Yeni Üyelik
20.
Bölüm

~20.Bölüm~

@m.yaprak_epli

Kapatmıştı hemen...


Öylece telefonla bakıştım bir süre. Sanırım özel numara sinirden konuştuğunun farkında değildi. Farkına varınca da hemen kapatmıştı. Böylece özel numaranın erkek olduğunu öğrenmiştik. Peki ağabeyimi kıskanması ne demek oluyordu? Tuğba'nın üstüne basa basa söylediği gibi biri beni seviyor ve bunu gizliyor muydu? İyi ama neden? Gizlemesi nedendi? Red edeceğimden korkuyor diyelim ki ben tanışıp konuşmadan hemen öyle bir hüküm vermezdim. O zaman sorun neydi? Anlayamıyorum... Ve bu gizem gittikçe canımı sıkıyordu. Neyse bu kişinin amacı, çıksın ortaya, dökülsün de herkes rahatlasın. Bir an önce!

Ona verdiğim son hakkı da kullanmıştı. Tamam, konuşmuştu ama kim olduğunu ve amacını söylemediği için başka şans vermeyecektim. Bu konu haddinden fazla uzatmıştı. Buna daha fazla katlanmak istemiyordum. Bu yüzden de uygulamaya girip "özel numaraları engelle" butonuna tıklayarak bu işi bitirdim. Eğer çok istiyorsa karşıma çıkar, konuşurdu. He, gizemlerine devam edecekse de ben artık bu işin içinde yer almayacaktım. Benden bu kadardı...

Telefonu sessize alıp kitabıma ve kahveme döndüm. Yaklaşık bir saat okuduktan sonra sırtımın tutulduğunu hissedince kitabı bırakıp vücudumu esnettim. Ağabeyim hâlâ uyuyordu. Bitmiş kahve fincanını mutfağa götürüp yıkadıktan sonra ezan okunmuş, ben de abdestli olduğum için direkt seccade başına geçmiştim. Huzurlu bir namazdan sonra tekrar ağabeyimi kontrol ettim. Gerçekten epey yorulmuştu ki derin bir uykuya dalmıştı. Ben de kitabıma devam etmek üzere tekrar köşeme döndüm. Sehpanın üstünde yanıp sönen bildirim ışığıyla oturup telefonu elime aldım. Kayıtlı olmayan bir numaradan mesaj gelmişti. Bunu görünce nedense heyecanlanmıştım. Kalbim hızlanmıştı. Ne oluyordu ya?

054* *** **: Hiç vakit kaybetmeden engellemişsin. (11.35)

054* *** **: Sana madalyon vermek gerek. (11.35)

Ben: Kimsiniz siz? (12.58)

Anında görüldü ve kalbim teklemişti. Allah'ım bu kalbimin nesi vardı?

Bir süre cevap gelmedi. Beklemem doğru muydu? Derken bildirim sesiyle kalbim bir kez daha tekledi. Gösteririm ben sana teklemeyi kalbim!

054* *** **: Tuğba'nın sana öttüğü kişi olduğumu pekâlâ ikimiz de iyi biliyoruz.

Ben: Bakın, son kez soruyorum. Kimsiniz?

054* *** **: Yoksa buradan da mı engellersin?

Görüldü...

Ukala! Sen şimdi görürsün!

Direkt engelledim.

"054* *** ** engellenemedi"

Ne!? Ne demek engellenemedi? Bir daha denedim.

"054* *** ** engellenemedi"

Neler oluyor? Neden engelleyemiyorum?

Sayfaya hemen bir mesaj düştü.

054* *** **: Ne oldu?

054* *** **: Engelleyemiyorsun değil mi?

054* *** **: Üzülme. Ben de engelleyemiyorum bazen.

054* *** **: Kendimi.

054* *** **: Ne kadar kötü hissettiriyor değil mi?

Görüldü...

Ben: Bu saçma gizem daha ne kadar sürecek?

Ben: Karşıma çıkmaya bu kadar mı korkuyorsun arkadaşım!

Ben: Engellememi bile engellediğine göre.

Görüldü...

Cevap vermesinin bu kadar uzaması beni delirtiyordu. Bir an önce kapansın şu konu istiyordum.

Ve sonunda cevap vermişti.

054* *** **: Benim için gizem değil bu. Ama senin için saçma öyle mi?

054* *** **: Vay be.

054* *** **: Ayrıca her insanın korktuğu şeyler vardır ama benim korkularım arasında karşına çıkmak yok.

054* *** **: Seni kaybetmek var.

Bu son cümlesiyle yutkunmuştum. Kimdi bu Allah'ım? Ve kalbim sen de teklemeyi bırak artık!

054* *** **: Sana ulaşmanın yollarından biri engellemeni engellemek ise onu da yapmaktan çekinmem.

054* *** **: Birçok şeyden çekinmeyeceğim gibi.

Evet, Tuğba'yı Hazar ile tehdit ederek yapmıştı mesela bunu.

Ben: Seninle konuşmayı sürdüreceğimi düşünüyorsan çok yanılıyorsun.

Ben: Ya kim olduğunu ve amacını söyle. Ya da bir daha cevap alamazsın benden.

Ben: Seni engelleyemedim ama bu sana her zaman cevap vereceğim anlamına gelmez.

