Jimin’in anlatıklarının üzerinden iki gün geçmişti ve Jungkook sırasına oturmuş uykulu gözlerle sınıfa girenleri izliyordu , nerdeyse herkesin yüzünde kavgadan kalma izler vardı ve 2.katın akıbeti belli değildi. Kendi yüzündeki yaralarda hala iyileşmemişti , gerçi bu okula başladığı andan beri yüzünde yaralar eksilmemişti ki iyileşsin.
Bakışlarını sınıftan içeri giren Taehyung’a çevirdi her zaman ki gibi dağınık ama aşırı yakışıklı duruyordu , onunda yüzünde belli belirsiz yaralar vardı. Jungkook’un bakışları istemsizce Teahyung’un dudağına kaydı tüm anılar bir bir gözlerinin önüne gelirken yutkunmuştu neden diye sormak istiyordu aslında , neden bu anı yaşadık diye ama Teahyung unutmasını söylediği için bir şey yapamıyordu ne kendini sorgulamaya cesaret edebiliyordu ne de Teahyung’la konuşmaya. ikisinin de gözleri her gün olduğu gibi bugünde çarpışırken Taehyung kaşlarını çatmış başka yöne bakmıştı, Jungkook tepkisine karşı göz devirmekle kaldı resmen trip atıyordu.
Her ne kadar Teahyung’tan uzak durmak istesede ne yapıp edip Teahyung ve çetesinin Jimin’i dinlemesini sağlamalıydı sonrasında da planını anlatacak ve kabul ederlerse okuldaki bu saçma sapan düzeni bozacaklardı.
Jungkook planları ile ilgili düşüncelere dalmışken içeri giren iki bedenle tüm sınıfın bakışları ikiliye dönmüş şaşkınca kala kalmışladı. Yoongi ve Jimin’i yıllar sonra ilk defa birlikte yan yana görüyorlardı , hepsi şaşırmış kendi aralarında teoriler oluşturmaya başlamışlardı. Jungkook kendisine doğru yönelen ikiliye sırıtarak baktı. Olması gerektiği gibi gözüküyorlardı , yanyana.
“Ne oluyor?” kaşlarını kaldırarak sormuştu altan alta sırıtıyordu , Jimin Jungkook’un imalı bakışlarını takmayıp bıkınlıkla nefes aldı.
“Bende bilmiyorum , evimin önünde bekliyordu sonra da peşime takıldı , nedenini soruyorum cevapta vermiyor sadace böyle yanımda duruyor.” Yoongi umursamazca gözlerini devirdi. Jimin tanıdığı en konuşkan insandı , yani eskiden tanıdığını zannetiği Park Jimin öyleydi.
“Al işte tüm gün böyle yaptı.” Jungkook , Jimin’in tepkisine karşı güldü. Büyük ihtimalle Yoongi vicdan azabı çekiyordu ve bunu gidermek için Jimin’in yanında durmaya çalışıyordu. Gerçi konuşsa daha güzel olabilirdi ama bu Yoongi’ydi çokta sorgulamamak lazım.
“Bugün seninle yerlerimizi değiştirelim.” Yoongi , Jimin’le yan yana oldukları andan beri ilk defa konuşmuştu oda Jungkook’la , Teahyung’un yanına oturmak istemiyor hatta siniri geçene kadar onun yüzünü bile görmek istemiyordu. Jungkook eğer birkaç gün önce Teahyung’la öpüşmemiş olsa bu teklifi hemen kabul edebilirdi ama şu an işler ikisi içinde değişmişti artık birbirinden uzak durmaları gerektiğini farkındalardı.
“Hayır yer değiştiremezsiniz!” Jimin kaşlarını çatarak söylemişti , Yoongi’yle oturmak istemiyordu. Kendisine acıdığı için şu an yanında olmaya çalıştığını biliyordu ve bu kalbini daha çok kırıyordu , kendisiyle konuşmaya bile tenezül etmiyordu eski sevgilisi
“Jimin sus. Jungkook seni bekliyorum.” Yoongi’nin ses tonunda izin istemiyorum direk kalk diyorum vibe aldığı için Jungkook iç çekip kalkmak zorunda kalmıştı , Yoongi’den dayak yemek istemezdi sonuçta. Jungkook usulca Jimin’in omuzuna dokundu ve gitmeden önce son kez sesini dramatik bir ton yaparak konuştu.
