Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Eskilerini Arttırmıyordu Yenileri..

@m.k


 


Hayat gerçekten çok acımasızdı. Ben, kendi ailemle yaşayan, sessiz, yaşıtlarıma göre olgun, yakınlarımın yanında şakacı gibi gibi olan bi kızdım. Bir gün bana gelseler de, sen berdele kurban gidenlerdensin, deseler hayatta inanmazdım. Bu olaylar, benim yaşadığım yerde de çok olurdu. Ama hiçbir zaman o üzüldüğüm kızlar arasına benim de ismimin yazılacağına inanmazdım. Abim sevdası için beni bi adama vermişti. O adamı hayatım boyunca ilk kez gördüm, yolda görsem kafamı kaldırıp bakmayacağım adam. Tanımıyordum.. Ve şimdi, o tanımadığım adam bana, sen benim karımsın ve yatağıma girmek zorundasın diyor. Böyle bi şey olabilirmiydi.. Ben nasıl yapardım. O adama yalvardım. Yalvardım ama onun gözünde merhamete dair bir kırıntı bile görmedim. Gerçekten onu istemeyen bi kadınla mı yatacaktı?

Ne ağlamam, ne titremem.. hiç durmuyordu? Burdan çıksam bile ne olabilirdi ki? Evdekiler yine beni buraya göndermezler miydi? Alaz ağa yatağa oturunca bi hıçkırık kaçtı ağzımdan. Elimi ağzıma bastırdım, çünkü artık kendimi tutmakta çok zorlanıyordum. Alaz ağa yatağa uzandı, sol kolunun üstünde durarak bana bakmaya başladı. Korkudan gözlerimi yumdum. Üzerime eğildi ve ağzımı kapattığım elimi indirdi, kulağıma yaklaştı, "Sakin ol, küçüğüm" diye fısıldadı. Artık algı yetilerimin çalıştığından emin değildim. Kafamı kaldırdı kolunu altına koydu ve beni göğsüne çekti. Saçıma kafasını gömüp kokumu çekti, ve bu benim midemin bulanmasına neden oldu! Hıçkıra, hıçkıra sesli bir şekilde ağlamaya başladım. Saçlarımı okşayıp "Şşş" dedi. Uzun bi süre ağladığımdan ve vucüdumu kastığımdan olmalı ki çok fazla yorulmuştum. Artık uyumak istiyordum ama istediğim kadar da, uyumak istemiyordum. Gözlerim bana ihanet ederek kapanmaya başladı ve bende bir kez daha pes ettim...


Sabah gözlerime vuran ışıkla kafamı yastığıma gömdüm, bedenim biraz daha uyku için yalvarırken, birden aklıma gelenlerle yataktan doğruldum. KAHRETSİN! Yastığa değil Alaz ağanın kollarının arasındayken kafamı boynuna gömmüşüm, Beni mi izliyordu!? "Günaydın" dedi hafif tebessümle. Onu görmezden gelerek,ayaklarımı yataktan sarkıttım. Ayağa kalktığını fark ettim ama ona dönmedim. "Duş almak istermisin?" Diye sorunca inanmayan gözlerle ona baktım. "Hayır." dedim. "Peki, Zilana söylim sana bi kaç parça ayarlasın şimdilik." Deyince tekrar şaşırarak ona döndüm. "Gerek yok, kardeşinle giyim tarzımız pek uyuşmuyor." diye cevap verdim imayla. Bıyık altından gülerek, "O üstleri bilerek seçmişlerdir, söylerim düzgün şeyler gönderir, merak etme." daha fazla dayanamadım, nasıl olurda burda herşey normalmiş gibi olabilirdi! "Alaz ağa, bildiğim kadarıyla berdel oldu. Yani her iki tarafdan da kız gitti! Nasıl olurda burda hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyor insanlar." dedim hafif sinirle. Oda ciddi haline bürünüp, "Evet, berdel oldu ve evet bu evden de bi kız gitti. Ama kimse bunu sana yansıtamaz, çünkü ne suçlu sensin, ne de ben. Öyle değil mi? Ayrıca kimse cüret edemez!" diye sorunca, o an gelen cesaretle cevap verdim. "Madem suçlu olan ben değilsem, neden bedelini ben ödüyorum?" dedim ağlamaya hazır bir şekilde. "Çünkü bunu sen seçtin!" dedi sert bir şekilde, sanki bana beni suçlamayı kes, sen