Yeni Üyelik
5.
Bölüm

~5.BÖLÜM~

@m.yaprak_epli

"Çünkü düşen o kız sen değildin Mukaddes. Ceylan'dı da o yüzden..."

"Öyle mi?"diye şaşkınca Ela'ya döndüm.

"Hümeyra!" Duyduğumuz bu kızgın sesle hepimiz istemsizce Ahmet'e döndük. Sanırım bunu bize anlattığı için Hümeyra'ya kızmıştı.

"Ağabeyciğiiim?"diye mahcupça sırıtan Hümeyra'yla biz önümüze dönerken Ahmet onu baş işaretiyle dışarıya çağırmış, Hümeyra da utana sıkıla peşinden gitmişti.

"Galiba biraz azar yiyecek."diyen Ela'yla Mukaddes'e döndü gözlerim. Biraz üzülmüş görünüyordu. Ah Ela! Bu gerçekten olmuşsa bile ki bence öyle değil, bari kızın yanında söyleme değil mi? Hemen onu neşelendirmeliydim.

"Ya boşverin şimdi bu konuyu. Hümeyra 'ağabeyciğim' derken ne kadar tatlı görünüyordu öyle değil mi?"deyip güldüm ama Ela beni anlamamış gibi tekrar çene çaldı.

"Ne boşvermesi kızım! Ahmet şu an o düşen kızı Mukaddes sanıyor. Yani seni. Çok iyi hatırlıyorum Ceylan. Biz daha 4. sınıftaydık. Birkaç yaramaz çocuk seni yere düşürdüğünde Ahmet gelip o çocuklara haddini bildirmiş ve seni yerden kaldırıp yaranı ve üstünü temizlemişti. Ben de öğretmeni çağırmaya gitmiştim o sıra."

"Ben bunların hiçbirini hatırlamıyorum Ela!"diye sinirle gözlerimi büyüttüm ona ama yine anlamadı ve konuşmaya devam etti. Bu kız beni katil edecekti!

"Çok normal Ceylan. Unutkansın çünkü. Küçüklüğümüzden beri hep böyleydin. İsim ve yüz hafızan neyse de anılarını hemen unutuyorsun ama benim çakır gibi hafızam var. Her şeyi çok iyi hatırlıyorum. Hatta Ahmet seninle ilgilenirken Mukaddes o gün okula gelmemişti bile. Köye gitmişti. Hatırladınız mı?"diye hâlâ susmayıp devam edince dayanamayıp bacağını cimcikledim.

"MaşaAllah Elacığım! Çok iyi hafızan var gerçekten de!"

"Auhh!"diye bacağını ovalarken gözlerimle Mukaddes'i işaret ettim ve sonunda anlayıp gözleriyle özür diledi.

"Mukaddes iyi misin canım?"diye sordum başımı ona doğru eğerek.

"İyiyim iyiyim. Yok bir şeyim. Sadece bir tuhaf oldum. Kusura bakmayın."deyip tebessüm etti. İşte bu beni rahatlatmıştı.

"Yok, önemli değil de sen üzme kendini. Bak, yoksa enişte bey de üzülür ha. Benden söylemesi."deyip gülünce o da güldü. Oh elhamdülillah!

"Kıza çok kızmasa bari."deyip ardlarından baktı Mukaddes.

"En fazla biraz azarlar. Sonra tatlı talı konuşmaya başlarlar. Sen merak etme. Ha kızlar, bu arada ablam mesaj atmış. Düğün alışverişine çıkacaklarmış, beni bekliyorlarmış. Ben yavaştan gideyim artık."deyip telefonumdan mesajı inceledim.

"Ben de seninle geleyim Ceylan. Evde birazcık işim vardı."deyip benle birlikte Ela da kalktı.

"Mukocan senin dersin var değil mi?"

"Evet Ceylan'ım. Siz gidin. Akşam tekrar konuşuruz inşaAllah."

"Tamam o zaman canım. Hadi Allah'a emanet ol."

"Siz de."

