@m.yaprak_epli
|
"Ne dedin sen? Kimmiş o?"
"Tamam o zaman. Ben şimdi kapatayım. Otobüste mesajları okuyayım, sana WhatsApp'tan yazarım yine olur mu?" "Olur olur. Hadi Allah'a emanet." "Amin, sen de." Konuşmayı sonlandırdıktan hemen sonra otobüs geldi. Kartımı bastırıp ortadan ilk sıraya oturdum. Çok kalabalık sayılmazdı. Ki içerideki çoğu insan işten dönüyordu. Yerime oturur oturmaz hemen WhatsApp'a girdim ve Tuğba'nın mesaj atmasını bekledim. Kimdi ki bu Tuğba'ya yazan kişi? Özel numaradan arayan kişiyle bir bağlantısı var mıydı acaba? Daha fazla bir şey düşünemeden Tuğba'dan mesaj geldi. Tuğba Aras: İclal mesajlar silinmiş! 😱 Siz: Ne? Tuğba Aras: Ama nasıl olur? Daha düne kadar telefonumdaydı. Ben silmediğime göre kim sildi? Siz: Allah Allah, bu nasıl olur ki? 🤔 Tuğba Aras: İclal bu her kimse bence çok tehlikeli. Baksana, nasıl yaptı bilmiyorum ama eminim ki mesajları silen kesinlikle o. Siz: Kesin hüküm verip hakkına girmeyelim. Belki de sen yanlışlıkla silmişsindir ama farkında değilsindir. 🤷 Tuğba Aras: Hayır hayır. Hayatımda hiç bu kadar emin olmadım İclal. O sildi. Sana söyleyeceğimi tahmin etmiş olmalı. Siz: Nasıl yani? 🤨 Tuğba Aras: Bana yemin ettirdi söylemeyeceğime dair. Yeminimi bozdum senin için. Üç gün oruç tutmam gerekiyor. 😞 Siz: Sen neden yemin ettin ki Tuğba? Onu anlamadım. 🧐 Tuğba Aras: Seninki beni tehdit etti İclal. Eğer senin nereye atandığını söylemezsem Hazar'a ondan hoşlandığımı söyleyecekmiş. Ben de bu yüzden uzun bir süre sana söyleyemedim. Siz: Yok artık! Hazar'ı nereden tanıyor? Ve ne demek uzun bir süre? Ne zaman oldu bütün bunlar? Tuğba Aras: Bir ya da iki hafta önceydi sanırım ve bilmiyorum nereden tanıdığını ama arkadaşlarmış galiba. Eğer ona söylerse Hazar'a rezil olurum. 🙈 Bir daha yüzüne bakamam. Siz: 🤭 Bırak söylesin ne olacak? Hem üzerindeki yükü alır. Tuğba Aras: Bırak gülmeyi de bu her kimse sana fena takmış, ben sana söyleyeyim. 'Efe sen misin?' dediğimde sinirlendi. 'Ben onun gibi çapkın değilim ve eğer gerçekten İclal'den hoşlanıyorsa bitti o şerefsiz!' dedi. Siz: Af. Niye çocuğun arkasından böyle konuşuyor sanki! 😒 Tuğba Aras: İclal senin şu an önemsediğin şey bu mu gerçekten? 🙄 Siz: Önemserim tabi. Gıybet hakkındaki hassasiyetimi biliyorsun. Bu arada gerçekten Efe ne alaka Tuğba? 😕 Tuğba Aras: Ya ben onu senden hoşlanıyor zannediyordum. Siz: Ben de senden hoşlanıyor zannediyordum 😂. Tuğba Aras: 😂😂 Siz: Hazar'ı tanıyorsa demek ki onun arkadaşlarından biri Tuğba. Tuğba Aras: Hazar'ın çevresi çok geniş İclal. Yani bulmak aşırı zor olur. Siz: Sevdiği hakkında da her şeyi bilirmiş. 🤭 Tuğba Aras: 🙄 Çok komik. Sen otur, kendine ağla. Siz: Ne diye ağlayayım canım? O da bir insan sonuçta. Kim kimi sevmiyor ki beni sevmesine şaşırayım. Ki açıkçası şaşırdım da ama neyse. 😂 Demek istediğim şu, eğer gerçekten bir şeyler hissediyorsa gelir, usulünce konuşuruz. Olursa olur, olmazsa olmaz. Uzatmaya hacet yok. Tuğba Aras: Kendini gizlemesi neden, ben de onu anlamadım. 🤔 Siz: İşte orasını ben de çözmüş değilim. 