Leyla: Sen zaten dostların için çiğ tavuk yerdin değil mi?

Levent: Eyvallah beni bir tek sen savunuyorsun.

Rüzgar: Levent söz konusu olunca Leyla'nın ortama giriş şekli.

Mert: Levent’in avukatı mısın, neden hep onu koruyorsun?

Erdem: Kardeşim biz seni zeki bilirdik.

Rüzgar: Lisede en zekiniz bendim Erdem.

Kaan: Ben olmasaydım belki olurdun..

Ceren: Levent’in notları bile senden daha iyiydi be, ne konuşuyorsun sen.

Kaan: Senin bana bir garazın falan mı var?

Levent: Daha çok kuyruk acısına benziyor.

Erdem: Höst lan, o benim kardeşim!

Levent: Aman diyim kanka valla Ceren benim Jüpiter Mars, Plüton Venüs, Neptün Merkür, Dünya ahiret bacımdır.

Rüzgar: Adam korkudan atmosfer dışına çıktı QOWJQISJ

Selin: Satürn'ü unuttun Levent.

Levent: Bu bilgi Satürn içinde geçerli.

Bilge: Levent'in kopya çekmeden bir dersten geçtiği görülmüş müdür ki bir de notları yüksek olsun!

Esin: O yüzden en çalışkan bendim.

Alya: Üzgünüm arkadaşlar ama bunu herkes iyi bilir ki en iyi not Sinan’ındı.

Yıldız: Ve hiç çalışmadan en yüksek notu o alırdı!

Rüzgar: Lan hatırlıyor musunuz bir gün bu tahtaya kalkmıştı. Hoca yine sınıfı azarlarken Sinan’ı ise öve öve bitirememişti.

Erdem: İşte o kara günde sana olan nefretler dolup taşmıştı.

Alya: Sınıftakilere hayrına yumurta dağıtmıştın Erdem ve ben de o gün, saf gibi iyi biri olduğuna inanmıştım.

Erdem: Bütün yumurtaları Sinan’a atmıştık o gün hatırlıyor muyuz millet?

Sinan: Peki ben sana sonra ne yaptım onu da anlatsana Erdem.

Erdem: Hatırlamıyorum, önemli bir şey değildi sanırım.

Levent: Erdem geçici hafıza kaybı yaşadı garibim travmaları canlandı sjsjsj

Alya: Ay evet hatırladım seni halı sahadaki basketbol potasına oturtmuştu.

Leyla: Hem de dozerle havaya kaldırıp potaya attı QUEOQOEPW

Esin: Atmadı Leyla, sadece kepçeyle yerden biraz kaldırıp Erdem'i potaya bıraktı.

Funda: E yuh artık, bir de siz şimdi arkadaşsınız! Sana böyle bir şey yaptıktan sonra nasıl affettin onu Erdem?

Rüzgar: Ürün yerleştirme gibi olmasın ama Eti çikolatalı gofretle kandırmıştı.

Esin: Canım sen hasta mısın, yıllarca bu ayrıntıyı unutmayıp beynin en ücra köşesinde mi sakladın?

Leyla: Ve söylemek için bu günü mü bekledin?

Levent: Kanka sen de çok ucuza barışmışsın. Bari bir tepsi baklava falan olsaydı.

Esin: Olsaydı da yeseydik şimdi, Levent olmadık şeyler aklıma getiriyorsun! Gecenin bir vakti baklava satan dükkan nereden bulacağım, kendi ellerimle mi açsam?

Ceren: Çok zahmetli iş canım, hem saat geç oldu yeme şimdi kilo alırsın.

Erdem: Seni bir gece önce dondurma yerken yakalamasam bu sözlerine inanacaktım kardeşim.

Levent: İspiyoncu musun lan kızı bitirdin be Erdo!

Alya: Saat geç oldu ve ben heyecandan uyuyamıyorum.

Levent: Erdem de korkudan uyuyamıyordur kesin.

Rüzgar: Yol yakınken gel vazgeç bu inattan lan, kızın kına gecesi var. Bu kadar inatçı olur mu bir insan!

Bilge: Ulan adam razı olmuş eski sevgilisini başkasına kaptırmaya size ne oluyor gençler?

Kaan: Sonra çok pişman olacaksın kardeşim. İkinci bir Levent vakası daha yaşanacak ve artık bu ikili Rus roman karakterleri gibi takılacaklar.