Ben: Mesajlarını görmezden gelip silmek hiç de zor değil, takdir edersen.

Görüldü...

Bir iki dakika yazmamıştı.

Af! Ne zaman birini kırsam hep o his çöküyordu kalbime. Şimdi de aynı his oluşmuştu. Onu kırmış mıydım yani şimdi?

054* *** **: Senin için niye zor olsun ki zaten?

054* *** **: Burada yıllarca acı çeken benim.

054* *** **: Senin niye umurunda olayım ki ama değil mi?

Görüldü...

Ben: Arkadaşım saçma sapan konuşmayı kes.

Ben: Dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum.

Ben: Tanımadığım biri ne diye umurumda olacakmış benim!

054* *** **: Beni tanımadığını kim söyledi?

Görüldü...

"İclaaal?"

Ağabey?

Sohbetten çıkmak zorunda kaldım ne kadar merak içinde kalsam da. Ne demek beni tanıyorsun? Benim tanıdığım ama kendini gizlemek isteyen biri bunu neden yapsın?

"Buradayım ağabey."

Çalışma odasının yani aslında salonun kapısı açıldı. Ağabeyim ilk önce bana sonra da içeriye baktı.

"Vay vay vay. Bu odanın hayalini bana çok anlatırdın ama bu kadar güzel olacağını tahmin etmezdim. İnsan bu odadan çıkmaz istemez be."

"Bu odayı hazırlamak bana birçok şeye patladı ama değdi vallahi ağabeyciğim. Bu arada aç mısın? Bir şeyler hazırlamıştım."

"Çok açım be fıstık. Uyumak beni hep acıktırıyor, orası ayrı da."deyip tatlı tatlı sırıttı. Bu haline gülüp ayağa kalktım. Telefonu da sehpaya bırakmak zorunda kaldım tabi.

"Tamam o zaman. Sen git bir elini yüzünü yıka. Ben de sana mükellef bir sofra hazırlayayım."

"Bak beni şımartma. Sonra evden kovarsın."deyince güldüm.

"Ağabey hadi saçma saçma konuşma da git."

"Senin dilini keserim he."deyip bu sefer de saçlarımı karıştırdı elleriyle. Benim karşılık vermeme fırsat vermeden banyoya kaçtı ve kapıyı da kilitledi. Ben sana gösteririm!

Ağabeyimden sonra mutfağa geçip önceden hazırlayıp buzdolabında muhafaza ettiğim yemekleri çıkartıp güzelce ısıttıktan sonra ağabeyime dediğim gibi mükellef bir sofra hazırlamıştım.

Ağabeyim gelip bu sahneye şahit olunca da övgüler yağdırarak yemeklere saldırmıştı. O yemeğini yerken çay koyup odaya gidecektim ki...

"Nereye İclal?"

"Ağabey sen ye, ben hemen geliyorum."

Deli gibi ne yazdığını merak ediyorsun değil mi İclal?

Tamam, birazcık, çok az merak ediyordum ama ne yapayım? Resmen beni tanıyorsun dedi. Kimdi bu Allah'ım? Aklımı kaçıracağım.

Çalışma odama girip hemen elime telefonu elime aldım ve sohbete girdim.

054* *** **: Nereye gittin?

054* *** **: Hep gidiyorsun zaten. Bir kere de gitmesen olmaz mı?

054* *** **: Ağabeyinle çok mu samimisiniz?

054* *** **: Umarım çok samimi değilsinizdir yine. (14.45)

Kim olduğunu söylemiyordu. Ne yapmalıydım? Kim olduğunu mu bulmalıydım yoksa boş verip önüme mi bakmalıydım? Benim onu tanıdığımı iddia etmişti. Belki de yalan söylüyordu? Sesini duyup erkek olduğunu bilmesem kesin biri işletiyor derdim ama bu her kimse benden her yerde, her zaman haberdardı. Yani niyeti ciddi gibiydi.

Derken aklıma çok iyi fikir geldi. Neden bu özel numaraya da oyun oynamıyordum ki? Ona öyle bir oyun oynayacaktım ki kim olduğunu bizzat ayağıma gelerek öğrenecektim.

Çocuğu mecburen görüldüde bırakıp hemen Tuğba'yı aradım. Önce hal, hatırını öğrenip sonrası eve varıp varmadığını sordum. Eve vardığını, duşa girip uyuduğunu ardından da yemek yediğini, o arada da benim aradığımı söylemişti. Ben de lafı uzatmadan bugün özel numara ile yaşadıklarımı anlattım. En son da planımdan bahsettim.

"Neymiş bu planın İclal?"

"Tuğba çok iyi planım var ama biraz tehlikeli. Yani yanlış anlaşılmaya çok müsait ve olay çıkarabilecek bir plan."

"Nasıl yani, anlamadım?"

"Özel numaraya benim kaçırıldığım haberi gitse sence ne yapar?"

"Haaa inanamıyorum! Çok iyi. Bizzat gelip kendisi seni kurtarır. Ama bu kaçırılma işini nasıl ayarlayacaksın?"

"Ağabeyim gittikten sonra ayarlayacağım bir şeyler. Öyle bir plan yapacağım ki özel numara bizzat gelip kendisini gösterecek."

-Bölüm Sonu-

Loading...
0%