“Tanrı sana acısın Park Jimin.” Jimin burukça Jungkook’un arkasından bakmış Yoongi ise ikisinin salaklığı karşısında sadece göz devirmişti.
Teahyung’ta kaşları çatık üçünü izlemiş ve Jungkook’un kalktığını görüncede yanına oturacağını anlamış , iç çekmişti. Jungkook, Yoongi’nin yerine oturduğunda ona dönmemiş hata minicik bir bakış bile atmamıştı normalde başkası olsa asla yanına oturmasına izin vermezdi ama Jungkook farklıydı , o kimseden izin almazdı.
Jungkook tamamen yerine yerleştiğinde bakışlarını Teahyung’a çevirdi ifadesiz bir şekilde etrafa bakınıyordu.
“Herhalde yeni sıra arkadaşını beğemedin.” Teahyun’a söylemişti , Teahyung bakışlarını kısacık bir süre ona çevirip tekrar önüne döndü yüzünde alaylı bir sırıtma oluşmuştu. Ne kadar uzak durursa dursun Jungkook yine dibinde bitiyordu.
“En son yanımdan giderken kötü biri olduğumu söylüyordun , ne o şimdi seni beğenip beğenmediğimi mi merak ediyorsun?” Son cümlesinin Jungkook’a bakarak söylemişti , Jungkook iç çekti evet demişti pişmanda değildi. Neden buna takıldığını da anlamamıştı Jimin neler neler söylemişti oysa ki.
“Jimin her şeyi anlatı.” Taehyung’un yüzünü dikkatlice izliyor vereceği tepkiyi bekliyordu , fakat onun yüzündeki ifade değişmemiş hatta daha alaycı olmuştu.
“Sende kötü olmadığıma mı karar verdin?” Jungkook iç çekti yönünü tamamen Teahyung’a çevirmişti.
“Evet Teahyung kötü olmadığına karar verdim , tamam mı hoşuna gitti mi?” Bıkın bir şekilde söylemişti Teahyung’un buna neden bu kadar takıldığını anlamıyordu. Duyduğu şey açıkçası pekte normal bir şey değildi , o anki şoklada sözler ağzından çıkmıştı üstelik Jimin’in konusunun öncesinde de Teahyung’un egosu ile savaşmıştı.
“gitti.” Gerçekten de gitmişti. Jungkook göz devirdi bu çocuğun sarsılmaz egosu onu deli ediyordu.
“Teahyung , Jim-“ Lafını bölen önlerinde dikilen beden olmuştu herkesin bakışı hızla onlara döndü. Doyoung kaşlarını çatmış bir Teahyung’a bir Jungkook’a bakıyordu.
Teahyung’unda aynı şekilde kaşları çatılırken sorgular bir şekilde karşısındaki çocuğa baktı. Hangi hakla kendi sınıfına girdiğini anlamaya çalışıyordu.
“Konuşmamız gerekiyor.” Jungkook bir an Doyoung’un kendisine söylediğini sanmıştı öyle bir gözüne bakarak söylemişti ki eğer bakışlarını son anda Teahyung’a çevirmese üzerine alınırdı.
Teahyung’ta yaptığı hareketi farketmiş rahatsızca yarinde hareketlenmişti.
“ne alaka?”diyebildi sadece. Gerçi gelme sebebini tahmin edebiliyordu ama yine de sordu.
“Komisyonala ilgili öğlen tüm çeteni topla.” Teahyung’un cevap vermesini beklemeden hızla bakışlarını tekrar Jungkook’a çevirmişti. Genç çocuğun yüzündeki yaraları süzdü.
“Demek sende Teahyung’un çetesine katıldın.” Sesindeki tını Junkook’u rahatsız etsede yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için cevap verme ihtiyacı duydu.
“Ben kimsenin çetesinde değilim.” Sesi netti Doyoung’un yaralı yüzünde menun bir ifade oluşmuştu.
