Yeni Üyelik
3.
Bölüm
@m_marial

Sabah uyandığımda emir abimle olan konuşmalar aklıma geldi onunla uzun süre konuşmuştuk onunla konuşurken uyumuştum büyük ihtimalle. Günlerdir birşey yemiyordum ama aç değildim üstüme okul formamı giyip aşağıya indim.

"Günaydın güzelim" Demişti beni gören berk ardından hepsi günaydın dedi.

"İyi misin" Diye sormuştu adar abim kötü mü gözüküyordum? Sabah uyandığımdan beri içimde bir his vardı sanki kötü bir şey olacaktı.

"İyiyim" Diye cevapladım ama inanmadığını belli eder gibi mırıldanmalar çıkardı.

"Ege abim nerede?" Konuyu değiştirmek için masada olmayan ege abimin nerede olduğunu sordum sabah erkenden karargaha çağırıldığını öğrendim.

"Bir şeyler yemeyi planlıyor musun sevgili kız kardeşim Amara?" Diyen Berkeye odaklandım "hayır. Aç değilim" Nerdeyse üç gündür bir şey yemediğimi onlar da biliyordu o yüzden hepsi bana baktı. "Aç olmama ihtimalin bile yok Amara ne oluyor?"

Sadece iştahım yoktu fazla abartıyorlardı. İştahım olmadığını söylediğimde ise hasta mısın sözleri havada uçuşmaya başladı.

Nihayet yemek olayı bitmişti bir şeyler yememiştim okula ise yürüyerek gidecektim bunu onlara söyleyince ilk başta Berkin benimle gelmesi konusunda ısrar etttiler sonra ise tamam diyerek beni saldılar.

Oldum olası tek yürümeyi sevmişimdir Bu yüzden bu yürüyüş bana çok iyi gelecekti.

Bir süre müzik dinleyerek yürüdüm sonra ise önümde bir siyah araba durdu. Ben daha bir adım atamadan arabadan inen iki kişi beni kollarımdan tuttu.

"Siz kimsiniz be" Hayatım boyunca kaçırılınca ilk ne derim diye düşündüm ama siz kimsiniz ve demeyi beklemiyordum.

Amara kaçırılıyorsun ciddi olur musun. Diyen iç sesime hak verdim ama yok olamıyordum ciddiye alamıyordum olayları.

Beni arabaya bindirdiklerinde ise herşey yerine yeni oturmuştu beni cidden kaçırıyorlardı.

"Siz kimsiniz benden ne istiyorsunuz 16 yasımda kime ne yapmış olabilirim? "

Adamlardan biri konuşmaya başladı. "Sen değil Amara Yağmur Özer. Abin Ege özer ve timi yaptı" Vay be helal olsun abime.

"Gurur duydum şuan abimle" Demem ile yanağıma yediğim tokat beni susturmuştu. Buradan kurtulunca;Kadına şiddete hayır! Sloganı ile sokaklarda dolaşmaz isem ne olayım lan.

"Şimdi de gurur duyuyor musun abinle" Dediğinde güldüm samimi bir gülüş değildi ama "her zaman gurur duyuyorum abimle sadece abimle değil bütün Türk askerleri ile siz dip bucak onlardan kaçarken bile onlara yakalanıyorsunuz gurur duyuyorum bütün Türk askeri ile."

Adam bozulmuştu yüzüne bakıp bakıp dalga geçesim vardı ama yaparsam sanırım ölürüm. Benim canım kıymetli ölmemem lazım o yüzden sustum.

Bir dağa gelmiştik beni getire getire buraya mı getirdiniz yani beni mağara gibi yerin içine soktular burada yüzlerce terörist vardı.

"Vay vay vay özel konuğumuz gelmiş Amara Yağmur Özer hoş geldin. Hoş mu geldin orasını göreceğiz ama." Dediğinde yüzüne tükürme isteğimi zor tuttum.

"Atın bunu bir yere istediğinizi yapın sadece ölmesin o yeter." İstediğinizi yapın derken neyden bahsediyordu? Düşündüğüm şey ise kendimi öldürürdüm yapardım canım kıymetli olabilir sms o can kıymetli olmayacaktı.

"Bir süre bizim Türk askeri ile anlaşsın sonra oynarız birazcık" dediğinde mağaranın içinde oda olmasına mı şaşırayım beni götürdükleri odanın bir işkence odası olmasına mı yoksa işkence odasında olan Türk askerine mi şaşırayım?

