Her şey bir uzaklaşma ile başladı...
Belki de yaklaşmak için uzaklaşmak gerekiyordu. Sırrı keşfetmek için bildiğin bir yere de olsa uzaklaşmak gerekiyordu. Bazen gördüğümüzü bildiğimiz, bildiğimizi görmediğimiz bir yer de olsa uzaklaşmak; belki de en baştan bakmak, en başından başlamak gerekiyordu. Bazı şeylere yeniden başlamak değil midir insanı güçlü ve tecrübeli kılan? Yeniden denemek değil midir bir cesaret misali? Düz bir yolda ilerleyen kendi penceresinden başka bir şey göremez lakin engebeli bir yolda yürüyen insan, yolun piri olur... O yolu kendi deneyimleriyle yoğurur, harmanlar ve sonunda başararak bitirdiğini farkeder. Belki de her yol bir güzergah değildir... Belki de bu yol sırf senin, benim, bizim içindir... Bir kelimeyi tüm hücrelerimle anlamak, esasında hissetmek için o yolu yürümek şarttı ve bir yol hiç bu kadar öğretmemişti hayatı... Bir yol muallim olabilir miydi? Hem değil mi ki yollar yürümek ve bulmak için vardı? Bazen bizden habersiz başlamışızdır bu yola. Bilmeden yol yürümek belki de sırrı keşfetmekti yada keşfetmeye gitmekti. O zaman der miyiz ki: Ey yol! Benim Sırat-el Müstakim'im olmuyorsan demem sana a yol..." |
Bunları da beğenebilirsiniz
|
0% |