@m.k
|
Keyifli okumalar..🩷 -Asil AREYİZ-
"Asil" diye sesler duyuyordum,sürekli devam edince gözlerimi araladım,Alaz ağa beni gülümseyerek izlediğini görünce anlamayan gözlerle ona bakıp, "Noldu?" dedim uykulu sesimle, eğilip dudaklarıma küçük bi öpücük bıraktı ve "Uyanalım mı güzelim? Sabahtan beri hiç birşey yemedin." dediğin de bi süre ona baktım. Söylediklerini yeni anladığım için kafa salladım. "Yüzünü yıka gel güzelim." dediğin de somurttum ve yatakda oturdum. Bi süre etrafa boş boş baktıktan sonra söylenerek banyoya girip,ihtiyaçlarımı hallettikten sonra banyodan çıktım, Alaz ağanın yatağı düzenlerken buldum. Gözüm cama çarpınca akşam olduğunu görünce şaşırarak Alaz ağaya döndüm ve "Beni saat kaçta uyandırdın?" derken sesim ağlamaklı çıkmıştı. Beni bu kadar erken uyandırmaya hakkı yoktu! Gülerken yanıma geldi ve eğilip beni kucağına alınca bacaklarımı onun beline doladım. "Sabah geldik ya güzelim, hastanede verdikleri serumlar seni bi kaç gün böyle yapacakmış. Sabah yanım da uyuya kalınca seni odaya getirdim ama hiç uyanmadın, doktorunla konuştum normal dedi ama seni aç bırakmamam gerektiğini önemle üstüne vurdu." derken hem dalga geçiyor hemde ara ara boynuma öpücükler bırakıyordu. "Aç değilim ki uykum var." dedim söylenirken, "tamam birlik de yemek yiyelim tekrar uyursun." derken odadan çıkmıştık. Mutfağa geçip beni sandalyeye oturtunca üstündekileri fark edince yutkundum. Üstümde siyah ipli ve şort saten pijamalarımı üstümde bulmayı beklemiyordum ve! südyenimi bile çıkartmıştı. Yüzüm renk değiştirirken, Alaz ağaya ters ters bakmaya başladım. "Be-benim üstlerimi sen mi değiştirdin?" dediğim de kısa mi bakış atıp kafa salladı. "Neden?" dediğim de anlamayarak bana bakması daha da sinirlenmeme sebep oluyordu. "Nası neden? Rahat uyuman için." dediğin de derin bi nefes aldım ve "Südyenimi bile çıkarmışsın Alaz!" dedim kısık sesle konuşurken, yalnızdık ama utandığım için bunu değil yüksek normal sesimle bile söyleyemezdim. Dalga geçerek bana bakıp, "Ee, ilk defa mı gördüm sanki." dediğinde gözlerim kocaman açıldı ve yüzüm yanmaya başlamıştı, "Edepsiz!" dedim ve daha fazla bu saçma sohbeti uzatmak istemediğim için kafamı önüme gömdüm ve tabağımı karıştırdım. "Utandın mı sen?" diyen sesindeki alay barizdi. "Sakın! Benimle uğraşmayı bırak ve yemeğini ye lütfen." derken bile sesim hem alçak hem de ona bakamıyordum. Gülme sesini duyuyordum. İlk kez beni şaşırtarak benimle uğraşmayı bırakarak yemeğe başladı, pek fazla bi şey yiyebildiğim söylenemezdi çünkü uykum vardı. "Yavrum hadi ama" diyen Alaz ağanın sesini duyunca ona baktım, "Az daha ye sonra uyursun, kendini ne kadar oyalarsan o kadar geç kavuşacaksın uykuna." dediğin de yüzümü buruşturdum. "Alaz ben 6yaşında ki çocuk muyum da sen bana böyle bi açıklama yapıyorsun?" dedim onu ayıplayarak. Güldü ve "Ciddi olunca da kızıyorsun ama ." dediğin de "Ne zaman?" diye üste çıktığım da tek kaşı havalandı, "Asil yemeğini yiyor musun