kendi kararını kendin verdin der gibi bakıyordu. O an silah patlamaya başladı, 4-5 kişi aynı anda silah patlatıyordu. Korkuyla küçük bi çığlık atıp, yere çöktüm. Alaz ağa hemen gelip üstüme kapandı.O an şaşırsam da fazla üstünde durmadım uzun bi süre bekledikten sonra silah sesleri kesildi. Tam o anda bi ses yükseldi "ALAZ AĞAAA" bu.. bu babamın sesiydi.. Hemen ayağa kalkıp. "Babam.." dedim ışıldayan gözlerle. Tam kapıya koşacakken Alaz ağa kolumdan tuttu. "Bırak beni! Babam geldi!" Dedim bağırarak. "Burda bekle, ben sana çık demeyene kadar sakın çıkma." dedi ve telefonunu çıkartıp, "Zilan bizim odaya gel hemen!" dedi sinirle. Bi kaç saniye geçmeden Zilan kapıyı tıktıklayıp, içeri girdi. Alaz ağa "Zilan ben söylemeden ne sen, ne de Asil, bu odadan çıkmicaksınız!" dedi. Çıkmadan sinirli gözlerini bana dikti, beni korkutmak ister gibi.. Ama ilk defa korkmuyordum, çünkü benim babam buraya benim için gelmişti. Alaz ağa odadan çıktıktan sonra, zilanla yalnız kaldık. Şansımı denemek için zilana döndüm, ben daha konuşmadan "Hiç bana bakma yenge, valla sen buradan çıkarsan, abimde beni buraya gömer." dedi. O an kafamı yere eğdim ve alttan kapıyla aramdaki mesafeye baktım ve hiç düşünmeden koştum. Zilan arkamdan seslensene umursamadan hızla merdivenleri indim. Ses gelen yöne bakınca, erkeklerin olduğu salonda olduklarını anladım ve oraya koştum. Kapının önünde babam, amcamlar,dayımlar ve mirza abiyi görünce gözlerim doldu. Hepsi benim için mi gelmişlerdi? Zilan bana yetişip kolumu tutunca sinirle kolumu çektim. Fısıldar gibi "Babaa.." dedim, babam sanki varlığımı hisseder gibi hemen bana döndü. Ve ona doğru koştum. Babam hemen bana sarılınca ağlamaya başladım. "Baba.." dedim ağlamamın arasında. "Asil'imm, kızım.." diye söyleyince ağlamam daha da arttı. Ondan ayrılınca babam anlımı ve her iki elimin avuç içini öptü. Bu hareket, kızına verdiğin değeri anlatır. Babam herkesin içinde kızım benim için çok değerli demek istemişti. Babam beni arkasına çekti ve Alaz ağaya, onu öldürecekmiş gibi bakmaya başladı, Alaz ağa ise sinirli bi şekilde bana bakıyordu. Babam bağırarak "SEN KİM OLDUĞUNU SANIYORSUN ALAZ AĞA! BU HANGİ TÖREDE VAR! AŞİRET TOPLANMADAN NASIL KARARI SEN KENDİN ALABİLİRSİN!" diye bağırmaya başladı. Alaz ağa ise sakin olmak için kendini zorlarken "AĞA BENSEM HÜKÜMDE BENİM!" dedi dişlerinin arasında. "Ki sende biliyorsun ki Azad ağa, senin oğlun benim bacımı kaçırdı. Aşiret toplansa bile yine de Berdele karar verilecekti." dedi sesini düşürürken. Tam o sırada Alaz ağanın dedesi içeri girdi. Babam onu görünce daha da sakin olmak için burnundan soluyordu. Alaz ağanın dedesi içeri girip, herkese bi kaç saniyeliğine baktı ve son olarak bende takılı kaldı gözleri. Bana bakıp gülümsedi. Tehditkar bi gülümseme değildi bu sıcak, içten bi gülümsemeydi. Ona karşılık vermeden kafamı eğdim. Sonra eliyle oturulmak için olan minderleri işaret ederek "Herkes otursun!"dedi hafif yüksek bi sesle. Herkes oturdu, Alazın amcaları,dayıları ve başka tanımadığım insanlarda ama bizimkiler, babamla, amcamla.. oturmadılar babam onlara bakıp kafasıyla onayladıktan sonra bizde oturduk. Babam beni kanatlarının altına aldı, sanki bana yerin hep burası ve sen güvendesin demek istiyordu. O kadar çok titriyordum ki babam ellerini elimin üstüne koydu. Diğer