Yeni Üyelik
15.
Bölüm

Bilmemek mi?

@m.k

 

Keyifli okumalar..🩶🫶🏼

~ALAZ ARNAZ~

 

1hafta sonra


 

Bilmemek nasıl bi duygudur? yada Öğrenmek nasıl bi histir? Sevmek ve sevilmek arasında ki fark nedir? Bir insan sevmeyi bilmiyor olabilir mi? Yada sevilmenin nasıl bir duygu olduğunu bilmiyor olabilir mi? Ne derler, "Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek atıp." derler. Ailem tarafından, otoriter biri de olsam sevilirdim, onları severdim. Ama peki ya gerçek sevgi, aşk? Her insanın hayatın da bir ilki olmuştur, Asilin ilki olmak.. çok özel gibi geliyor. Heyecanlanması, utanması, göz kaçırması, kirpiklerinin titremesi bile kişiye özel hareketlerdir. Anladıklarımla kendim bile inanmamak da zorluk çektim. En başta zorunlu olarak evlendiğim, küçük karıma daha çok mu bağlanıyordum? Aşk böyle bi his miydi? Benim küçük karım beler yapmıştı bana böyle...

 

 

Asil daha uyanmamıştı, gerçi uyanamamıştı. Akşam kahvaltı hazırlayacağına söz de verse, uykusunu benden daha çok sevdiği için uyanamadı. Asil ile bugün ile 1haftadır buradaydık. Sakinliğin bize iyi geleceğini, birbirimizi daha iyi gözlemleyip tanıyacağımızı düşündüğüm için burayı seçmiştim ama şimdi, şimdi Asille zaman geçirmek, bana huzur verir olmuştu. Şu zamana kadar sık sık birbirimizle uğraşsak da 1hafta içinde çok yol katetmiştik. Asil artık eskisi kadar çekingen ve utangaç değildi. Gerçi bunda 1haftalık süreçte yaptığım espiri ve uğraşmalarım da yardımcı olmuş olabilir. O kadar yok katettik ki artık Asil hanım da benimle uğraşıyordu. O kadar masumdu ki, insanın baktıkça bakası geliyordu. Bi kaç güne konağa geçmeliydik ama Asil şuana kadar bi kere bile bana ne zaman gideceğimize dair bi soru sormamıştı. Onun da burayı sevdiğini düşünerek bi kaç gün daha erteledim. Kahvaltının hazır olduğunu görünce, yukarı çıkmaya başladım. Yatak odasına geçince, küçük karımın yastığına sarılarak uyuduğunu gördüm. Yanına gittim ve uzandım. Bu kızı izlemek nası huzur verebilirdi? Dağılan ve yüzüne gelen saçları elimle çektim ve eğilip kokusunu içime aldım. "Asil" dedim ama uykusunun ağır olduğunu bildiğim için bu kısım biraz uzun sürecekti. "Asiil, hadi güzelim uyan." dediğim de bana sırtını döndü ve anlaşılmayan bi şeyler mırıldandı. "Yavrum hadi bak, kahvaltı hazır." dediğim de bu sefer de örtüyü kafasına çekti. Örtüyü yüzünden çektim ve ona sarılıp, boynunu öpmeye başladım, "Asiiil, hadi yavrum be" dedim, hafif siten ederek. "Ya sen in 2dakkaya geliyorum." diyen uykulu sesinden kelimeleridir zor anladım. "Hadi Asil, elini yüzünü yıka, birlikte inelim." dediğim de bana söylenmeye başladı. Uzanırken sinirlenerek kalktı ve oturdu, bi kaç saniye gözlerini kırpıştırdı ve tekrar uzanıcakken, belinden tuttum ve uzanmasına izin vermeden, "Yavrum hadi be, bi anne çocuğunu okula giderken bu kadar uğraşmıyordur." dedim gülerken, beni fazla takmadan, bana yaslandı gözlerini kapatırken, "Annem olmadığına göre Alaz, rahat bırak beni! Ayrıca okula da gitmiyorum." dediğinde güldüm. "Asil kalkıyor musun kalkmıyor musun?" dedim sesimi ciddileştirmeye zorlarken, bi gözünü açtı ve suratıma baktı, belliki ciddi olup olmadığımı sorguluyordu. "Kalkmazsam ne yapacaksın?" derken merak ediyor gibiydi. Dudağımın köşesi usulca yukarı kıvrılınca, Asilin gözleri dudaklarıma kaydı ve "Göstereyim mi?" dediğim de gözleri kocaman açıldı. Hızla ayağa kalktı ve somurtarak bana bakarken, "Arsız!" dedi ve ayağını yere vura vura banyoya geçti. Arkasından kahkaha atarken, bende yataktan çıktım ve yatağı düzeltmeye başladım. Yatağı düzeltmeyi bitirdiğim de Asil de somurtarak banyodan çıktı. "Uyandıysan eğer günaydın." dediğim de bana yüzünü buruşturup, "günaydın!" dedi tripli sesiyle. Güldüm ve yanına gidip elini tuttum ve aşağıya indik. Asil kahvaltıya oturunca, bende çayları doldurup karşısına oturdum. Ekmeğe yaptığım soslardan, Asilin en sevdiğini sürdüm ve ona uzattım. Eline alıp yemeye başladı ve bende kahvaltıya başladım. Sessizce kahvaltı ederken, "Aaa!" diyen Asile döndüm hızla. "Ne oldu?" dedim anlamaya çalışarak. "Ee, ben hazırlayacaktım hani kahvaltıyı?" dediğin de rahatladım. Gülmemeye çalışarak, "Neyse sende yarın hazırlarsın." dediğim de "3gündür aynı muhabbeti yapıyoruz ya! Sen alarmları ben uyuduktan sonra kapatıyormusun!?" dediğin de şok oldum. "Yavaş, ne alaka Asil. Uykun o kadar derin ki alarmları kapattığını bile hatırlamıyorsun. Bugün sana yardımcı olabilmek adına 20dakika arayla 3tane alarm kurdum ama hepsini de kapatıp uyudun." dediğim de gözlerini kocaman açarak bana bakıyordu. "Nası ya! 3tanesini de ben kapattım öyle mi?" derken kendisine şaşırıyordu. Gülerek kafa sallayınca, "Yok bu kahvaltı saatlerini konuşmamız lazım." dediğinde güldüm. "Yavrum, konakda kahvaltı 9'da başlanıyordu. Burda da senin için 11'de yapıyoruz daha ne kadar oynayacaksın bu saatlerle." dedim gülerek. "Hem ayrıca senin saatlerle bi sorunun yok, senin ve uykunun sevdası büyük." dedim ciddi olmaya çalışarak. Bana somurtup, "Yarın uyanıcam! Seni de utandırıcam, görürsün!" dediğinde kaşlarım havalandı. Tam konuşacakken, "Sakın beni utandıracak bişey söyleme sakın!" dediğinde güldüm ve kafa salladım sadece. Kahvaltıya devam ettik sessizce. Asile baktığım da hala uykulu gözlerle elindeki ekmeği bitirmek için kendini zorladığını gördüm. Bu tepkileri beni gülümsetse de karımı sinirlendirdiniz için genelde gülmeme izin yoktu. Çayımı içerken, aklıma gelenler tekrar sinirlenmeme sebep olmuştu. Asilin babası yani