Yeni Üyelik
6.
Bölüm

KURT ALFABESİ

@luvswebr

Nabersiniz canlarım umarım iyisinizdir💖

 

Ben şaşkınlıkla hem kıza hem oğlana baktım. Oğlan dediğime bakmayın çocuk benden büyüktü. ateş kolunu belime dolayıp beni kendisine çekti. Kız ve çocuktan gözlerimi ayırıp ateşe baktım. Ateşe bakınca burnumuz birbirine deymişti.

 

Çok yakındık hemen kafamı çektim ve bu hareketime ateş sırıtmıştı.

 

Aria. Demek o güzel kızlar bunlar.

 

Ethan. Bunun burada ne işi var?

 

Aria. kapıdayken karşılaştık bir şey diyip gidicekmiş.

 

Ateş. Ne diyecen Damien.

 

Damien. Lordum onun kız kardeşini öğrendiğini size iletmemi istedi ve en kısa zamanda intikamını alacağını da iletmemi istedi.

 

Dedi ve damien saniyeler içinde ortadan kayboldu. Sanırım vampirdi bunu sivri dişlerinden anlamıştım. Ateşin belimde ki eli sıkılaştı ve ayağa kalkıp yan odaya gitti.

 

Lord kimdi ve neden kız kardeşinin intikamını alıyordu. Lordun kız kardeşini ateş mi öldürmüştü. Gene kafamın içinde ki sorular ile boğuşuyordum.

 

Ateş içeriye girdiğine elinde üç tane içki şişesi vardı. Üçünü de masaya koyduktan sonra adını hala bilmediğim kıza döndü ve kız başı ile onu onaylayıp hızlıca yan odaya girip gelidiğine elinde bardaklar vardı.

 

Bardakları masaya koyduğu ve ateşte bardakların içini içki ile doldurdu. Daha önce hiç içki içmemiştim ve denemeyi hiç düşünmemiştim.

 

Ateş kendi bardağını alıp tekte içti. Bana baktı ve tekrar doldurup bana uzatı. Kafamı geriye çektim. İçmeyecektim.

 

Aria. Ethan bu gece ava gidicem sende benle gelmek ister misin?

 

Ethan. Olur aria.

 

Kızın adını öğrenmiştim adı ariaydı. İsmi güzeldi ve kendisi de aynı şekilde. Kızıl saçları vardı ve gözleri koyu kahverengiydi. Ben kızı incelerken kız bana baktı ve gülümseyip göz kırptı. Hemen gözlerimi kaçırmıştım.

 

Aria. Havuza girmeye ne dersinz?

 

Remy. Aria sen gerçekten bir şey yapmadan duramaz mısın?

 

Dedi bıkkın bir şekilde. Aria ayağa kalktı ve içkisinden bir yudum alıp evden çıktı. Remy nin dediğine mi bozulmuştu?

Sanmıyorum böyle şeyleri takacak birine benzemiyordu.

 

Eylül. O kim.

 

Ethan.Kuzenimiz.

 

Eylül. Güzelmiş.

 

Kaan. Sen kadar olamaz.

 

Şaşkınlıkla kaan ve eylüle baktım. Gözlerimin önünde flörtleşiyorlardı resmen.

 

Ateşin elini çeneme koyması ile ona döndüm. Çok yakındık ve eğer konuşsaydık dudaklarımız birbirine deyecekti. Ne ara bu kadar yakınıma gelmişti ki?

 

Sırıtı ve çenemden öpüp geri çekildi. Ethan ve remy kırkırdamaya başlayınca onlara baktım ve bize baktıklarını gördüm.

 

Ateş. Biraz daha gülerseniz kendinizi mezarda bulursunuz.

 

Remy ve ethan hemen gülmeyi kesip ciddi bir surata burunduler.

 

Aradan baya zaman geçmişti ve ateşler evden çıkmıştı. Ben ve eylül kalmıştık tek başımıza. Çok sıkılmıştık ve korumalarda bahçeye çıkmamıza izin vermiyordu.

 

Eylül. Mutfağa gidip bir şeyler yapalım mı?

 

Neva. Bilmem.

 

Eylül. Başka ne yapa biliriz ki?

 

Filim izlemek istemiştik ve televiziyonu açıp filim aramıştık ama izleyecek bir şey bulamayınca izlemekten vazgeçtik.