yanıma mirza abi geçti. Babam, Alaz ağanın dedesine yönelerek, "Welat ağa, senin torunun, benim kızımı kaçırdı. Aşiret ağalarını toplamadan "Ağa bensem hüküm benim" dedi ve kızımı kaçırdı. Bu hangi törede vardır!?" dedi sinirle. Alazın dedesi, Welat ağa, "Azad ağa, şimdi sende bilirsin ki burda işler böyledir. Senin oğlun benim torunumu kaçırırken, olacakları biliyordu. Ve senin kızına da soruldu, hiçbir şey zorla olmadı!" deyince şok oldum. Beni zorlamadılar mı? Abimin canıyla tehdit etmek olmuyor muydu bu!? "Welat ağaa! Benim kızım merhametinden dolayı evet demek zorunda kaldı, ki sende bunu iyi bilirsin! Ben kızımı bu yaşa kadar Baran iti gelsin, kızımı berdele kurban etsin diye büyütmedim." Babam bana bakıp gülümseyip, kafasını mirza abiye çevirdi ve kafasını salladı, mirza abi ayağa kalkınca herkes ona bakmaya başladı. Mirza abi salondan çıktı ve bi kaç saniye sonra Baran abimi getirdi ama.. abim çok kötü görünüyordu, hatta onu tanınmayacak hale getirmişlerdi. Hemen Alaz ağaya döndüm, omu yapmıştı! Mirza abi onu salonun ortasına atar gibi itti. Mirza abi, Baran abimin arkadaşıydı ama benim için onu karşısına mı almıştı? Babama korku dolu gözlerle bakınca, bana bakıp kafamı göğsüne yapıştırdı. Bakmamı istemiyordu çünkü korktuğumu biliyordu. Çünkü babam benim kavga, dövüş,kan içeren filmleri bile izlemeyi sevmediğimi biliyordu.. Ama şuan abimm..tamda korku filmindekiler gibi yüzü kandan görünmüyor.Sinirle tekrar Alaz ağaya döndüm bana söz vermişti! O da bana bakıyordu, bana kafasını hayır anlamında salladı sanki.. sanki içimi okudu da ben yapmadım diyordu. Babam,baran abime tiksinir gibi baktıktan sonra, Welat ağaya döndü ve "Madem benim oğlum bi hata yaptı! Hatasının bedelini benim kızım ödemeyecek, kendisi ödeyecek! Şimdi Welat ağa, Baran senindir! İster kafasına sık, istersen torununla evlendir, beni ilgilendirmez. Lakin bana kızımı vereceksin! Benim kızım, bu bedeli ödemek için çok küçük! Daha 19 yaşında." Şok oldum. Babam benim gözümün önünde abimin ölüm emrini mi veriyordu? Babamın göğsünden kafamı kaldırdım ve babama baktım, babam bana dönüp "Sakın Asil, sakın. Sen abinin hatasının bedelini ödemeyeceksin! Onun için sakın bana öyle bakma." dedi. Evet abimden nefret ettim ama hala onun yaşaması için direniyordum.. Ben söylemiştim, ben onun gibi değildim. Alaz ağa hızla ayağa kalkınca, babamlarda ayağa kalktı ve bende kalktım. Babam elimi sıkı sıkı tutuyordu. Alaz ağa babama bakıp "Azad ağa! Asil artık benim karım! Onu benden alamazsın, bu da hiç bir törede yok!" dedi sesini yükselterek. Babam beni arkasına alarak bağırdı. "Alaz ağa ben daha ölmedim! Benim kızımı alman için beni çiğnemen gerekiyor!" Bu kavga büyüyecekti, bunun farkındaydım. Sessiz sessiz ağlarken biri elini omzuma attı, sağıma dönünce mirza abiyi gördüm. Ona dönünce "A-abii" dedim ve ona sarılarak ağlamaya başladım. Oda bana sarılıp saçlarımı okşadı. "Şşş tmm kuzu sakin ol." Mirza abi beni hep sinirlendirmek için kuzu derdi. Ona göre kahve saçlarım ve kahve gözlerimle kuzuya benziyordum. Kavga hala devam ediyordu, ama artık sesleri net olarak duyamıyordum, Etrafıma bakınca herşeyin döndüğünü gördüm ve bu da benim sarsılmama neden oldu. En son Alaz ağaya kafamı çevirdiğimde, bana dönünce "Asiill" diye bağırdığını duydum ve etraf karanlığa büründü...


Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama açamayacak kadar yorgundum. Sahi nerdeydim ben? Babam.. babam gelmişti ve Alaz ağayla tartışıyorlardı. KAHRETSİN! Hemen gözlerimi açıp etrafa baktım. Hastanede miydim? Sağıma bakınca Alaz ağanın telefonuyla uğraştığını gördüm, kafasını kaldırınca hemen telefonu kapattı ve yanıma geldi. "İyimisin?, Bekle doktoru çağırıp geliyorum." dedi ve bi kaç dakika sonra doktorla içeri girdi. Doktor bana gülümseyip "Nasıl hissediyorsunuz Asil hanım?" deyince Alaz ağaya döndüm ve "Yorgun.." dedim. Doktor "Sabah kahvaltı etmemişsiniz, değerleriniz de düşük çıktı, ve bunun yanında stres de olunca vucüt kaldıramamış, Bundan sonra yemenize daha da dikkat etmenizi tavsiye ederim." dedi. Alaz ağa konuşmama müsade etmeden "Tamam dikkat ederiz, başka bi sorun varmı?" dedi. Sanki.. benim için endişelenmiş gibiydi. "Yok, bunlara dikkat eder ve stresten uzak olursa bi sorun kalmaz." Dedi. Alaz ağa teşekkür edip doktoru odadan çıkardı. Tekrar yanıma gelip "İyimisin?" dedi. "Babamlar nerde?, Şuan hastanede miyiz?" dedim sorusunu es geçerek. "Hayır hastanede değiliz hala evdeyiz, Babanlar yukardalar." Buraya ilk bakınca hastane sanmıştım.. Babamlar hala burdalarsa karar olarak ne alınmıştı? Oturmak için hareketlenince Alaz ağa beni engelledi "Biraz dinlenmen gerekiyor, hala hiç birşey yemedin tekrar başın dönebilir." dedi. Onu umursamadan tekrar hareket edince beni zorla tekrar uzattı. "Bırak beni babamın yanına gideceğim!" dedim, sesim bile kısılmıştı. "Babanda buraya gelebilir, sana uzan dedim." dedi ve uzandım. Cebinden telefonunu çıkartıp "Zilan ben ve yengene kahvaltı gönder." dedi ve kapattı. "Aç değilim." dedim sinirle. Bana ters ters baktıktan sonra cevap vermedi. "Babamı çağırır mısın?" dedim daha yumuşak bi sesle. "Kahvaltı ettikten sonra çağırırım." dedi. Madem öyle ben ona giderdim, Tam ayaklanacakken "Kahvaltını tekrar kucağımda mı yapmak istiyorsun?" deyince kalakaldım. Pislik herif! Yaparmıydı?, yapardı! Uzandığım yerde beklemeye başladım ve bi kaç dakika sonra genç bi kız elinde kahvaltı sofrasıyla geldi. Alaz ağa ondan tepsiyi alıp masanın üstüne koydu ve masayı benim olduğum yere kadar çekti. Genç kız "Başka bişey istermisiniz ağam?" dedi. Alaz ağa bana dönünce kafamı hayır anlamında salladım. "Yok,çıkabilirsin." dedi. Kız çıktıktan sonra sandalyeyi alıp geldi. Alaz ağa çayları doldurdu, önüme çayımı koydu ve bana kafasıyla kahvaltıyı işaret etti. Kahvaltı etmek zorundaydım, yoksa bu psikopat adam kucağında kahvaltı ettirecekti! Çayımdan bi yudum aldım, ben çayı şekersiz içerken o tek şeker attı. Ekmeğe uzandım ve küçük küçük parçalar ağzıma atıyordum yavaş yavaş, Çünkü gerçekten iştahım yoktu. "Kahvaltını et!" dedi sinirle Alaz ağa. "Ediyorum ya." dedim bende aynı