"Özür dilerim Muko. Seni üzmek istemezdim."diyen Ela üzgünce Mukaddes'in yanağından öptü.

"Önemli değil kuzum. Sizlik bir şey yok. Üzme kendini."

Kızlarımın bu tatlılığına içtenlikle gülümseyip sonunda Mukaddes'le vedalaştığımızda kapıda Hümeyra ile karşılaştık.

"Aa gidiyor musunuz?"

"Evet tatlı kız. Malûm, düğün koşuşturmacası."deyip yanağından bir makas aldım. O da buna güldü.

"Ağabeyin çok kızmadı değil mi Hümeyracığım?"

"Yok Ela ya. Uyardı sadece o kadar. Sonra hemen yumuşadı zaten."deyip tekrar güldü.

"İyi bari. Hamdolsun. Araları açılmaz İnşaAllah."

"Allah korusun Ela. Onlar yakında evlenecekler inşaAllah."diye en sonki cümlemi biraz yüksek sesle söyleyince Mukaddes gülerek peşimize verdi ama camide olduğunu hatırlayınca durdu. Biz de bu sayede gülerek dışarı kaçtık.

Gitmeden önce üst kata çıkıp Hasan hocaya da veda ettikten sonra kapının önüne çıkıp ayakkabılarımızı giydik. O sırada nereden geldiğini bilmediğim Ahmet'le aniden göz göze geldim. Bana haklı olarak şaşkınlıkla bakıyordu. Çekinerek gözlerimi çekip ona yol verdim. İçeri girince nefesimi dışarıya bıraktım. Ela yüzünden enişte adayımla böyle tuhaf bir ana girmek kötü hissettirmişti ama istiğfar çekip o ve Mukaddes'in saadeti için içimden dua ettim. İnşaAllah Rabb'im mutlu, mesut ederdi.

Amin...

***

"Herkesin içinde öyle denir mi be Ela! Ahmet de, Mukaddes de yanlış anladı."

"Ya vallahi farkında değildim Ceylan'ım. Ne bileyim? Bir an o yanlış anlaşılmayı düzeltmek istedim. Ahmet'in düştüğünde seni kaldırdığını çok iyi hatırlıyorum."

"Tamam, kapat bu konuyu Ela. Bir daha da onların yanında açma. Bak, Mukaddes ne kadar üzüldü."

"Haklısın. Ne diyeyim? Özür dilerim. Dilimin ayarı yok ki tamir ettireyim!"

Bu söylediğine gülüp tek kolumu ona sardım. Şimdi sıra onun ağzından laf almanın zamanıydı. Sabahki o halini bana açıklamak zorundaydı.

"Ee Ela? Seni sevdiğini söyleyen bir tane turuncu kafa vardı. Ne oldu ona?" Çocuğun adını bilmediğim için öyle diyordum.

"Boşver onu. O hâlâ sevdiğini söylüyor ama karşılıklı değil duygularımız. Onun yüzünden teyzemin kuaförüne uğramaya korkar oldum artık. Her gittiğimde nedense bunu kendine umut ediniyor inanabiliyor musun Ceylan? O yüzden ben de gitmeyi bıraktım."

Bu turuncu kafa, teyzesinin dükkanın karşısında bir yerde çalışıyormuş. Bizim kızı görünce hoşlanmış ve Instagram'dan takip isteği ve mesaj atmış. Ela reddettikçe çocuk bir türlü vazgeçmemiş. Olay bundan ibaretti yani.

"İyi yapmışsın. Aferin. Haram bir ortam oluşmasına izin vermemişsin. Rabb'im razı olsun senden."

"Ama..."

"Ne? Ne oldu?"

"Sen gelmeden 1-2 gün önce bu çocuk çarşıda karşıma çıktı. Bir türlü gitmeme izin vermedi ve sonra..."

"Sonra? Ay ne oldu kız?"deyip heyecanla sordum.

"Nereden çıktı bilmiyorum ama birden Tan geldi ve çocuğu çok pis benzetti. Zor aldılar elinden."