Azad ağa benimle görüşmek istiyordu, yalnız. Bi kaç gün sonra onunla buluşmalıydım ama karım için babası biraz daha bekleyebilirdi. Çünkü biliyordum ki canımı sıkacak. Derin bi nefes aldım ve sakinleşmeye çalışıp kafamı dağıtmaya çalıştım. Karlımda ki uykulu gözlere bakınca, istemsizce dudaklarım kıvrılıyordu. Yemeğini bitirmiş çay içerek oda bi şeyler düşünüyordu. "Ne düşünüyorsun?" dediğim de bana ilk anlamayarak baktı sonrasın da "Şey, hiç.. yani ne giysem bugün diye felan yani." dediğinde güldüm. Karım maksimum bu kadar yalan söyleyebiliyordu. Asil asla kıyafetine takık biri değildi hatta genelde kıyafetleri ruh halini simgelerdi. Bazen pijamasını bile öğle saatlerinde çıkarırdı. Neden gerçekten ne düşündüğünü söylemedi? Fazla üstünde durmak istemediğim için, "Hmm, karar verdin mi?" dediğim de yalan söylediği için gözlerini kaçırdı ve "Tam olarak seçemedim daha, düşünüyorum." dediğin de "İstersen ben de sana yardımcı olabilirim." dediğin de güldü ve "Ee başka? Ağa beyimiz, ilk mimar çıktı, sonra ressam, sporculuğuna laf yok, yüzücülük de var şimdi de Alaz ağamız moda tasarımcısı mı oldu?" dediğin de ikimiz de güldük. "Yok o kadar iyi değilim ama, karım hakkındaki bilgilere dayanarak ona ne yakıştığını iyi bilirim diyelim." dedim. "Hmm, ne mesela?" dediğin de, onu biraz süzdüm ve "Mesela, kahverengi bi gecelik. Bence çok yakışıyor. Ama asıl gerçek fikrimi sorarsak olursan, çıplaklık sana daha çok yakışıyor." dediğim de Asilin kıpkırmızı olduğunu gördüm ama ciddi olmak için zorladım. Mimik bile yapmadan, düşünür gibi yaptım ve "Evet evet, benim karıma çıp-" sözümü tamamlayamadan, "Yeter! Edepsiz! Ne diyorsun sen be, ne çıplaklığı! Terbiyesiz. Allahım sen sabır ver!" Ayağa kalktı ve mutfaktaki sürahiden bardağa sundoldutup dikti. "Boş konuşuyor Asil, sakin ol!" derken sesli düşündüğünü fark edemeyecek kadar sinirlenip utanmıştı anlaşılan. "Tamam düşünme, düşünme o geceyi!" diye kendine kızınca güldüm. Ayağa kalktım ve arkasından sarıldığım da beni iymek istesene daha sıkı sarıldım. "Ben o geceyi düşünmekten zevk alırken, benim karım unutmaya mı çalışıyor?" dediğim de duraksadı. Bana döndü ve "zevk mi?" dedi şaşırarak. Onu kucağıma alıp, tezgaha otururken kafa salladım. "Zevk." dedim gözlerim, Asilin etli ve dolgun dudaklarına kayarken. Ellerini boynuma doladı ve "hmm" dediğinde bunu duymak hoşuna gitmiş olmalıydı. Bu hafta içinde sık sık yakınlaşsak da daha da ilerisine gitmemiştik. Daha fazla dayanamayarak eğildim ve tam dudaklarını öpecekken Asil yan dönünce yanağını öptüm. Yanağından yavaşça boynuna indiğim de nefesi hızlandı. Bi elimle bacağını okşarken, Asilde ensemi okşuyordu. Elimle yüzünü sabitledim ve dudaklarını öptüm, zevkle öpüşmeye başladık. Ellerim Asilin bedenin de her seferinde yeni bir yeri keşfeder gibi merakla dolanıyor ve okşuyordu. Tezgahın yüksekliği, boylarımızı eşitlemişti ve bunun için ilk defa eşit boyda gibiydik. Asilin kalçasını hafif sıkınca, duyulmasıdır ama dudağında hissettiğim bi inilti duydum. Asili belinden tuttum ve kendime biraz bastırdım. Asilin ellerini omuzlarımdan aşağıya kaydığını hissedince, gülümsedim. Karımın karın kaşlarına ayrı bi düşkünlüğü vardı belliki. Asil birden geri çekilince, şaşırmış bi halde ona bakakaldım. "Alaz, sesi duydun mu?" dediğin de tarafıma baktım. "Hayır, eminmisin yavrum. Ne sesi?" dediğim de ben de bi kaç ses duydum. Asil gözlerini kocaman açarak ellerini dudaklarıma örtüp konuşmamı engelledi. Sessizce yaklaşıp, "Biri var galiba." dediğinde gülmek istedim. Korumalar uzaktan gözetliyorlardı çevreyi ama bu gelen kişiden benim de haberim yoktu. "SÜRPRİİİİZZZ!" diye bi ses duyunca ben hızla sesin geldiği yöne dönerken, Asil irkildi ve kafasını boynuma gömdü. Ürkek kuşum. Sesin geldiği yöne bakınca Asilin de benim de beklemediğimiz ve gerçekten de ikimize de sürpriz olduğu belliydi. "Lan! Ne işiniz var lan sizin burda!" diye birden bağırınca, bize sürpriz yapacak zamanı bulan iki gerizekalı korkudan bi adım gerilediler. Asil hala şaşkın bi şekilde ikizlere bakarken, ikizler Asile yardım et bakışı attıkları gözümden kaçmamıştı. "A-abi,biz sürpriz yapalım dedik, belki bizi özlemişsinizdir felan diye, biz sizi çok özledik." dediklerinde sinirlerim daha da tepeme çıktı. "Lan sizi niye özelim ben! Sizden kaçtık da buraya geldim zaten, hayvan herifler!" dediğimde ikisi birbirine bakıp, ciddi olup olmadığımı sorgular gibiydi. "A-abi ayıp oluyo ama ya." dediklerin de tam bağıracakken, "İkizler, buraya sizin geleceğinizden başka birinin haberi varmı?" diyen Asik beni böldü, ikizler sonunda konuşmaya Asilin de dahil olduğunu görünce sevinerek cevap verdiler. "Yok yenge, anam izin vermeyince bizde gizli sürpriz yapalım dedik." diyince Asil sırıttı ve bana dönerek. "Alaz, bak bunlardan kurtulamıyoruz hem bak buraya geldiklerinden de kimsenin haberi yokmuş, en iyisi gel biz bunları öldürüp, burda bi yerlere gömelim." dediğinde, ikizlerin rengi kireç rengine döndü. "Öylemi dersin karıcım." dediğim de son kez ikizlere baktı ve yüzünü buruşturdu ve bana dönerken gülümsedi ve "Aynen öyle derim kocam!" dediğinde kocam fitili için bunu gerçekten yapabilirdim. "Ye-yenge, bi-biz hala burdayız." diyen ikizlerin birazdan ağlamalarından korktum. Eğer öyle bi rezillik yaparlarsa andım olsun onları kurşuna dizerdim. "Sorun da bu ya zaten, hala burdasınız." diyen Asil gülerek onları süzdü ve "Aslında organlarını da satabiliriz, bu aralar çok zam gelmiş diyorlar, beyinleri