Leyla: Günlüğüm yok!

Sinan: Ara bul, biz mi aldık sanki!

Rüzgar: Lan aklıma biri geliyor ama...

Esin: Evet evet kesin o aldı.

Leyla: Levent günlüğümü geri ver hemen!

Kaan: Herhalde okuyor mesaja cevap vermediğine göre sjsjsj

Leyla: Okuma Levent seni parçalarım!

Sinan: Günlüğünün Levent’te olduğunu nasıl anladın?

Leyla: Nasıl olacak, dün yaşadıklarımı yazacaktım bir de baktım ki günlük yok! Onu bir elime geçireyim gül reçeli yapacağım, gül!

Sinan: Lan Levent’ten gül reçeli olmaz, kendine gel Leyla!

Leyla: Doğru söylüyorsun ondan olsa olsa Kabak yahnisi olur!

Rüzgar: Levent bu kız seni pişirmeye kararlı, sakın yakalanayım deme.

Kaan: Lan harbiden ortalarda yok nereye gitti acaba?

Funda: Korkup ülke dışına falan kaçmıştır.

Kaan: Günlükte önemli bir şey okudu galiba.

Leyla: Ya ben o günlüğe fotoğraflarımı koymuştum!

Rüzgar: Mutlaka şimdi fotoğraflar elinde gülüyordur.

Leyla: O fotoğraflarda gülünecek bir şey yok.

Sinan: O zaman bittin sen Leyla. Levent o günlüğü hayatta geri vermez.

Leyla: Ben almasını bilirim!

Levent: Sevgili.. ey sevgili... En sevgili günlük sjsjsj

Rüzgar: Okumuş ulan bu!

Leyla: Levent seni mahvedeceğim! 👿

Levent: Onca şey yaşadık insan günlüğünde benden de bahseder, ayıp ayıp!

Leyla: Ne bahsedeceğim senden! Başıma açtığın belaları yazıp cinnet geçirmek istemediğim için yazmadım!

Rüzgar: Kimden bahsetmiş lan o zaman?

Kaan: Mert’ten bahsetmiştir.

Sinan: Günlüğü baştan sona okudun mu?

Levent: Yok daha bitmedi 200 sayfa daha var.

Leyla: Sakın okuma hemen onu bana geri getir! Hemen!

Levent: Ya daha yeni başladık bismillah bir dur be!

Leyla: Allah’ım ne günah işledim de sen bana bunu verdin?

Levent: Bir dakika...

Leyla: Ulan acaba Türkçe anlamıyor musun sen! Okuma diyorum sana!

Levent: Fosforlu kalemleri çıkarın burası önemli..

Leyla: Allah, seni tez zamanda alsın Levent! Yerine kuru bir kaktüs de verse ben razıyım!

Rüzgar: Levent insanlar için büyük bir imtihan evet!

Kaan: Kızın günlüğünü ne ara aldın ne ara okumaya fırsatın oldu lan?

Levent: O eve gitmem için bahane edecek çoook şey var kardeşim! Mesela dün çakmağımı burada unutmuşum deyip Leyla’ya gittim. Bu safım da hiç sormuyor ki sen sigara içmiyorsun diye.

Leyla: Utanmadan bir de beni kandırmış!

Levent: Seni kandırmaktan kolay ne var ki şu hayatta..

Leyla: Beni delirtme Levent! O GÜNLÜĞÜ OKUMAYACAKSIN DEDİM!

Levent: Burada Sefiller’in beşinci cilti duruyor ve ben Hugo hayranı olarak okumayacağım öyle mi?

Leyla: İyi oku! Ama düşüne düşüne oku özellikle 379. Sayfayı oku!!

Esin: 379. Sayfada yazan şey kesin Levent’in ölüm fermanı 💀

Leyla: Çevir çevir... 379’a gel bebeğim!

Levent: Geldim.

Leyla: Yüksek sesle oku ve ses kayıdı at!

Kaan: Okuma lan benim psikolojim müsait değil henüz.

Leyla: Ne oldu bebiş, sesin soluğun çıkmıyor öldün inşallah?

Sinan: Levent orada mısın cevap ver!

Levent: Onu gördüm canım ama bence burada daha önemli bir şey var.

Levent bir fotoğraf gönderdi

Rüzgar: An itibariyle fotoğrafların Levent tarafından ele geçirdi.

Levent: Bu küçük dişsiz bebek sen misin?

Leyla: Dişsiz mi, kör müsün be orada iki tane dişim var!

Levent: Bunu alıyorum.

Leyla: Benim o!

Levent: Artık benim...

Rüzgar: Lan bırak kızın fotoğrafını manyak sjsjs

Levent: Neyse kitap okuma saatim geldi, en iyisi ben okumaya devam edeyim.

Leyla: Allah sana akıl fikir versin Levent!

Levent: Adımı kalp içine almışsın Leyla bana söylemek istediğin bir şey var mı?

Leyla: Yeni aldığım kalemi denemek için öyle yaptım canım!

Rüzgar: Biz de inandık.

Leyla: İnanın inanmayın, bana ne!

Levent: Mert’e gazeller düzmüşsün, bana ise sadece bir satır şey yazmışsın!

Rüzgar: Leyla bu, her şey yazmış olabilir.

Kaan: Lan ne yazacak seni seviyorum, iyi birisin falan kalp kalp kalp!

Leyla: Leventçiğim bak arkadaşların merak ediyor.

Levent bir fotoğraf gönderdi.

Rüzgar: Mert’i göklere çıkardıktan sonra, Levent’e Allah belanı versin diye içli bir kapanış yapmış.

Esin: Ne eğlenceli günlük tutmuşsun Leyla gülmekten karnım ağırdı.

Kaan: Bu kız her gün bizi şaşırtacak bir şey buluyor, inanılmaz!