@lusiemm
|
"Jungkook hazırsan çıkalım." Jungkook gözlerini devirdi yeni okuluna dönemin ortasında gitmek zorundaydı ve bunun tek suçlusu babasıydı. "Baba beni bok gibi bir okula gönderdiğini farkında mısın?" sitemli bir sesle söylemişti. Babasının yoğun iş hayatı nedeni ile sürekli şehir değiştirmek zorunda kalıyorlardı ve bu seferki şehirleri Seul'dü. "Jungkook bok gibi bir puan almışsın derslerinden aldığın en yüksek not 45 dua et bu okulu buldum oğlum." Derslerinin kötü olmasının sebebi sürekli göçebe insanlar gibi şehir değiştirmeleriydi , ne zaman bir hocaya veya okulun ortamına alışsa babası gelip iş için taşınmaları gerektiğini söylüyordu. "sanki benim suçummuş gibi konuşuyorsun." ayakabılarını giyerken söylemişti. Babası derin bir iç çekti kendi hatası olduğunu biliyordu o yüzdende oğluna kızamıyordu ama oda para kazanmak zorundaydı ve truzim sektöründe çalıştığı için sürekli seyhat halindeydi. Jungkook ayakabsını giymiş yerdeki çantasını da tek koluna takarak dış kapıya çıkmıştı. Bakışları karşı apartmana çarptı nerdeyse iki haftadır bu binada yaşıyorlardı ama hala karşı komşularının kim olduğunu öğrenememişlerdi. Babasının evden çıkmasıyla asansöre bindiler iki kat sonra aşağı inmiş dışarı çıkarak kapının yanında park edilmiş çokta lüks olmayan arabalarına binmişlerdi. "Heycanlımısın yeni arkadaşların için?" Babasının sorusuyla göz devirdi. " Aşırı heycanlıyım hatta birazdan heycandan bayılabilirim" oğlunun sitemli sesiyle gülmüştü. Yarım saatlik yollarından sonra okulun önüne gelebilmişlerdi. Jungkook pencereden karşısındaki okula baktı. Beyaz büyük eski yapı bir bina ve üzerinde yazan kocaman isim. "Seul BatıAsya Erkek Lisesi" bu nasıl isim diye geçirdi içinden. Araba da babasına dönmüştü. "Çıkışta beni almaya gelmene gerek yok." Babası kaşlarını çattı. "Neden?" oğlunun okulunu asmasından endişeleniyordu. "Baba zaten birkaç güne işe gideceksin ne kadar erken toplu taşımayla gidip gelmeyi öğrenirsem o kadar iyi." söylediğiyle babası rahatlamış başını onaylar anlamda sallamıştı. "Tamam yolu bulamazsan beni ara ama." Hızla başını salladı arabanın kapısını açıp dışarı çıkmıştı kapıyı kapatmadan önce tekrar babasına döndü. "iyi dersler oğlum" babası tatlı bir şekilde gülümsemişti. Jungkook'ta gülümsedi. "Görüşürüz baba." kapıyı kapatmıştı. Tekrar önüne dönerken derin bir iç çekti. Okula gitmekten nefret ediyordu. Yeni okuluna doğru ilerledi , bahçeye girip etrafı süzmeye başlamıştı okulun büyük bir bahçesi vardı etrafta birkaç gölgelik sandalye ve masalar vardı erkeklerin hepsi ayrı ayrı gruplar halinde oturuyorlardı. Bakışlarını etraftan çekip yeni sınıfını bulmak için okulun içine giriş yaptı. Müdür yardımcısını bulması gerekiyordu. Başta öğrencilere sormayı planlamıştı ama gördüğü tiplerle hemen vazgeçti kesinlikle hepsi okul düzenine aykırı tiplerdi , bazılarının kolları baştan aşağı dövmeli , bazılarının gömleklerinin düğmeleri göğüslerine kadar açık kravatları yamuk , bazılarında ise okul kıyafeti bile yoktu. Busanda ki okulu olsaydı gördüğü tüm öğrenciler çoktan disipline gitmiş olurdu. Birkaç dakikalık arayıştan sonra sonunda müdür yardımcısının odasını bulmuştu bir iki kere kapıyı tıklatıp gir sesinin gelmesiyle içeri girdi. Müdür yardımcısı elindeki pizzayı yiyerek ona bakıyordu. Jungkook şaşkınlıkla baka kalmıştı. "Ne var?" kaşlarını çatmış Jungkook'a bakıyordu. Jungkook adamın yemek dolu ağzı ve sinirli bir şekilde sorduğu soruyla tiksintiyle baktı. Bu nasıl bir müdür yardımcısıydı. İğrençti. "Ben yeni geldim sınıfımı öğrenmek