için aynı şeyi diyemem ama diğer organları satsak?" dediğin de bu sefer ciddi mi diye ben Asile döndüm. Ula utangaç mutangaç dedik koz gelmiş diyo organlarda zam var, ne oluyo lan! "Alaz aşkım da bu organ mafyacılığın da çok para var diye biliyorum, bizde mi bu işe girsek? Hem bak şimdiden 2kişilik organlar bulduk bile." dediğin de ikizlerin ayakları tutmuyor gibiydi. İkizlere belli etmeden Asile yaklaştım ve fısıldayarak, "Yavrum bunlar ağlarsa andım olsun kurşuna dizsem bunları!" dediğin de Asil kahkaha attı. İkizler hala kapının yanın da durmuş, kireç gibi olmuş yüzleriyle Asile bakıyorlardı. Asile bakınca şortlu takımını fark edince, yüzüm gerildi. "Lan! Arkanızı dönün it herifler!" diye bağırınca ikizler bana bakmaya başladılar ve bende Asilin önüne geçtim. "Ni-niye abi?" diyen ikiz, diğerinin koluna tutunmaya başladı. "Ee, ne de olsa kardeşisiniz. İçi biraz acır ama yüzünüze bakarak da beyninizi dağıtmasın." diyen Asilin sesini duyunca, "La havle vela kuvvetin illa biznillah!" diye sabır çektim. "Dönün lan, yengeniz müsait değil!" dediğim de ikisi hızla dönünce bende Adile döndüm. Eğilerek üstlerine bakan Asil bana somurttu. Dudaklarını öptüm ve tezgahtan indirdim. "Hadi yavrum." dedim gülümseyerek. Kafa salladı ve yukarı çıktı. Asil çıkınca ikizlere döndüm, arkası dönük kafaları eğik bi şekilde beklediklerini görünce güldüm. Aptal herifler! "Buraya gelin" dediğim de hızla bana dönüp, kafa salladılar. Koltuğa geçip oturduğum da ikisi karşıma geçip, ellerini önlerinde birleştirerek beklemeye başladılar. "Ne yapıyonuz lan!" dediğim de bana dönüp, anlatmadan birbirlerine baktılar. "Oğlum otursanıza!" diye bağırınca, hızla boş koltuklara geçtiler. "Konaktakiler nasıldır?" dediğim de biri, "İyidir abi." dedi. "Dayem, ya o nasıldır? Kaç gündür arar durur." dediğinde ikisi de güldü. "Ağam valla ne yalan söyleyelim, Anam sanki kız vermiş gibi hergün Alaz gitti, Alaz gitti diyip diyip ağlıyo." diye gülmeye başladıklarında, "Lan! Kız vermiş gibi ne olum! Düzgün konuşun!" dediğim de ikisi ciddileşip, "Pardon abi." dediklerin de sabır çektim, "İşler? Onlara şuan kim bakıyor?" dediğim de "Welat ağa ve Babam bakıyor" dediklerin de kafa salladım. "Ee, abi siz nasılsınız? Bizi özlediniz mi?" diyen ikize ters ters bakınca, "pardon abi." dedi ve önüne döndü. Gereksiz cıvık cıvık hareketler! Ayak sesleri gelince, kafamı yan çevirdim. Asilin merdivenlerden indiğini görünce onu süzdüm. Üstüne beyaz omuzlarından ipli ve üstünde küçük çiçek detaylı, ince belini ortaya çıkartan ve dizlerinin biraz üstünde biten bi elbise giymişti. Herzaman ki gibi beyaz spor ayakkabılarını ve saçlarını da tarafığı için belirgin dalgalı saçları hafif kaparmış ama çok tatlı görünüyordu. Yüzündeki varla yok arası makyajı beni şaşırtmıştı çünkü Asil evde makyaj yapmazdı. Salona girip, yanıma oturdu ve "Eveettt, iyiki geldiniz." dediğin de neşesi gayet yerinde gibiydi. "Şimdi ben buraya geldiğimden beri hiç dışarı çıkmadığıma göre, bugün ikizlerle dışarı çıkacağım." dediğin de kaşlarım havalandı. "İkizlerle? Peki karıcım! Ben bu planın tam olarak hangi kısmındayım?" dediğim de güldü ve "Onu ikizlere sor, eğer seni kabul ederlerse gelebilirsin." dediğin de ya sabır çekip, ikizlere döndüğüm de "Yengem yine bombanın fişini çekip bizim kucağımıza attı ikizim." diye söylenen ikizleri duyunca ben sabır çekerken Asil kıkırdıyordu. "Bana bakın lan! Sıkıysa yok diyin!" diye söyleyince, Asil göxlerini kocaman açarak bana bakıyordu. "Alaz! Böyle olmaz, nazikçe sorar mısın!?" dediğin de ciddimi diye baktım, ama ciddiydi. Eğilip, "yavrum-" diyecekken, konuşmama bile izin vermeden kollarını bağladı ve trip pozisyonuna geçince küfür edip, ikizlere döndüm. "Bende geliyorum lan." dedim yumuşak çıkarmaya çalıştığım sesimle. İkizler kafa sallayınca Asile döndüm ve "Aldım." dediğim de şok olmuş gibi bana bakarken, "Neyi aldın Alaz?" dediğin de "Yavrum izin al demedin mi!?" dedim dişlerimi sıkarken. "Tamam ya ben gelmiyorum! Siz erkek erkeğe gidin." diyen Asile baktım. Ya sabır! Ya Muhammet! Ayağa kalkınca, hızla önüne geçip. İkizlere döndüm ve "Bende gelim" dedim ve yutkunup, "mi?" dediğim de Asil gülümsedi, ikizler şok olmuş şekilde tepki vermeden bana bakınca "Cevap verin lan!" diye kükreyince, "Es-estağfurlah abi gel, gel." dediklerin de Asil kahkaha attı. Ya sabır çekerek, yukarı çıktım ve üstümü değiştirdim. Günlük giydiğim takımlardan birini çıkartıp giymeye başladım. Bu an dolar da bi yerde yaşanırsa, ne yapacağımı düşünmeye başladım. Bu kadına acilen hayır demeyi öğrenmeliydim ki bu imkansız gibiydi. Zalımın kızı, geçen gün ufacık bi şeye hayır dedim diye 2gün yanına yaklaştırmak bi yana bi kere bile öptürmedi! Aynadan saçlarımı düzeltip, taradım. Sakin olduğumdan biraz da olsa emin olunca aşağıya indim. Salona girince, ikizler ve Asili bi konu hakkın da iddiaya girerken yakaladım. Yok ne bu gerizekalılar ne de benim uslanmaz karım aklıllanmayacaktı! "Neye iddiaya girdiniz!?" dedim sabır çekerken. "Bişey değil kocam merak etme, karın kazanacak." dedi ve göz kırpınca, derin nefes aldım ve didikleyip konuyu öğrenirsem daha fazla canımın sıkılacağını bildiğim için es geçtim. Yakında kokusu çıkardı nede olsa. İkizler aralarında söylenirken, dışarı çıktık. Giyinmeden mesaj attığım korumalar hazır bi şekilde bizi bekliyorlardı. Dışarı çıkınca Asilin birisini aradığını gördüm. Kutayı görünce yanına gitti ve elini yumruk yapıp ona uzattı. Kutay bana bakınca, dudağımın köşesi