Yeni Üyelik
23.
Bölüm

~23.Bölüm~

@m.yaprak_epli

"Çok eşlilik konusundaki düşüncelerinizi merak ediyorum. Eğer sizinle evlendikten sonra tekrar evlenmem gerekseydi buna tepkiniz ne olurdu?"

Hepimiz şaşkınlıkla mesaja bakarken birden kapı açıldı ve üçümüz de oraya döndük.

Şükür ki Hümeyra idi.

"Ya sabahtan beri sizi arıyorum. Ne yapıyorsunuz burada?"dedi neşeyle.

Mukaddes öne atılıp "Aa Hümeyra geldiğin iyi oldu. Benim de seninle konuşmak istediğim şeyler vardı."dedi aynı zamanda bize göz kırpıp. Anlamıştım. Hümeyra ile Ahmet hakkında merak ettiğimiz şeyleri konuşacaktı. O bununla uğraşırken biz de Ela ile mesajın anlamını çözmeye çalışacaktık. Mukaddes akıllı kızdı. Onu seviyordum.

Mukaddes Hümeyra'yı alıp çıkarken Ela tekrar mesaja döndü.

"Bu ne ya! Ne demek oluyor bu? Senin üstüne kuma mı getirmek istiyor bu yani, anlamadım!"dedi. Sinirlenmişti.

"Ela lütfen böyle konuşma. Çok eşlilik bizim dinimizde kuma değildir. Şimdiki anlamına bakarsak; ortak bir eşe sahip olan kadınların birbirlerine karşı durumlarına 'kuma' adı verdiklerini görürüz. Çoğunlukla kırsal kesimde görülen kuma kavramı ve çok eşlilik şehirlerde de diğer bir boyutuyla 'metres hayatı' adı altında yaşanıyor. Bizim dinimizde ise anlamı bambaşka. Öncelikle ayet var. Nisa suresi 3.ayette buyrulmuştur ki: Yetimlerin hakkına riayet edemeyeceğinizden korkarsanız, beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Haksızlık etmekten korkarsanız tek kadın veya mülkiyetinizde bulunan câriye ile yetinin; bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır. Bu çok ince ve hassas bir konudur. Ayette de dediği gibi adaletli davranacağınıza inanıyorsanız ve tabi eşlerin birbirlerine rızası varsa nikahlayabilirsiniz. Bu günümüzde pek mümkün olmadığı için -ki bu da gerek İslam'dan uzaklaşmamız ve gerek daha çok fitneye kaydığımız için- çok eşlilik pek görülmüyor. Ancak ayet varken üstüne bir de kaynaklara göre 13-14 evlilik yapan Peygamber Efendimiz (SAV) varken müslümanlar olarak bu konuya ön yargı ile bakmamız hiç doğru değil. Unutma ki her sözün ve her şeyin üzerinde Allah ve Resulü'nün emri vardır. Sorgulamak kimsenin ne haddine ne cürettine!"

"Tamam Ceylan'ım kızma bu kadar. Haklısın ama ne yapayım? Kendimi öyle bir konuma koysam yani ben dayanamazdım. Benden başkasının daha eşimle birlikte olmasına dayanamazdım."

"Bak bu yüzden diyorum ya; günümüzde yanlış anlaşıldığı için, bilinmediği için, özellikle başkaları tarafından kötü gösterildiği için insanlar böyle tepki veriyor. Kızmamın sebebi bu. Efendimiz (SAV) ve o dönemde ki insanlar neden bu kadar çok evlilik yapmış biliyor musun?"

"Hakikaten neden ya? Anlayamıyorum! Baksana eşler arasında kavgalar oluyor, evde huzur kalmıyor. Aynı eşe sahip olan kadınlar arasında fitneler, entrikalar çıkıyor. Yani en çok bu yüzden benim tepkim."