istiyordum." Adam Jungkook'u baştan aşağı süzmüş sırıtmıştı. "tipe bak bir iki güne sende bozulursun , adın soyadın?" Jungkook adamın alaylı sesi ve söylediğiyle anlamsızca yüzüne baktı. "Jeon Jungkook" adam bilgisayardan Jungkook'un ismini girmiş birkaç saniyelik kontrolden sonra ona dönmüştü. " Üçüncü kat sağdan en son sınıf. " Jungkook başını sallayıp saygıyla hafifçe eğilerek müdür yardımcısının odasından çıkmıştı. Bulunduğu kat birinci kattı. Merdivenlere doğru ilerledi üçüncü kata gitmesi gerekiyordu. Merdivenleri teker teker çıkarken arada birkaç kişiyle göz göze geliyor onların bu kim bakışlarına maruz kalıyordu. Biraz kendini rahatsız hissetmişti. Üçücü kata gelmesiyle yorgunca nefes alıp verdi yorulmuştu bile. Biraz ilerledikten sonra koridordan sağa dönmesiyle hızla kaşlarını çattı iki erkek kavga ediyorlardı hatta kavga etmiyorlardı biri öbürünü dolaba sıkıştırmış çenesini sertçe tutarak bir şeyler söylüyordu. Jungkook etrafa bakındı herkes sessizce onları izliyor kimse bir şey yapmıyordu. Dolaba sıkıştırılan çocuk biraz küçük duruyordu büyük olasılıkla alt sınıflardandı korkuyla karşısındaki adama bakıyor çenesini kurtarmaya çalışıyordu , karşısında ki adam ona göre daha kalıplı ve büyük duruyordu sinirle sertçe çocuğun çenesini sıkıyordu. Jungkook olayı bilmediği için aralarına girip ilk günden başına bela almak istemiyordu fakat kimsede onları ayırmak için yeltenmiyordu. Güçlü olan genç ellerini küçük olanın çenesinden çekip bu sefer yakasından tutarak geriye doğru itmişti. Çocuk hızla geriye sedeleyip yere düştü. "Doyoung Hyung lütfen dinle beni." çocuğun yalvaran sesiyle Jungkook kaşlarını çatmıştı. Doyoung denen genç ise sinirle gülmüştü. "Sana kaç kere sigaramı almayı unutma demiştim , şimdi napacağım haa!" yüksek sesle bağırmıştı Jungkook , Doyoung denen çocuğun söylediği şeyle alayla sırıttı sigara için mi bu çocuğa zorbalık yapıyordu işte şimdi araya girmesi gerekiyordu çünkü en nefret ettiği şey birinin zorbalanmasıydı. "Herhalde senin kendi sigaranı alacak bir elin ve ayağın yok." Doyoung duyduğu sesle kaşlarını çatmış sesin geldiği yöne bakmıştı. Karşısındaki çocuğa bir kaç saniye bakmış tanımaya çalışmıştı. Bu okulda daha önce böyle birini görmediğine emindi. " Hayırdır bilader sen ne alaka?" diyebilmişti. Hangi çeteden olduğunu bilmediği için tepki veremiyordu eğer hangi çeteden olduğunu bilse çoktan karıştığı için ağzını burnunu kırardı. Jungkook alayla güldü. " Kendi sigaranı başkalarına aldırmaya utanmıyor musun?" sorusuyla Doyoung kaşlarını havaya kaldırmıştı. " Utanmıyorum napacaksın?" Jungkook'a doğru adımlarken söylemişti. Dibine giren çocukla Jungkook kaşlarını çatmıştı. Yakışıklı bir yüzü vardı. "Sadece soruyorum? " Doyoung alayla sırıttı. "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" sorduğu soruyla Jungkook alayla güldü hala böyle replikler cidden kullanılıyormuydu. " Neden , annen kim olduğunu söylemedi mi?" Jungkook'un söylediği şeyle bir kaç öğrenci alayla gülmüş bazıları ise korkuyla Jungkook ve Doyoung'u izliyordu Jungkook'un hangi cesaretle Doyoung'a karşı çıktığını anlamaya çalışıyorlardı. Doyoung'un yüzü sinirle kasılırken birkaç kişi yanına gelmişti. Jungkook hızla kaşlarını çattı. Şimdi altı kişi birlikte sinirle ona bakıyordu. Jungkook bir kaç adım geriledi. Şu anki ona olan bakışlar hiç hayra alamet değildi. "Tutun şunu." Doyoung'un dediğiyle iki kişi ona doğru ilerlemişti. Jungkook'un bildiği bir şey varsa oda birazdan dayak yiyeceğiydi hemde altı kişi tarafından. Yutkundu. "Aa Hocam