@m.k
|
korku nedir? Korku, bir ya da birçok belirsizlik karşısında çeşitli tehdit algıları ile tetiklenen, rahatsız edici bi histir.. Korkuyordum. Önümdeki belirsizliklerden korkuyordum.. Peki ev nedir? Burası benim evim demen için ne gerekir? İçinde bi kaç eşya olması yeter mi? yada bi kaç insan olsa .. Alaz ağanın benim için yaptığı tam olarak bu değil mi? "Yeni evin.." ne kadar basit söylemişti bunu. Ben ve o gerçekten bi evde mi yaşayacaktık. Ona anlamaz gözlerle baktım, hala bana tebessüm ediyordu. Sanki, sanki beni ürkütmek istemiyormuş gibi.. "Hadi inelim." dedi. Alaz ağa indikten sonra bana elini uzattı inmeme yardım etmek için. İlk eline sonra da ona baktım ve onun elini tutmadan indim. Yine elimi tuttu benden izinsiz! Elimi çekiştirirken, hızla bana döndü dişlerini sıktığı belliydi. Elimi çekiştirmeyi bırakıp, rahat durmaya karar verdim. Yine bi konağa gelmiştik ama bu konak baya büyüktü.El ele içeri girdiğimiz gibi büyük bi kalabalık karşıladı bizi.. çok kalabalık. Burada Alaz ağanın aileside vardı anlaşılan, beraber mi yaşıyorlardı? O kadar çok kişi vardı ki şok olunca duraksadım. Alaz ağada benimle durdu. Ordan yaşlı bi kadın "Hoşgeldin oğlum"diyerek hemen gelip Alaz ağaya sarıldı, Alaz ağada "Hoşbuldum ana" diyerek kadının elini öptü. Sonra bana baktı ve "Sana gelinini getirdim."dedi kadın ilk beni süzdü sonra da "Hoşgeldin kızım"dedi. Bense hiç tepki vermeden sadece kadının elini öptüm. "Babam nerdedir ana" dedi Alaz ağa. "Yukarda sizi bekler oğul" dedi kadın. Bi şiveleri vardı sanki. Herkes Alaz ağaya hoşgeldin diyordu, Alaz ağa herkese baş selamı vermekle yetindi. Yukarı kata çıkınca kocaman bi oturma odasına geçtik. 5-6 tane yaşlı adam oturuyordu. Alaz ağa elimi bırakmadan en yaşlı adama yöneldi. Yaşlı adam "Hoşgelmissin oğul" dedi. Alaz ağa "Hoşbulmuşum dede" dedi ve elini öptü.Ondan sonra bana dönüp "sende hoşgelmişsen kızım" dedi ve bende eğilip elini öptüm. Sonra başka birinin önüne geçtik "Hoşgelmişsin oğlum" dedi. Azad ağa da elini öpüp "Hoşbulmuşum baba" dedi adam bana bakıp sıcak bi şekilde gülümseyerek, "Hoşgeldin kızım" dedi ve ben yine eğilip elini öptüm. Odadakiler Alaz ağanın amcaları ve dayılarıydı sırasıyla hepsinin ellerini öptük. Sonra Alaz ağa dedesinin yanına geçip oturdu ve bana da başıyla yanına oturmam için işaret verince bende onun yanına oturdum. Bi süre sessiz kaldıktan sonra, işle ilgili konuşmaya başladılar. Bana mı tuhaf geliyordu bi tek, anlayamıyordum. Tamam ben yabancıyım, karşı tarafın kızı getirildi buraya ama peki ya o kız. O kız da bu evin kızı değil miydi? Neden kimse üzgün değildi? Nası herkes bu kadar normal karşılayabiliyorlardı? Belki de ben burdayım diye konuşmuyorlardı. O kadar yoruldum ki kafamı Alaz ağanın omzuna yasladım, dönüp bana bakınca yorgun olduğumu gördü koşa bi süre göz göze gelsekte, hemen halının desenlerini incelemeye başladım. "Ağam biz yol yorgunuyuz, af buyurasan. Az dinlenek yarın gene konuşuruz." Deyince kafamı şaşırarak kaldırdım, benim için erken kalkmasına gerek yoktu. "Tamam oğul siz dinlenin yarın gene konuşak" evet evet kesinlikle şiveleri vardı. Alaz ağa herkese kafasıyla selam verim "şev baş." ("İyi akşamlar")Dedi ve herkeste bi ağızadan aynı cevap verdi. Yine