 

Eylül. Ya hadi gel bare sohbet edelim.

 

Neva. Tamam.

 

Acaba o da kaan ile mühürlü müydü?

 

Neva. Eylül.

 

Eylül. Efendim.

 

Neva. Kaan ile aranızda ne var?

 

Eylül. Bilmiyorum ama onun dediğine göre mühürlüymüşüz.

 

Malesef o da mühürlenmişti. Bu mührü bozamaz mıydık?

 

Eylül. Peki sen ve ateş?

 

Neva. Mühürlüyüz.

 

Neva. Bana bu saçma şeye inandığını söyleme.

 

Neva. Kurt adam olduklarına inanıyorsun mühürlendiğine mi inanmıyorsun eylül, hem ayrıca ateş bunu bana kanıtladı ben onla mühürlüyüm istesem de istemesemde.

 

Eylül. Nasıl kanıtladı.

 

Neva. Elini kesti ve o elini kesince benim elimde acıdı, bide dün o vampirler tarafından dövülünce çektiği acıları bende çektim.

 

Eylül. Ne iyi misin bir şeyin yok değil mi?

 

Neva. Bir şeyim yok iyim.

 

Eylül. Tamam, bunlardan kaçamayız biliyorsun değil mi?

 

Başımı olumlu anlamda sağladım. Haklıydı kaçamazdık ve artık buna alışmaya çalışsak iyi ederdik aksi taktirde ne olur bilemezdik.

 

Neva. Evet biliyorum.

 

Eylül. Sence abimler bizi aramışmıdır.

 

Neva. Bilmiyorum ama umarım başını belaya sokmaz.

 

Çoğul konuşmamıştım çünkü atlas umrumda değildi belki de ölmesini bile isteye bilirdim ama bunu eylül için istemiyordum. İkimizinde abimlerden başka kimsesi yoktu.

 

Otururken dışarıdan dövüş kavga sesleri geliyordu. Eylül ile anlam verememiştik. Oturduğumuz yerden kalkıp camdan dışarıya baktık. Ateş ve kaan iki kişi ile kavga ediyorlardı ama bunlar kimdi hiç bir fikrimiz yoktu.

 

Adamlardan biri kaanın yüzüne yumruk atınca eylül çığılık attı. Eylüle baktığımda yanağını tutuyordu. Sanırım artık ne demek istediğimi anlamaya başlayacaktı.

 

Uzaktan ateşlere doğru koşan iki kurt vardı. Sanırım bunlar ethan ile remy di. Kurtlardan biri tanımadığım adamlardan birinin karnından ısırıp sertçe yan tarafa attı.

 

Bu sırada ateşte kurt formuna girdi ve adamın üzerine atlayıp kafasını ağızının içine alıp sertçe koparttı.

 

Şaşkınlıkla olanlara baktım. Diğer adam koşarak kaçmıştı. Hala şaşkınlıkla onlara bakarken ateş kafasını bu tarafa çevirip bana baktı.

 

Göz göze gelmiştik. Hızlı adımlarla içeriye girdiler. Onlar girince gözlerimi pencereden ayırıp arkama baktım. Baktığımda ateşle karşılaşmam beni biraz korkutmuştu.

 

Ateş. Sana izle diyen mi oldu!

 

Bir anda bağırınca istem dışı geriye bir adım atmıştı. Remy ve ethan yanımızda doğru geldi.

 

Remy. Abi sakin mi olsan?

 

Ateş. Siz karışmayın!

 

Ethan. Abi zaten korkuyor sen daha fazla korkutuyorsun.

 

Ateş sertçe remy ile ethana döndü. Derin bir nefes alıp verdi.

 

Ateş. Gidiyoruz.

 

Dedi ve kurt formuna girip sırtına binmemi bekledi. Bir anda uğulayınca korkup sırtına oturdum. Sıkıca ona sarıldım ve tüylerini okşadım.

 

Ateş bana döndü ve koşarak oradan uzaklaştık. Remy ve ethan da arkamızdan geliyordu.

 

Ağaçların arasından bir sağ bir sola gidiyordu ve düşücem diye deli gibi korkuyordum. Kafamı kaldırıp arkama baktığımda remy ile ethanı gördüm.