Nasılsınız?" Aniden bağırıp el sallamasıyla herkes onun baktığı yöne baktı. Jungkook fırsattan istifade edip hızla arkasını dönerek koşmaya başlamıştı. Erkekliğin yüzde doksanı kaçmaktır. Doyoung , Jungkook'un kaçmasıyla sinirle küfür etmiş oda koşmaya başlamıştı. O çocuğu dövmezse içi rahatlamazdı resmen az önce herkesin önünde onu rezil etmişti. Jungkook peşinden koşan Doyung ve arkadaşlarıyla küfür etti sıçmıştı. Merdivenlerden ikişerli ikişerli iniyor önüne çıkanlara çekilin diye bağırıyordu. Hızla önüne çıkan bir koridora girip koşmaya devam etti hala onu takip ediyorlardı. Ne pahsına olursa olsun dayak yemeyecekti. Eğer bir iki kişi olsalar kendini koruya bilirdi ama altı kişilerdi. Jungkook için bu imkansızdı. Koşmaya devam ederken aniden karşısına çıkan bir grupla bağırdı tam önünde duruyordular. "çekilin , çekilin!" eliyle çekilin işareti yapmıştı ama kimse onu takmamıştı. Kaşlarını çattı. Eğer durursa yakalanacaktı. Benden günah gitti diyerek aralarına dalmıştı. Çocuklardan birine sertçe çarpmış özür dilemeye fırsat bulamamıştı. Hala aralarında geçmeye çalışırken aniden bileğinden tutulup durdurulmasıyla yere düşecek gibi olmuştu. Kolunu kurtarmaya çalıştı ama çok sert bir tutuşla bileği tutuluyordu. Yerinde durup kolunu tutan esmer gence döndü ona bakmıyor tam karşısına bakıyordu. Yutkundu kesin bunlarda Doyoung'un adamıydı. Altı kişi tarafından dövülmekten daha kötü bir şey varsa oda altıdan daha fazla kişi tarafından dövülmekti. "Canım bırakır mısın bileğimi?" nazik ve güler yüzlü bir şekilde rica etmeye çalışmıştı belki bileğini tutan kişi sevimliliğine dayanamaz ve bırakırdı. " Birine çarpmadan önce özür dilemelisin." gelen sesle bakışlarını hemen sol tarafına çevirdi bileğini tutan gençle başka bir gencin arasında duruyordu. Bileğini tutan kişi konuşmamış onun yerine sol tarfında duran genç konuşmuştu. Jungkook'tan kısaydı ve yeşil mint rengi saçları vardı. Jungkook'a bakmak yerine oda karşısına bakıyordu. "cidden dayak yemek üzereyim ve arkadaşın beni özür dilemem için mi durdurdu." sitemli sesiyle söylemişti. Mint yeşili saçlı çocuk yandan ona bakış atmış göz devirmişti. Jungkook kaşlarını çattı. Bileğini tutan genç Jungkook'un kaçmayacağını anlamış olacak ki ellerini çekmişti. Jungkook bileğinin bırakılmasıyla rahat bir nefes verip gençlerin baktığı yöne döndü önünde iki tane daha genç vardı ve onlarda karşıya bakıyorlardı onlar yüzünden Jungkook bir şey göremiyordu. İyice merak etmeye başlamıştı. "Pardon bir çekilirmisin bende merak ediyorum." daha fazla dayanamamış önündeki gençlerden birini yavaşça itirmişti , ittirdiği genç sinirle ona baktı. Jungkook genci takmayıp önüne geçmişti. Bu sefer önüne siyah saçlı onun boylarında bir genç çıkmıştı ve direk olarak oda karşıya bakıyordu. Jungkook hızla gencin yanına geçip karşıya baktı. Doyoung ve arkadaşları vardı karşı tarafta sinirle onların tarafına bakıyorlar bir şeyler konuşuyorlardı aralarında iki metrelik bir mesafe vardı ve karşı karşıyaydılar. Doyoung'un gözleri Junkook'u buldu. Sinirle bir şeyler mırıldanmıştı. Jungkook havada dolanan gerilimi tüylerine kadar hissetmişti. Etraflarını bir sürü öğrenci sarmış karşı karşıya olan iki grubu izliyorlardı. Jungkook yanında duran gence bir bakış attı. Yutkunmuştu inanılmaz yakışıklı bir yan profile karşılaşmayı beklemiyordu. " Taehyung sadece yanındaki çocuğu bize ver." Doyoung'un sesiyle ona döndü Jungkook'u işaret ederek söylemişti. "Burası benim alanım. İstediğimi veririm istediğimi vermem." yanındaki gencin söyledikleriyle