1. Bölüm

“Tavşan”

Lusie
lusiemm

"Jungkook hazırsan çıkalım." Jungkook gözlerini devirdi yeni okuluna dönemin ortasında gitmek zorundaydı ve bunun tek suçlusu babasıydı.

"Baba , beni bok gibi bir okula gönderdiğini farkında mısın?" sitemli bir sesle söylemişti.

Babasının yoğun iş hayatı nedeni ile sürekli şehir değiştirmek zorunda kalıyorlardı ve bu sefer ki rotaları Seul olmuştu.

"Jungkook bok gibi bir puan almışsın , derslerinden aldığın en yüksek not 45 , dua et bu okulu buldum oğlum." Derslerinin kötü olmasının sebebi sürekli göçebe insanlar gibi şehir değiştirmeleriydi.

Ne zaman bir hocaya veya okulun ortamına alışsa babası iş için başka bir şehire taşınmaları gerektiğini söylüyordu.

"Sanki benim suçummuş gibi konuşuyorsun." ayakkabılarını giyerken söylemişti.

Babası iç çekti kendi hatası olduğunu biliyordu , yüzden de oğluna kızamıyordu ama kendisi de biraz anlayışlı davransa aslında ikisi içinde hayat daha kolay olabilirdi.

Jungkook ayakkabısını giymiş yerdeki çantasını da tek koluna takarak daire kapısına çıkmıştı. Bakışları karşı daireye çarptı. Nerdeyse iki haftadır yeni evlerinde babasıyla yaşıyorlardı ama hala karşı komşularının kim olduğunu öğrenememişlerdi.

Babasının da evden çıkmasıyla asansöre bindiler iki kat sonra aşağı inmiş , dışarı çıkarak kapının yanında park edilmiş çokta lüks olmayan arabalarına binmişlerdi.

"Yeni arkadaşların için heycanlı mısın?" göz devirdi.

"Aşırı heycanlıyım baba , hatta birazdan heycandan bayılabilirim." oğlunun sitemli sesiyle gülmüştü.

Yarım saatlik yolun ardından okula varabilmişlerdi. Jungkook pencereden başını çıkararak karşısındaki okula baktı. Beyaz büyük eski yapı bir binaydı. Üzerinde yazan kocaman bir isim vardı.

"Seul Batı Asya Erkek Lisesi" bu nasıl bir okul isimi diye geçirdi içinden. İsminde bile hayır yoktu.

Araba da babasına döndü.

"Baba çıkışta beni almana gerek yok ben kendim eve gelirim." Babası kaşlarını çattı.

"Neden?" oğlunun okulu asmasından endişeleniyordu.

"Zaten birkaç güne işe gideceksin ne kadar erken toplu taşımayla gidip gelmeyi öğrenirsem o kadar iyi olur benim için." söylediğiyle babası rahatlamış başını onaylar anlamda sallamıştı.

"Tamam ama yolu bulamazsan direk beni arıyorsun." Jungkook hızla başını onaylar anlamda salladı. Arabadan çıkmıştı , kapıyı kapatmadan önce tekrar babasına döndü.

"iyi dersler oğlum" babası tatlı bir şekilde gülümsedi. Jungkook'ta aynı şekilde karşılık vermişti.

"Görüşürüz baba." kapıyı kapatmıştı.

Tekrar önüne dönerken derin bir iç çekti. Okula gitmekten nefret ediyordu.

Yeni okuluna doğru ilerledi , bahçeye girmesiyle etrafını süzmeye başlamıştı , okulun büyük bir bahçesi vardı. Bahçeye birkaç gölgelik sandalye ve masa koymuşlardı , erkeklerin hepsi ayrı ayrı gruplar halinde o masalarda oturuyorlardı.

Bakışlarını etraftan çekip yeni sınıfını bulmak için okulun içine giriş yaptı. Sınıfını öğrenmesi için müdür yardımcısını bulması gerekiyordu.