terslikle. Ekmeğini alıp bal ve kaymak sürdü ve bana uzattı, ona bakınca elindeki ekmeği işaret etti. "Bitir bunu" dedi. "Sabahtan beri yiyorum zaten, bu koca ekmeği nasıl bitirim!?" dedim sinirle, sanki bilerek işleri yokuşa sürüyordu. Alaz ağa bi bana bi ekmeğe baktı. "Bu ekmek bitmeden babanı göremezsin." dedi düz bi sesle. "Alaz ağa ben senin çocuğun değilim! Sürekli hareketlerim için bana şart koşup durma!" Bana çocuk muamelesi yapmasından bıktım. "O zaman sende çocuk gibi davranmayı bırak." dedi. Yine sakin bi sesle. Elindeki ekmeği sinirle aldım ve yemeye başladım, ama gerçekten ekmek çok büyüktü. Soluma bakınca büyük bi çiçek olduğunu gördüm, soluma bakınca su ve sürahinin olduğunu gördüm ve aklıma gelenle sırıttım. "Şey, Alaz ağa bana su verirmisin?" dedim, Alaz ağa o tarafa dönünce elimdeki ekmeği çiçeğin arkasına koydum, hem sonra gelip alırdım. Hemen önüme dönüp çayımdan bi yudum aldım, Alaz ağa bana suyu uzatırken "Yeri gelince bana çocuk muamelesi yapma demeyi biliyorsun ama çocuk gibi ekmeğini saklamaktan da geri durmuyorsun?" dedi alayla. Off bu gerçekten utanç vericiydi, çünkü haklıydı. Suçlu çocuklar gibi kafamı eğdim ve parmaklarımla oynamaya başladım. "Ama ben sana doydum demiştim." dedim sitemli bi ses tonuyla, göz ucuyla ona bakınca gülüşünü saklamak için pencereye baktığını gördüm ve bu beni daha da utandırdı çünkü gerçekten bi çocuk muamelesi görüyordum burda! Bana dönüp "Peki, madem doydun biraz konuşalım seninle." dedi. Ne konuşacaktı ki benimle? Önümdeki masayı çekti ve eski yeri olan pencerenin önüne çekti. Tekrar eski yerine oturdu ve bana döndü ve fazla ciddi bi ses tonuyla "Asil biz seninle o gün bi anlaşma yaptık, abinin canı karşılığında benimle evlendin. Şimdi babanın geleceğini biliyordum.. amaa ne yalan söylim abini önümüze atacağını tahmin etmiyordum. Bu bir şeyi değiştirirmi?, değiştirmez! Çünkü sen ve ben evlendik, Unutma ki şuan benim evimdesiniz ve baban, benim evimdeki kadınımı almaya çalışırsa ona karşılık vermekten çekinmem!"deyince şok oldum. NE DİYORDU BU ADAM! açık açık babanı vurmaktan çekinmem diyordu. Derin bi nefes alıp, tekrar konuşmaya başladı "Şimdi yukarı çıkıcaz ve sen kararını açıklayacaksın. Ama sonra olacaklardan ben sorumlu değilim!"dedi. Gözlerim doldu. Bir kez daha aynı şeyi yapıyordu Alaz ağa, bir kez daha beni çaresiz bırakıyordu, bir kez daha beni sevdiklerimle tehdit ediyordu.. "Alaz ağa.." dedim ağlayarak,"Yalvarırım beni azad et artık." diyebildim zor anlaşılan sesimle. Bana bi süre bakıp, kalkıp anlımdan öptü. "Üstünü değiştir küçüğüm, seni kapıda bekliyorum." dedi ve beni yalnız bıraktı. Sessizce ağlayarak bekledikten sonra yatağın üzerindeki elbiseyi gördüm, hem üstümü değiştirip, hem de ağlıyordum. İşim bitince gözyaşlarımı sildim ama bi fayda olmadı