@m_mars_s
|
"Arya güzel kızım, sofra hazır annem hadi gel." Annemin sesi ile bilincim açılırken üstümde duran battaniyeyi çektim ve kısık gözlerle karşımda duran anneme baktım. Annem ise şefkatle gülümseyerek yanağımı sevdiğin de hafif gülümsedim ve gözlerimi kaşıdım. "kalk hadi annem, gel sana yardım edeyim." Annem kollarımı tuttuğunda tamamen kendime gelmiştim, ne ara uyudum ben ya? En son yemekteyiz programını izliyordum? Annemin yardımı ile tekerlekli sandalyeme oturduğum da saatte baktım, saat 20.16 geçiyordu. Annem beni mutfağa götürürken anneme döndüm ve "anne ben ne ara uyudum ya? Hatırlamıyorum." Dudaklarım büzülürken bu konuyu dert etmemim sebebi hiçbir şey hatırlamamamdı. Annem gülümsedi ve saçımı severken "İlaçlarından dolayı kızım, unuttun mu yoksa? Doktor demişti sana 'İbrex* ilacı uykusunu getirir bundan dolayı ilacı kullanacağı zaman evde olsa iyi olur.' Demişti ya kızım" Hatırladığım anı ile yüzüm aydınlandı, doğru. Arabanın bana çarpacağı günden sonra doktorumla görüşmüştük ve yeni ilaçlar vermişti. O kadar ilaç alıyorum ki çoğunu unutuyordum. Mutfağa girdiğimizde babamın ayranları doldurduğunu görmüştüm. Babam da biz içeriye girdiğimizde bize döndü ve kocaman gülümseyerek elinde ki ayranı masaya bıraktı ve kollarını açarak bana doğru gelmeye başladı. Bende gülerek babama kollarımı açtım, sabahları erkenden işe gittiği için sabahları göremiyordum, bir tek akşamları bizimleydi. Babamla birbirimize sarıldığımızda "mis gibi kokar benim aşkım, nasılda özlemişim minik prensesimi." "bende seni çok ama çok özledim babam, bu akşam için söz verdin ona göre, sakın unutma!" Babam gülerek ayrıldığında yanağımı koklayarak öpüp geri çekildi ve "unutmadım prensesim, ne izleyeceğiz?" "hm, bilmem. Canım bugünlerde korku filmi izlemek istiyor." "olmaz öyle ama aşkım, ben yaşlı bir adamım gece korkarım." Babamın dedikleri ile annemle beraber gülerken babam alınmış bir yüz ifadesi ile bize bakıp, arkasını döndü ve masaya oturdu. Tabi yüz ifadesini annemle beraber gördüğümüz için daha da gülerken bıyık altından da babam gülüyordu. Bizlerde masaya geçtiğimizde önümde ki köfteden kocaman bir ısırık alarak yemeye başladım. Bu zamanlarda iştahım da açılmıştı. Annemle babam iş hakkında konuşurken yemeğimi yeme peşindeydim. "Bilmiyorum neler olacağını. Yeni bir patron geldi, şirketle ortaklık kurmuşlar. Çoğu kişinin işine son verdiler belki benimde işime son verebilirler. Yeni işler aramaya başladım." Babamın dedikleri ile çiğnemeyi bıraktım ve babama bakmaya başladım. Tabağında ki hiçbir köfteye, patates kızartmasına dokunmamıştı. Öylece boş gözlerle masaya bakıyordu. Zorlukla yutkundum ve dolu gözlerle babama bakmaya devam ettim. Anneme dönüp baktığımda buruk ama şefkatli bir gülümseme ile babama bakıyordu. Derin bir nefes alıp verdikten sonra ayağa kalktı ve babamın yanına gidip arkadan sarıldı. Gördüklerimden dolayı gözlerimden yaşlar düşmeye başlamıştı. "sıkıntı etme aşkım, işten atılırsan da bir şey olmaz. Hem biraz evde kalıp ailecek zaman geçiririz. Eminim