yukarı kıvrıldı. Yutkunduğunu görünce, "Yenge ben hala aptestliyim." dediğin de Asil somurtarak elini indirdi. "Peki, nasılsın? Bana kızgın mısın?" diye sorunca Kutay şaşırarak Asile bakıp, "Estağfurkah yenge, ben nası kızgın olayım size." dediğin de Asil göz devirdi. "Ya sen benim çalışanım değilsin! Alaz ağanın çalışanısın, bana gerçekleri söyle, ben olsam o kişinin ağzını burnu kırmak isterdim." dediğin de kafamı eğip güldüm. Kutay daha tedirgin olmuş şekilde, "Yenge ne ç diyorsun sen, estağfurlah. Vallahi öyle bilet yok ya." dedi kurtulmak ister gibi ama Asili tanımadığı için Kutaya acımadığımı söyleyemezdim. "Tamam bak ben sana Kutay diyorum sen de bana Asil de. Yenge yenge diyip duruyo zaten herkes." dediğin de omuzlarım gerildi. "Kutay niye demiyor? Onun bi özelliği mi var?" dedim sakin kalmaya çalışarak. Asil bana dönüp, "Yani, sonuç da ben onu kandırdım ve büyük ihtimalle sen ona bağırmışsındır." dediğin de Kutayla göz göze geldik. Bağırmak? Bu kız gerçekten bazen çocuk gibi düşünüyordu. Gülmemeye çalışarak "Ee, birazcık kızdım." dediğim de Kutay yutkundu. "Abii, yenge hadi ama." diyen ikizlerin arabaya binip bizi beklediğini gördüm. "Geliyoruuuz." diye bağıran asil, pıtı pıtı koşarak arabaya ilerlerken, bende arkasından gittim. Arabaya binince, ben Asilin yanına ikizler de karşımıza geçmişti. "Ee yenge, planı ortaya atan sensin nereye gidiyoruz?" dediklerin de Asile döndüm, araştırıp görmek istediği bi yerler mi vardı acaba? "Hmm, ilk önce tatlı yiyelim. Tatlımızı yiyene kadar da acıkırız zaten ordan da yemeğe geçeriz." diyen Asile anlamayan gözlerle baktım. Nasıl bi insan tatlı yerken acıkabiliyordu? "Yenge o nası oluyo ya?" diyen ikizlerden biri iç sesimi seslendirdi. "Ya ben bi yer biliyorum, ilk tatlı yiyelim sonra size sürpriz olacak." dediğin de gerildim. Asilde her performans olduğu için, sessiz utangaç dedik ama yok bu kız adamın anasını ağlatır, sinirlenirse. Bismillah diyerek önüme döndüm. Yol boyu ben telefon da bi kaç iş ile ilgili şeyleri hallederken, Asil ve ikizler de sürekli didişiyorlardı. Araba durunca, kapımız açıldı ve sırayla indik. Benim sevdiğim ve beğendiğim bi tatlısıyla gelmiştik. İçeri geçtiğimiz anda, garsonlar dört dönmeye başlamıştı bile. İnsanların samimiyetsiz tavırları beni rahatsız edip, gererdi ve ben gerilince karşımdakini gerdirirdim. Müdür yanımıza gelince ya sabır çektim. Uzatmadan siparişleri verdik. "Pardon, 2tane de nargile alabilir miyiz?" diyen Asile şaşkınca döndüm. Bana dönünce, yutkundu ve "Şeyy, öylesine yani. Bazen.. arada gibi, ama.." gibi alakasız kelimeleri birleştirince, ona sadece tehtitkarca kafamı salladım. "Yenge bize yokmu?" diyen ikizlere hızla dönünce, "Yokmuş." dedi diğer ikiz. Yok bunlar bugün beni delirtmeye yemin etmişler anlaşılan. Tatlılar, içecekler derken nargileler de Asil hanımın isteği üzerine getirildi. Yanım da olan Asil, nargileye uzanırken bi an durdu ve bana dönüp kafasını kaldırdı. "Biraz içim mi?" dedi tatlı suratıyla. Ciddiyetimi bozmadan "Sakın." dediğim de şaşırarak bana baktı, "Azcıık, o kadar istedik boşa mı gitsin. Ziyan mı olsun?" derken ciddi olması beni şaşkına çeviriyordu. "Ben ikisini de içerim! Ziyan olmaz karışım merak etme." dediğim de bana yüzünü buruşturdu, "Ta ilk okul da paylaşmanın önemini öğretiyorlar, dersleri dinlemediğin ne kadar da belli." Ya sabır! Bu kız niye konudan konuya atlıyor, hemde aynı mesele için. İlk önce ziyan, sonra paylaşmanın önemi peki konu ne Nargile! "Yavrum inatla içme desem, burnumdan getirim içersin sen gene iç!" dediğim de gülümsedi ve "Estağfurlah, kocamın hayır dediği hiçbir şeyi yapmam ben." dedi alıngan bi tavırla ve aynı zamanda da nargileyi içine çekiyordu. Gülerek önüme dönünce, karşımdaki 2belengaz'ın (zavallının) köpek yavrusu gibi nargileye baktıklarını gördüm. "Bugünlük yanım da içmenize izin veriyorum ama bu ilk ve son!" dediğim de ikisi de inanmayan gözlerle bana bakıyordu. Uzunca bi bakılmadan sonra, "Lan kavatlar! Ne bakıyonuz!?" dediğim de ikisi de aynı anda "Maşallah." dediklerin de Asil kıkırdadı. "Ne diyonuz lan!" dediğim de hayal aleminden çıkmış gibiydiler. "Yengem abi, yengem çok değiştirmiş seni." dediğin de biri şaşkınlıktan kaşlarım havalandı, diğeri de "Hem de 1hafta içinde." dedi diğeri. "Yeter!" dediğim de ikisinde susup önlerine döndüler, Asile baktığım da bu durumdan zevk alır gibi kocaman gülümsüyordu. Saçlarını öpüp önüme döndüm. Uzunca bi süre burda takıldık, ara ara ikizler ve Asil didişiyor ve ben de sık sık araya girip ikizleri azarlıyordum. Zamanı kısaca böyle geçirmiştik. Asil telefonu isteyince ona verdim, bi kaç mekana baktığını gördüm. Asilden telefonu almıştım ama konağa döner dönmez ona yenisini alacaktım. O anlık sinirle telefonu kırmam hala içimde bi yerler de korkunun olduğunun kanıtıydı. "Alaz?" diyen sesi duyunca Asile döndüm. "Efendim güzelim." dediğim de anlamayarak bana bakıyordu. "Ne düşünüyordun bu kadar derin?" dediğinde yutkundum, "Hiç işle ilgili, bi şeymi oldu?" dedim konuyu dağıtarak. Bi süre bana bakıp, "2mekan arasında kaldım da bi sayı seçmeni istemiştim. 