Yeni Üyelik
3.
Bölüm
@madamenur


Bedenim gördüğü şey yüzünden buga girmişti.

B-bu gerçek miydi?

Hızla kalkıp pencereme yaklaştım.

Tavan pencereme dışardan yapıldığı belli olan kocaman bir pati izi vardı ama bu küçük bir iz değildi.

İze daha yakından bakmak için penceremi açarak ters çevirdim ve izle yüz yüze geldim.

Çamurdan yapılmıştı ya da bunu yapan kişinin ayağı çamurdu.

Ayağı çamurdu!

Bu bir şeyin ayağıydı.

Ama bu nasıl bir ayaktı? Kocaman, devasa bir patiydi bu!

Elimi çamurlu pati izine doğru uzattım

Küçücük kalmıştı elim.

Bu pati tüm yüzümü kaplayabilecek bir büyüklükteydi.

Dur bir saniye.

Asıl sorun bu izin burada nasıl olmuş olabilirdi? Patinin sahibi nasıl olurda buraya gelebilirdi?

Tanrım neler oluyordu? Neler geliyordu başıma?

Penceremi kapatarak odamın içinde yürümeye başladım.

Kar yağmıyordu artık. Bu annemlerin gelebilecekleri anlamındaydı.

Umarım gelirlerdi.

Düşünmekten kafayı yemek üzereydim. Ciddi anlamda sıyırıyordum.

Önce kurt gölgeleri, daha sonra uluma sesleri. Şimdiyse tavan penceremdeki devasa pati!

Daha ne gelebilirdi başıma?

Tanrım sen yardım et.

Yatakta telefonumu arayıp buldum. Kimse aramamıştı.

Annemi aramayı denedim.

Ah bu kez çalıyor!

"Alo canım neler yaptın?" diye konuştu ve benim hızla gözlerim doldu.

"A-anne nerdesiniz? Nerede kaldınız? Neden gelmediniz?" ağlamaklı bir şekilde sıraladım sorularımı.

"Şşh sakin ol bebeğim dünden bu yana elektrik yok burada, bu yüzden arayamadık şarjımız bitti" dedi.

Bu muydu yani?

Aramama bahaneleri bu muydu?

"Anne ben evde tek başıma neler yaşadım biliyor musunuz ya? Ayrıca merkezde nasıl elektrik gitmiş olabilir?" diye sordum.

"Bizde anlamadık canım ve çok kar var sanırım bugün de buradayız dikkatli ol tatlım" dedi. Hayır hayır bir gece daha olmaz.

"Anne olmaz. Lütfen beni bir gece daha burada bırakmayın yalvarırım bırakmayın..." diye ağlamaya başladım artık.

"Canım ağlama lütfen kocaman kız oldun sen korkulacak bir şey yok. Ayrıca bu gece korkmana gerek kalmayacak söz veriyorum."

"Neden? Ne olacak bu akşam?" nasıl korkulacak bir şey kalmıyordu?

"Ah hiç bir şey sadece artık korkmayacaksın güven bana. Şimdi kapatmam gerekiyor baban kalkmadan güzel bir kahvaltı hazırlayayım. Sende güzelce doyur karnını ve sıkı giyin, üşütme dikkatli ol." dedi ve kapattı.

Neler olacaktı bu akşam? Ben neden korkmayacaktım?

Tuhaf. Çok tuhaf şeyler oluyordu etrafımda ve ben anlamıyordum.

Düşünmeyi bir kenara bırakarak odamdaki mumlara yöneldim.

Hâlâ yanıyorlardı ama yarılarına kadar bitmişti. Eğer bu gece elektrikler giderse beni idare ederlerdi.

Üfledim ve söndüler.

Dolabıma yönelerek üzerimdekileri çıkardım ve kalın bir eşofman altı üzerine ise kalın fermuarlı hırka giydim.

Hırkanın altında sadece sütyenim vardı.

Çıkardığım kıyafetleri odamdaki kirli sepetine attım.

Odamdan çıkarak merdivenleri inmeye başladım.

Merdivenlerde bıraktığım mumuda söndürdüm.