elimi tutunca bunca insanın içinde karşı çıkamadım, salondan çıktığımız gibi elimi çektim bana bakmadan tekrar elimi tuttu ve daha sıkı tuttu. Bu sefer hemen hemen aynı büyüklükte başka bi salona geçtik. Burada da kadınlar ve gençler vardı. Biz içeri geçince herkes ayağa kalktı. Utanınca kafamı yere eğdim, bu kadar insanın odağı olmak beni rahatsız hissettiriyordu. "Zilan, yengen için bu gece giymesi için bi kaç üst ayarla" dedi Alaz ağa, kafamı kaldırınca herkes oturmuştu ama yine herkesin baktığı tek kişi bendim. Gözlerimi herkesin üstünde bi kaç saniyelik gezdirdim, ne kadar çok kişi vardı acaba gerçekten herkes burada mı kalıyordu? Gözlerim küçük bi çocuğa takıldı, küçük erkek çocuğu 3-4 yaşlarında görünüyordu. Siyah saçları ve mavi gözleriyle çok tatlı görünüyordu. Onunla kısa bi süre bakışınca hafifçe tebessüm ettim. Oda bana gülümsedi ve el salladı. Bu daha da gülümsememe sebep oldu. Çocuk Alaz Ağaya bakınca,bende Alaz ağaya döndüm çocukla bakıştıktan sonra Alaz ağa kollarını açtı ve çocuk ona doğru koştu, Alaz ağa onu kucağına alınca bi kaç kez zıplattı ve çocuk kahkaha atmaya başladı. O çok sinirli olmadığı zaman çok masum görünüyordu. NE! hayır canım ben çocuk için dedim zaten, onun bana yaptıklarını unutacak kadar aptal değilim. Alaz ağa kucağında çocukla bana dönünce, yüzümdeki gülümsemeyi hemen sildim, çocuk Alaz ağaya dönüp "amca bu tim?"dedi. Alaz ağa bana dönüp gülümsedi ve "Bu benim karım, seninde yengen." Dedi beni tanıyamayınca küçük çocuğa elimi uzattım. "Ben Asil, tanışmak istermisin?" Dedim. Küçük çocuk elimi tutup "mende Ayaj, çen niye ayadın?" Diye sorunca hemen gözlerimi kaçırdım."Şeyy ben.. düştüm, onun için." Dedim "kok mu acıtı?" (Çok mu acıdı?") diye sorunca gözlerim doldu hafiften, ağlamaklı bi sesle "Çok acıttı." Dedim Alaz ağaya bakarak. Küçük ayaz bana bakarak gülümsedi ve "öpim ceçşin mi?" (Öpim geçsin mi?) diye sorunca dolu gözlerimle sadece kafamı salladım, kollarını bana açınca onu kucağıma aldım ve beni yanağımdan öptü. Gerçekten biraz da olsa korkum dinmiş gibiydi.. "cecti mi?" (Geçti mi) dedi. Yine sadece kafamı salladım. Alaz ağaya bakınca bizi izlediğini gördüm ve şuan onu görmek istemediğim için gözlerimi kaçırdım. Ordan bi kadın, "Açmısınız oğlum, bişiler hazırlatalım mı size?" Diye sorunca Alaz ağa bana baktı, ona kafamı hayır anlamında salladım. Bi süre yüzüme bakıp "Hazırlat teyze, direk bizim odaya çıkarsınlar." Bizim oda.. Be- ben ve o aynı oda da mı kalacaktık. Tamam evlendik ama ben. Korkudan açılmış gözlerle ona baktım. Bana bakmayınca küçük ayazı kucağımdan indirdim. Alaz ağa annesiyle bi kaç şey konuşunca bende kenarda onu beklemeye başladım. Yanıma Alaz ağanın Zilan dediği kız geldi. "Yenge sizin odaya bıraktım bu gecelik için bi kaç şey. Bu arada ben Zilan Alazın kız kardeşiyim." Dedi. Ona gülümsedim, "teşekkür ederim Zilan" dedim ve kafamı salladım. "Bi isteğin varmı yenge?" Diye sordu. Zilan benden büyük gibiydi ve bunun için bana yenge demesine gerek de yoktu. "Bana yenge demene gerek yok Zilan, ismimle hitap et lütfen." Zilan Alaz ağaya bakıp, "Olurmu öyle şey yenge, hem ayrıca sen benim yengem oluyorsun zaten. Böyle iyi."dedi ve gülümsedi. Peki, o istemiyorsa onu zorlayacak değildim. Zilan