yemiyor musun?" derken surat ifadesinin bu kadar çabuk ciddileşmesin beni güldürmüştü, meydan okuyarak omuzlarımı kaldırıp indirdim ve "yiyemiyorum çünkü doydum." dedim, "Asil andım olsun yemeğini yemezsen sana yemeği yatak da yedir-" diyemeden hızla ayağa kalktım ve "Başa mı sarıyoruz!" dediğim de Alaz ağa şok olmuş gibi "Yavrum o türlü beğenmiyorsun bu türlü beğenmiyorsun ne yapayım sen söyle!" derken bi kez daha isyan ediyordu. Ayağımı yere vurdum ve "Ben yemiyorum!" dedim ve yatak odasına doğru hızlı adımlar atarak ilerledim. Alaz ağanın arkamdan seslenen sesini duysam da onu umursamadım. Odaya geçtiğim gibi yatağa bağdaş kurdum ve ağlamaya başladım, salık olan saçlarım ensemi yaktığı için bi yandan ağlıyor bi yandan da saçlarımı topluyordum ama bileğim de toka olmadığı için topladığım saçımı yine salmak zorunda kaldım. Kapının yanın da duran Alaz ağa yanıma gelirken gülüşünü bastırmaya çalıştığı belliydi, "Asil, bu sefer o yemek yenecek güzelim kaçarın yok ona göre tribini at." derken hala utanmaz gibi gülmesi beni deli ediyordu, "Yemicem! Zorla mı yedirteceksin!" diye onu terslediğim de ellerini havaya kaldırdı ve teslim olur gibi "Pençeler çıkmış." derken bundan keyif aldığını artık saklamıyordu. Yanıma geldi ve oturunca ona sırtımı döndüm. "Asil" dediğin de tam yataktan kalkacakken kolumdan tuttu ve beni yatağa uzandığı gibi arkamdan beni sararak hareket etmemi engelledi, "Bırak beni!" diye bağırdıktan sonra burnumu çektim. "Bırakmam, benim senin olduğum gibi sende benimsin." dediğin de utandım. Bu sözü her söylediğin de önce kendisinin bana özel ve benim olduğunu söylüyordu, bu hareketi hoşuma gidiyordu. Ama bu fikirlerimin Alaz ağanın bilmesine gerek yoktu! "Seni istemiyorum!" dediğim de güldü, "Yalancı" derken kafasını boynuma göndü ve kokumu içine çekti, hızlı bi hareketle ben daha ne olduğunu anlamadan Alaz ağa beni kucağına aldı ve yatak odasından çıkmaya başlayınca şok oldum. "Tamam! Anlaşma yapalım uykum geliyor ve tokum!" diye bağırsam da beni duymamazlıkdan geldi, kapıyı tam geçecekken her iki elimle kapıyı tuttum ve "Yapma be zalımınoğlu! Benim ve yatağımın sana ne zararı var." dedim ağlamaklı bi sesle, "Asil parmakların ağrıyacak güzelim yemeğini ye sonra uyursun." dedi ve bian da beni çekiştirmeyi bırakıp bana döndü ve "Zalımınoğlu mu?" kafasını ağır ağır sallayınca alt dudağımı dişlerimin arasına aldım, yürümeye devam edince fark etmeden kapıyı bıraktığımı fark edince somurttum ve hem konuşmayı hemde direnmeyi bıraktım, zaten bu hayvan herif sayesinde ne uyku kalmıştı ne de birşey! Mutfağa geçince beni indirmeden sandalyeye oturunca gözlerimi kocaman açtım, bu kadar da saçmalayamazdı! Tabağımı önüne çekti ve gayet normal bi şey yapıyormuş gibi, kaşığımı doldurup ağzıma yaklaştırınca, ona ters ters bakıp "Ciddi misin?!" dedim alıngan ve sinirli bi sesle. Gülmemek için yanaklarının içini ısırdığını görüyordum, "Ciddiyim Asil, ant içtim. Ye şunu." dediğin de