Oturma odasına gelerek oradaki mumlarıda söndürdüm.

Ev çok soğuktu acilen ateşi yakmam lazımdı.

Aynı zamanda evin her yeri çok güzel kokuyordu.

Mutfağa geçerek oradaki mumları söndürdüm ve ocağa çay suyu koydum. Güzel bir kahvaltı yapmam gerekiyordu.

Oturma odasına yeniden geçerek, babamın kenara ayırdığı kuru odunları aldım ve şömineye koydum.

Elime çakmağı alarak kenarda duran çıralardan birinde alıp, yakarak odunların arasına koydum.

Biraz hızlı tutuşmasını sağlamak için üfledim.

O yanmaya başlarken yerimden kalkarak mutfağa ilerledim.

Mutfak çok soğuktu bu yüzden kahvaltımı oturma odasının küçük masasında yapacaktım.

Dolabı açınca ışığının yanmadığını gördüm elektrik gelmemişti anlaşılan.

Reçelleri peyniri ve 2 yumurtayı dışarı çıkardım.

Yarım saatin sonuda artık kahvaltım hazırdı ve ev çok güzel ısınmıştı.

Dün aldığım odunlarda öylece duruyordu.

Bir kaç tanesini şömineye atarak daha fazla sıcak bir ortam yapmaya çalıştım.

Kahvaltımı bitirdikten sonra bulaşıkları yıkayıp oturma odasına geçtim.

Yapacak hiç bir şeyim yoktu şu an.

Elektrikler gelmemişti çok sıkıcıydı.

Gözüm pencereye kayınca yeniden kar yağmaya başladığını gördüm.

Harika, harika gerçekten.

Ben annemlerin gelmesini umut ederken, kar tüm umutlarımı yok ediyordu.

Bu akşam ne yapacaktım? Bu akşam neler gelecekti peki başıma?

Duvarda asılan saate baktım. Saat daha 10.20' yi gösteriyordu.

Dün gece kaçta yattığımı bilmiyordum sabah erken kalmıştım.

Bir kaç dakika sonra kitap okumaya karar vererek yukarı çıkıp kitap alıp geldim.

Kitabın yanında alıştırmalık bir şeyler hazırlamak istiyordum.

Mutfağa geçerek sıcak çikolata yaptım ve yanına kalan son yumuşak şekerlerimi aldım.

Gitmeden önce annemlerden bunu istemiştim...

Keşke hiç bir şey istemeseydim. Keşke hiç gitmemiş olsalardı.

Aslında gitmeleri garipti çünkü evde her şey vardı bizi uzun süre idare edebilecek kadar.

Neler oluyordu anlamıyordum.

Düşünmeyi yine erteleyerek, sıcak çikolatamı ve şekerlerimi alarak şöminenin karşısına geçip kitap okumaya başladım.

Okuduğum kitap beni uzun bir süre soyutladı bu dünyadan.

Okuduğum güzel satırlar bana yeni dünyanın kapısını açarak beni bambaşka nehirlere sürüklüyordu.

Bu satırları okurken keşke o karakterin yerinde ben olsaydım diye geçiriyordum.

Yaşadıkları aşk her ne kadar kurgu olsada kapılmadan yapamıyordum.

Daha önce kimseye aşık olamamıştım. Okuduğum satırlar nedeniyle gaza gelip lisede bir çocuğa yaklaşmayı denemiş olsamda, işe yaramadı.

Ona karşı ne bu kitaplarda okuduğum aşkı hissedebildim, nede o bana bir erkeğin yaklaşması gibi yaklaştı.

Sonuç hüsran ve kitaplarda saklı kalan hayallerimden öteye gidemedi.

Kitabımı bir kenara bırakarak şömineye odun koydum ve çatırtı sesleri eşliğinde alevleri izlemeye başladım.

Telefonum yanımdaydı şarjına bakınca %11 olduğunu gördüm.

Saat 16:30'a geliyordu.

Hava kararmaya başlardı birazdan. Kış ayında olduğumuz için ne yazık ki havalar erkenden kararıyordu.