da diğerlerinin yanına gidince yine tek kaldım. Biraz bekledikten sonra Alaz ağa yanıma geldi. "Hadi" dedi ve yine herkesin içinde elimi tuttu. Merdivenlere yöneldik 2 kat yukarı çıkınca çelik bi kapının önünde durduk. Alaz ağa cebinden anahtar çıkardı ve kapıyı açtı. Ne yani bi kat sadece alaz ağanınmıydı? İçeri girince yine elimi tuttu, çekmeye çalışınca hiç umursamadan daha sıkı tuttu elimi ve bende pes ettim. Kesinlikle temas bağımlısıydı bu adam! İçeri girip sol tarafa döndü ve yine bi kapının önünde durdu, kapıyı açtı ve içeri girince yatak odasına geçtiğimizi anladım. Bu nedense beni gerdi, hemde çok.. Bana dönüp "üstünü değiştir, zelal sana bi kaç kıyafet ayarlamıştı, şimdilik bunları giy , yarın senin için alışverişe çıkarız." Dedi ve balkona yöneldi galiba rahat olmam içindi. Yatağın üstünde bi kaç kıyafet görünce yatağa yöneldim ve elbiseleri aldım tam banyoya yönelecekken sağ tarafta bi yer olduğunu fark ettim oraya bakınca giyinme odası olduğunu gördüm ve direk oraya girdim. Burda Alaz ağanın takımları ve kıyafetleriyle doluydu. Elimdeki üstlere baktım ve şok oldum! Bu ne ya şort ve crop denemeyecek kadar kısa bi üst! Yok artık ya, ben bunları evde tek başıma olunca bile giymem ki! Gözüme Alaz ağanın bi kaç üstü gözüme çarptı ve onları tercih etmek zorunda kaldım, çünkü o üst demeye bin şahit şeyleri tanımadığım bi adamın yanında asla giymezdim. Uzun kollu, düz siyah bir üst ve siyah bi eşofman altı buldum, ve onları giymek için üstlerimi çıkardım ve onları üstüme geçirdim, geçirmesine de ben kayboldum. Üstler o kadar geniş,bol ve uzun ki beni içinde görmek için zorlanır insan. Bu adamın boyu kim bilir kaçtı ya? Hayır bende çok kısa biri de değildim yani 1.68 boyum vardı. Eğilim eşofmanımın paçalarını katladım, sonrada uzun kollu üstümün kollarını katlamak istedim ama olmadı, bende sadece yukarı çektim ve odadan çıktım. Odadan çıktığım gibi Alaz ağa da balkondan içeri giriyordu.ilk beni baştan aşşağıya süzdü ve dudağının köşesi yukarı kıvrıldı, anlamayan gözlerle bana bakınca "şey, kardeşinin getirdiği şeylere üst demeye bin şahit gerekince,bende bunları giymek zorunda kaldım" gülümseyerek beni bir kez daha süzdü ve "Benden daha çok yakışmış sana, ama sanki biraz küçük mü gelmiş?."dedi alay ederek. Tek kaşımı kaldırdım ve "Sorun benim boyumda mı sence!? Boyun kaç senin, deve gibisin ztn!?" Dedim sinirle. "2.02" Dedi. NE! Ne diyordu bu yahu! O boyda insan mı var? "Çüş" dedim. Ne dedim, Ne dedim!? Ben gerçekten aptal bi kızım! Hafifçe gülünce kafasını yere eğdi. Tam o sırada kapı çaldı, telefonunu çıkarttı ve kapıya yöneltti. Galiba kilidi açtı. Bi kaç saniye sonra orta yaşlarında, hafif kilolu ve elinde bi tepsi yemekle bi abla geldi. "Yere koy direk Zozan abla" dedi Alaz ağa. Zozan mı? İlk defa duymuştum bu ismi. "Başka bi isteğiniz var mı ağam?" Dedi kadın, Alaz ağa kafasını hayır dercesine salladı sadece. Kadın çıkınca yere çömelip oturdu. Bana baktı bende ona,"Gel, bişiler ye, sabahtan beri hiçbir şey yemedin." Aç değildim, canım birşey de çekmiyordu zaten. "Aç değilim ben." Dedim. "ALLAH'IM BEN ABİMİ AFFETMİYORUM,SENDE AFFETME" diyebildim sadece... Evet arkadaşlar bu bölüm nasıldı sizce? ASİL'İN BABASI NE ZAMAN GELECEK! |
0% |