ki sende televizyon önünde sabah kuşağı programları izlemeyi özlemişsindir, asla canını sıkma olmadıysa başka seçenekler ila ki vardır hem sen başarılı bir muhasebecisin, eminim ki kimse seni işten atmaz, üzülme." Annemin dedikleri ile babam anneme döndü ve dolu gözlerle bakmaya başladı. Babam ayağa kalkıp anneme sarılırken ben ise öylece alttan alttan bakıyordum. Açıkçası annem ile babamın aşkına o kadar imrenirdim ki, birbirilerine olan saygıları, sevgileri, aşkları... Annemle babam ayrıldıklarında babamla göz göze geldim. Benim dolu gözlerimi görünce hemen bana da sarıldı ve bende sıkıca sarıldım. "Babam üzülme tamam mı? Biz hep senin yanında olacağız, ne olursa olsun sen benim babamsın, arkamda ki bir dağsın. Hem annemin dediklerini düşün, bizimle beraber artık sabah kalabilirsin, kahvaltı ederiz, programları izleriz, belki dışarı çıkar parkta piknik yaparız ama sen sakın üzülme tamam mı? Seni çok seviyoruz." "Benim güzel kızım, canımı sizin için verebilirim. Hangi acımın ödülüsünüz acaba? Merak etme kızım, iyi olacağız." Babam yanağımı öpüp geri çekilecekken izin vermedim, kendime çekip yanağına kocaman bir öpücük bıraktım. Babam gülerken annemde geldi ve ikimizi öptü. Tekrarda yemeğe dönerken bu sefer mutlu bir şekilde yemeklerini yiyorlardı. Yemekten sonra içeriye geçip film izlerken içimde huzursuzluk kol geziyordu ve aklımı filme veremiyordum. Bu içimde ki huzursuzluğumun babamdan dolayı olmadığına nedense emindim, sanki uzak bir yerlerde birileri içindi bu huzursuzluk. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama artık yavaş yavaş odalarımıza geçiyorduk. Babam kucağına beni alıp odama doğru götürürken babamın gıdısı ile oynayıp gülüyordum, çocukluktan gelen bir alışkanlığımdı. Babamda bu halime gülüyordu. Odama geçip yatağa yavaşça bıraktığında babam her zaman ki gibi yanağını gösterdi öpmem için. Kıkırdayarak yanağını öptüm ve babamda yanağıma kokulu bir öpücük bırakıp 'iyi geceler meleğim' diyerek odamdan çıktı. İçimde ki sıkıntı ile gözlerimi kapattım ve uyumak için kendimi zorladım. (Saat gece yarısından sonra 2.51) Sol avuç içinde hissettiğim ağırlık ve nefes alışverişleri ile bilincim açılırken, boğazımın kurumasından dolayı öksürdüm ve diğer tarafa başımı çevirip biraz daha gözlerimi kapalı tuttum. Beynim resmen uyumam için yalvarıyordu keza bende uyumak istiyordum. Annem olabileceğini düşünerek kendimi avuttum ve tekrardan bilincim kapansın diye hayaller arasına daldım. Yürüdüğümü gördüğüm rüyamda, papatyalar, güller, karanfiller, zambaklar, laleler kısaca her türden çiçekten oluşan bahçede yürürken hissettiğim huzur tarif edilemezdi. Öylece gezerken duyduğum ses ile irkildim ve başımı kaldırıp gökyüzüne baktım. Kara bulutlarla kaplanmıştı, hâlbuki az önce güneşliydi, masmavi bir gökyüzü vardı. Kaşlarım anlamadığım bu olay yüzünden çatılırken istemsizce gerilmiştim. Vücudumu saran soğuk rüzgâr ile hafif bir titredim ve üstüme baktım. Beyaz dizime kadar gelen elbisemin etekleri çamur olmuştu, ne ara çamur oldu ki? Yağmurun