Dışarda inanılmaz bir kar fırtınası başlamıştı.

Hava kararınca başıma gelecek olanları düşününce, tüylerim diken diken oldu.

Korkuyordum.

Yıllardır bu korkuyu yaşıyor olsam da, annem ve babam evdeyken bunu birazcık olsun bastırabiliyorum.

Artık onlar yoktu ve ben bu akşam bunları yeniden yaşamaktan deli gibi korkuyordum.

Ben bunları düşünürken odunların çıtırtısı eşliğinde uyuya kaldım.

🌲❄

Beni uyandıran telefonumun çalması olmuştu.

Annem arıyor...

Hızla açtım telefonu.

"Alo tatlım napıyorsun?" diye sordu annem

"Şömine başında uyuya kalmışım anne siz napıyorsunuz" diye cevapladım.

"Bizde babanla oturuyoruz canım."

"Güzel ne zaman geleceksiniz?"

"Ah tatlım uyarı verildi burada hem fazla kar yağışı, hemde don riski varmış." harika daha ne gelebilirdi başıma?

"Keşke gitmeseydiniz anne."

"Evet canım keşke gitmemiş olsaydık ama olan oldu bir kere kızım." dedi üzgün bir sesle annem.

"Anladım anne."

"Safir şimdi sana bir şey söylemem gerekiyor ama korkmamanı istiyorum canım." ne olmuştu?

İçimdeki sıkıntı dahada büyürken korka korka sordum.

"N-noldu anne bir sorun mu var?"

Duyacağım şeyden çok korkuyordum.

"Dün akşam kasabadan biri ormanda parçalanmış bir ceset bulmuş. Kurtların olduğunu düşünüyor polis ama korkma kapını kilitle sen sadece" dedi ama ben o an kendimde değildim artık.

Ceset.

Ormanda.

Kurtlar yapmış.

Bedenim benden bağımsız titremeye başlamıştı ve telefondan annemin söylediği şeyleri duyamıyordum bile.

Bana korkma diyordu bir de.

Sağ ol anne hiç korkmadım ben şu an.

Hızla ayağa kalkıp dış hole doğru yürüdüm.

Dış kapının kilidini bir kaç kez daha çevirdim.

Hava kararıyordu kurtlar geliyordu.

Dün akşam ki ulumalar. Penceremdeki iz.

Çok korkuyordum, çok çok korkuyorum.

Mutfağa yürüyerek elime çakmağı aldım ve mumları yeniden yakmaya başladım.

Annem bu akşam korkmayacağımı söylemişti.

Ne olacaktı bu akşam?

Mutfağa geçerek annemin buz dolabına koyduğu biber dolmasını ısıttım ocakta.

Meyve suyuyla beraber onu yiyerek doyurdum karnımı.

Saat artık 20:00 'a geliyordu.

Kar fırtınası inanılmaz hızlanmıştı.

Ormanın neredeyse yarısı kar altında kalmıştı. Kışı sevsemde bu manzara korkunç görünüyordu.

Hiç böyle yağdığını görmemiştim.

Ben ormana bakarken beni korkudan öldürecek dereceye getiren kapı tıktıklama sesini duydum.

Sessiz ve ıssız evimde yankı yapan ve kulaklarıma bomba etkisi yaratan kapı tıktıklama sesi yüzünden hareket edemedim.

Kimdi bu?

Tanrım kim gelmişti bu fırtınada evime?

Kapımın yeniden tıklatılması ile kendime geldim ve içine girdiğim düşünme kuyumdan çıktım.

Kapıdaki kim diye bakmam lazımdı. Evet bakmalıydım ama sessizce...

Yavaşça hareketlendim ve kapıya doğru parmak uçlarımda yürümeye başladım.

Sonunda kapıya ulaştığımda korkudan nefes almayı bile unuttuğumu farkederek içime kısık ama derin bir nefes çektim.

Korka korka kapı deliğinden kimin geldiğine baktım.





YENİ BÖLÜMLE MERHABA HERKESE OY VE YORUMLARINIZI BEKLIYORUMM

Loading...
0%