Başta öğrencilere sormayı planlamıştı fakat gördüğü değişik tiplerle hemen bu fikirden vazgeçti , kesinlikle hepsi okul düzenine aykırı tiplerdi.

Bazılarının kolları baştan aşağı dövmeli , bazılarının gömleklerinin düğmeleri göğüslerine kadar açık kravatları yamuk , bazılarında ise okul kıyafeti bile yoktu. Busan’daki okulu olsaydı gördüğü bu öğrencilerin hepsi çoktan disipline gitmişti bile.

Birkaç dakikalık arayıştan sonra sonunda müdür yardımcısının odasını bulmuştu. Bir iki kere kapıyı tıklatıp gir sesini duymasıyla içeri girdi.

Müdür yardımcısı elindeki kocaman pizza dilimiyle Jungkook’a bakıyordu.

"Ne var?" Jungkook adamın yemek dolu ağzı ve sinirli bir şekilde sorduğu soruyla tiksintiyle baktı. Bu nasıl bir müdür yardımcısıydı. İğrençti.

"Ben yeni geldim sınıfımı öğrenmek istiyordum."

Adam Jungkook'u baştan aşağı süzerek sırıtmıştı.

"Tipe bak , bir iki güne sende bozulursun , adın soyadın ne?" Jungkook adamın alaylı sesi ve hiçte kibar olmayan üslubüyle anlamsızca yüzüne bakmıştı. Ne biçim bir eğitim sistemi vardı bu okulun.

"Jeon Jungkook" adam bilgisayardan Jungkook'un ismini girmiş birkaç saniyelik kontrolden sonra ona dönmüştü.

"Üçüncü kat sağdan en son sınıf. " Jungkook başını sallayıp saygıyla hafifçe eğilerek müdür yardımcısının odasından çıkmıştı. İçinden birkaç küfür etmeydi de unutmamıştı.

Bulunduğu kat birinci kattı , merdivenlere doğru ilerledi üçüncü kata gitmesi gerekiyordu.

Merdivenleri teker teker çıkarken arada birkaç kişiyle göz göze geliyor onların bu kim bakışlarına maruz kalıyordu. Üçücü kata gelmesiyle soluk alıp verdi yorulmuştu bile.

Biraz ilerledikten sonra koridordan sağa dönmesiyle hızla kaşlarını çatmıştı , dakika bir gol bir iki erkek kavga ediyorlardı aslında pekte kavga denilmezdi , öğrencilerden biri öbürünü dolaba sıkıştırmış çenesini sertçe tutarak bir şeyler söylüyordu. Jungkook etrafına bakındı herkes sessizce onları izliyor kimse bir şey yapmıyordu.

Dolaba sıkıştırılan çocuk biraz küçük duruyordu büyük ihtimalle alt sınıflardandı , korkuyla karşısındaki gence bakıyor çenesini kurtarmaya çalışıyordu. Genç olan ona göre baya kalıplı ve büyük duruyordu. Jungkook olayı bilmediği için aralarına girip ilk günden başına bela almak istemiyordu fakat kimsede onları ayırmak için yeltenmiyordu.

Güçlü olan genç ellerini küçük olanın çenesinden çekip bu sefer yakasından tutarak geriye doğru savurmuştu. Çocuk hızla geriye sedeleyip sert bir şekilde yere düştü.

"Doyoung Hyung lütfen dinle beni." çocuğun yalvaran sesiyle Jungkook kaşlarını çattı.

Doyoung denen genç ise sinirle gülmüştü.

"Sana kaç kere sigaramı almayı unutma demiştim , şimdi napacağım haa!" yüksek sesle bağırmıştı Jungkook , Doyoung denen çocuğun söylediği şeyle sinirle sırıttı , sırf kendi zevki için mi bu çocuğa zorbalık yapıyordu işte şimdi araya girmesi gerektiğini hissetmişti çünkü en nefret ettiği şey birinin zorbalanmasıydı. Kendi de ilk okul zamanlarında yeterince zorbalamıştı.