 

Önüme döndüğümde tam kafamı bir ağaca vurucaken kafamı eyidim ve çarpmaktan kurtulmuştum.

 

Ormanın kokusu toprağın kokusu gerçekten çok güzeldi.

 

Evin önüne geldiğimizde sırtından indim ve o da kurt formundan çıkıp bileğimden çekiştirerek odaya doğru çıkarmaya başladı.

 

Merdivenlerden çok hızlı çıkıyordu ve onun bir adımı benim üç adımımdı. Odanın kapısını açıp içeriye girdik ve hemen kapıyı sertçe kapatıp beni yatağa oturtu.

 

Ateş. Bir daha buna benzer okay yaşanırsa izlemeyeceksin anladın mı beni?

 

Neva. Neden bu kadar kızıyorsun ki?

 

Ateş. Anladın mı dedim cevap ver soruma!

 

Neva. Anladım, cevap verecek misin?

 

Ateş. Korkmanı istemiyorum çünkü oldu mu!

 

Ne korkmamı mı istemiyordu. İyi de ondan deli gibi korkuyordum daha fazla nasıl korka bilirdim ki?

 

Ateş. Kalk üstünü değiştir.

 

Neva. Neden.

 

Ateş. Soru sorma neva git üzerini değiştir dedim sana.

 

Dolaptan eşorfman takımımı alıp banypya girdim. Neden üstümü değiştirmemi istemişti ki?

 

Üstümde ki kıyafetleri çıkartıp kirli sepetine attım ve üzerime eşorfman takımını geçirdim. Banyodan çıkmadan önce aynada kendime bakmıştım. Saçlarım dağılmıştı. Ellerim ile saçlarımı düzeltip banyodan dışarıya çıktım.

 

Çıktığımda ateş yatakta uzanmışbana bakıyordu. Üstünde bişi yoktu ve sadece altında eşorfman vardı.

 

Ateş. Gel yanıma.

 

Neva. Uyumak istemiyorum.

 

Ateş. Gel dedim bebeğim.

 

Bir şey demedim ve yanına gidip uzandım. Beni yatak ile arasına alıp boynumdan öpmeye başladı. Onu itmeye çalışmadım çünkü itemmeyeceğimi biliyordum.

 

Boynumu bir anda emmeye başlayınca çığılık atacaktım ki eli ile ağızımı tutmuştu. Çok sert emmiyordu ve canım yanıyordu. Geri çekilip yanağımdan öptü ve tekrar kafadını boynuma koyup kokumu içine çekti.

 

Bir süre sonra nefes alışverişinden uyuya kaldığını anlamıştım. Bütün ağırılığını bana vermemesine ramen bana hala çok ağır geliyordu.

 

Gözlerim istemsiz bir şekilde kapabmaya başaldı.

 

Gözlerimi açtığımd hava kararmıştı. Kalkmaya çalıştığımda üstümde ki ağırlık ile olduğum yerde kala kalmıştım. Ateş hala üstümde uyuyordu.

 

Onu yana itmeye çalıştım ama olmadı. Ellerimi omzuna koyup kaldıracaktım ki bileklerimden tutup kafamın üstünde birleştirdi ve gözlerini açıp bana baktı.

 

Üstümde ki ağırlık kalkınca nedense rahat bir nefes vere bilmiştim.

 

Ateş. Rahat dur.

 

Neva. Aşa inicem.

 

Ateş. Bunun ocunu alıcam bekle sen.

 

Dedi ve üstümden kalkıp beni elidmen tutarak kaldırdı. Aşa indiğimizde ethan yoktu ve sadece reny vardı. Remy yemek masasında oturuyordu ve elinde ki eski kitaptan bir şeylere bakıyordu.

 

Aklıma severek okuduğum bir kitap geldi. Keşke o da yanımda olsaydı.

 

Ateş. Ne okuyorsun?

 

Remy. Kurt adamlar ve insanlar arasında ki ilişki hakkında bir şeyler okuyorum.

 

Ateş. İyi kitabı yana kaldır yemekten sonra okursun.

 

Remy.Tamam abi.

 

Yemek yemeye başladık ve bu sefer tüm tabağımı bittirniştim. Sanırım fazla acıkmıştım. Masadan kalkıp koltuklara oturduk. Remy hala kitap okuyordu ve ateşte gözlerini kapatmış bir şeyler dişünüyordu.