🤷 Tuğba Aras: Özel numaradan arayan da oydu o zaman. Siz: Bu sana yazan kişinin numarası görünüyor muydu Tuğba? Tuğba Aras: Evet, niye? Siz: O zaman özel numaradan arayan kişi o değil. Sende numarası açıkça görülüyorken bende neden gizlesin? Özel numaradan arayan her kimse eminim ki işletmek için arıyordur. Tuğba Aras: Vallahi ben hâlâ özel numaradan arayan kişinin o olduğunu düşünüyorum. O çocuktan her şey beklenir. Siz: Neyse boşver. Niyeti ciddi olan kimse böyle saçma yöntemlere başvurmaz. Adam gibi gelir, seviyorum, niyetim ciddi der. Aksi takdirde o sana yazan çocuk da işsiz midir bilmiyorum ama beni başka biriyle de karıştırıyor olabilir. Tuğba Aras: Eğer öyle olsaydı bizim en yakın arkadaşlar olduğumuzu nereden bilsin akıllım? Biraz mantıklı düşünür müsün? 😏 Siz: Af Tuğba. Gerçekten o kadar umurum dışı ki üzerine kafa yormak bile beynimin enerjisini sömürüyor. O yüzden boşver. Dediğim gibi niyeti ciddi olan gelir, konuşur. Yoksa boşuna kürek çeker. Tuğba Aras: Yok yok. Ben bu işin peşini bırakmam. Benim teknolojiden iyice anlayan bir kuzenim var. Onunla görüşüp bu mesajların nasıl silindiğini öğrenmeye çalışacağım. Sonra da sana haber veririm tamam mı? Siz: Nasıl istersen ama vaktinden harcıyorsun, önemsiz bir şey. Tuğba Aras: Ya sana inanamıyorum. Hiç mi merak etmiyorsun kim olduğunu? 😬 Siz: Etsem ne etmesem ne? Elimize ne geçecek? Tuğba Aras: Neyse sayın kralım. Özel numaradan tekrar ararlarsa sakın ha gaflete gelip 'Kim olduğunu öğrendim. Arkadaşım öttü' demeyesin ha? Siz: 😂😂 Tuğba Aras: Gülmesene İclal. Ben çok ciddiyim. Hazar ondan hoşlandığımı kesinlikle bilmemeli. Siz: Tamam tamam söylemem merak etme. 🤦Tuğba annemler mesaj atmış, beni arayacaklarmış. Seninle sonra konuşuruz inşaAllah. Allah'a emanet. Tuğba Aras: Bir dakika? Hiç kızmadın mı bana, senden sakladığım için? Siz: Aslında kızmam gerekiyor ama kızgınlık hissetmiyorum. O yüzden sorun yok ;) Tuğba Aras: :) Ya üzerimden kamyon dolusu yük kalktı. Allah razı olsun. Hadi Allah'a emanet ol sen de. Siz: Ecmain. Selamün aleyküm. Tuğba Aras: Ve aleyküm selam. WhatsApp'tan çıkar çıkmaz annemler aramıştı. Ben de o sıra otobüsten sağ salim çıkmanın peşindeydim. Sonunda çıktığımda otele yakın olan bir parka geçtim ve boş bulduğum bir banka oturdum. Annem eşyalarımı getirecek olan minibüsün yarın ikindi vakitlerinde geleceğini, benim de erkenden gidip temizlik yapmam gerektiğini tembihliyordu. Annemi dinlerken gözüm bir çocuk ve annenin üzerindeydi. Küçük çocuk salıncağa oturmuş sallanıyordu. Biraz hızlı sallanıyordu ve anlaşılan bu onun hoşuna gidiyordu. Annesi de sürekli "Oğlum dikkat et, bak düşersin."deyip duruyordu. Özellikle "Düşersin" kelimesini hiç dilinden düşürmüyordu annesi. Küçük çocuk annesini hiç dinlemiyor, daha fazla hızlanıyordu. Annemle konuşmayı bitirdikten sonra ayağa kalktım. Bahçeyi dolaşmaya başladım ve en son salıncakta sallanan çocuğun yanında durdum. Tam düşecekti önce salıncağın demirini, sonra da çocuğun kolundan yakaladım. İkisini durdurmak zor olsa da başarmıştım. O sırada koşa koşa annesi geldi yanımıza. "Eşek herif! Ben sana demedim mi düşersin diye! Ne diye dinlemiyorsun beni!"dedi ve çocuğa tokat atmak istedi ama engel oldum hemen. "Size