dalga geçerek güldüm ama Alaz ağa gülmedi, "Hayır, bu kadar da değil!" dedim ve kucağından kalkmaya çalışınca belimi ve ellerimi hızla tek eliyle kavradı ve hareket kabiliyetimi sıfıra düşürdü. Bundan memnun kalarak yüzüme bakarak sırıttı. Diğer elindeki kaşığı tekrar ağzıma yaklaştırdığın da bu kadar saçmalamasına artık gerçekten sinirleniyordum. "Alaz, ya anlaşma yapalım yada bitirelim şu saçmalığı." dedim tekrar sinirden gözlerim dolarken. "Yavrum hiç öyle bakma, sen kaşındın." derken artık ciddiydi. Sinirden gözlerim dolu doluyken ağzımın dibinde olan kaşığa baktım ve isteksizce ağzımı açtım, Alaz ağa kaşığı tekrar ağzımın dibine getirmişti ama daha ağzımdaki bile bitmeden hızlı bitmesi için ikinci kaşığında aldım tekrar üçüncü kaşığımıda aldığım da artık çiğnemekte zorluk çekiyordum. "Yoyudum." (Yoruldum) dediğim de ağzım çok fazla dolu olduğu için Alaz ağa güldü, yavaş yavaş çiğnemeye devam ettim ama artık midem bulanmaya başlamıştı, "Ayaz bu bihmiyo!" (Alaz bu bitmiyor!) diye isyan ettiğim de Alaz ağa tekrar güldü ve "Tamam ağzındakini bitir başka yok." dediğin de kafamı hayır anlamın da salladım. "Omuyor." (Olmuyor.) dediğim de gerçekten çenem yorulmuştu. "Yavrum dinlenerek bitir söz başka yok." dediğin de derin bi nefes aldım ve tamam diyerekten kafa salladım. Uzunca bi süre ağzımdaki yemeği çiğneyerek yuttum ve sonun da ağzım boş kalmıştı, kaşlarımı çatarak Alaz ağaya döndüm ve "Nefes almak da bile zorlanırken bana dayattığın şeye bak! Bitir başka yok Asil!" dedim sinirlenerek, tam konuşmaya devam edecekken Alaz ağa eliyle ağzımı kapattı ve "Yavrum ben de tam eksik olan ne diye düşünüyordum." derken dalga geçiyordu. Gerçekten şaşırarak ona baktım ve "Alaz ben çok mu konuşuyorum?" dedim merakla, bunu gerçekten çok merak etmiştim. Az önce bana çok konuştuğuma dair bi ima da bulunmuştu değil mi? Ben yanlış anlamadım. Yüzüme kısa bi süre bakıp, eliyle "Biraazz" dediğin de gözlerim elin de takılı kalmıştı, aralığı biraz ve biraz daha büyütünce elimle elini tuttum ve o aralığı olabildiğince küçültüp "Bu kadar! Sadece bu kadar!" dedim ve ona baktığımda gülerek beni izlediğini görünce utandım, zaten dengesiz herif olup olmadık yerde bakmayı çok severdi. Bakışları dudaklarıma kaydı ve eğilip dudaklarını dudaklarıma bastırınca, ona karşılık vermeye başladım. Hareket kabiliyetimi kısıtlamak için bedenimi saran elini çözdü ve her iki eliyle belimden tutunca bacaklarımı açıp kucağına yerleştim. Kısa bi an gözlerini kapatıp açtı ve tekrar öpüşmeye başladık. Herzaman yaptığı gibi bi eli belimdeyken diğer eli vücudumu okşuyordu. Eli üstümün içine girince belim dikleşti, belimden tuttu ve beni kendisine çekip kafasını boynuma gömdü, küçük öpücükler bırakarak tenime tuhaf bi zevk veriyordu. Belimden tuttup ayağa kalktı ve yatak odasına doğru yürümeye başladığımda ikimiz de sessizdik, yutkundum ve ona baktığımda bakışlarını boynum da gördüm, yüzüme bekınca gözlerimi kaçırdım. Yatak odasına