çünkü; eskileri, yenilerini arattırmıyordu.. kapıya doğru yürüdüm ve açınca Alaz ağanın yine beni kapıda beklediğini gördüm. Bana bakıp, gözyaşlarımı sildi. Tepkisiz kaldım, elimi tutarken de beni yönlendirirken de tepkisiz kaldım. Merdivenleri çıkıp salonun önüne gelince elimi elinden çektim. Hiçbir şey yapmadı, önce o arkasından da ben içeri girdim. Girer girmez sessizlik oldu ve babam ayağa kalktı. Yanıma gelip "Asil, iyi misin kızım?" dedi. Telaşlı görünüyordu, galiba benim için korkmuştu. Benimde onun için korktuğumu biliyor muydu acaba? Gözyaşlarımı elimin tersiyle silip "iyiyim babam, merak etme." dedim. Bana sarılıp kulağıma fısıldadı "Eve gidince birlikte dinleniriz güzel kızım, az daha dayan baban seni bu cehennemden çekip çıkaracak."deyince küçük bi hıçkırık kaçtı ağzımdan, babam saçlarımı öpüp kokumu çekti. Babam ilk Alaz ağaya ters ters baktı, sonra Welat ağaya döndü ve "Welat ağa şimdi torununa söyle kızımı boşasın! Madem benden habersiz kızıma nikah kıymış ilk önce dini nikah, ondan hemen sonra da resmi nikahla boşanacaklar! Ben son sözümü söyledim." dedi sinirle. Welat ağa konuşmadan, Alaz ağanın babası konuşmaya başladı. "Azad ağa madem konu burda Asil kızımızdır, bırakalım kararı o versin." dedi sakince, babam adama dönüp "Yusuf ağa, benim kızım benim himayemdedir, onun için en iyi kararı babası alır. Kızım zaten ilk kararını vererek hata yaptı, birdaha böyle bir şey yaşanmasına izin vermem!" dedi itiraz kabul etmeyen bi ses tonuyla. Alaz ağaya bakınca, düz ve sakin bi ifadeyle beni izlediğini gördüm. Galiba benden hamle bekliyordu.. Ben ne yapacaktım şimdi!? Welat ağa elindeki bastonuyla bi kaç adım bize yaklaştı. Korkudan bi adım geri gidince, Welat ağa bunu fark edince durdu. "Azad ağa! Kanunen senin kızın 18 yaşını geçmiş ve reşittir. Yani kendi kararını kendisi alabilecek yaştadır. İmdi, biz kızına soracağız, kızın ne isterse o olacak!" dedi sinirle. Babam bana dönüp "Sakın kabul edeyim deme Asil! Hakkımı helal etmem!" dedi sinirle. Hemen sonrasında amcamla ve dayımlar gelip tek tek tembihlediler hepsinin söylediği tek şey "Sakın asil sakın!" , "kabul edersen hakkımız sana helal değil asil!" , "sakın korkma Asil!" , "Bak bunca yolu senin için geldik asil, seni almadan dönmeyiz!" söylemesi ne kadar kolaydı öyle değilmi? Bi yandan babamın ve sevdiklerimin canıyla tehdit edilirken, diğer yandan "hakkımı helal etmem!" diyen babam ve sevdiklerim... Alaz ağaya bakınca hala beni izlediğini görünce tekrar göz yaşlarımı sildim. Son olarak mirza abi yanıma geldi ve bana sıkı sıkı sarıldı. Kulağıma eğilip fısıldadı "Eğer seni tehdit ediyorlarsa korkma kuzu, eğer abin için çekiniyorsan sakın kuzu sakın! Baran kendi yediği haltın bedelini ödeyecek!" dedi ve geri çekildi. Herkesin baktığı tek yer ve kişi bendim, herkes pür