Jungkook’la Teahyung’un bir kaç gündür birbirine yakın olduğunu farkındaydı , birkaç duyum kulağına gelmişti kendiside görmek için Teahyung’un sınıfına gelmeye karar vermiş ikisini yan yana görse bile Jungkook’un net sesi sayesinde hala kapılmadığını anlamıştı. Teahyung Jungkook’u kapmadan kendisinin kapması gerekiyordu.
“Desene seni almak için hala bir şansım var.” Yüzünde rahatsız edici br sırıtma oluşurken Jungkook kaşlarını çattı ne anlamda söylediğini anlayamamıştı ama iki anlamda kendisi için kötüydü. Tam bir şey söyleyecekken Teahyung araya girmişti.
“Beş saniye içinde burdan kaybolmazsan alacağın şeyler farklı olur.” Doyoung’un yüzündeki sırıtma kaybolsada bozuntuya vermemişti. Jungkook’a göz kırpıp arkasını dönerek sınıftan çıktı. Jungkook , Doyoung’un artık onu dövmeyeceğini anlamıştı ama hala peşinde olması garipti.
Taehyung gergince ayaklarını sallamaya başladı Doyoung’un yeni hedefinin Jungkook olduğunu artık biliyordu ve kesinlikle bu hiç hoşuna gitmemişti.
“ne oldu öyle?” Jungkook anlamsıca söyledi , Teahyung ona kısacık bir bakış atmış ve tekarar önüne dönmüştü. Bu çocuk cidden başına belaydı.
Ders başlamıştı ve kimse asla hocayı dinlemiyordu Jungkook sıkıcı bir şekilde ofladı.
Teahyung onla konuşmuyordu ve telefonla oynamaktanda sıkılmıştı , bakışlarını Teahyung’un telefonuna çeviridi ama hayalet ekran taktırdığı için telefonunda ne karıştırdığı gözükmüyordu içinden kesin bu çoçuk aldatır diye geçirdi.
Canı sıkılıyordu , bakışlarını Jimin ve Yoongi’ye çevirdi ikiside sohbet ediyordu ama pek iyi bir sohbet sayılmadığı için onlara bakmayı kesip tekrar Teahyung’a döndü.
“Teahyung sıkıldım ben.” Söylediği şeyle Teahyung’un ne diyor bu bakışlarını ona dönmüştü.
“ee ben napabilirim?” Jungkook göz devirdi , Teahyung’la öpüşmeden önce daha çok eğleniyordu.
“Jimin’i ne zaman dinleyeceksin?” aniden sormuştu , çünkü aklına başka bir şey gelmiyordu. Ayrıca Doyoung yüzünden konuşmaları bölünmüştü. Teahyung aynı konunun tekrar açılmasıyla bıkınca nefes aldı Jiminle arkadaşken bile bu kadar onun ismini duymamıştı.
“Hiçbir zaman.” Sessi netti. Zaten Jimin yüzünden Yoongi ile aralarıda bozulmuştu.
“Teahyung bir şans ver , bak anlattıklarını duysan şok olursun o gerçekten zor şeyler yaşamış.” Taehyung’un bakışları Jungkook’a dönmüş elindeki telefonu sırasına koymuştu , yüzünde ciddi bir ifade vardı. Jungkook sinirlendiğini anlamıştı.
“Bende zor şeyler yaşadım , herkes zor şeyler yaşadı ve tek sorumlusuda Jimin , o yüzden artık bana ondan bahsetmeyi kes!” sesi hafif yüksek çıkmış , birkaç kişinin bakışları onlara dönmüştü. Jungkook iç çekti Teahyung gerçekten inatçıydı ve asla kendi isteğiyle Jimin’e gitmiyeceğini anlamıştı. Eğer Jimin’i dinlemek istemiyorsa kendisini dinleyecekti.
“Lavaboya gideceğim ve sende birkaç saniye sonra peşimden geleceksin.” Teahyung anlamsızca yüzüne baktı.
“Ne alaka?” Jungkook iç çekti bu çocuk neden böyleydi.