de teşekkür ederim. Oğlumu büyük bir kazanın eşiğinden kurtardınız." "Estağfurullah. Rica ederim ama oğlunuzun neredeyse düşmesine sebep olan şey ne idi biliyor musunuz?" "Neymiş?" "Sizin sürekli 'düşersin' demeniz çocuğunuzun az daha düşmesine sebep olacaktı." "Nasıl yani, anlayamadım?"deyince gülümsedim. "Kemal Sayar hocanın çok güzel bir sözü vardır: 'Düşersin deme, dikkat et düşmeyesin de'. Söz çağırır. Sözün canı vardır. Kim söyletiyor o sözü sana? Güzeli söyle, güzeli çağır. Şimdi anladınız mı?" Kadın çok etkilenmişti. Şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu. "Ben... Ben bunu bilmiyordum. Bilsem hiç çocuğumu tehlikeye atar mıydım?"dedi ve oğluna sarılıp başından öptü. Bunun üzerine tekrar gülümsedim ama bir o kadar da kıskandım. Zira bu sahneyi görünce annemi özlediğimi hissetmiştim. Oysa biraz önce onunla konuşmuştum öyle değil mi? Annenin yeri her zaman başka... Kaç yaşına gelirsek gelelim biz yine de annemizin biricik yavrusu idik. "Size çok teşekkür ederim hanımefendi. Hem oğlumu kurtardınız hem de bilinçlenmemi sağladığınız için." "Hiç önemli değil. Benim amacım da belki haddime değil ama biraz olsun bilinçlendirmekti. Asıl ben teşekkür ederim. Hayırlı günler dilerim." "Size de."deyip vedalaştık. Gitmeden önce o küçük yaramazın yanaklarından öpmeyi unutmadım. "Anneyi üzmek yok anlaştık mı?"deyince utangaç bakışlarla başını sallamıştı. Parktan çıkmak için geri dönecektim ki havada uçan kuşu görünce şaşkınlık içinde onu takip ettim. Bu, benim geçen sefer çalılıklarda yaralı olarak bulduğum kuş değil miydi? Karıştırıyor muydum yoksa? Hayır, hayır. İşte kanadı da sarılı. Bu, o muhabbet kuşu. Kuş bir süre uçup genç bir adamın omuzuna kondu. Arkası bana dönüktü. Telefonla konuşuyordu. Hem rahatsız etmemek için hem de karşı cins olması hasebiyle kuşu yerinde bırakıp tekrar geri döndüm. Kuşun güvende ve iyileşmiş olduğuna sevinmiştim. Otele giderken tekrar Tuğba aradı. "Selamün aleyküm Tubira hanım, hayırdır ne oldu?" "Ve aleyküm selam. Sana müjdeli haberlerim var İclalciğim." "Neymiş bakalım?" "Sana teknolojiden anlayan bir kuzenim var demiştim ya? Hastaneden çıkar çıkmaz dayanamayıp onun yanına gittim." "Ee?" "Ee'si silinen sohbeti geri getirebileceğini ama biraz zamanını alacağını söyledi." "Peki müjdeli haber bunun neresinde?" "Şu an bana mesaj atan numaranın kime ait olduğunu bulmaya çalışıyoruz. Ha çıktı ha çıkacak." "Ben hâlâ müjdeli haber bunun neresinde anlamadım."deyip güldüm. "Anam! Buldu. Vallahi çıktı!"diye bağırınca kulağım çınladı resmen. "Ne buldu? Ne çıktı? Kulağımı patlattın!" "Numaranın kime ait olduğunu buldu ama bir dakika, bu da ne?" "Ay Tuğba çatlatma insanı. Söyle hadi." "Bu numara kullanılmamaktadır diyor..." "Hadi ya?" "Ya ama nasıl olur bu? İnanamıyorum! Neyse silinen sohbet en geç yarına elimize ulaşır diyor kuzenim. Sen kendini ona hazırla İclal." "Hiç bu kadar hazır hissetmemiştim."diye devam edemeden muhabbet kuşunun omzuna konduğu o genç adamı gördüm. Hâlâ telefonla konuşuyordu, kuş hâlâ omuzundaydı ve beni geçip önümden yürümeye başlamıştı. "Gönder gelsin Tuğba..." -Bölüm sonu- |
0% |