"Öncelikle İslamiyet o zamanlar daha yeni yeni yayıldığı için çok eşlilik neslin bereketinden dolayı vardı. Efendimiz (SAV) İslam'ı daha çok yayabilmek, neslin kalitesini artırmak ve bağ kurmak nedeniyle çok eşlilik yapmıştır. Hz. Hatice'den sonra en çok o zamanlar Hz. Aişe'yi sevmesine rağmen! Fark ettiysen nübüvvetten önce sadece Hz. Hatice ile evliydi ve 25 yaşından o ölene değin kimseyle evlenmedi. 40 yaşında Peygamberlik geldi. Hz. Hatice vefat ettikten sonra İslam daha çok yayılsın diye çok eşlilik yaptı. Bazı kabilelerin kadınları ile özellikle evleniyordu. Çünkü hem bu sayede yeni yeni yayılan dinimiz güçleniyor, korunuyor ve bağ yani akrabalık kurulup İslam'ın gelecek nesli oluşturuluyordu. Bunu o dönem için konuşuyoruz dikkat et! Bu çağ başka. Bunlar dışında sosyal-siyasal bağlar için, adalet duygusu için de yapılıyordu. Şehvet tehlikesi olan veya aşık olanlar da yapabiliyordu ama ayete dikkat! Haksızlık yapılmayacaksa! Efendimiz (SAV) en çok Hz. Aişe'yi sevmesine rağmen adaletli olmak için her gün sırayla başka eşinin yanında kalıyordu. Onu dışında tek eşlik her zaman daha çok tercih edilmiş ve Allah ve Resulü de bunu önermiştir. Bu çok geniş bir konu. Eğer daha çok şey öğrenmek ve kalbinin mutmain olmasını istiyorsan Muhammed Emin Yıldırım hocanın çok güzel bir videosu var. 'Saadet asrında aile modelleri ve çok eşlilik meselesi' diye 43.ders olarak hazırlanmış. Orada bu anlattıklarımın çok daha detaylısı var. Çok eşlilik kötü bir şey değildir. Sadece insanların zaman, mekan ve inanç sistemine bakıyor biraz. 14 asır önce gerekliydi çünkü İslam'ın geniş bir soyu olmalıydı. Şimdiki zamanda kötü görülüyor. Çünkü yanlış biliniyor ve kalpler mukaddes değil. O yüzden ayette de belirtildiği gibi ince eleyip sık düşünülmesi gereken bir mesele bu. Ki haklısın Efendimiz (SAV)'in eşleri arasında bile zaman zaman kavgalar çıkabiliyordu. Özellikle Hz. Aişe çok kıskanç biriydi ve Efendimiz (SAV)'i çok sevdiği için diğer eşleri ile tartışabiliyordu ama Allah'ın emrine karşı birbirlerine kardeşten farksızlardı. Bir ayet indi mi hemen diğer eşlere anlatıp hasbihal ediyorlardı. Çünkü onlar için Allah ve Resulü'nun emri her şeyden önce idi."

"Doğrusu bu kadarını bilmiyordum. Sen anlatınca hem mantıklı buldum hem kalbim mutmain oldu hem de hak verdim ama ben istemezdim açıkçası başka bir eş daha. Videoyu eve gidince izleyeceğim inşaAllah. Merak ettim bu konuyu."

Ela'ya gözlerimi devirdim direkt. Hâlâ aynı şeyi söylüyordu. Tamam, hak veriyordum ama müslümanlar olarak böyle ön yargılı davranalım istemiyordum.

"Ee peki şimdi çocuk seni denemek falan mı istedi acaba?"

"Bak bu aklıma gelmedi, olabilir ama neden yani? Ortada öyle bir şeyin gerekçesi olmalı ki bu soruyu sorma ihtiyacı duysun?"

"Belki bilgini ölçmeye çalışıyordur. Sonuçta bu konuyu bilmek demek İslam'ın neredeyse her ilmini bilmek demek anlamına geliyor. Ki bunda senden fazlası var. Bugün bir kez daha emin oldum ve hayran kaldım. Yani müslümanım ama bu kadarını bilmiyordum desem yalan olmaz. Çocuk belli ki seninle İslam üzerinden bir evlilik yapmayı planlıyor Ceylan."

Ela her zaman mantıklı konuşan bir insandı. O da bugün bunu bir kez daha kanıtlamış oldu ama bu hoşuma gitmişti. İslam üzerinden evlilik yapmak? Kulağa harika geliyordu.

"Ee ne cevap vereceksin? Çok merak ettim."

"Sana ne söylediysem aynısını ona da söyleyeceğim Ela. Başka ne diyebilirim ki?"

"Yani gerçekten evlenseniz ve onun başka biriyle daha evlenmesi gerekse karşı çıkmayacaksın?"

"Bak Ela. Ben kendi hayatıma kendi nefsimden bakan biri olmadım hiç elhamdülillah. Dinim ne ön gördüyse yapmaya çalıştım. Sorgulamam gerektiyse de sorguladım ve kalbim mutmain olunca daha çok iman ettim. Bu din öyle bir din ki bizim yanlış bildiğimiz ve gözümüzde korkunç görünen bir şey aslında bereket ve rahmet olabiliyor. Eğer bu kötü bir şey olsaydı ne ayet inerdi ne de Allah Resulü o kadar evlilik yapardı. Eğer eşim bana nefsiyle gelse kabul etmem ama çok eşliliği Allah Resulü'nden örnek alıp İslam için uygulamak istiyorsa ben de ona destek çıkarım elbette."

"Ya sen muhteşem bir insansın ya."diye sabahtan beri yüzüme hayran hayran bakan Ela en sonunda boynuma atladı.

"Ela dur boğulacağım!!!"

Derken Mukaddes içeriye girdi ve Ela dönmek zorunda olduğu için beni bıraktı. Böylece boğulmaktan kurtulmuştum adeta.