"Herhalde senin kendi sigaranı alacak bir elin yok diye düşünüyorum." Doyoung kaşlarını çatmış sesin geldiği yöne bakmıştı. Karşısındaki gence bir kaç saniye bakmış tanımaya çalışmıştı. Bu okulda daha önce böyle birini görmediğine emindi.

"Hayırdır bilader sen ne karışıyorsun?" diyebilmişti.

Hangi çeteden olduğunu bilmediği için tepki veremiyordu , eğer hangi çeteden olduğunu bilse çoktan bu olaya karıştığı için ağzını burnunu kırardı.

Jungkook alayla güldü.

"Kendi sigaranı başkalarına aldırmaya utanmıyor musun?"

"Utanmıyorum napacaksın?" Doyoung , Jungkook'a doğru adımlarken söylemişti. Dibine giren çocukla Jungkook kaşlarını çattı kendisine meydan okuyordu.

"Sadece soruyorum? " Doyoung dibindeki genci tanımadığına emin olmuştu. Büyük ihtimalle yeni gelmişti.

"Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" sorduğu soruyla Jungkook alayla güldü hala böyle replikler kullanılıyormuydu.

"Neden , kim olduğunu sana söylemediler mi?" Jungkook'un söylediğiyle birkaç öğrenci alayla gülmüş bazıları ise Jungkook’un cesaretine şaşırmışlardı. Doyoung bu okulda bulaşılmaması gereken en kötü öğrencilerden biriydi.

Doyoung'un yüzü sinirle kasılırken birkaç kişi onun yanında yerlerini almışlardı. Jungkook hızla kaşlarını çattı.

Şimdi altı kişi birlikte sinirle ona bakıyordu ve bu hiç hayra alametmiş gibi durmuyordu. Jungkook bir kaç adım geriledi.

"Tutun şunu." Doyoung'un dediğiyle iki kişi ona doğru yönelmişti.

Jungkook'un bildiği bir şey varsa oda birazdan altı kişi tarafından dayak yiyeceğiydi , üstelik yardım ettiği öğrenci de kaçmıştı.

"Aa Hocam Nasılsınız?" Aniden bağırıp el sallamasıyla herkes onun baktığı yöne dönmüştü. Jungkook fırsattan istifade edip hızla arkasını dönerek koşmaya başladı.

Erkekliğin yüzde doksanı kaçmaktır.

Doyoung , Jungkook'un kaçmasıyla sinirle küfür etmiş oda koşmaya başlamıştı. O çocuğu dövmezse içi rahatlamazdı resmen az önce herkesin önünde onu rezil etmişti. Jungkook peşinden koşan Doyoung ve arkadaşlarıyla küfür etti. Neden her boka burnunu sokuyordu ki.

Merdivenlerden ikişerli ikişerli iniyor önüne çıkanlara çekilin diye bağırıyordu. Hızla önüne çıkan bir koridora girip koşmaya devam etti Doyoung ve arkadaşlarıda aynı şekilde onu takip ediyorlardı.

Ne pahsına olursa olsun dayak yemeyecekti. Eğer bir iki kişi olsalar kendini koruya bilirdi ama altı kişi onu sağ çıkarmazdı bu okuldan.

Koşmaya devam ederken aniden karşısına çıkan bir grupla seslice bağırdı tam önünde duruyordular.

"Çekilin , çekilin vallahi çarparım yoksa , çekilsenize oğlum!" Bağırmasına rağmen kimse onu takmamıştı. Kaşlarını çattı. Eğer durursa yakalanacaktı. Benden günah gitti diyerek aralarına dalmıştı. Çocuklardan birine sertçe çarpmış özür dilemeye bile fırsat bulamamıştı. Hala aralarında geçmeye çalışırken aniden bileğinden tutulup durdurulmasıyla yere düşecek gibi olmuştu dengesini oturtuğunda , bileğini tutan kişiden kurtulmaya çalıştı ama çok sert bir şekilde bileği tutuluyordu.

