@m.k
|
Durmamaya yemin etmiş gözyaşlarım.. Artık onları durdurmak istemiyordum,Çünkü onları durdurmaya çalıştıkça yoruluyordum. Hem ruhen,hem de bedenen çok yoruluyordum. Bi yer olsa,bi oda karanlık bi oda,yada karanlık bi mağara sadece kendi sesimi duyabileceğim bir yer. Kimsenin baskısı,sözleri,fiillerine göre hareket etmesem.. Çünkü bu bi kaç saat başkalarının sözlerine göre hareket etmem beni gerçekten çok yormuştu. Bitti demek istiyordum, kendi kendimi avutmak istiyordum, çünkü ben evin küçük kızıydım,ben şımarıktım,ben nazlıydım. Ben babamı çok özledim ona naz yapmayı,her akşam kolunun altına gitmeyi çok özledim.. Bu bi kaç saat bi ömür gibi gelmişti bana. Belki.. belkide bunların hiçbirinin birdaha olmamasından korkuyordum. Ben annemin bana şımarık demesini,hasta olunca en sevdiğim yemekleri yapmasını,sadece o an ağlamak istediğim için anneme sarılarak ağlamayı çok özlemiştim.. Ben galiba daha çok özleyecektim, Çünkü.. Çünkü Alaz ağa "daha yeni başlıyoruz" dedi... Anlamayan gözlerle ona baktım. O an korktuğum için mi bilmiyorum konuyu değiştirmek için "Abimi görebilir miyim?" Dedim. Sert yüzü daha da gerildi ve bu benim gözlerimi kaçırmama neden oldu. Uzun boyundan olmalı ki uzun süre yukarı bakmaktan boynum ağrıdı ve başımı eğdim. Ayaklarıma bakmaya başladım. Birden "Alii" diye bağırınca irkildim kafamı kaldırdığımda hala bana bakıyordu. Ali denen koruma gelince ona dönmeden ve gözlerini benden çekmeden "Baran itinin yanına götür" dedi. Göz kontağını bitiren yine ben olmuştum. Ali'ye dönünce bana kafasıyla işaret verdi ve bende onu takip etmeye başladım. Aşşağıya inen merdivenler bitince avluya geldik,avlunun sağ köşesinde bi kapıya doğru devam ettik,içeri girdiğimde çoksa aydınlık olmayan bi oda da ağlama sesini duymaya başladım ve onları gördüm.. Hayatımı yerle bir eden abim ve tüm bunları onun için yaptığı kız.. kız ağlıyordu, Abim onu tam kalbinin olduğu yere kafasını bastırıyordu, abim onu sakinleştirmeye çalışıyordu.. Bu haksızlıktı.. Ben, Ben bunları hak etmedim. Yukarda hiç tanımadığım bi adamla evlendilmiştim ben.. Abim beni görünce kolunu kızın boynundan çekti ve "Asil, abim" dedi. Ben ne diyeceğimi bile bilmiyordum. "Neden?" Diyebildim sadece. Şimdiden gözlerim dolmuştu yine. Bana bakarken "Abimm" dedi ve kafasını eğdi. Ben susmasını istemiyordum, ben artık bi açıklama bekliyordum, ben artık kaldıramıyordum ve en sonunda içimdekileri dökmeden gitmemeye karar verdim. Ve avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım abime.. "Neden abi neden!?, Neden yaktın beni. Beni hiç mi düşünmedin, annemi- babamı hiç mi düşünmedin abi sen!?" Yorulmuştum ve abim yüzünden bir kez daha dayanamayıp yere düştüm ve ağlamaya başladım. "Asil, abimm yapma böyle" Dedi yanıma gelemiyordu çünkü ayakları bağlıydı. Fısıldar gibi "Affet.."dedi. Ayağa kalktım, son kez abime baktım ve gözyaşlarımla karışan son sözlerim; "Ben seni affetmiyorum abi, Allah'da affetmesin. Bu saatten sonra "Abin ölüyor, yetiş" deseler bile, benim abim çoktan öldü derim.." oldu. Ellimin tersiyle gözyaşlarımı sildikten sonra gitmek için arkaya döndüğümde Alaz ağanın kapının önünde beni izlediğini gördüm. İlk bi an duraklasam da devam etmek için adım attığım zaman düşecek gibi oldum, başım bi an fazla döndü. Daha