bakışlarını ona çevirdi demek adı Taehyung'tu. Kalın sesi bile etkileyiciydi. "Olay çıkarmak istemiyorum. Çocuğu ver gidelim." Doyoung'un sürekli kendisine çocuk demesi sinirini bozmuştı. Çocuk falan ayıp oluyor yani. "Benim adım var Dogi hyung!" sinirle söylemişti ayrıca isim espirisi yapmıştı. Taehyung'un bakışları hafif ona dönmüş tekrar karşısına bakmıştı. Doyoung Jungkook'un dolaylı yoldan ona köpek demesiyle tam saldırmak için hareket etmişti ki arkadaşları onu tutup durdurmuştu. Jungkook alayla sırıttı. "Burası benim alanım ve siz izinsiz girdiniz." Taehyung araya girdi , sesindeki tehtitkar tonla Doyoung ve arkadaşları birbirine bakmıştı. Jungkook ne dediklerini anlamasada en azından yanındaki kişilerin Doyoung'un arkadaşları olmadığını bildiği için rahatlamıştı. "Çocuğu bize ver." Hala çocuk diyordu. "Bir dakika içinde burdan kaybolmazsanız kötü şeyler olur." Taehyung'un onun dediklerini takmayıp söylediğiyle Doyoung sinirle yumruğunu sıktı gitmezse kavga edeceklerini bildiği için sinirle bakışlarını Jungkook'a çevirmişti. "Seninle sonra görüşeceğiz." Jungkook ona he he bakışı atmıştı. "Hadi canım hadi , bak son 30 saniyen kaldı." Doyoung bir Jungkook'a bir Taehyung'a bakıp arkasını dönerek arkadaşlarıyla gitmişti. Jungkook sonunda rahat bir nefes verebilmişti. Kendisini kutardığı için Taehyung'a teşekkür etmek istiyordu. Yanındaki çocuğa döndü gözleri birbiri ile çarpışırken yutkunmuştu. Gördüğü en yakışıklı erkek şu anda karşısındaydı. Esmer teni , siyah saçları , uzun kiprikleri Jungkook gencin bu kadar yakışıklı olmasına şok olmuştu. Taehyung'ta Jungkook'u incelemiş kim olduğunu çözmeye çalışmıştı ama çıkaramamıştı. "Yeni mi geldin?" sorusuyla Jungkook teranstan çıkıp hızla başını salladı. " Evet ben Jeon Jungkook bu okula yeni transefer oldum." sevimli bir şekilde gülümseyerek elini uzatmıştı. Kesinlikle karşısındaki yakışıklıyla arkadaş olmak istiyordu. Taehyung önce Jungkook'un uzattığı ele daha sonrasında ise gülümseyen yüzüne alayla bakmıştı. "Kendine dikkat etsen iyi olur Jungoog" Jungkook kaşlarını çatıp elini geri çekti hem elini tutmamış hemde ismini bilerek yanlış söylemişti. Egolu insanlardan nefret ederdi. "Benim adım Jungoog değil Taegunk" bilerek oda Taehyung'un ismini yanlış söyledi. Taehyung alayla sırıttı. "Bir kaç güne bu okuldan az önce kaçtığın gibi kaçacaksın o yüzden sana tavsiyem burdaki kimseye bulaşmaman özellikle de bana." söylediğiyle Jungkook hayretle kaşlarını kaldırmıştı. Bu okuldaki herkes neden kendini bir bok sanıyordu. "Birincisi ben sana bulaşmadım sen ismimi bilerek yanlış söyledin ikincisi de ben burdayım ve bir yere kaçmıyacağım." Jungkook'un ciddi bir ifadeyle söylediğiyle Taehyung alayla güldü. Daha yeni gelmişti ve hiçbir kuralı bilmiyordu. Taehyung çocuğun kuralları öğrendikten sonra depar atarak kaçacağından yüzde yüz emindi tıpkı öbür yeni gelenler gibi. " Hadi bakalım tavşancık sana bol şans ozaman"sırıtıp elini Jungkook'un saçlarına atarak hafif karıştırmıştı. Jungkook hızla kafasını geri çekti. Taehyung ve arkadaşları Jungkook'un tepkisine gülmüş gitmek içim hareketlenmişlerdi. Jungkook sinirle soluk alıp verdi. "Dikkat ette tavşancık seni yemesin!" Arkasını dönüp ilerleyen çocuğa bağırdı. Jungkook'un söylediği şeyle Taehyung yürümeyi durdurmuş hafif ona dönüp sırıtmıştı. " Ben tavşan sevmem."
Merhaba umarım yeni kitabımı beğenirsiniz Wattpad kullanıcı adım Happyyearx Taekook okuyucularının Wattpad kapandıktan sonra hangi uygulamaya geçtiğini bilen varsa söyliyebilir miii :(( |
0% |