Yerinde durup bileğini tutan esmer gence döndü ona bakmıyordu. Yutkundu kesin bunlarda Doyoung'un arkadaşlarıydı. Altı kişi tarafından dövülmekten daha kötü bir şey varsa oda altıdan daha fazla kişi tarafından dövülmekti.

"Canım bırakır mısın bileğimi?" nazik ve güler yüzlü bir şekilde rica etmeye çalışmıştı , belki bileğini tutan kişi sevimliliğine dayanamaz ve bırakırdı.

"Birine çarpmadan önce özür dilemelisin." gelen sesle bakışlarını hemen sol tarafına çevirdi bileğini tutan gençle başka bir gencin arasında duruyordu. Bileğini tutan kişi konuşmamış onun yerine sol tarfında duran genç konuşmuştu. Jungkook'tan kısaydı ve yeşil mint rengi saçları vardı. Jungkook'a bakmak yerine oda karşısına bakıyordu.

"Dayak yemek üzereyim ve arkadaşın beni özür dilemem için mi durdurdu." sitemli sesiyle söylemişti. Saçları mint yeşili olan genç yandan ona minik bir bakış atmış daha sonrasında göz devirmişti. Jungkook kaşlarını çattı. Bileğini tutan genç Jungkook'un kaçmayacağını anlamış olacak ki ellerini çekmişti.

Jungkook bileğinin bırakılmasıyla rahat bir nefes verip gençlerin baktığı yöne döndü önünde iki tane daha genç vardı ve onlarda karşıya bakıyorlardı onlar yüzünden Jungkook bir şey göremiyordu.

İyice merak etmeye başlamıştı.

"Pardon bir çekilirmisin nereye bakıyorsunuz bende merak ediyorum." daha fazla dayanamamış önündeki gençlerden birini yavaşça itirmişti , ittirdiği genç sinirle ona baktı.

Jungkook genci takmayıp önüne geçmişti.

Bu sefer önüne siyah saçlı onun boylarında bir genç çıkmıştı , direk olarak oda karşıya bakıyordu.

Jungkook hızla gencin yanına geçip karşıya baktı.

Doyoung ve arkadaşları ile karşı karşıyaydılar , Sinirle Jungkook’un olduğu tarafa bakıp bir şeyler konuşuyorlardı aralarında iki metrelik bir mesafe vardı. Doyoung'un gözleri Junkook'u buldu. Sinirle bir küfür mırıldanmıştı.

Jungkook havada dolanan gerilimi tüylerine kadar hissetmişti. Etraflarını bir sürü öğrenci sarmış karşı karşıya olan ikili grubu izliyorlardı. Jungkook yanında duran gence bir bakış attı. Yutkunmuştu inanılmaz yakışıklı bir yan profile karşılaşmayı şu an asla beklemiyordu.

"Taehyung sadece yanındaki çocuğu bize ver." Doyoung'un sesiyle onun tarafına döndü Jungkook'u işaret ederek söylemişti.

"Burası benim alanım. İstediğimi veririm istediğimi vermem." yanındaki gencin söyledikleriyle bakışlarını ona çevirdi demek adı Taehyung'tu. Kalın sesi bile etkileyiciydi.

"Olay çıkarmak istemiyorum. Çocuğu ver gidelim." Doyoung'un sürekli kendisine çocuk demesi sinirini bozmuştı. Çocuk falan ayıp oluyordu. Özelliklede bu yakışıklı beyfendinin yanında.

"Benim adım var Dogi hyung!" sinirle söylemişti ayrıca isim espirisi yapmıştı. Taehyung'un bakışları hafif ona dönmüş tekrar karşısına bakmıştı. Doyoung Jungkook'un dolaylı yoldan ona köpek demesiyle tam saldırmak için hareket etmişti ki arkadaşları onu tutup durdurmuştu. Jungkook alayla sırıttı.

"Benim alanıma izinsiz girdiniz." Taehyung araya girdi , sesindeki tehtidkar tonla Doyoung ve arkadaşları birbirine bakmıştı. Jungkook ne dediklerini anlamasada en azından yanındaki kişilerin Doyoung'un arkadaşları olmadığını bildiği için rahatlamıştı.