dengemi sağlayamazken Alaz ağa kolumdan tuttu, "İyi misin?" Dedi kafamı kaldırıp ona baktım ciddi mi diye! İyi miyim bu durumda olmamın bi diğer sebebi oyken iyimizin ben!? "Bırak beni" dedim kolumu çekerken ve ben daha ne olduğunu anlamadan aptal adam beni kucağına aldı " Ne yaptığını sanıyorsun sen! Bırak beni! Bıraksana beni!!" Hem bağırıyordum hemde inmek için direniyordum. "Rahat dur, sana bu kadar ağlama dedim değil mi!? Tansiyonun çıkmış olmalı." Ne diyo bu be! "Sana son kez diyorum Alaz ağa beni yere indir!" Diye bağırdım. Ve beni bıraktı ben bağırıp çağırana kadar pislik herif beni arabanın önüne getirmiş bile. "Bin arabaya" dedi düz bi sesle. Bende ona uzun süre baktım,korktuğumu belli etmemek için. "Daha çok bakışacakmıyız?" Diye sorunca utandım. Ne bakışması? "Ne?" Dedim, şaşkınlıkla. "Daha diyorum bu bakışma çok uzun sürecek mi?" Aptal mı bu adam! Ben sadece korkak biri gibi görünmek istememiştim. Sol ayağımı yere vurarak bindim arabaya ve arkamdan oda bindi. Ben arabanın bi tarafında dururken o karşımda diğer taraftaydı. Araba hareket edince dışarıyı izlemeye başladım. Aklıma annem ve babam gelince yine ağlamaya başladım. Kim bilir ne haldedirler, Okul çıkışı direk eve geçen ben ortalıkda yoktum ve Onlara göre dün akşamdan beri Baran abim de yoktu. Artık gözyaşlarımı silmeyi bırakmıştım çünkü yenileri eskilerini arattırmıyordu.. Alaz ağaya baktığım zaman beni izlediğini gördüm, gözlerini kısmış ve beni inceliyordu. "Kaç yaşındasın sen?" Diye birden sorunca şaşırdım. "20" dedim. Bi kaşı havaya kalkınca inanmamış gibiydi. "20 olmama 6 ay var.." tamam 20 sayılıyordum işte. BİRAZ DAHA SAÇMALA ASİL ŞUAN TEK SORUNUN YAŞIN Mİ!? Gerçekten saçmalamaya başladım. Kendimden beklemediğim bi hareket yaparak bende ona sordum. "Peki sen?" Alaz ağa bana bakıp "28" dedi. "Ne!" Dedim şok olmuş bi şekilde. En fazla 23 gösterdiğine yemin edebilirdim. Bana bakıp gülümsedi. İlk defa. Ve bu beni gerdi yine kafamı pencereye yasladım ve yine aklıma annem ve babam geldi, daha fazla dayanamayarak Alaz ağaya döndüm ve "Anne ve babamı arayabilir miyim? Lütfen! Beni çok merak etmişlerdir." Dedim. Az önceki halinden eser bırakmayarak yine sert yüzünü ortaya çıkardı. "Biz uçağa binince senin adi abini salıncaklar o gidip haber verir merak etme" dedi. Annem.. Babam.. yıkılırlardı. "Lütfen anne ve babamla ben konuşim, en azından iyi olduğumu söyleyeyim, korkarlar onlar." Sert yüzü daha da gerilirken. "Sana hayır dedim ayrıca biz Mardin'e vardığımı gibi babanlarda arkamızdan geleceklerdir. Bundan emin olabilirsin." Babam benim için gelecekti. Umarım bi kavga yada dava çıkmazdı.. "Biliyorum.." dedim, duyduğundan bile emin olmadığım bi sesle. Tekrar cama döndüm ve kafamı cama yasladım. Ağlamaktan şişen gözlerim kapanmak, dinlenmek istiyorlardı. Çok fazla dirensemde, daha fazla dayanamadığım için gözlerimi kapattım... Hafif bi sarsıntıyla uyanmak için gözkapaklarımı açmaya çalıştım. Kafamı hafif yukarı kaldırınca, simsiyah gözlerle buluştu gözlerim. İlk önce ne olduğunu anlamaya çalıştım. Hemen sonra onun göğsünde uyuduğumu far edince, hızla geri çekilip "Ne yaptığını sanıyorsun sen!?" Dedim sinirle. Bana bakıp "uyuyordun, uyandırmak için seslendim sen uyanmayınca da seni taşımak zorunda kaldım. Yine." Ne