1 mi 2mi?" dediğinde güldüm. "Yavrum mekanlara bi bakim, ona göre sayıyı söylim." dediğin de yüzünü buruşturdu, "Alaz size dedim ya gideceğimiz yer sürpriz diye! Sana gösterirsem ne anlamı kalacak? Bi sayı seç işte."diye söylenince, güldüm. "Tamam yavrum, 1 olsun." dediğin de gülümsedi ve "Bende öyle düşünmüştüm." derken intikam alır gibi gülümsemesi, beni düşündürmüştü. Saat baya geç olunca, ikizler de tekrar sipariş vermeye başlayınca Asil, "Acıktıysak kalkalım ya, tekrar acıkmayı beklemek istemiyorum." dediğinde ikizler, "Yenge yiyelim işt-" diyecekken bana bakınca, onlara meydan okur gibi baktım. Yutkunup, "Peki yenge." dediklerinde Asil güldü ve teşekkür eder gibi yanağımı öpünce kokusunu çektim. Ayaklanıp dışarı çıktık, hesabı bizimkiler halledebilirdi. Yine yılışık müdür kapıya kadar bize eşlik etti. Arabaya binmeden Asil, bugün şoförümüz olan kurayım yanına gitti ve bi şeyler fısıldadı. Kutayın kaşları havalandı, Asil ise kıkırdadı. Asil bana dönünce sert bakışlarımı gördü, yanıma geldi ve ondan bi açıklama bekledim. Gülümseyerek yüzüme bakmaya devam edince, "Asil?" dedim sakin kalmaya çalışarak. "Efendim?" dediğin de bu kızın gerçekten saf olduğunu anladım. Derim bi nefes çekip, "Yavrum kutayla ne konuştun?" dediğim de kaşları hafif çatıldı. "Gideceğimiz mekanın ismini söyledim,de ben kiminle konuşursam hep gelip sana mı söylicem Alaz?" derken alınmış gibiydi. "Yok yavrum ondan değil, gülüyorsun felan. Bi tek bana gül istiyorum, başkasına değil." derken elimi yanağına koydum ki, elimi itti ve "Ben anlayacağımı anladım Alaz!" dedi ve ayaklarını yere vurarak arabaya bindi. Ya sabır! Ne dedim ki ben şimdi. Etrafa bakınca korumaların bizi izlediğini gördüm. Tam onlara çağıracakken Asilin bunun için de trip atabileceği aklıma gelince, işaret parmağımı kaldırıp herkesi sessizce tehdit edince gülen yüzleri düştü. Kafamı onlara sallarken arabaya bindim ve Asili çaprazım da ikizlerden birini yanımda diğerini de karşımda gördüm. "Asiill!" dediğim de bana bakmıyordu bile. Derin bi nefes alıp, yola bakmaya başladım. İkizler ve Asil sohbet edip tartışmaya başladıkların da Asil her defasında onlara kızmam için bakıyordu ve bende gülerek onu izliyordum. Adi ikizlerde fırsat bu fırsat diyerek karımın üstüne gitmeye başlayınca, onlara sadece tebrikse bi bakış atıp kafamı salladım ve pencereye baktığım da ikisinin de bi daha konuştuğunu duymadım. Sessiz süren bu kısa zamandan sonra araba durdu ve Asil gülümsedi. Kapılar açılınca arabadan indik ve mekanı görünce güldüm, burası bi deniz mahsüllerine özel bi restoranttı, anlaşılan bugün balık yicektik. Asilin elini tutup içeri girdik, yine ismimizi söylediğimiz an gereksiz ilgi alaka ile çevrelendik. Güzel bi masa seçip, oturduk ve menüler gelince bakmaya başladık. "Alazz" diyen Asilin sesi duyunca menüye bakarken ona cevap verdim. "He yavrum." dediğim de, "Bana bakar mısın?" dediğin de "Ben sana bi ömür bakarım." dedim ve ona döndüm. Çekingen bi tavırla bana bakarken, bi şey istemekten çekindiği belliydi. "söyle güzelim." dedim yumuşak bi sesle. "Alaz ben sushi yemek istiyorum." dediğin de ilk şaşırsam da sonra gülümsedim ve "Tamam yavrum, isteyelim o zaman." dedim ve tam şipariş verecekken elimden tuttu ve "Ama senin de benimle yemeni istiyorum." dediğin de ikizlerin gülme sesini duyunca onlara ters ters bakıp Asile döndüm. "Yavrum, ben başka bi şey yicem sen ye." dedim sabırla. "Alaz sen de ye!" diye küstüğün de ciddi olması sakin kalmamı daha da zorluyordu. "Asil, güzelim koskoca ağaya da sushi yedirtme!" dedim kısık sesle. Ellerini göğsünde birleştirip gözleri hemen doldu. "Alaz ben sana bi şeyleri zorla mı yaptırıyorum?" dediğin de derin çok derin bi nefes aldım ve "Yok, öyle demeyelim de, yani biraz." dedim kıvrılırken. Ulan mardini önümde dizen bana bak, bi başkası yapsa yüzüne tükürürdüm. Ne demişler (Büyük lokma ye, büyük laf etme) sonra azına sıçarlar böyle. "Tamam Alaz! Ben aç değilim zaten, yemek istemiyorum." diyen Asil, elinin tersiyle gözyaşlarını silerken ikizler sürekli kıkırdıyorlardı. "Asil yapma be güzelim!" dediğim de dikleşti ve "Ben, kocam Mardin ağası diye onunla karşılıklı sushi bile yiyemiyorum! Nası yapmıyim?" dediğin de ikizler kahkaha attı. Ya sabır! Ulan bide ciddi ciddi demiyor mu!? Garsonu çağırıp, "Oğlum hepimize sushi getir!" dediğim de garson bi kaç saniye ciddi olup olmadığıma baktı. E çocuk da haklı koskoca Mardin ağası Alaz Arnas küçük karısı ağlamasın diye düşüş yiyordu! Garson şaşkınlıkla kafa sallayıp gidince, "Abi biz niye Suavi yiyoruz ya?" diye isyan eden ikizlere döndüm ve "Lan şerefsizler! Ben tek mi yiyim! Yemeyenin ağzını kurşunla doldurucam haberiniz olsun!" dediğim de yutkundular. Asile dönünce gözyaşlarını sildiğini ve tatlı tatlı bana gülümsediğini görünce, tüm sabır dualarını okuyarak önüme döndüm. "Teşekkür ederim." diye sesiz bi ses duyunca Asile döndüm. Utanmış gibi elleriyle oynayarak bana teşekkür mü ediyordu bu serçe, kan madem utanıyo az önce ağlarken niye hiç utanmadı! Gerçi karım için ağlamak ayıp değildi, onu ağlatanı ayıplardı. Eğilip kafamı saçlarına göndüm ve bi kaç saniye kokusunu çekerek sakinleştim ki, sushiler gelince sinirlerim yine oynadı. Asil önündekilere gülerek bakarken, ben ve ikizler tuhaf tuhaf bakıyorduk. Hay ben şu sushiyi Mardin'e tanıtan restoranına tükürim. Asil çöpstikleri eline alıp, bi Suphi arasına tutturdu ve sosa bandırıp ağzına attı. Bende bi Suphi aldım ve yemekle yememek arasın da kalsam da ağzıma atmak zorunda kaldım. Asilin kıkırdadığını duyunca sinirle ona döndüm, sinirli yüzünü görünce eliyle ağzını kapattı ve yavaşça önüne döndü. İkizlere bakınca hala durduklarını görünce "Yiyin lan." dedim sinirlenerek, ikisi birbirine bakıp, "Abi biz daha önce yemedik ki?" dediklerin de ikisinin de beynini dağıtma isteğim arttı. "Lan itler! Ben gergin sushi mi