dikkat ağzımdan çıkan sözü bekliyordu.. Yine aynı his, boğazımda bi düğüm varmışda boğazımı yırtarcasına ağrıtan o his. Gözyaşlarım durmazken kenarda duran abimle göz göze geldim. Bende ağlıyordum, beni bu duruma düşüren abimde.. Bana bakarak ağzını hareket ettirdi ve "Affet.." dedi bir kez daha ve bende bir kez daha ona kafamı hayır anlamında salladım. Dudaklarımı hareket ettirip bende fısıldadım "Ben affetmiyorum, Allah'da affetmesin!"dedim ve o an baran abim gözlerini yumdu, beni anladığına emindim. Babam "Asil?" deyince herkesin beklediğini bi kez daha hatırladım. Babama döndüm ve "Özür dilerim.." dedim sessizce. Babam hemen yanıma gelip "sakın asil!" dedi ve hayatım boyunca ilk defa babamın gözlerinin dolduğunu gördüğüm zaman yıkıldım.. Babam benim için ağlamıştı bugün, ben bugün Alaz ağa yüzünden, koca bir dağın yıkılışını izledim.. Eğilip babamın elini öptüm ve babama sarıldım, son kez babama bakınca sol gözünden bi yaş süzüldü. Elimle babamın göz yaşını sildim ve tam dönecekken babam kolumdan tuttu ve babam bana yalvarır gibi kafasını salladı.. gitmemem için bana yalvarıyordu babam.. Ben hayatım boyunca ilk kez bu kadar utandım. Babama bakıp fısıldadım "yapamam..yapamam baba.." dedim çaresizce. Alaz ağaya baktım ve düz bi ifadeyle bizi izliyordu. Ona doğru ağlayarak yürüdüm, yanına gidince elimi tuttu çekmek istesemde izin vermedi. Babam ve diğerleri bana bakıyordu, o kadar çok utanıyordum ki.. babam başka yöne bakıp belli etmeden göz yaşlarını sildi. Sonra Welat ağaya dönüp bağırdı "Ben kızımı size bırakmayacağım Welat ağa! Andım olsun er yada geç kızımı sizden alacağım!" dedi ve çıktılar.. Herkes gitti.. Tek başıma, yapayalnız kaldım koca konakta.. Hayatım boyunca hiç bu kadar aşşağılandığımı hissetmemiştim. Alaz ağadan elimi sertçe çektim ve ona döndüm, herkesin içinde olduğumuzu umursamadan öfkemi ona kustum. "ANDIM OLSUN Kİ ALAZ ARNAS BU YAPTIĞINIZI UNUTMAYACAĞIM!, GÖZÜMÜN ÖNÜNDE BABAMIN YIKILIŞINI BANA İZLETTİĞİN BU GÜNÜ SAKIN UNUTMA! ÇÜNKÜ BEN ASLA UNUTMAYACAĞIM!!" diye hem bağırıp hemde ağlayarak konuşmaya devam ettim. "VE ALAZ AĞA SAKIN BANA GÜVENMEK GİBİ Bİ HATA YAPMA! FIRSATINI BULDUĞUM İLK ANDA SENİ SIRTINDAN VURMAKTAN ÇEKİNMEM! EVLİLİĞİMİZ BOYUNCA SADAKATİMDEN ŞÜPHE ETME AMA BEN ÇOK KİNDAR Bİ İNSANIMDIR BUNU DA SAKIN UNUTMA!!" dedim ve kapıya doğru koşmaya başladım, merdivenleri hızla çıkıp odaya girdim ve kapıyı arkadan kilitledim ve yatağa geçip cenin pozisyonuyla uzandıktan sonra, kendimi sıkmadan boğazım yırtılana kadar bağırıp ağlamaya başladım...


ARKADAŞLAR BU BÖLÜMÜ NASILL BULDUNUZ??
SİZCE ASİL DOĞRU KARAI MI VERDİ?
SİZ OLSAYDINIZ KARARINIZ NE OLURDU??
lütfen destek olurmusunuz.. en azından kısa da olsa fikirlerinizi yazın lütfen.. Gerçekten düşüncelerinizi çok merak ediyorum.


Loading...
0%