geçti ve dudağıma küçük bi öpücük bırakıp, belimi yatakla buluşturdu. Yatağa uzandığım da hafif hızlanan nefesimi inip kalkan gösümle fark ettim. Bi diziyle yatağa basarken kısa bi süre beni izledi, bunu sürekli yapması artık normal geliyordu. Ne zaman bi şey yaşasak, sanki her anımı görmek istercesine yüzüme bakıyordu. Tepkilerim onun hoşuna gidiyordu çünkü bunu hissettirmekten çekinmiyordu. Bakışları uzunca bi süre bedenim de gezince artık fazlasıyla kendimi çıplak gibi hissedince kopırdanmaya başladım. Elini karnımın üstüne indirdi ve üstümü hafif yukarı kaldırdı, eğildi ve karnımın tam üstüne bi öpücük bırakınca sebepsizce bu hoşuma gitmedi ve içimi ürpertmişti belkide aklıma gelen saçma sapan fikirlerden olmalıydı. Eliyle üstümün eteklerinden tuttu ve yukarı çekince ona yardım edip kollarımı yukarda birleştirdim. Ellerim indirecekken, eliyle her iki bileğimi birleştirip tuttu ve üstüme eğilip dudaklarımı öpmeye başladı. Dudakları yavaş yavaş aşağı kayınca nefesim daha da hızlanıyordu, bileklerimi bıraktı ve göğsümü sıkınca sesli nefes verdim, ara ara yüzüme bakıp beni izliyordu. Göğsümü avuçlayıp sıkıyor ve bunun onun hoşuna gittiğini saklamıyordu. Eğilip dudaklarını göğsüme bastırdı ve göğüs ucumla diliyle oynaması ve diğer eliyle göğsümü sıkması beni tuhaf bi hisse sürüklüyordu. Hissettiklerimle sertçe yutkundum, be-benim bacak aramda tuhaf bi zonklama hissi vardı! Siktir ben Alaz ağayı bu kadar arzuluyor muydum! Alaz ağanın elini belimden şortuma indiğini hissettim, eliyle yavaşça şortumu indirdiğinde artık çıplaktım. Alaz ağa giydiği tişörtü çıkarıp bi kenara attı ve vücuduma bakmaya başladı, bi süre beni izleyince yutkunduğunu ve adem elmasının hareketini gördüm. Diliyle dudaklarını ıslatınca bakışları dudaklarıma kaydı, eğilip dudaklarımı öpmeye başlayınca ona istekle karşılık verdim. Bi eli yanında destek olarak dururken diğer eli kalçam ve belim arasını okşayıp duruyordu. Uzunca bi süre ve sertçe öpüştükten sonra yorulmuş ve artık nefessiz kalmıştım. Alaz ağa geri çekildi ve tam kalbimin üstüne bi öpücük bırakınca nefesimi kontrol etmeye çalıştım.Bi elinin üstüne ağırlığını verip yanıma geçti ve diğer eli kadınlığımın tam üstünde dolaşmaya başladığın da bacak aramdaki zonklama artmıştı, kısa bi süreliğine gözlerimi yumdum. Elini kadınlığımda hissedince, elim isteksizce hareket etti Alaz ağa her iki bileğimi yukarda buluşturdu ve tekrar diğer eliyle kadınlığımı okşamaya başlayınca, inlememek için çaba sarf ettim. Gözlerimi yumdum ve hafif açık olan ağzımla direnmeye çalıştım. "Ah, ahh" diye inleyince alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. Hızlı hızlı nefes alırken gözlerimi araladığım da Alaz ağanın bana olan bakışları fazlasıyla arzu dolu bulunca gözlerimi kaçırdım. Kadınlığıma yaptığı hareketleri baskı ve hızı artınca artık nefesim fazlasıyla hızlanmıştı "aa Alaz ah ya-yavaş ol biraz" nefes nefese demeyi güçlükle becerebilmiştim. Hareketlerini