"Deme be! Bizim Tan? Benim ikizim olan hani?"diye saçma sapan sorular sordum. Bu ne ya!

"Başka Tan mı var Ceylan! Evet, o işte."dedi haklı olarak.

"Ee?"

"Ee sonra ben de karışıyor diye buna kızdım. Sinirlenip beni zorla arabaya bindirdi ve eve bırakıp hiçbir şey söylemeden geri döndü."

"Vay anam! Olaya gel hele."

Demek sabahki tuhaf bakışmaları bu yüzdendi.

"Bu kadar mı? Başka bir şey yok mu?"

"Ne olacak başka Ceylan! Ne duymak istiyorsun?"

"Bilmem yani, belki..."

"Sen o yani ve belkilerini al, eve git Ceylan. Geldik."dediğinde eve geldiğimizi fark edememişim. Ela bana veda edip kendi evine girdi. Ben de birkaç adımlık ötede olan kendi evime yürüdüm.

Saklıyor ama önünde sonunda itiraf edecekti. Benden bir şey kaçmaz Ela hanım!

Biraz önce yaşanılan her şeyi unutup inadına berrak olan gökyüzüne kaldırdım başımı.

Yarattığı bu kadar güzelse kim bilir kendisi nasıl güzeldir?

***

"Anne ya! Bu daha ne kadar devam edecek? Ayaklarımız koptu artık!"

İki buçuk saattir durmadan alışveriş yapmıştık. Haliyle de çok yorulmuştuk. Bu arada müstakbel yengem de bizimle gelmiş ve bu sayede ilk defa tanışmıştım onunla. Çok tatlı bir kızdı.

"Biraz sonra bir çay molası vereceğiz. Az biraz daha sık dişini kızım."

Allah'ım sanki antrenmana çıkmıştık. Bir de üstüne mola vereceğiz! Vallahi bugün ikinci bir alışverişe çıkıp da cânım ayaklarımı daha fazla telef edemezdim. Cidden alışverişten hiç hoşlanmıyordum. Hem de küçüklüğümden beri!

Sanki ablamlar ve yengemler yetmiyormuş gibi annem inatla benim de gelmemi istemişti. Olmadı, sülalenin bütün kadınları birlikte çıkardık canım! Ne olurdu sanki değil mi! Ah anne!

Annemler satıcı adamla pazarlığa devam ederken ben de seyyar bir kolyeciye baktım. Çok güzel, el işlemeleri olan kolyeler vardı standın üzerinde.

"Aa Ceylan abla?"

Sesle arkamı döndüm.

"Hümeyra?"

"Abla söyleseydin çarşıya çıkacağını, birlikte giderdik."

"İnan hiç aklıma gelmedi söylemek tatlı kız. Kusura bakma."

"Abla bana şöyle deme. Utanıyorum."deyip kıkırdadı. Ben de yanağından bugünkü ikinci makasımı alıp "Utanmak hayadandır, edeptendir. Efendimiz (SAV) 'utanmayan dilediğini yapabilir' buyurmuş. Yani ne olursa olsun, nerede olursan ol bu duyguyu hiç terk etme Hümeyracığım."dedim.

"Çok güzel dedin abla. Gel, seni annemle tanıştırayım. Bak, sizinkilerle birlikte."deyip annemin yanındaki bir kadını gösterdi ama kadının arkası bana dönük olduğu için yüzünü görememiştim.

Hümeyra beni onların yanına çekiştirip "Anne bak, sana az önce bahsettiğim kız vardı ya Ceylan abla? Bak, bu o işte."deyince kadın ağır çekimle bana döndü ve aynı anda, şaşkınlıkla birbirimize baktık.

Aa bu o kadındı! Havaalanından dönerken birlikte taksiye binip sohbetine doyamadığım kadındı.

Hümeyra'nın annesi ise o zaman, Ahmet'in de annesi oluyordu tekniken.

Allah'ım bu nasıl bir tevafuktu acaba?

-Bölüm sonu-

Loading...
0%