yiyorum, alın atın ağzınıza!" dedim sesimi alçak tutmak da zorlanırken. İkisi bitbirine bakıp, ellerine birer sushi aldılar ve "Bismillah." diyip ağızlarına attılar. Bi kaç kez çiğnedikten sonra beğenmiş olmalılar ki şaşırarak birbirlerine bakıp gülümsediler. Ağızlarındaki sushi bitince bi tane daha ve bi kaç tane daha yediler. Asile dönüp, "Ya yenge biz buna bayıldık ya, gergin yeriz valla." dediklerinde Asil gülümseyerek, "Övünmek gibi olmasın damak zevkim iyidir." dedi ve saçını savurunca ikizler güldü. "Bi daha bu önümdeki şeyi görürsem ikinizi de güney Kore'ye gömerim!" dediğim de ikizlerin gülüşü solarken, Asil kıkırdadı. Ona dönünce gülümseyerek bana bakarken, kafasını eğdi ve tatlı tatlı gülümsedi. Koşacak bu sıkıysa bana da kız demek gibi bir şeydi! Önüme döndüm ve sürahiyi elime alıp, Asilin ağzına tıkınca elime vurdu. Bu sefer gülen ben olunca Asil de somurtan taraftı. Ağzındakini bitirince, "Ben doydum." diye geri çekilince bi oh çektim. "İyi hadi kalkalım." dediğim de ayaklandık ve ikizler ayak üstü birer tane daha sushi ağızlarına atınca ya sabır çektim. Burda daha fazla kalmaya tahammülüm olmadığı için direk dışarı çıktık. Dışarda biraz oyalandıktan sonra arabaya bindik, ikizlerin de bindiğini görünce, "Nereye lan?" dediğim de anlamayarak bana baktıkların da "Biz çiftlik evine geçiyoruz, sizde konağa. Ben gelmeyene kadar gözüme gözükmeyin uzun bi süre!" dedim ve kafa salladım onlara. Şaşırarak bana bakan ikizler Asile dönünce, Asil onlara el sallayınca güldüm. Tam gidecekleri anda Asil "Aa, ikizleerr!" diye bağırınca ikizler arabanın önüne geldi. Asil elini uzatınca, ikizler ne var der gibi kafa salladı. Bu kızın derdi neydi. "Boş boş bakmayın, pamuk eller cebe! İddiayı ben kazandım." dediğinde ben şaşırarak olanları izlerken, ikizler somurtarak cüzdanlarını çıkardılar ve her ikisi de cüzdandaki tüm bakiyi çıkartıp Asilin eline verince daha da şaşırdım. "Ne iddiası bu?" dedim anlamayarak, Asil kısa bi ana bana bakıp. "İkizler sana sushi yedirtmeyeceğim dair iddia ortaya atınca bende cüzdandaki tüm nakit paralarını isteyerek iddiaya girdim. E sende sushi yediğine göre ben kazandım." dediğinde ağzım açık kaldı. Kahretsin! Evde sormalıydım. İkizlere dönüp, "Lan ben sizin yüzünüzden mi bu boktan şeyi yemek zorunda kaldım! Yok lan bu sefer kimse beni tutamaz, dinime kitabıma sizi öldürücem!" dedim ve arabadan inmek için kalkınca, kapının önünde olan Asil, kapıya her iki kolunu açarak beni engellemeye çalıştı. İkizler koşarak uzaklaşırken, "Kutay çabuk ol, bu dev beni birazdan sırtına atar. Kaçır onları!" diye bağıran Asil cümlesini bitiremeden onu sırtıma atıp, indiğim de araba hareket edip ilerlemişti bile. Asili sinirle indirince, saçları dağınık ve uzun olduğu için yüzüne dolanmıştı. Elleriyle yüzünü saçlarından kurtardıktan sonra bana baktı. Sinirle ona bakarken, "Yağız! Asili diğer arabaya bindir ve eve götür!" diye bağırınca Asil irkildi. Asil için arabanın kapısı açılınca eğmiş olduğu kafasını kaldırıp kısa bi an bana baktı ve arabaya bindi. Araba ilerleyince bende arkasındaki arabaya bindim. "Eve sür." dedim sinirle. En azından yol boyu biraz sakinleşip, durulmam gerekiyor yoksa istemeden, sinir anın da Asili fazla kırardım. Araba hareket ederken, kafamı dağıtmak için yol boyu iş ile ilgili bana gelen meillere baktım ve kontrol ettim. Fazla uzun sürmeyen, yaklaşık 40 dakikalık bi süreden sonra araba durunca, telefonu kapattım. Kapım açılınca indim ve Asilin evin içine girerken gördüm. Eve doğru yürümeye başladım, içeri geçip salona bakınca Asili göremedim. Yukarı yatak odasına geçtim ve orda da Asili bulmamadım. Mutfağa baktığımda da yoktu. "Asiil" diye seslendim ama cevap alamadım. Aşağı kata indim, tam sola dönecekken Asili bahçede görünce rahatladım. Bahçeye geçtim ve Asilin yalın ayakla çimlere vurarak yürüdüğünü görünce güldüm. Ciddileşip yanına gittiğim de bana döndü. "Ne yapıyorsun burda?" dedim ciddi kalarak. Kafasını eğip, elleriyle oynamaya başladı, "Hiç, yürüyorum." dedi. "Eve geç, bundan sonra sana dışarı felan yok!" dedim sesimi yükselterek. Şaşırarak hızla kafasını kaldırıp bana baktı. "Çok mu kızdın bana?" derken, gözleri dolmuştu bile. Daha fazla dayanamayarak onu göğsüme çektim, "Kızmadım." dedim sesimi yumuşatırken. "Özür dilerim." diye tekrar edince, geri çekilip onu kucağıma aldım, bacaklarını belime sardı ama gözlerini kaçırıyordu. "Yavrum, özür dilemene gerek yok. Ben ikizlere kızdım, sana kızamıyorum." dediğim de bana baktı ve eliyle gözyaşlarını silerken gülümsedi. "Sana kızamıyorum ama herşeyin bi cezası vardır." dediğim de gülen yüzü düştü. "Hayır! Ceza istemiyorum." diye mızmızlanınca gülümsedim. Boynunu öpünce arkamdaki havuz gözüme çarptı. Geri çekilip yavaş yavaş yürümeye başladım. "Ama ona da ben karar verim be yavrum." dedim dikkatini dağıtırken. "Bu sefer kendi çabamı ben seçim bari!" diye söyleyince güldüm. "Senin seçtiğin ceza, çikolatalı pasta felan olur." dediğim de kıkırdadı, "Yok bu sefer ceza olarak çilekli olsun." deyince ben de güldüm ama havuzun kenarında olduğumuz için güldüm. Asil durduğumu fark edince arkasına baktı ki havuzu görünce, gülen yüzü düştü. "Ha-hayır! Başka ceza ver bana!" dedi ve boynuma sarıldı. "Yavrum hani havuzu seviyordun?" dedim gülerken. "Ne ben havuza atlıyorum ne de başka birisinin kucağına atlıyorum Alaz! Yavaş yavaş alışarak giriyorum. Boğuldum dedim sana!" diye üst üste konuşmaya devam edince, suya atladık. "Aaağ" diye bağıran