@madrabazbiryazar
|
İki gün sonra Mutfakta yemek yaparken Nehir'le sohbet ediyorduk, son zamanlarda Kerim'in ilgisi giderek artmaya başlamıştı ve Nehir'le sıkça bir araya geliyorlardı. Ben, o sırada yemeği fırına yerleştirdim ve kapağını kapatıp dağıttığım etrafı temizlerken bir yandan da Nehir'in anlattıklarını dinliyordum. "Bugün beni dışarıya yemek yemeye davet etti Mira, sence bu ne anlama geliyor?" Sesi mutluluk doluydu. "Kerim'in seninle bir derdi var sanırım, her gün dışarı çıkmak istemesinin bir nedeni olmalı." "Yeter artık söylemezse ben söyleyeceğim.." "Kerim senden çekiniyor olmasın, o da seni seviyor ama söyleyemiyor olamaz mı?" Nehir, düşünceli bir şekilde başını salladı. "Belki de öyledir, ama benim de ona olan hislerimi açıklamam gerekiyor. Artık bu durumun üzerine gitmek istiyorum." Ben, Nehir'in kararlılığına şaşırmıştım ama moralini bozacak bir şey söylemedim: "Haklısın Nehir, bu durumu netleştirmenin zamanı geldi. Mutlaka Kerim de seninle aynı duyguları paylaşıyordur. Ona açılmadan bilemezsin." Nehir, içindeki kararsızlığı bir kenara bırakarak gülümsedi. "Doğru söylüyorsun. Artık cesaretimi toplamalıyım ve ona hislerimi açıklamalıyım. Eğer reddederse, en azından ne hissettiğimi bilir ve bundan sonra nasıl hareket edeceğimi planlayabilirim." Nehir'in bu kararlılığı beni de gaza getirmişti. "Kararının arkasındayım yanındayım Nehir. Merak etme ben sana sonuna kadar destek olacağım." "Teşekkür ederim, gerçekten iyi bir dostsun." Nehir, Kerim'le yalnız kalmak için fırsatlar armaya başlamıştı. Ona olan hislerini açıklamak için doğru zamanı bekliyordu. Bir gün, Nehir ve Kerim yemek yerken Nehir'in içine bir cesaret doğmuştu. Nehir, yavaşça nefes aldı ve Kerim'in gözlerine baktı. "Kerim, seninle bir şey konuşmak istiyorum." Kerim, Nehir'e dikkatlice baktı ve ona gülümsedi. "Tabii, her zaman dinlemek için buradayım." Nehir, içindeki heyecanla birlikte hislerini Kerim'e açıklamaya başladı. "Kerim, son zamanlarda seninle daha fazla vakit geçirmek beni mutlu ediyor. Seni tanıdıkça, içimdeki hislerin sadece arkadaşlık olmadığını fark ediyorum. Ben... Seni seviyorum, Kerim." Kerim, Nehir'in hislerini açıklaması karşısında şaşkınlıkla gözlerini açtı. Birkaç saniye sonra, yüzünde bir gülümseme belirdi. "Nehir, ben de seni çok seviyorum. Ama seninle aynı şekilde hissettiğimi nasıl bilebilirdim?" Nehir, şaşkınlıkla gözlerini büyüttü. "Gerçekten mi?" Kerim, Nehir'e doğru ilerledi ve onun ellerini tuttu. "Evet, gerçekten. Her gün seninle geçirdiğim her zamanı özlüyorum, Nehir." Nehir, bu mutlu son karşısında sevinçle gülümsedi ve Kerim'e sarıldı. Artık ikisi de hissettiklerini açıklamış ve birbirlerine olan sevgilerini kabul etmişlerdi. Akşamı beraber geçirdiler. Dans etmek için elini Nehir'e uzattı. Nehir, gülümseyerek Kerim'in elini kabul etti ve onunla dans etmeye başladı. Birlikte müziğin ritmine ayak uydurarak, mutlu bir şekilde dans ettiler. İkisi de birbirlerine karşı dürüst ve sadık olmayı, birlikte her zorluğun üstesinden gelebilmeyi söz verdiler. Dans bitti ve sohbet etmeye devam ettiler. .... "Şimdi siz sevgili mi oldunuz?" diye sordum. Başını sallayan Nehir neşeyle gülümsedi. Heyecanla sordum: "İlk o mu söyledi yoksa sen mi söyledin?" "Ben söyledim tabii ki, sonra birlikte dans ettik, sohbet ettil, yemek yedik, beraber uyuduk.." Son söylediğine takılmıştım: "Beraber mi uyudunuz?" Rahatça cevap verdi: "Evet." "Sence de ilişkiniz biraz hızlı ilerlemiyor mu?" "Farkındayım ama ben bu durumdan rahatsız değilim.." "Sen mutluysan bir şey diyemem." Tatlı şerbetini karıştıran Nehir, elinin birini beline atarak konuştu: "Emir nerde, bakıyorum da yine ortalardan kayıp oldu seninki." Gözlerimi kaçırıp cevap verdim: "Nerede olduğunu ben de bilmiyorum, dün aradım açmadı. İki gündür attığım mesajların hiçbirini görmemiş!" Nehir gözlerini kısarak arkadaşına baktı, "Aldatıyor olmasın sakın?" "Her telefona bakmayan aldatıyor mu Nehir, saçmalama lütfen!" "Erkeklere güven olmaz, yeter ki canları istesin!" Dedi, böyle bir şeyi Kerim yapacak olsaydı, Nehir bu kadar rahat konuşamazdı. "Çok sağ ol ya, bayağı motive ettin!" "Aldatıyordur.. bak şuraya yazıyorum, eğer aramana hâlâ cevap vermediyse kesin aldatıyor! Ara şunu, bakalım nerdeymiş?" "Nehir, ben sevgilime güveniyorum öyle bir şey yapmaz." Hemen Emir'i aradım. Telefon kısa bir süre çaldıktan sonra meşgule atılmıştı. Tekrar aradım, telefon açılınca merakla sordum, "Nihayet Emir, neden telefonlarıma cevap vermiyorsun?" "Telefonumun şarjı bitmiş farkında olmamışım.." Bir kadın sesi duyulunca kan beynime sıçramıştı. Nehir bu kadar çabuk haklı çıkmamalıydı. "Yanında kadın mı var senin?" "Şu an müsait değilim Mira, sonra ben seni arasam olur mu?" Tam konuşacakken telefon yüzüme kapandı. Nehir haklı çıkmanın verdiği şaşkınlıkla olayları izliyordu. Az önceki yaptığının tam tersini söyleyerek, "Şey belki annesidir ya da kız kardeşi falandır." Tahammülsüzce söylendim: "Ailesi uzakta yaşıyormuş Nehir ayrıca, Emir'in kız kardeşi falan yok, olsa bana da söylerdi!" |
0% |