Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11.Bölüm

@madrabazbiryazar

Film ilerledikçe, özellikle ana karakterlerin yaşadığı komik kazalar ve beklenmedik durumlar bizi kahkahaya boğuyordu.

"Bu komedi filmi güzeldi. Bazıları küfür ve çirkin hareketler sergileyerek komedi çektiklerini zannediyorlar. Ben küfürü komik bulmuyorum. Yerinde yapılan küfür neyse ama sürekli yapılması hoş değil. Aksine rahatsız edici. Yine bazıları küfürü havalı olmakla bir tutuyor. Onlara da ayrı bir gıcığım." Dedi Nehir.

Sanki yıllardır bu konuşmayı yapmak için bekliyordu.

Nehir'in bu konuşması, içimde bir gülümseme oluşturdu. Onun düşüncelerine katıldığımı söyleyerek ona hak verdim. "Evet, kesinlikle katılıyorum. Komedi, küfür ve çirkin hareketlerle değil, zekice ve mizahi bir şekilde yapıldığında gerçekten komik olabiliyor. İnsanların sürekli küfür etmeyi havalı bulması ise gerçekten rahatsız edici."

Kerim de konuşmaya katıldı. "Kesinlikle öyle. Komedi, insanları güldürmek ve eğlendirmek için yapılıyor. Küfür ve çirkinliklerle değil, zekice ve mizahi bir dille yapıldığında daha etkileyici olur. Bu tarz komediler, insanları rahatsız etmek yerine mutlu etmeyi hedefliyor." dedi.

Birbirlerine göre olan bu ikilinin konuşmalarını can kulağıyla dinliyorum.

Nehir, gülerek "Evet, tam olarak bunu demek istemiştim. İyi ki hepimiz aynı fikirdeyiz." dedi.

Film bitince, bir süre sohbet ettik. Nehir, komedi filmlerinin yanı sıra diğer ilgi alanlarını da paylaştı. Müzik, kitaplar, seyahatler... Hepsiyle ilgili heyecanlı bir şekilde konuştu. Onun enerjisi sabaha kadar süreceğe benziyordu.

Kerim ise sessizce dinliyor, ara sıra gülümseyerek Nehir'e katılıyordu. Yeni evimde kendimi daha da güvende hissediyordum.

Ardından onları yalnız bırakıp odama gitmeyi düşündüm. Bu fikri onlara söylemeden gerçekleştirdim.

Odama geçtiğimde, içimde hala Nehir ve Kerim ile geçirdiğimiz keyifli zamanın etkisi vardı. Rahat bir şekilde yatağıma uzandım ve düşüncelere daldım.

Yine gittiğimin farkında bile olmamışlardır kesin.

Nehir ve Kerim'in dostluğu, benim için çok değerliydi. Onlarla birlikte olmak, korkularımı unutmama ve güçlenmeme yardımcı oluyordu. Yeni bir başlangıç yapmıştım ve bu süreçte onların desteğiyle daha da ilerleyebileceğimi biliyordum.

Madem Emir yoktu ben de oyalanacak bir şeyler bulmalıydım. Düşüncelerim arasında, yeni evimde yapmak istediğim değişiklikler ve hedeflerim vardı. Bu evi kendi tarzıma göre dekore etmek, yeni hobiler edinmek ve kendime daha fazla zaman ayırmak istiyordum.

Uzun bir süre düşüncelere daldıktan sonra, yavaşça uykuya daldım. Nehir ve Kerim bu gece yanımda oldukları için rahat uyudum.

Rüyalara dalarak gözlerimi yumdum. Sabah vakti bir düğünde olduğumu gördüm. Herkes çok sakindi ve müzik çalmıyorken bile insanlar oynamaya devam ediyordu. Etrafta gezinirken gelin ve damadın olduğu tarafa geldim.

Karşımda beyazlar içinde duran kızı tanıyordum. Yanındaki adam Kerim değildi. Nehir, gelinlik içinde muhteşem görünüyordu. Yanındaki adamın kim olduğunu bilmiyordum. Ona bakınca kötü bir his içimi kaplamıştı. Nehir neden Kerim'i bırakıp bu adamla evlendi diye düşünürken hava kararmaya başladı. Nehir gelinliğini toplayıp koşmaya başlayarak havuzun içine atlayıp kayboldu. Küçük havuz birden kocaman bir okyanyus hâline gelerek dalgalanmaya başlıyordu.

Havuzun okyanusa dönüşmesiyle birlikte, dalgalar hızla yükselip alçalmaya başladı. Karanlık gökyüzü ve dev dalgalar korkunç sesler çıkarıyordu. Nehir'i aramaya çalıştım ama suyun derinliği arttıkça, görüş mesafem daralmaya başladı ve Nehir’i bulmak imkansız olmuştu. Nehir’in kurtarılması gerekiyordu, ama suyun içine girmekte tereddüt ediyordum. Bir an cesaretimi topladım ve derin dalgalara atladım. Suya düştüğüm an, dev dalgalar beni hızla çekti.