yağması ile başımı kaldırdım ve kendimi hem soğuktan hem de yağmurdan koruyacak bir yer aramaya başladım ama bahçe sanki dümdüz bir ovaya dönmüştü. Nefesim hızlanırken ileride bir karartı gördüm. Oraya doğru koşarken belki yardım eder diye düşünüyordum. Yaklaşmaya çalıştıkça daha da geriye gittiğini fark ettiğimde durdum ve öylece ileride duran karartıya baktım. Yağmurdan dolayı gözlerim kısılmıştı, bana yaklaştığını fark ettiğimde mutlulukla gülümsedim. Tam bende ilerleyecektim ki ayağımı hareket ettiremediğimi fark ettim, başımı eğip baktığımda dizlerime kadar toprağa girdiğimi gördüm. Korku ile kafamı kaldırdım ve bağırmak için ağzımı açacakken o kişi ile göz göze geldim. Vücudunu saran siyah takım elbisesi ile karşımda duruyordu tek fark ceket yerine siyah bir pelerini vardı ve öyle ihtişamlı duruyordu ki gözlerimi çekemiyordum. Sol eli ile pelerini kaldırmış sadece gözlerini görebileceğim kadar açık bırakmıştım. Gözlerinde ki korkuyu, hüznü ve pişmanlığı çok net görebiliyordum. 'Özür dilerim sevgilim, seni korumaya çalıştıkça kendi bataklığıma çekiyorum. Bunun olacağını biliyordum ama bir ihtimal, bir ihtimal bunun olmayacağını düşünmüştüm. Daha seni şimdiden koruyamıyorsam ileride nasıl koruyabilirim ki? Ben lanetli bir adamım, sen ise masum bir meleksin. Ben bu meleği lanetim ile kirletecek kadar bencil biriyim, seni bırakamayacak kadar korkak ve aciz biriyim. Neden benimde normal bir yaşantım olmadı ki? Ben neden sevilmedim, neden sevmeye hakkım yok, neden? Neden bu haldeyim?' Eğildi ve sağ eli ile yüzümü okşadı o merhamet ve sevgiyi iliklerime kadar hissetmiştim. Gözlerim kendin kendine kapanıp yanağımda duran eline yasladım kafamı, daha fazlasını hissetmek için. Kafam eline yaslı bir şekilde gözlerimi açıp baktığımda, gözlerinden düşen yaşları görüyordum. Onu o halde görünce bende ağlamaya başladım, bu karşımda duran adam her kimse ise onun bu haline üzülmüştüm. Kim aşk için acı çekmeye razı olurdu ki? Kim sevdiğine zarar vermek, zarar görmesini ister ki? Kimse istemezdi... Gözlerimi açtığımda karşımda duran kahverengi gözlere öylesine boş boş bakıyordum. Hala rüyada mıyım yoksa gerçek hayatta döndüm mü bilmiyorum ama bu gözler rüyamda ki adamın gözleriydi, bundan emindim. Eğilip kulağıma değen nefesi ile titrerken hüzünlü bir ses tonu ile "Özür dilerim aşkım..." Diyen sesini işitmiştim. Ardından tekrardan gözlerim kapandı gerçek mi hayal mi olduğunu bilmeden... ***** !!! ibrex* adında bir ilaç var mı bilmiyorum, kafamdan uydurdum DİKKAT !!!! Oh beee bitti. Naber len coniler Ee bölümü nasıl buldunuz? Hafiften artık bi olaya girek dedim eheheh Sizce neler oldu? Aslında bu bölümü yine Araf ve Arya bakışlarından yazacaktım ama dedim bu olmasın. Sizce aryanın bakış açısından mı daha çok yazayım yoksa Araftan mı yada her ikisinden mi yazayım? Siz karar verin coniler. Ha bide yorum atmayın unutmayın bea, ben ister yorum ve oy siz der nau nau asldasoıdjaosjd Diğer bölüme kadar sağlıcakla kalın aşklarım. Cumartesi günü görüşürüz. Seviliyorsunuz <3 |
0% |