"Muko ne yaptın? Alabildin mi Hümeyra'nın ağzından bir şeyler?"dedi Ela heyecanla.

"Ya işte söyledim. İlk biraz şüphelendi, sorguladı falan ama baktı ben bayağı merak ediyorum. Tamam dedi. Bu işi en geç bir-iki güne halledebileceğini söyledi."

"Ne söyledin ona tam olarak Mukaddes?"

"Ya işte Ceylan'ım 'ağabeyin beni çocukluk aşkı olduğu için mi seviyor yoksa sadece ben olduğum için mi sence?' dedim ilk önce. O da şaşırdı. 'Emin değilim' dedi. Ben de 'bir sorsana Ahmet'e, ağzından laf almaya çalış falan' dedim. O da merak etmişti zaten. 'Soracağım' dedi. Bir de şey dedim. 'Acaba çocukluk aşkı olduğum için seviyorsa nasıl anlamış benim onun çocukluk aşkı olduğumu? Onu da öğrenir misin?' dedim. 'Mukaddes abla bugün çok mantıklı sorular soruyorsun hayırdır, ben hiç düşünmedim bunları' dedi."diye bitiren Mukaddes ile Hümeyra'nın sonda söylediği şey ile üçümüz de güldük.

"Ay çok merak ediyorum. Acaba Hümeyra bu işi halledebilecek mi?"diye gözlerini belerten Ela ile ben de göz devirdim.

"Sen mi, ben mi Ela? Az önce konuştuk ama her an haber verir diye gözlerim sürekli telefonumda."diye endişeyle dudağını büzdü Mukaddes. İnşaAllah Ahmet onu rahatlatacak cevaplar verirdi diye dua ediyorum. Mukaddes'in üzülmesini istemiyordum.

"Ee siz ne yaptınız? Cevap verdiniz mi mesaja?"diye birden konu değiştiren Mukaddes ile düşüncelerimden çıktım.

"Ay yok kız. Öyle şaşırdık ki Ceylan ile biraz üzerinde konuştuk. Çocuğun amacı ne anlamadık doğrusu."diye yanıtladı Ela.

"Vallahi kızlar ben yazacağımı yazacağım. Gerisi ona kalmış."

"Ne yazacaksın Ceylan'ım?"

"Bu konuda ne hissediyorsam, ne düşünüyorsam onu yazacağım Muko. Dur yazayım, siz de okuyun."deyip mesajı yazmaya giriştim. Ela'ya ne anlattıysam mesaja yazdım. Biraz uzun olmuştu ama en azından açıklayıcı olmuştu. Kızlar da başımda beklediği için ne yazdıysam okumuşlardı.

"Oha çocuk sabahtan beri hâlâ çevirimiçi. Bu arada Ceylan şu yazdığın ayet var ya?"

"Evet Ela?"

"Beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın demiş ya ayet. Bu ne demek?"

"Yani en fazla 4 hakkınız var anlamında. En fazla 4 kadını nikahlama hakları var."

"Haa anladım. Demek artık ayet de yorumlayabiliyorsun Ceylan'ım?"diye sırıttı Ela.

"Yok be Ela. Estağfurullah. Sadece ne okuyup izliyorsam not alıyorum. Üzerine araştırmalar yapıyorum. Ne kadar unutkan olsam da farklı bir zihnim var benim. Ezberleme ve planlamayı zihnimde kolayca yapabiliyorum. Bu yüzden dilciyiz kızım."deyip bu sefer birlikte güldük ama Mukaddes'in durgun olduğunu görünce durduk."

"Ne oldu Muko?"

"Ceylan'ım kızacaksın biliyorum ama ben de Ela gibi düşünüyorum. Şahsen ben eşimin benden başka daha biriyle evli olmasını istemezdim."

Mukaddes'in böyle düşünmesi beni çok şaşırttığı gibi Ela'yı da çok şaşırtmıştı. Ben aksini bekliyordum yani Mukaddes'in bu konuda benden daha hassas olduğunu düşünmüştüm.

"Ben böyle bir şeye dayanabileceğimi zannetmiyorum. Kesinlikle karşı olduğum bir şey değil. Sonuçta dinimizde olan bir uygulama ama ben Ahmet'i çok seviyorum ve onun başka bir kadını sevme düşüncesi bile beni kahretmeye yetiyor."dedi gözlerini gözlerime dikerek. Bu yutkunmama sebep olmuştu.

O anda mesajı yazıp bıraktığımı ve göndermediğimi fark ettim. Hemen gönderdiğimde ise mavi tik olmuştu. Sonrada yukarıda yazıyor... kelimesi belirmişti. Bu heyecanlanmama sebep olmuştu.

"Kızlar çocuk yazıyor..."

-Bölüm sonu-

Loading...
0%