Karanlık suyun içinde, Nehir’i bulmak için çabalarken, gözlerim giderek daha da karanlıklaşmıştı. Derken biri beni ayak bileğimden tutarak aşağı çekmeye çalışıyordu. Gözlerimi birden açınca karanlık okyanusun yerini yumuşak bir sabah ışığı vardı.

Rüyaların kısa sürdüğüne kesinlikle inanmıyordum. Yani tüm bu gördüklerim 10 saniyeden kısa sürede mi gerçekleşmişti? Kesinlikle hayır! Ben biraz daha zorlasaydım Arka Sokaklar'ın sezon finalini bile çekerdim.

Kabus görmeme şaşırmadım. Bugün gerçekten kendimi mutlu hissediyorum. Neşeyle mutfağa doğru ilerlerken Kerim ve Nehir'in koltukta sarmaş dolaş uyuyakaldıklarını gördüm.

Yok artık deve!

Önce rahatsız etmemeliyim diye düşündümse de sonra bu fikirden vazgeçtim. Gidip onları uyandırmayı denedim. Gülmeme engel olmaya çalışarak ikisini de uyandırmaya çalıştım. İlk gözünü açan Kerim oldu. Gözünü açıp yanında Nehir'i görünce gülümsedi.

"Ne oluyor Kerim, Sen ve Nehir niye yerinizde uyumamışsınız?"

İşaret parmağını dudaklarına götürdü. "Sessiz ol. Nehir uyanacak!" Dedi.

Nehir hâlâ uyuyordu ve Kerim onu rahatsız etmek istemiyordu. İkisinin de huzurlu bir şekilde uyumasına izin vermek için sessizce geri çekildim ve onları koltukta bıraktım.

Mutfakta kendi başıma hareket etmeye devam ettim. Kahvaltı hazırlamak için malzemeleri topladım ve sakin bir şekilde işimi yapmaya başladım. Masaya omlet ve çıtır ekmekleri bırakıp çayı almak için tekrar mutfağa gittim. Mutfakta birkaç dakika geçirdikten sonra, çaydanlığın üzerinde kaynayan suyun sesiyle birlikte, sabahın serin havasının içeri dolmasına izin vererek pencereyi açtım. O sırada Nehir güzellik uykusuna devam ediyordu.

Kahvaltı hazır olduğunda, sessizce Nehir ve Kerim'in yanına geri döndüm. Kerim hâlâ Nehir'in yanında oturuyordu ve onun uyanmasını bekliyordu. Nehir gözlerini açtığında, hemen Kerim'in yanında olduğunu fark etti. Gözlerinde beliren şaşkınlık ifadesi yerini gülümsemeye bıraktı.

Nehir, biraz düşünür gibi oldu, ardından hatırlamaya çalışırken hafif bir kahkaha attı. "Gerçekten de film izlerken fazla güldük galiba. Ama sanırım biraz daha uyusam iyi olur." dedi.

"Günaydın Nehir. Hadi artık kalk!" dedi Kerim yüksek sesle.

Nehir, hâlâ uyku sersemi bir şekilde "Ne oluyor?" diye sordu.

Kerim gülerek cevap verdi, "Bir şey olduğu yok. Sabah oldu, onu haber veriyorum."

Nehir, yavaşça kalkarak saçlarını düzeltmeye koyuldu ve "İyi de, ben uyanmak istemiyordum. Beni rahat bırak! "

"Sen de ne uykucu çıktın Nehir! Hadi kalk bakalım! "

Nehir, koltuktan doğrularak uyandığında şaşırarak koltuğa bakarak mırıldandı: "Ben dün burada mı uyudum ya?"

Kerim, Nehir'in elini tutarak, "Evet geldiğimizden beri burada uyuyorsun. İnsan yerine gitmeye bu kadar mı üşenir?"

Nehir yanına Kerim'in olduğunu gece boyunca fark etmemiş miydi yoksa?

Kerim bana göz kırptı. Benim saf arkadaşım Kerim'in sözlerine inanmış gibiydi. Yüzünü yıkamaya gitti.

Gülümseyerek: "Nehir'e bu koltukta uyuyakaldığımızı söyleme." dedi.

"Tamam." diye onayladım söylediklerini.

Nehir konuşmamızı bölüp "Biz tüm gece seninle koltukta uyuya mı kaldık?"

Omuzlarını hareket ettirerek "Evet ve bir daha asla koltukta uyumamalıyız." dedi Kerim. Nehir de ona katılarak, "Evet, gerçekten çok rahatsız bir yermiş!" dedi.

Çaktırmadan mesaj mı veriyorlar birbirlerine yoksa bu düşünceler benim fesatlığım mıydı?

"Sanırım çok yorulmuştuk ve bu şekilde uyuyakaldık. Dün o kadar güldük ki çenem ağırıyor." dedi.

Kerim ve Nehir, birbirlerine bir anlamda suçlayıcı bakışlar attılar ve birlikte gülüştüler. Kahvaltıyı birlikte yedik, sohbet ettik ve güzel bir sabah geçirdik.

Loading...
0%