 

Çok sıkılmıştım ve şuan keşke yanımda telefon olsa da bir şeyler izlesem diye düşündüm.

 

Ateş. Sıkıldıysan ila telefona bakacak değilsin neva başka şeyler ile de ilgilene bilirsin.

 

Gene düşüncelerimi okumuştu.

 

Neva. Başka ne ile ilgilene bilirim dışarıya çıkmama izin vermiyorsun televiziyonda da güzel filim diziler yok.

 

Ateş. Kitap oku.

 

Neva. Kurtların alfabesini bilmiyorum.

 

Remy. İstersen ben öğrete bilirim yenge.

 

Ateş. Yarın öğretirsin bu saate olmaz.

 

Remy. Bence olur saat daha 19.58 geçiyor ve erken hem sende kalan işinç hal edersin abi.

 

Ne işinden bahıs ediyordu?

 

Neva. Ne işi?

 

Ateş. Bu seni ilgilendirmes neva.

 

Neva.Ama...

 

Ateş. Aması yok.

 

Diyip ayağa kalktı. Yanağımdan öpüp evden dışarıya çıktı. Acaba nereye gittmişti.

 

Remy. Hazır mısın?

 

Kafamı remyye çevirdim ve mecburen başımmı olumlu anlamda sağladım.

 

Remy. O zaman bizim küyüphaneye gidelim.

 

Neva. Ateş dışarıya izin vermez ki.

 

Remy. Dışarıya çıkmayacaz zaten evde bizim kendimize yetecek kadar küçük bir kütüphanemiz var.

 

Dedi ve ayağ kalktı. O kalkınca bende onunla kalktım. Merdivenlerden çıkmaya başladık. Bizim odamızın önünde ki ikili kapıyı açtı ve içeriye baktım.

 

Burası çok büyüktü. Küçük demişti ama bence baya büyüktü ve 3 binden fazl kitap olduğuna emindim.

 

Içeriye girince ellerimi kitaplarda gezdirmiştim. Çoğu kitap eskiydi ama bazıları da yeniydi.

 

Remy. Sen şuraya otur ben gerekli kitapları bulup gelecem.

 

Dediği yere geçip oturdum ve etrafı inceledim. Labiret gibiydi ve labirent duvarları yerine kitaplıklar vardı. Odanın ortasından altı kişilik bir masa vardı ve masa ne büyük ne de küçüktü.

 

Beş dakika sonra ellerinde üç kitap ve kalem ile defter ile yanıma geldi.

 

Gerçekten kurt alfabesi mi öğrenecektim. Kitapları masaya koydu ve yanımda ki sandalyeye oturup kitaplardan birini eline alıp defter ile kalemi bana verdi

 

Defterin ilk sayfasını açtım ve remy izleidm. Remy nin bana yazmamı söylediği simgeleri yazıyordum. Simge dediğime bakmayın bu remyler için onların harfleriydi.

 

Aslında kolay bir alfabeleri vardı ve ezberlemem biraz kolay olmuştu.

 

Remy. Dediğim gibi sadece harflerimiz farklı cümleler aynı ama bizim harfler ile yazınca anlaşılmıyor.

 

(umarım demek istediğimi anlamışsınızdır)

 

Neva. Kolaymış.

 

Remy. Evet öyle ama hemen unutmaman için sana yazdırdığım harfleri her gün 10 defa okuyup yazmalısın.

 

Neva. O çok fazla değil mi.

 

Remy. Hayır yenge değil.

 

Bıkınlıkla bir nefes alıp verdim. Sandalyesinden kalkıp kitaplığa ilerledi. Geldiğine elinde iki tane kitap vardı. Kitabı bana uzatı.

 

Remy. Okumaya bununla başladan iyi edersin yenge bu bizim alfabemizi öğrenmene yardımcı olur.

 

Başımla onu onaylayıp kitabı elinden aldım. Kitabın sayfalarını karıştırıp içine baktım.

 

Konusu neydi acaba?

 

Neva. Konusu ve türü ne?

 

Remy. Konusu bir kurt adam ile bir insanın imkansız ilişkisi ben severek okumuştum.

 

Dedi ve bana göz kırptı.

 

Remy. Sana verdiklerim yanında olsun her zaman.