“Teahyung sadece dediğimi yap.” Hızla ayağı kalkıp hocaya birkaç şey söyledikten sonra sınıftan çıkmıştı , gerçi izin almasına bile gerek yoktu ama kendisi hocalarına karşı saygılı bir insandı. Hızla erkekler tuvaletine yöneldi içeri girdiği gibi tüm kabinleri kontrol etmeye başlamıştı içerisi tamamen boştu. Birkaç dakikalık bekleyişin ardından Teahyung’ta içeri girmiş gözleri buluşurken Jungkook’a doğru ilerlemişti. İkiside en son yalnız kaldıklarında neler olduğunu hatırlamış olacaklar ki bakışlarını kaçırmışlardı birbirlerinden.
“buda neydi şimdi?” Taehyung merakla sordu Jungkook cidden tanıdığı en değişik insandı ve Teahyung neden onu dinleyip erkekler tuvaletine geldiğini bile bilmiyordu. Jungkook , Taehung’un eğer Jimin derse dinlemeyeceğini bildiği için hızla konuyu açtı.
“Yushi ve çetesini hapse attıran Jimin’di.” Teahyung’un yüzünde ki ifade birbir değişirken şaşkınca Jungkook’a baka kalmıştı.
“Ne?” diyebildi sadece.
“Diyorum ki Yushi ve çetesinin hapse attıran Jimin’di.” Yutkundu. Jimin’in böyle bir şey yapması imkansızdı kesinlikle Jungkook’u da yalanlarıyla kandırmıştı.
“Yalan söylüyor.” Jimin böyle bir şey yapamazdı aklı yetmezdi. Gerçi düşününce kendisi de Jimin tarafından kandırılmamış mıydı?
Jungkook hızlıca Teahyung’ yaklaşıp iki kolunuda tutarak başını olumuz anlamda salladı. Ne kadar ciddi olduğunu görmesini istiyordu.
“Teahyung inan bana yalan değil her şeyi gördüm , tüm kanıtları Yushi hakkındaki tüm delileri toplamış bir sürü video kaydı vardı elinde.” Teahyun Jungkook’un ciddi yüz ifadesiyle yutkundu inanmak istemiyordu. Nerdeyse iki sene boyunca kimin Yushi’yi hapse attırdığını bulmaya çalışmışlardı , hatta Jimin’i bile araştırmışlardı ama hiçbir şey çıkmamıştı.
“Çok saçma , çok saçma Jungkook.” Diyebildi. Akıl veremiyordu Yushi’nin hapse girmesi sayesinde hem kendi alanlarını kurtarmışlardı hemde tüm kurallar yeniden yazılmış çoğu kötü şey değişmişti. Yıllarca bozmaya çalıştığı düzen sosyal medyaya atılan bir video ve Yushi’nin hapse atılması sayesinde resmen sarsılmıştı. Kimin yaptığını bulmaya çalışsada asla bulamamıştı ve şimdi Jungkook gelmiş ona tüm bunları yapanın nefret etiği kişi olduğunu söylüyordu.
“Yalan söylüyorsunuz , ikinizde yalancısınız!” hızla kendini geri çekti , Jungkook’un elleri boşluğa düşerken Teahyung ise birkaç adım geriye gitmiş öfkeyle Jungkook’a bakıyordu. Jimin gibiydi oda yalancıydı. Gitmek için hareketlemişti ki Jungkook bağırdı.
“Teahyung eğer bana birazcık bile inanıyorsan bugün tüm çeteni topla akşam Jimin’in evine gel. Eğer gelmezsen her şeyi kabulleneceğim ve bir daha yanına asla yaklaşmıyacağım.” Teahyung derin bir nefes alıp verirken son kez Jungkook’a bakmış hızla lavabodan çıkmıştı.
“Yalan hepsi yalan” diye mırıldandı. Jungkook’un son sözleri kulağında yankılanırken hızla koridarda bulunan çöp kocasına sert bir tekme atıp bağırmıştı. Jeon Jungkook’tan nefret ediyordu. Hissetiği bu anlamsız duygulardan nefret ediyordu.
Sizce Taehyung gidecek mii? Yazar kaos mu istiyor yoksa barış mı?
Yorum yapmayıı unutmayınnnnnn bu arada Wattpad’a daha çok okunmam var ama burası daha samami çünkü çok güzel yorumlar alıyorummmm sizi seviyorummmmmm ❤️❤️❤️
Okur Yorumları | Yorum Ekle |