biraz daha yavaşlatıp eğilip tekrar dudaklarımı öpmeye başladı, kendini bana bastırınca bacak aramdaki sertliği hissedince yumduğum gözlerimi hızla açtım ve sertçe yutkundum. Bu-bu birazcık şeydi, şey işte KOCAMAN! Geri çekildi ve yüzüme bakarken kendini biraz daha bastırınca hafif aralanan dudaklarıma kaydı bakışları ve bunu gördüğünde dudağının köşesi usulca kıvrıldı. Bu sefer fazla hızlı ve sert ilerlediği için çabuk yorulmuş ve nefes nefese kalmıştım. Eğildi ve kulağıma yaklaşınca önce nefesini verdi ve daha sonra "İsmimi hem erken söyledin hemde bu sefer çabuk yoruldun, o ismi daha farkı ve daha yoğun bi anda söyletmeme az kaldı güzelim." dedikten sonra dudaklarını boynuma bastırdı. Sertçe yutkundum ve bu hayvan herifin ne demek istediğini anladığım için kızarmaya başladım.Geri çekildi ve elimden tutup beni kaldırdı, kalkınca kucağına aldı ve bacaklarımdan tutup beline doladığında hala altımdaki sertliği hissediyordum. Banyoya geçtik ve beni yine aynanın önüne oturtup altındaki eşofmanı çıkartıp tekrar beni kucağına alıp suyun altına girdik. Suyun altına girince bi süre en azından kendim için söyleyebilirdim ki dinlendim. Kafamı omzuna koyduğum da açık kalan boynumu öptü. "Yoruldun mu sen?" derken bu onun hoşuna gitmiş gibiydi. Utandığım için kafamı onun boynuna gömünce güldüğünü duydum. Bi eli bana destek verirken diğer eli belimi okşuyordu ve bu hoşuma gittiği için uykum geliyordu. "Alaz,uykum geliyor." derken bile kafam hala onun omzundaydı. Beni yavaşça indirince kafamı kaldırıp ona baktım, gülümseyerek beni izliyordu. Eline şampuan aldı ve saçlarımı yıkamaya başladığında suyun altında olsam bile uykum geliyordu. "Alaz, uykumun kaçması için bana şarkı söyler misin?" dedim uykulu sesimle. "Hmm." dedi ve beklemeye başladım. "Were bo mın bıkene, kenîya te çend şîrîne.Xweşiyet min ye tene, Jıyan li gel te evîne..." (Gel benim için gül, gülüşün ne tatlıdır. Tüm güzelliklerim senindir, hayat seninle aşk olur.)diye şarkı kürtçe söylemeye başlayınca ona döndüğüm de gözlerimin içine gülümseyerek ve anlamlı bakarak söylemeye devam edince gülümsedim. Güldüğümü görünce bakışları gülüşüme kaydı ve sanki içi gidermiş gibi derin bi nefes alırken şarkıya devam etti. Sustuğun da gülerek "Sesin de çok güzelmiş, Alaz ağamız vokal de oldu bakalım daha neler göreceğiz?" dedim dalga geçerek. O da benim gibi güldü ve "Ne o yakıştıramadınız mı küçük hanım?" dedi ve omuz silkti. Beni tekrar kucağına alınca onun saçlarını yıkamaya başladım. Ara ara onu bi rack starı gibi saçlarını dikenleştirip gülüyorken, "Yoo estağfurlah ağam, size yakıştırmamak haddim midir?" derken kıkırdadım Alaz ağaya bakınca ben ona gülerken o benim gülüşüme gülüyordu. Artık daha fazla uykusuzluğa dayanamadığım için saçlarını yıkadım. Alaz ağayla tekrar göz göze gelince ani bi hızla belimi soğuk duvarda hissetmem beni şaşırtmıştı. Hızla dudaklarıma yapışınca bunu beklemediğim için ilk şaşırdım ama daha sonra ona karşılık