Asilin sesi suyla buluşunca kısa sürdü. Ayakta durunca, su boynuma kadar geliyordu, boyumun uzunluğundan daha derin yerler de vardı ama Asil için bu tarafı seçmiştim. Hala boynuma sıkı sıkı sarılmaya devam ediyor ve hiç ses çıkarmayınca korktum. Ellerinden tutup boynumdan hızla çektim, "Asil?" dedim ki, sadece sinirden konuşmadığı yüz ifadesinden belliydi. "Alaz elbise var üstüm de ya!" diye cırlayınca güldüm. Elim belini okşarken, fermuarına gitti. Eğilip kulağına yaklaştım ve "Sorunumuz bu olsun yavrum." dedim ve yavaşça fermuarlı aşağıya doğru çekerken, yutkunduğunu gördüm. Elbisenin iplerini omuzlarından indirdim ve aşağıya çektim. Elbisenin tamamını çıkartıp, kenara attım. Aklımı alan Asilin vücudunu süzerken, Asilin hızla inen-şişen göğsü heyecanlandığının kanıtıydı. Eğilip kalbinin olduğu yere dudaklarımı bastırdım. Dudağımı sürterek, boynuna çıkarttım, başımı döndüren kokusunu içime çektim. Küçük öpücükler bırakarak boynunu öpmeye başladım. Geri çekilip Asilin yüzüne bakınca gözlerinin kapalı olduğunu görünce gülümsedim. Gözlerini açınca, hafif açık kalan ağzı, kaçırılan gözleri ve titreyen kirpikleri insanı mest ediyordu. Daha fazla dayanamayarak dudaklarına yapıştım. İstekle bana karşılık vermesi hoşumu gidiyordu, Beli havuzun kenarına yaslıyken, bi elimle sağ bacağını tutarak ona destek veriyordum. Asilin boyu buraya yetmeyeceği için onu yukardan tutuyordum. Diğer elim ise Asilin belini okşuyordu. Öpüşmeye devam ederken, Asilin elleri boynuma çıktı ve beklemediğim bi hamle yaparak, gömleğimin düğmelerini açmaya başladı. Geri çekildi ve tüm düğmelerimi açtıktan sonra üstümdeki gömleği çıkarttı. Dudaklarını ıslatıp bana baktı ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Gülümseyip ona karşılık verdim. Ellerim yukarı çıkarak, südyeninin arkasına ulaştı ve açtım. Bu sefer geri çekilen ben oldum. Südyeni çıkarttıktan sonra derin derin nefes aldım. Ellerim dolgun olan göğüsleri avuçladığı an Asil gözlerini yumdu. Eğilip, sol göğsünü öpüp, ağzıma almaya başladım. Göğüs ucunu ağzıma alıp hafifçe dişlerimle sıktığımda "Ahh" diye küçük bi inleme duymam, durmamı daha da zorlayacaktı. Ellerim kontrolüm dışında aşağıya doğru indi ve altındaki iç çamaşırını yavaşça indirmeye başladım, geri çekilip Asile bakınca hızlı nefesler alarak beklediğini görünce güldüm. Heyecanı ve tepkileri hep aynı gibi ama her seferin de ayrı bi zevk veriyordu bu heyecanı. İç çamaşırını çıkartıp, bıraktım. Bacaklarını açıp belime doladım ve bedenimi Asile bastırıp öpmeye başladım. Ellerim suyun içinde olan Asilin bedeninde dolaşırken, Asilin elleri de belimde ve ensemde dolanıyordu. Ellerim Asilin kadınlığına gittiği anda, beli dikleşti. Geri çekildim ve ellerimle kadınlığında küçük dairesel hareketler vererek okşamaya başladım. Nefes almadan Asilin her mimiğini görmek istiyordum. İlk önce gözleri kapandı sonra alt dudağını dişleri arasına aldı ve başı hafif geriye gitti. Ellerim arasında yaptığım hareketlerle titremesi beni benden alıyordu. Biraz daha hızlı dairesel hareketler yapınca "Ahhh" diyen sesi kulaklarımı doldurdu. Ellerim biraz daha aşağıya indi ve parmağımı deliğine soktuğum anda "Ahh" dedi ve eliyle havuzun kenarından destek aldı. Kafasını yukarı doğru kaldırdığı için açık kalan boynuna kafamı göndüm ve öpmeye başladım. Bi yandan ellerimle ileri, geri doğru hareket ettirerek hafifçe hızlandığım da Asil bi eliyle omzumdan destek aldı. Hafif açık olan ağzı ile gözlerini kapatmıştı. Asilin içinde olan ellerimin hareketlerini daha da hızlandırdım, "ahh Alazz." diyen kısık sesi duysam da duramadım, daha da hızlanınca, "A-alazz" diye nefes nefese ismimi söylemesi ve şuan ki hali beni fazla zorlasa da yavaşladım ve elimi çıkartıp, tekrar öpüşmeye başladık. Belini bedenime yaslayıp, göğüslerini avuçladım. Diğer elim Asilin kadınlığın da dairesel hareketler yaparak titremesine sebep oluyordu. Asil daha fazla dayanamıyormuş gibi geri çekildi, kafasını tekrar geriye atıp, eliyle omzumdan destek aldı, ağzı hafif aralıklı kalarak hızlı nefes alışverişi yapıyordu. "Ihh" dedi ve o an geldi, "A-laz, Alaz dur." dedi daha fazla dayanamıyormuş gibiydi, söylerken bile nefes nefese söylemesi onu yavaşlatmıştı. Ellerim yavaşladı ve kalçasına koyarak okşadım. Gözlerime bakarken, yorgun ve utangaç hali onu daha fazla yorma isteğimi bastırıyordu. Derin bi nefes aldım ve gözlerimi yumdum. Asil de anlını anlıma yasladı ve ben durmak için kendimi zorlarken, küçük karım dinleniyordu. Dudaklarım da kadınımın dudaklarını hissedince gülümsedim. Küçük bi öpücük bırakmıştı, bu bi özür müydü? Nefesi daha da yavaşlamıştı ve hava da kararmıştı, havuzun kenarına attığım ıslak gömleğimi aldım ve Asile giymesi için yardım ettim. Önündeki düğmelerin bi kaçını ilikledim ve havuzdan çıktık. Yanım da küçücük kalan karım, utandığı için kafasını eğip elleriyle oynadığı için daha da küçük görünüyordu. Bu haline güldüm çünkü fazla sevimli görünüyordu. Kucağıma aldığım gibi bacaklarını belime doladı ve kafasını omzuma yasladı. Onu daha fazla utandırmak istemediğim için konuşmadan yukarı çıktım ve yatak odasına geçtim. "Yavrum duş alalım mı?" dediğim de kafasını kaldırıp bana baktı ve "Birlikte mi?" dediğin de şaşırdım. Bu duruma alıştığını düşünmüştüm. Onu zorladığımı mı düşünüyordu? Aklıma gelenle gerildim, Asilin kendini bazı konular da zorunlu hissediyor olabilir miydi? "Sen nasıl istersen." dediğim de gülümsedi ve kafasını tekrar omzuma koyup, "Yoruldum, birlikte duş