"Çocuğu bize ver." Hala çocuk diyordu.

"Bir dakika içinde burdan kaybolmazsanız kötü şeyler olur." Taehyung'un onun dediklerini takmayıp söylediğiyle Doyoung sinirle yumruğunu sıktı gitmezse kavga edeceklerini bildiği için sinirle bakışlarını Jungkook'a çevirmişti.

"Seninle sonra görüşeceğiz." Jungkook ona he he bakışı atmıştı.

"Hadi canım hadi , bak son 30 saniyen kaldı."

Doyoung bir Jungkook'a bir Taehyung'a bakıp arkasını dönerek arkadaşlarıyla gitmişti.

Jungkook sonunda rahat bir nefes verebildi.

Kendisini kutardığı için Taehyung'a teşekkür etmek istiyordu. Yanındaki çocuğa döndü gözleri birbiri ile çarpışırken yutkunmuştu. Gördüğü en yakışıklı erkek şu anda karşısındaydı. Esmer teni , siyah saçları , uzun kiprikleri Jungkook gencin bu kadar yakışıklı olmasına şok olmuştu. Taehyung'ta Jungkook'u incelemiş kim olduğunu çözmeye çalışmıştı ama çıkaramamıştı.

"Yeni mi geldin?" sorusuyla Jungkook teranstan çıkıp hızla başını salladı.

" Evet ben Jeon Jungkook bu okula yeni transefer oldum." sevimli bir şekilde gülümseyerek elini uzatmıştı. Kesinlikle karşısındaki yakışıklıyla arkadaş olmak istiyordu. Taehyung önce Jungkook'un uzattığı ele daha sonrasında ise gülümseyen yüzüne alayla bakmıştı.

"Kendine dikkat etsen iyi olur Jungoog.” kaşlarını çatıp elini geri çekti hem elini tutmamış hemde ismini bilerek yanlış söylemişti. Egolu insanlardan nefret ederdi. Yakışıklı olsa neye yarardı.

"Benim adım Jungoog değil Taegunk" bilerek oda Taehyung'un ismini yanlış söylemişti. Taehyung alayla sırıttı.

"Birkaç güne bu okuldan az önce kaçtığın gibi kaçacaksın o yüzden sana tavsiyem burdaki kimseye bulaşmaman özellikle de bana ve az önceki bulaştığın adama." söylediğiyle Jungkook hayretle kaşlarını kaldırmıştı. Bu okuldaki herkes neden kendini bir bok sanıyordu.

"Birincisi ben sana bulaşmadım sen ismimi bilerek yanlış söyledin ikincisi de ben burdayım ve bir yere kaçmıyacağım." Jungkook'un ciddi bir ifadeyle söylediğiyle Taehyung alayla güldü. Daha yeni gelmişti ve hiç bir kuralı bilmediği her halinden belliydi. Taehyung çocuğun kuralları öğrendikten sonra depar atarak kaçacağından yüzde yüz emindi tıpkı öbür yeni gelenler gibi.

"Hadi bakalım tavşancık bol şans sana o zaman." sırıtıp elini Jungkook'un saçlarına atarak hafif karıştırmıştı. Jungkook hızla kafasını geri çekti.

Taehyung ve arkadaşları Jungkook'un tepkisine gülmüş gitmek için hareketlenmişlerdi. Jungkook sinirle soluk alıp verdi.

"Dikkat ette tavşancık seni yemesin!" Arkasını dönüp ilerleyen çocuğa bağırdı.

Jungkook'un söylediği şeyle Taehyung yürümeyi durdurmuş hafif ona dönüp sırıtmıştı.

" Ben tavşan sevmem."

 

 

Merhaba umarım yeni kitabımı beğenirsiniz Wattpad kullanıcı adım Happyyearx Taekook okuyucularının Wattpad kapandıktan sonra hangi uygulamaya geçtiğini bilen varsa söyliyebilir miii :((

Bölüm : 18.11.2024 00:28 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...