verdim, sertçe öpüşmeye başladıktan bi süre sonra kulağıma yaklaştı ve "Sana doyamıyorum Asil" diye sitemli bi sesle fısıldayınca serçe yutkundum. Kısa bi süre daha suyun altında durduktan sonra Alaz ağa suyu kapattı ve duştan çıktık. Dolaptan temiz havlu çıkarttı ve ilk önce benim bedenime daha sonra diğer havluyu da kendi beline doladı. Giyinme odasına geçtik ve yine şortlu bi pijama takımını hızla giyindim, Alaz ağa yine tişört giymeye gerek duymadığı için benden önce çıkmıştı. Tam odadan çıkacakken elimde kurutma makinasıyla gelen Alaz ağayı görünce "lütfenn bu sefer değil saat çok geç." diye isyan ettim ama Alaz ağa kafasını sallayıp, "Kurulayıp öyle uyuyalım güzelim hadi." dediğinde bileğimden tutup beni koltuğa oturtunca "Hepsi senin yüzünden! Bundan sonra gece yanıma yaklaşma, sonra cefasını ben çekiyorum!" dedim ağlamaklı bi sesle. Dudağı usulca kıvrılırken "Sefanı çektin şimdi cefasında yavrum." dediğin de gözlerim kocam açıldı. Sefa!? "Edepsiz!" dedim sinirlenirken, bana bakarken küçük bi kahkaha attı ve saçlarımı kurulamaya başladı. Aynadan düzenlenen yatağı görünce sabır çektim, hayır gece ya gece! Bi kaç saat için yatak düzenlenir mi? Ben bazen akşam tekrar uyuyacağım zaten diye sabah yatağımı bile toplamazdım bu da annemin bedduaları da olabilir. Yatağımı her toplamadığım da umarım karşına düzen takıntısı biri çıkar o çıkmasa bile çocuğun öyle olur da seni adam ederler derdi. Buna beddua diyebiliyorum çünkü dağınık bi kişi için bu asla iyi bi şey değildi! Dirseğimi masaya koydum ve kafamı da elime yasladım, artık gözlerim kayıyordu ve uyuyalım diye çığlık atıyorlardı. Sonunda saçlarımı kurutmayı bitiren Alaz ağa saçlarımı öptü ve "yatağa geç yavrum geliyorum." dediğin de kafa salladım. Alaz ağamız nasıl kurutma makinasını orda bırakabilir ki, mazallah sabah bi kalkar burda ve heryer dağınık nıc nıc nıc kalp krizi geçireceğine eminim! Saçlarımı son kez tarafım ve yatağa geçtim, Alaz ağa ışıkları kapattı ve yanıma geldiğinde beni göğsüne çekti ve saçlarımı tekrar öpüp kokumu çekti. "İyi geceler güzelim." dediğin de derin bi nefes aldım ve "iyi geceler." dedim. Yarın beni fazlasıyla yorucu bi gün bekliyordu, planlarım işler ve Alaz ağa yoluma taş koymazsa bi genç kızı daha Mezopotamya'ya kurban etmeyecektim, onun da benim gibi olmasını istemiyordum çünkü karşısına çıkacak kişinin Alaz ağa gibi olmayacağını tahmin etmek zor değildi.Düşüncelere dalmışken gözlerim daha fazla direnmeme izin vermeyerek kapandı ve bende kendimi uykuya teslim ettim...
Evet serçelerrr bi bölümün daha sonuna geldik. Bölümü beğenerek bana destek olursanız çok sevinirimmm...
ARKADAŞLAR SİZİN YORUMLARINIZ GERÇEKTEN BENİM İÇİN DEĞERLİ, BU BÖLÜMÜ NASIL BULDUĞUNUZU YORUMLAR KISMINA YAZARSANIZ ÇOK SEVİNİRİM... :) EVET, SİZCE ASİLİN PLANI NE??? ASİL PLANINI GERÇEKLEŞTİREBİLECEK Mİ??? ALAZ AĞANIN TEPKİSİ VE ONA OLACAKLAR SÜRPRİZ OLACAĞI İÇİN NE YAPACAKKK?? Bİ SONRAKİ BÖLÜM OLAYLI Mİ OLACAK?? |
0% |