Sinan: Raskolnikov ve Razumikhin misali

Rüzgar: Ulan bana Suç ve Ceza demeyin. Bir meyhane sayfası yazmış sayfalarca oku babam oku... Bitmedi bir türlü ben de yarıda bıraktım.

Mert: Sen hem kitap okumaktan hoşlanmıyorsun hem de böyle kalın kitaplar okumaya çalışıyorsun, kafan nasıl bir mantıkla çalışıyor?

Yıldız: Aman Allah sonlarını benzetmesin.

Levent: Ben Rus yazarlardan bir tek J.J.Rousseau'yu tanırım.

Kaan: Adam Rus değil ki lan!

Sinan: Rus yazarlardan birini tanıyorsun ama o da Rus değil zaten

Levent: Tamam, kabul ediyorum. Belki de doğru bir bilgiye sahip değilim, ama o da bir yazar sonuçta!

Leyla: Neyse buna da şükredelim.

Erdem: En azından şarkıcı demedin, demek az da olsa kendini geliştiriyorsun Levent.

Leyla: Bu arada Ufuk da evleniyormuş. Bu yaz düğünleri varmış. Yalnız altını çizerek söylüyorum ki DÜĞÜN BU YAZ OLACAK.

Kaan: Sen niye yaz düğünlerine kafayı taktın hayırdır, enişte kış düğünü mü yapacak?

Leyla: Ne eniştesi hani nerede?

Erdem: Olum yok yere umutlandırma kızı sjsjs

Leyla: Benim acılarım size eğlence konusu mu oluyor beyler!

Rüzgar: Evet bazen böyle bir seminer düzenliyoruz. Leyla evlenemedi diye gülerek dalga geçiyoruz çünkü bizim hiç işimiz gücümüz yok!

Erdem: Zamanı gelince bulursun birini merak etme. Olmamış elma dalından düşmez diye bir söz var bilir misin?

Leyla: Ayol o ne biçim söz hangi aklı evvel söylemiş bunu?

Kaan: Elma dalından uzağa düşmez olmasın o.

Erdem: Bunu ben uydurdum gayet güzel oldu, itirazı olan buyursun hodri meydan.

Leyla: Şimdi anladım çok mantıklı...

Erdem: Bak işte, Leyla biraz ilham aldı! Eserini ortaya koyacak şimdi.

Rüzgar: Yemek tarifine benzer bir aşk hikayesi çıkacak ortalığa, hazır mısın Leyla?

Levent: Lan ne elması ne armudu benim beynin bir kapasitesi var kardeşim, öyle fazladan bilgi beynime girmiyor.

Esin: Olmamış elma mı?

Rüzgar: Onu da mı canın çekti?

Esin: Yok be, ben Erdem'in olmamış elma demesine takıldım yani komik buldum.

Leyla: Geçmişimi bırakmak istiyorum ama o kadar kolay olmuyor işte. Herkes bir yerden başlamak zorunda.

Kaan: At şu olumsuz düşünceleri kafandan! Kendine bir hedef koy, sonra ona odaklan. Eğer olmazsa da olmasın kardeşim!

Rüzgar: Senin vereceğin motivasyon bal reklamları gibi Kaan.

Esin: Aslında çok güzel bir atasözü var bu durum için. Neydi ya unuttum.

Erdem: Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü. Beyaz rengi gelinliği çağrıştırdığı için bu atasözü Leyla'ya armağan ediyorum. Yaz düğünlerine de karşısın hem bu söz üzerine cuk oturdu.

Kaan: Acemi ördek ya başından ya kıçından dalar.

Leyla: Buradaki ördek ben miyim yani Kaan?

Kaan: E biraz öyle oldu evet.

Leyla: Ben de sana uygun bir tane buldum Kaan iyi dinle: Adam adamdır, olmasa da pulu; eşek eşektir, atlastan olsa da çulu.

Sinan: Kaan'ın profil gitti.

Yıldız: Satürn'e taşındı galiba.

Kaan: Yok be, orada hayat yok diyorlar.

Leyla: Kaan Mars'ta yaşamaya ne dersin?

Kaan: Yok, beni orada hararet basar.

Leyla: Uranüs'e ne dersin?

Kaan: Orası da çok soğuk, hasta olurum.

Leyla: Jüpiter nasıl?

Kaan: Yok en iyisi dünya, oh be Dünya varmış!