bekledikten sonra tekrar açmıştı ama hayır gitmiyordu.

" Mihi teyze nasılsın?" hızla eğilerek selam vermişti. Kadın kaşları çatık Jungkook'u baştan aşağı süzüyordu hayatında gördüğü en dedikoducu insan Mihi teyzeydi bu binaya taşındıkları ilk gün kadın kek getirme bahanesiyle evlerine gelmiş onlar etrafı düzenlerken sabahtan akşama kadar oturup herkesin dedikodusunu yapmıştı.

Jungkook kadınla aynı asansöre binmek istemediği için kendisi çıkmıştı.

"iyim oğlum iyim sen nereye gidiyorsun?" meraklı bir şekilde sorduğu soruyla Jungkook göz devirmemek için kendini zor tutu. Hayır elindeki çöp poşetlerinidemi görmüyordu.

"Nereye gideyim işte çöp atmaya gidiyorum." Yaşlı olmasa çoktan sanane derdi ama kadın çok yaşlıydı.

"Afferim oğlum afferim." tekrar Jungkook'u sözmeye başlamıştı. İç çekti şimdi bu kadın gider herkese Jungkook pembe giymiş kadın olmaya karar vermiş derdi.

"Mihi Teyze yanlış anlaşılma olmasın bu arada Ben Jungkook değilim YeonJun'um Jungkook'un kardeşi." zafere giden her yol mübahtı. Gerekirse kardeşini bile satardı.

Kadın Jungkook'un yüzüne birkaç saniye bakmıştı.

"Yok , Yok sen Jungkook'sun YounJun yakışıklı olandı." Kalbi kırılmıştı, resmen altmış beş yaşında bir teyze ona kardeşin senden yakışıklı demişti. Bu imkansızdı Yeonjun kesinlikle ondan yakışıklı olamazdı.

"İyi o zaman ben gideyim çöpleri atayım" kadını kandıramayacağını anlamış olacak ki kaçmaya karar vermişti. Mihi teyzenin bir şey demesine izin vermeden hızla merdivenlerden indi , arkadan kadının bağırmasını duymuştu.

"Jungkook sen kadın olmaya mı karar verdin!?" Eski kafa insanlar işte diye geçirdi içinden.

Merdivenleri hızla inmiş dış kapıya gelmişti çöp konteynırı biraz uzakta olduğu için yürümek zorundaydı , bir ara Yoonjun'la çöp konteynırlarını çalıp evin yakınına getirmeleri gerekiyordu.

Hızla çöpleri kutuya atıp tekrar binaya doğru yürümüştü kesinlikle birine daha yakalanmak istemiyordu. Birkaç saniye sonra binanın önüne gelmiş zile basmıştı dış kapının açılmasıyla hızla içeri girdi.

Asansör şansına şu an kendisinin bulunduğu kattaydı büyük ihtimalle en son Mihi teyze inmişti.

Asansöre binip beşinci kata bastı. Bu sefer kimse asansörü durdurmamıştı rahatlıkla istediği kata çıkabilmişti. Tam kendi evinin kapısını çalacakken yan dairenin kapısının açılmasıyla o tarafa döndü bakışları asla beklemediği biriyle çarpışmıştı.

Min Yoongi. Yan dairesinde oturan genç , meğer sınıf arkadaşıydı ismini yoklama defterinden öğrenmişti.

Yoongi kaşlarını çatmış Jungkook'a bakarken bir beden daha kapıda belirmiş ve Mihi teyzeden sonra asla yakalanmaması gereken o kişiye yakalanmıştı.

Kim Taehyung.

İkili birbirine şaşkınca bakarken konuşan Yoongi olmuştu.

"Bakışmanız bittiyse Taehyung dışarı çık." söylediği şeyle Taehyung arkadaşına döndü.

"Yoongi bazen çok sinir bozucu olabiliyorsun." dediğiyle Yoongi omuz silkti her zamanki normal haliydi.

"Uyumak istiyorum sadece." Taehyung başını olumsuz anlamda sallamış Yoongi'nin dairesinden çıkmıştı. Bu çocuğun duygusuz bir herife dönüşmüş olması sinirini bozuyordu eskiden böyle değildi.

Yoongi tekrar Jungkook'a kısa bir bakış attı.

Jungkook'u sevmiyordu. Jimin'e yakın olan hiç kimseyi sevmiyordu.

Hızla kapıyı ikilinin yüzüne kapatıp içeri girmişti. Taehyung tekrar Jungkook'a dönerken alayla sırıttı.

"Bugs Bunny'e bak sen bugün kostümünü giymeye karar vermiş" Baştan aşağı Jungkook'u süzerken söylemişti , şu anki tipi aşırı komikti gülmemek için kendini zor tutuyordu.

"Haha çok komiksin Kim Tengruk." Taehyung , Jungkook'un tepkisiyle kendini daha fazla tutamayıp güldü.

"Sabah'ki Jeon Jungkook , akşamları prensese dönüşüyor ha beğendim yakışır sana." Jungkook sadece göz devirmekle kalmıştı.

"Taehyung senin işin gücün yok mu gitsene sen." sitemli bir sesle söylemişti. Taehyung başını olumsuz anlamda salladı.

"Şu anki tek işim Bugs Bunny avlamak." Ha ha komik çocuk ne espiriler ne espiriler , güleyimde içimde kalmasın.