Beni odaya itip kendi yaptıkarı kapıyı kapatmıştı. Odada sadece Türk askeri ve ben vardım işkence etmişlerdi ona yanıma gelmişti ama yine de "sen kimsin ve niye buradasın?" Dediğinde cevap verdim ondan korkmamalıydım değil mi?

"Amara Yağmur Özer abimin intikamını benden alacaklarmış." Sessizce konuşunca abin kim senin demişti "Ege Özer abim Ege Özer" Dediğimde ise gözlerini açarak bana bakmıştı "Ege komutanın kız kardeşi sen misin" Nerden tanıyordu abimi? "Sen nerden tanıyorsun abimi? " Diyerek ilk sorumu sordum "Ben Atlas Eymen Kaya. Kara timinden'im abinin komutan olduğu o timden yani iki gün önce düştüm buraya ama ben Ege Komutanı tanıyorsam seni ve beni burada asla bırakmaz bundan emin ol er yada geç gelir alır bizi yaşamaya bak sadece öleyim deme seni korumaya çalısırım ama ben yanında yokken sakın ölme Amara Yağmur sakın" Ses tonu uyarıcıydı başımı salladım sadece.

-Yazardan-

Ege silah arkadaşını bulmak için gitmişti karagaha peki sonra ne olmuştu silah arkadaşını kaçıran şerefsizler daha yeni kavuştuğu kız kardeşini de kaçırmışlardı.

Ege kara timinin komutanıydı hep sakın kalmıştı şimdi de sakın kalması lazımdı. Evdeyse durumlar farklıydı hepsi sinirden bulduğu şeyleri kırıyorlardı kız kardeşleri canları kaçırılmıştı hepsi kahroluyordu hepsi bitiyordu.

Berk ve Berke şuana kadar bir şey olsa hep birbirlerine destek olmuşlardı ama şimdi birbirlerine destek olacak güçleri yoktu. Emir kendini toplamaya çalısıyordu ama yapamıyordu bitmişti emir de oturduğu yerden kalkamıyordu. Adar sessiz kalmayı deniyordu ama pek öyle olmuyordu tüm evi on,onbeş kere dolanmışlığı vardı öfkesi azalmıyordu.

Kız kardeşine bir şey olur korkusu ile gözleri dolmuştu Ege'nin yanına gelmişti üsteğmen yavuz ama elinden bir şey gelmiyordu yüzbaşı Ege'yi sakinleştiremiyordu, aynı acıyı çekemiyordu çekecek olsa çekerdi arkadaşını bu halde görmeye dayanamıyordu.

Hiç bir haber yoktu Amara ve Atlas'dan Atlas için olan araştırmalarda hiç bir şey bulunmamıştı ellerinde gidebilecekleri bakabilecekleri bir yer bile yoktu.

Öte yandan Atlas ve Amara çıkış yolu düşünmüşlerdi ama yoktu bir çıkış yolu tek çareleri beklemekti.

-Amara'dan-

Odaya giren üç kişi ile Atlas gözlerini devirdi "bu gün demi geldiniz siz söylemeyeceğim ben silaha ve bayrağa el basıp yemin ettim ben vatanımı bir kaç namussuz içim satmam anlayın bunu."

"Ya bu kızın canı için o zaman satar mısın vatanını?" Sessiz kaldı Atlas beni iki kişi tutup Atlas'ın karşısına getirmişlerdi.

Sessizliğini korumaya devam edince Atlas'a döndü terörist "eğer vatanını satmazsan bu kız canından olacak seçim senin"

Atlas ne yapacağını bilmiyor gibiydi ona baktım "satma Atlas asla satma vatanını kimse için asla satma vatanını Atlas ben ölümü göze alırım ölürüm yani sorun yok senden tek isteğim abimlere onları çok sevdiğini söylemen Atlas çık buradan tamam mı? Ölme sakın." Dediğimde gözleri dolmuştu bana baktı gülümsedim sadece o da gülümsedi "ben burada ne olursa olsun zaten ölecegim Atlas ama eğer ölmezsem seninle daha uzun konuşmak isterim." Vatanını satmayacaktı bir Türk askeri bunu yapmazdı.

Beni alıp götürenlere bağırdı ama artık çok geçti odalar ayrılmıştı burası başka işkence odasıydı ölümüme bak be işkence ile diye düşündüm Atlas'ın bağırma sesleri geliyordu hala.

Onu düşündüm yeşil gözlerini düşündüm orman gibiydi yeşilin nerdeyse her tonu vardı. Kumral saçları çok güzeldi yüz hatları keskindi onu düşündüm, ve ne olursa olsun korkusuzca bakan gözlerini düşündüm.

 

 

Loading...
0%