diyordu bu adam, Ne taşıması? Etrafıma bakınca uçakta olduğumuzu fark ettim ve hemen ayağa kalktım. "Kaç saattir uyuyorum, Ne kadar kaldı inmek için?" O an uçak sallanınca ve hala devam eden baş dönmeme birde baş ağrısı da eklenince düşmek üzereyken Alaz ağa beni kendine çekti ve bu salak adamın hamlesi yüzünden onun kucağına düştüm. "Bıraak beni!" Tamam başka koltuğa geçebilirsin değil mi!? Hala mal gibi bana bakmaya devam edince " bıraksana beni!!" Bu adamın sorunu neydi!? "Sakin ol, başın hala dönüyor, rahat durursan bırakıcam. Debelenmeyi de bırak!" Ne diyordu bu adam. Ben onun çocuğumuydım! "Bana bak, baş dönmem geçti. Hemen şimdi beni bırak! Yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim!!" Diye bağırdım. "O sesini biraz kıs. Kulağımın zarını patlatacaksın!" Peki bunu o istedi! Beni saran kolunu tuttuğum gibi, dişlerimin arasına aldım ve tüm gücümle sıkmaya başladım. "Lan bırak kolumu! Asiill!" Kolunu bırakmadan "Sende beni bırak o zaman!" Diye bağırdım. "Asil çocukmusun sen bıraksana kolumu!" O niye bırakmıyordu! "Sen bırak, söz bende bırakıcam!" Dedim bağırarak. Ensemden tuttuğu gibi geri çekilmek zorunda kaldım, çünkü ensemden çok kötü huylanırdım. Buna ilk şaşırsada, sonra dudağının köşesi kıvrıldı. "Ensenden huylanıyormusun?" Aptal herif bunu anladı tabi. "Bırak artık beni sakinleştim!" Dedim. Kesinlikle sakin olmayan bi sesle. "Uçak inene kadar burda yolculuğuna devam edeceksin" Ne! Ne diyordu be! "Saçmalama, yeter atık!" Dedim sinirden gözlerim doldu. "Bırak beniii" diye ağlamaya başladım. Kafamı eğdim ve ellerime bakıp ağlamaya başladım. Bu saçmalık ne zaman sona erecek! Eliyle kafamı göğsüne yatırdı. "Bırak beni" dedim ağlarken. "Bundan sonra benden en fazla bu kadar uzak durabilirsin Asil, çünkü artık sen benimsin. Benim karımsın." Dedi ve bu sözleri daha fazla ağlamama sebep oldu. Gözlerim yorgunluktan kapanırken son sözlerim "Babamın gelmesini bekliyorum Alaz ağa.." dedim, fısıldar gibi ve gözlerim kapanmadan hemen önce onun sesini duydum. "İki cihan bi araya gelsede kimse seni benden alamaz Asil.." "Asil, Asill" gözlerimi açınca birinin seslendiğini fark ettim. Kafamı kaldırınca hala Alaz ağanın kucağında olduğumu anlayınca hemen ayağa kalktım. Oturduğu yerden bana bakıyordu. Baş ağrım ve gözlerimin ağrısından gözümün önündekini net olarak göremiyordum. Bunu Alaz ağaya belli etmeye hiç niyetim yoktu yoksa bu aptal yine beni kucağına alırdı. "Geldik, hadi inelim." Dedi. Yandan telefonunu alıp ayağa kalktı. Ona yol vermek için geri çekilince hemen elimi tuttu. Ne yapıyordu bu adam! Temas bağımlısı felan mıydı!? Elimi çekmek için zorlayınca elimi hafif sıkıp bana döndü ve sert yüzüyle "sakın!" Dedi. O an o kadar sinirliydi ki, ne olduğunu anlamadım. Uçaktan indiğimiz zaman Ali denen koruma bizi bekliyordu. Alaz ağa "Araba hazır mı?" Dedi. Ali "Hazır ağam." Diye cevap verince, Ali önde biz arkada onu takip ediyorduk. Pislik herif yol boyu elimi de bırakmadı. Arabanın önüne gelince bana kafasıyla geç işareti yaptı ve bende bindim. Bu sefer karşıma değil yanıma oturdu. Akşam olmuştu çoktan belliydi. Acaba saat kaçtı? ABİM.. Abim acaba bırakmışlarmıydı? Alaz ağaya dönünce telefonuyla ilgilendiğini gördüm. Sinirli görünüyordu, acaba sorsam bana patlarmıydı? |
0% |