Demek istemişti ama diyemeden evlerinin kapısı açılmış aptal kardeşi konuşmuştu.

"Anne abim tavşan olalı bir kaplan yakalamış." Yaptığı espiriye kendisi hünkürerek gülmeye başlamıştı. Dünyadaki en komik insan ödülünü kendisinin hakketiğini düşünüyordu. Taehyung'ta YeonJun'un yaptığı espiriyi beğenmiş olacak ki oda gülmüştü. Jumgkook utançtan duvara tırmanmak istedi. Rezil bir kardeşi vardı.

"Ne saçmalıyorsun yine." Annesi kapıya gelmiş önce Yoonjun'a sonra da Taehyung'a bakmıştı. Tanımadığı çocukla kaşları çatılırken gece gece neden kendi kapılarında olduğunu sorgulamıştı. Taehyung konuşması gerektiğini hissetmiş olacak ki saygıyla eğilip selam verdi.

"Merhaba ben Jungkook'un sınıf arkadaşı Kim Taehyung , arkadaşım Yoongi sizin yan dairenizde oturuyor , onu görmeye gelmiştim dairesinden çıkarken de Jungkook’la karşılaştım selam vermek istedim." Bir çırpıda her şeyi söylemiş ve konuşmasını bitirmişti. Bayan Jeon oğlunun sınıfından biri olduğunu duyunca mutlulukla gülümsemişti. Jungkook'un ilk günden arkadaş edinmesi onu mutlu etmişti.

"Merhaba Taehyung'çum bende Jungkook'un annesiyim memun oldum tanışmamıza." Güzelce gülümsemşti. Taehyung kadınla Jungkook'un arasındaki gen aktarımına şaşırmıştı. Kadın resmen erkek halini doğurmuş gibiydi.

"Merhaba Taehyung hyung bende YeonJun , Jungkook'un aşırı yakışıklı kardeşi" Jungkook göz devirdi. Taehyung ise çocuğun sevimliliğine gülmüştü. Ailecek sevimli duruyorlardı buna Jungkook’ta dahildi.

"Taehyung'ta gidecekti zaten." Jungkook'un dediğiyle Taehyung ona bakmıştı , kaş göz işaretleriyle git artık diyordu.

"Aslında bende tatlı yapmıştım Taehyung'çum istersen gel içeri tatlı yiyip öyle gidersin" Jungkook şokla annesine dönmüştü. Annesi ise onun tepkisini görmezden gelmişti hatta umursamamıştı. Oğlunun arkadaşını bulmuş bırakırmıydı.

"Annecim çok geç oldu bence Taehyung'un ailesi merak eder. Dimi Taehyung?" Dişlerinin arasından söylemişti. Yeterince rezil olduğu yetmezmiş gibi şimdi de Taehyung'u eve davet ediyorlardı.

"Aslında pekte geç değil bir tatlınızı yerim o zaman." Jungkook hızla kaşlarını çattı. Bu şerefsizin amacı neydi.

Bayan Jeon mutlulukla gülümsemiş Taehyung'u içeri girmesi için davet etmişti. Hepsi içeri girmiş kapıyı kapatmışlardı. Taehyung tam salona girecekken onu durduran bileğini tutan el olmuştu. Jungkook tarafınfan başka bir odaya sürüklenirken sırıttı.

"Anne , Taehyung ile benim odamdayız." Hızla odasının kapısını açmış içeri girerken Taehyung'u da kendiyle sürüklemişti. Ellerini genç çocuktan çekerken odasının kapısını kapattı.

"Amacın ne senin? " Taehyung Jungkook'un sorusunu umursamamış etrafa bakınmıştı klasik normal sportif bir odaydı odadaki tek dekor Iron Man eşylarıydı.

Taehyung'un onu takmadığını farketmesiyle kolundan tutup kendine çekti. Aniden dip dibe girmeleriyle Jungkook bir an afallamıştı ama hemen kendini toparladı.

"Amacın ne dedim sana?” Taehyung karşısındaki çocuğun yakından yüzünü incelerken konuştu.

"Eğlence" Jungkook hızla kaşlarını çattmıştı.

"Taehyung saçmalama neden durup dururken evime girdin amacın ne?" Jungkook anlam veremiyordu daha tam olarak tanışmıyorlardı bile neden içeri girmeyi kabul etmişti.

Taehyung iç çekip aralarındaki küçük mesafeyi daha da küçültü Jungkook ani yaklaşmayla yutkundu.

"Jimin'den uzak dur Jeon." sesi netti. Taehyung’un söylediği şeyle affalamıştı. Jimin ne alakaydı. Neden böyle bir şey söylediğini anlamıyordu tabiki de o dedi diye Jimin'den uzak durmayacaktı.

Taehyung kendini Jungkook'un bedeninden uzaklaştırmış terkar odayı gözleriyle turlamaya başlamıştı.

"Jimin ne alaka?" anlam veremiyordu. Bunu söylemek için mi evine girmişti.

Taehyung bıkınlıkla nefes aldı. Çok fazla soru her zaman onu bunaltırdı.

"çok soru soruyorsun Jeon." ona bakıp söylemişti.

 

 

Arkadaşlar Wattpad'ta bu kitabım daha çok okunurken burada ise Spaciall Military Camp daha çok okunduğu için birini birgün birini öbür gün atıyorum ❤️❤️

Loading...
0%