alalım mı?" derken fazla utangaç çıkmıştı sesi, güldüm ve "Karım öyle istiyorsa öyle olsun." dedim ve omzundan öpüp banyoya geçtim. Asili aynanın önüne oturttum ve ıslak olan pantolonumu çıkarttım. Asilin karşısına geçtim ve gömleğin düğmelerini açmaya başlayınca, Asilin göğsü tekrar hızla inip kalkmaya başlaması beni gülümsetti. Daha az önce benimle sevişen karım hala benden bu kadar utanıp, heyecanlanması ayrı bi zevkti. Düğmeleri açtım ve bedenine yapışan ıslak gömleği çıkartınca aynı hissin bende de oluşması normalmiydi? Daha az önce değiştiğim karımı şuan çıplak olarak tekrar görmem ve aşağıdan daha fazlasını yapmak istemem normal olmalıydı. Çünkü o benimdi tıpkı benim de onun olduğum gibi. Gözlerime söz geçiremeyince Asilin beyaz tenli ve tadına doyamadığım bedeninde dolanmaya başladı. Sertçe yutkundum ve bu anı hemen bitirmeliydim. Dudaklarımı ıslattım ve dudaklarımı boynuna bastırdım, kokusu beni mest ederken daha fazla isteyen bedenim zor durumdaydı. Kollarını boynuma saran ve kafasını hafif geri atan Asil benim için daha fazla yer açmıştı. Yavaş yavaş öpüp aşağıya doğru indim ve göğüslerine gelince kısa bi an Asile baktım, dudaklarını birbirine bastırarak beni izlediğini gördüm. Dudaklarım göğüsleriyle ilgilenirken, "ımmh" diye sessizce inleyen Asilin sesiyle kendime geldim ve geri çekildim. Daha fazlası benim için zararlı olurdu, ne kadar ilerlersem o kadar zordu. Asili kucağıma aldığım da bacaklarını belime doladı ve alt dudağını dişleri arasına alarak utangaç bakışlar atıyordu bana. Aşkım da normal de olsa çok güzel utandırtırdım da şuan fazla masum ve güzel görünüyordu. Suyun altına girince, soğuk suyun içindeki bedenlerimiz rahatlamıştı. Asilin ısınması için biraz bekledim ve bu sürede ara ara kısa öpüşmelerimiz ve bedenlere konan öpücükler oldu. Asil eline şampuanı alınca saçlarımı köpürttükten sonra şekil vermeye başladı. Dudaklarını birbirine bastırıp gülmesini saklamaya çalışınca eğildim ve küçük aynadan saçlarıma baktım. O benim saçlarıma gülerken ben onun bu hallerine gülüyordum. Hiçbir zaman kendisi olmaktan çekinmemesi, asla sonu gelmeyen utangaçlığına ve yeri gelişimi bi avukat ve bana gelince de tırnaklarını çıkartan bi kediye dönüşüne hayranlığıma gülüyordum. Ben bu kadına hep gülüyordum. Çünkü gülmemek elde değil gibiydi, masum görüntüsü, kuzuya benzemesi bile çok komikti. Sinirlenince daha da belirgin olan çilleri, utanınca dudağını dinlemesi, elleriyle oynaması onu fazla çocuksu yapsa da ben karımın nazını çık seviyordum çünkü bu nazı sadece banaydı, en azından artık sadece bana olacaktı. Asil saçlarımı yıkamayı bitirince, onu indirdim ve saçlarını yıkamaya başladım. Ben onun saçlarına masaj yaparken, o ise benim saçlarımı şekilden şekile sokuyordu. Saçlarını yıkayıp taradıktan sonra omzunu öptüm ve suyu kapattım. Elinden tutup duştan çıkarttım ve dolaptan temiz havlu çıkarıp, ilk önce Asilin vücuduna daha sonra da kendi belime bi havlu sardım. Giyinme odasına geçtik ve giyinmeye başladım. Bu konu da Asile koşsam da daha fazla üstüne gitmedim. İç çamaşırlarını giymeden havlusunu çıkartmıyordu. Ben bi baxter bide şort giydim, uyuyacağımız için tşhort giymedim. Asil daha giyinmemişti, odadan çıkıp banyoya geçtim ve kurutma makinasını aldım ve fişe takarken asil odadan çıktı. Üstüne genelde herzaman giydikleri, şortlu ve ipli bi saten gecelik vardı. Elimdekini görünce yüzünü buruşturdu ve ayaklarını yere vurarak yanıma gelip oturunca güldüm. Saç kurutmayla ne derdi vardı anlamadım. Saçlarını kurutmaya başladığım da Asilin hafif aralık olan açık ağzıyla aynadan kaşlarıma baktığını görünce, gülmemi bastırdım ve çaktırmadan saçlarını kurutmaya devam ettim. Bi an düşündüm, acaba karım beni mi daha çok seviyordu yoksa kaslarımı mı? Asil için uyku herzaman 1. sıradaydı acaba 2. sırada olan kimdi? Kafamdakilerle güldüm ve tekrar Asile dönünce yüzünü eline yaslayıp somurtarak beklediğini gördüm. Çok hızlı moddan moda geçiş yapıyordu. Saçlarının iyice kuruduğundan emin olunca kapattım. Asil gülümsedi ve "oh" dedi. Gülerken kurutma makinasını topladım ve banyoya koydum. Asile bakınca saçlarını yaradığını gördüm. Kapalı olan perdeleri açtığım da Asil yarağa uzandı ve gece lambasını açıp yatağa geçtim. Asili göğsüme çektim ve kokusunu içime çektim. "İyi geceler güzelim." dedim ve saçlarını öptüm. "İyi geceler." diye cevap verdi ve gözlerini kapattı. Kulağına eğildim ve ilk önce nefesimi kulağına üfledim ve sonra da "Kaçırma gözlerini söyle, kalp sesini dinle." diye bi şarkı sözü söylediğimde yutkunduğunu duymak gülümsememe sebep oldu. Geri çekildim ve bekine sarıldım. Eğer bi insan heyecanlanırsa, şaşırırsa ve gerçekleri duyarsa sesli yutkunur bu kişinin elinde olan bir şey değildir. Pskolojik olarak bu böyle yorumlanır, bazen küçük karımla uğraşmam gerçek duygularını daha iyi anlamama neden oluyordu. Asile bakınca gerçekten yorulmuş olmalı ki şimdiden uyuya kaldığını gördüm, kafamı yastığa koyup gözlerimi kapattım ve uyumaya başladım....

 

Eveettt arkadaşlar, bi bölümün daha sonuna geldikkkk...

Bu bölümü nasıl buldunuz??

ALAZ AĞA'NIN ASİLE YAKLAŞIMINI NASIL BULUYORSUNUZ?
ASİL SİZCE DEĞİŞTİ MI YOKSA DEĞİŞİYORMU??

İKİZLERİ ÖZLEDİNİZ Mİİİ??
KONAKTAKİ OLAYLI GÜNLER Mİ YOKSA YALNIZ GEÇEN ROMANTİK VE DİDİŞMELİ ANLAR Mİ HOŞUNUZA GİDİYOR??

Evet arkadaşlar bi sonra ki bölümde görüşmek üzere, kitabımı beğenerek bana destek verirseniz çık sevinirim.

Sonra ki bölümlerde görüşmek üzere.. 🩷😽

 

Loading...
0%