@madnoble
|
Merhabalar çiçeklerim! Burada yayınlamaya başladığım Anemon adlı kurgum sona yaklaşırken sizlere bir başka bebeğimi sunmak istedim. Doğaya olan aşkımı göstermek adına kurgumuzun adı tabi ki de diğer kurgum gibi bir çiçekten alınma. Ama farklı olarak bu kurgumuz fantastik değil. Bu kurguya başlama sebebim aslında o dönem bir şeyleri kanıtlamak adınaydı. Ülkemizde kaldırılmış olan malum uygulama ortaya çıktığında ben henüz 15-16 yaşlarındaydım. Ve içerisi deyim yerindeyse badboylar, masum kız kötü çocuk kurguları ile doluydu. Ne hikmetse hepsinin üstüne serpilmiş bir mafyalık oluyordu. Üzerine leblebi misali, anladınız siz. Mafya dediğimde de aklınıza silahlar, çatışmalar, karmaşık ama insanı içine çeken kurgular gelmesin. On yedisinde mafya lideri olan bir çocuk düşünün. Ne mafyasının lideri? Onu söyleyemiyor maalesef. Neyden bahsettiğimi bildiniz. Ama kötülemiyorum ben de herkes gibi o kurguları okumuş ve dm den yazarları yeni bölüm için darlamıştım. O dönem o popülerdi ve iki seçeneğimiz vardı. Ya mafyacılık oynayan sen benimsin abilerinin hobi olarak güzel ama sakar kızları kaçırmasını okuyacaktık ya da, klişeleşmiş sihirli güçler okuluna zorla gönderilen güçlerinin farkında olmayan ablaları okuyacaktık. Güzel günlerdi. O dönemde mafya, kriminal suçlar, dedektiflik ve yalan üzerine ne kadar dizi, film, kitap, kurgu varsa tüketiyordum. İki tavsiyem olacak sizlere; The Mentalist ve Lie to Me. İzleyin izlettirin efendim. İçlerinde mafya örgüsü olmasa da bence mükemmel kurgulanmış iki dizidir. Bunun üzerine kendimce gördüğüm eksikliklerden yola çıkarak bu kurguyu yazmaya başladım. Kendimce bir yarış ve kanıtlama çabasıydı Lavinia. Tabi ki de burda iddialı görünmek istemem. Kendimi daha çok fantastik kurgu yazarı olarak tanımlasam da Lavinia'nın bende yeri bir ayrı. O yüzden hiç yayınlamaya gitmedi elim. Çenem düştü kusura bakmayın. Ama sizlere içimi dökmek istedim. Eğer buraya kadar sıkılmadan okuduysanız çok teşekkürler.
Ve Karşınızda Lavinia. Küçük pencereden sızan ay ışığının altına attım bedenimi. Tırnaklarımla ellerimde açtığım küçük yaralardan ince ince sızan kanı izledim bir süre. Zihnim kabullenmek istemezken başımı sırtımı yasladığım duvara tok bir sesle vurdum. "Kendine zarar vermeyi ne zaman bırakacaksın?" Bu halde olmamın sebebi olan adama çevirdim gözlerimi. Kalbim sıkışıp, kollarım kasılırken başka bir panik atağın ayak seslerini duyuyordum. "Kapa çeneni. Her şey senin yüzünden olmuşken nasıl bu kadar rahat olabilirsin ki aklım almıyor? Bana eski mutlu hayatımı geri veremeyeceksen o sesini kıs ve çek git evimden." Bağırmak istesem de buna bile gücümün kalmadığını fark ettim. Bu yaşıma kadar inşa ettiğim her şey başıma yıkılmıştı ve ben o moloz yığının ortasında oturmuş öylece bekliyordum. Bir taşı kaldırıp başka bir taşın üstüne koymaya bile mecalim yoktu artık. "Mutlu mu? Yalanlarla dolu demek istedin sanırım. Aç o gözlerini artık." Sakin ama net çıkan sesiyle bakışlarımı aydan yana çevirdim. Gitmeyecekti değil mi? Beni küçük dünyamdan sökmeden gitmeyecekti. Her şeyi söküp aldığı gibi. Şimdi de elimde kalan son şeye göz dikmişti. "Pekala, başa döndük demek. İstediğin gibi olsun." Oturduğu sandalyenin çıkardığı sesten ayağa kalktığını fark etsemde ona dönüp bakmayı reddettim. Hayatımda en azından basit de olsa bir karar bana ait olsun değil mi? "Ama unutma Lavinia, bana kendi ayaklarınla geri döneceksin." Çenemde hissettiğim parmakların baskısıyla başımı çevirdim. Esmer adamın nezaketten uzak ifadesini süzdüm bir süre. Ne gözlerinde ki ateşin ne de serin sözlerinin bir etkisi yoktu bedenimin üzerinde. "Ellerinde tek bir çizik, gözlerinde tek bir damla yaşla gelirsen bana, buna sebep olan herkesi ayaklarının altına sererek anlatırım sana gerçekleri. Ben sandığının aksine iyi bir adamım Lavinia." Ona inanmayan gözlerle baktığımda hafifçe güldü. Kirli sakalıyla örtülü yüzünü ilk defa gülümserken gördüğümü fark ettim. Çenemi tutan sert elini yavaşça çekip doğrulduğunda gölgesi ay ışığımı kesmiş, beni kendi karanlığına hapsetmişti. "Canını yakan insanların mezarını senin çiçeğinle süsleyene dek iyi bir adamım diyelim. Senin çiçeğin koparılmış ve kurumuş olsa da, sana hayat verebilirim. Tek bir sözünle de o çiçeğe el uzatan herkesi hayattan koparabilirim. İyi düşün Lavinia. Hazır olduğunda, seni bekliyor olacağım."
Beğenmeniz dileği ile zevkinize sunduğum yeni kurgumuz Lavinia. Aşk, ihanet, psikolojik şiddet öğelerinin yanı sıra, gerçekliğe yakın tutmaya çalıştığım bir mafya düzeni içermektedir. Umarım beğenirsiniz ve bunu yorumlarınız ile gösterirsiniz. Sizlerle yorumlarda buluşmak beni gerçekten mutlu ediyor. Hazırsanız. Başlayalım mı? |
0% |