 

Başımla onu onayaldım. Saate baktığında ayağa kalktı ve o kalkınca bende kalktım.

 

Remy. Hadi odaya geç abimde bi yarım saate gelir uyanık olduğunu görürse kıza bilir.

 

Başımla onu onaylayıp kapıyı açıp çıktım. Odanın kapısını açıp içeriye girdim ve elimdekileri koltuğa koyup banyoya girdim.

 

Ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra odaya geri dönüp yatağa yattım. Gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

 

✧✧✧

 

Sabah gözlerimi açtığımda ateşin kolu belimdeydi ve yüz üstü yatıyordu. Onu uyandırmamaya özen göstererek kolunu kaldırıp yana koydum.

 

Yataltan kalkıp dolaptan kıyafet alıp koşarak banyoya girdim. Üstümde ki takımı çıkartıp yana koydum ve yanıma getirdiğim şort ile cropu üzerime geçirdim.

 

Aynanın karşısına geçip saçlarıma şekil verdikten sonra banyodan çıktım. Banyodan çıktığımda birine çarptım. Çarptığım kişiye bakınca ateşi görmüştüm.

 

Neva. Uyanmışsın.

 

Dedim gülümseyerek. Gözleri dudaklarımdaydı. Yandan geçeceken belimden yakalayıp duvarla arasına aldı.

 

Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda bana çok ciddi bir şekilde bakıyordu. Neden bu kadar ciddi duruyordu ki?

 

Ateş. Bugün evde olmayacam ve sakın remy ile ethanın sözünden çıkma anladın mı beni?

 

Neva. Nereye gidiceksin?

 

Ateş. Bana hesap soramazsın bebek.

 

Dedi ve dudağıma yapıştı. Alt dudağımı çok sert bir şekilde emmiyordu ve inlemeden edememiştim. Belimi okşayıp bırakmıştı.

 

Ateş. Aşa in hadi.

 

Başımla onu onaylayıp koşarak aşa indim. Arkamdan koşma düşüceksin diye bağırmasını duymama ramen durmamıştım.

 

Salona girdiğimde remy koltukta uyuya kalmıştı ethan ise kahvaltı ediyordu. Remynin karşısında durdum ve onu durtum. Uyanmayınca bu sefer daha sert durtum.

 

Ethan. O o şekilde uyanmaz yenge.

 

Neva. Nasıl uyanır.

 

Ethan. Geriye çekil.

 

Dedi ve yanıma gelip elinde ki su bardağı remynin yüzüne doktu. Remy küfür ederek yattığı yerden kalktı ve ne olduğunu anlayamamıştı.

 

Ethan. Bu şekilde uyanır.

 

Diyip kahvaltı masasına geri oturdu. Gülmemek için kendimi zor tutmuştum. Remy bana bakınca kendimi tutamadım ve gülmeyr başladım.

 

Remy. Kahvaltıdan sonra gösterecem ben sana ethan bekle sen bekle.

 

Dedi ve kahvaltı masasına ilerleyip ethanın karşısına oturdu. Hala gülüyordum ve yerime oturdum. Tabağıma bir şeyler koyup yemeye başladım. Ateş aşa indi ve yerine oturup kahvaltısını etmeye başladı.

 

Tabağıma çok şey koymadığım için hemen bittirmiştim ve tam kalkacaken ateşin dediği ile geri oturmuştum.

 

Ateş. Otur oturduğun yerde.

 

Neva. Ama doydum.

 

Ethan. Tabağına çok az şey koydu abi.

 

Sinirle ethana döndüm. Sanırım bugün ethan kaşınıyordu. Ateş tabağıma bir kaç şey daha doldurdu ve zar zor onları yemeye başaldım.

 

Kahvaltıdan sonra ateş evden çıkmıştı ve bende remynin dün gece bana verdiği defter ile kitabı almaya gittim. Odanın kapısını açıp içeriye girdiğimde defter yerdeydi. Şaşırdım ve defteri elime aldım.

 

Acaba ateş mi yere koymuştu?

 

Sanmıyordum. Defteri açınca içinden bir kağıt çıktı kağıdı elime aldım. Kurt alfabesi ile yazılmıştı ve bunun dün gece burada olmadığına adım kadar emindim.

 

Kim koymuş ola bilirdi ki?

 

 

Loading...
0%