Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Eski Günlere Merhaba

@madrabazbiryazar

Sen Giderken Ben Dönüyordum grubundan okunmamış +250 mesaj

Levent: Yıllardır görüşemiyoruz, sizleri çok özledim.

Erdem: Numaramı nereden buldun lan, ben daha yeni değiştirdim!

Levent: Bana söylemek istediğin şey bu mu yani knk? Beni özlemediniz mi?

Erdem: Ne özleyeceğim lan seni, daha geçen ay beraberdik. Onu bunu bırak da nerden buldun numaramı onu söyle?

Levent: Benim isteyip de yapamayacağım şey yoktur biliyorsun ;)

Selin: Yıllar geçmesine rağmen hâlâ aynısın, mallığının kalıcı olduğunu kanıtladın, bravo!

Levent: Öyle demeseydin keşke, ayıp oldu darıldım şimdi. Çok kırıcısınız hanımefendi :(

Yıldız: Ben seni engellemedim mi?

Levent: Sen de mi Brütüs?

Ceren: Yine ne konuşuyorsunuz şu grupta, Levent'in başından asla eksik olmayan belalarını mı?

Yıldız: Sizler hâlâ görüşüyor musunuz?

Levent: Hiç ayrılmadık ki görüşelim. Sizin aksine biz hep beraberiz.

Alya: Bizim işimiz var diye görüşemiyoruz.

Ceren: Sorma, teletabi gibi takılıyorlar.

Selin: Tinky winky Levent, Sinan Po, Kaan La la, Erdem'de Dipsy galiba.

Levent: Ne alaka şimdi Teletabiler?

Sinan: " Teletabi zamanı, teletabi zamanı " diye bir anons vardı. Hiç unutmamışım.

Erdem: Küçükken ne izlerdim. Çocukluk travmamdılar onlar.

Ceren: Travmayı sen bizlere yaşatıyorsun abi ama, neyse!

Levent, Ceren adlı kişiyi gruptan çıkardı.

Sinan: Şimdi durduk yere kızı niye gruptan çıkardın?

Levent: Çok ünlemli cümle kuruyor knk.

Yıldız: Saçmalama Levent! Ceren'i gruba geri al.

Levent, Ceren adlı kişiyi gruba ekledi

Kaan: Sen sanki çok düzgün cümleler kuruyorsun da haspam!

Sinan: Dedi, sevdiği kıza toz kondurtmayan ama psikolojisini de bozmaktan geri kalmayan şahıs.

Kaan: Benim kimseyi sevdiğim falan yok. Ayrıca kim kimin psikolojisini bozuyor orası tartışılır.

Yıldız: Tamam inandık.

Kaan: Ekmek mushaf çarsın ki yok öyle bir şey arkadaşlar!

Erdem: Çarpmış çarptığı kadar, daha ne kadar çarpacak sjsj

Kaan: Neye gülüyorsun çok mu komik?

Alya: Ayıp oluyor arkadaşlar, yıllar sonra beraber konuşma fırsatı bulmuşuz, birbirinizin kalbini kırmak hiç hoş değil. En değerlinize bu kelimeleri kullanıp hiç tanımadığınız birinin yanında İstanbul Beyfendisi gibi dolaşıyorsunuz.

Sinan: Özür dile bitsin bu işkence Erdem. Kendine de bize de bir iyilik yapmış olursun.

Erdem: Kanka, Kaan alınmaz ki.

Yıldız: Böyle diye diye işin ucunu kaçırıyorsunuz.

Sinan: Ne abartttınız, biz eskiden de böyleydik zaten. Ayrıca sizden iyi biliyoruz neye küsüp darılacağımızı!

Yıldız: Büyümemişsiniz demek ki.

Erdem: Doğru büyümedik ama yaşlandık.

Levent: Duman aldı kanka oraları, cam pencere falan aç sjsj

Ceren: kamyon arkası sözler > enter

Erdem: Yooo, bunu ben kendim buldum.

Ceren: Yine de ağır abiler gibisin abicim.

Erdem: Tartışmayacağım seninle!

Levent: Eee birbirimize soracak bir şeyimiz yok mu? Yıllar sonra birbirimizi tekrar bulmuşuz susuyorsunuz.

Ceren: Ne soralım mesela Levent?

Levent: Ben çok merak ediyorum. Nereye gittiniz, nereyi kazandınız, hangi mesleği yapıyorsunuz, evlendiniz mi? Anlatın biraz sohbet edelim.

Yıldız: Evlenme programı gibi oldu biraz ama neyse..

Levent: Yıldız sen tıp istiyordun ne oldu o iş, kazandın mı?

Yıldız: Kazandım. İstemekle kalmadım doktor oldum :)

Levent: Hayırlı olsun. Mesleğinde başarılar dilerim.

Yıldız: Teşekkürler, sen pekii ne işle uğraşıyorsun?

Levent: Ben de pilot oldum.

Yıldız: Sen?

Kaan: Knk senin yükseklik korkun yok muydu, nasıl pilot oldun?

Levent: Aşağıya bakmamaya çalışıyorum diyelim, saçmalama knk benim yükseklik korkum olsa sence pilotluğu mu seçerdim?

Kaan: Kimdi o zaman yüksekten korkan? Biri vardı ama hatırlayamıyorum tam.

Yıldız: Bendim.

Sinan: Bari cinsiyeti tuttursaydın bu nasıl hafıza kaybı?

Kaan: 7 yıl geçmiş ne hatırlayayım knk!

Sinan: Neyse unut gitsin.

Kaan: Neyi?

Levent: Güldürmeyin beni.

Leyla: Size bakılırsa ben sadece yaşıyormuşum ya, henüz ne bir üniversite kazandım ne de evlendim.

Sinan: Ben en çok " 7 yıldır görmediğin arkadaşlarını toplayıp grup kurmak" nereden kafana esti? En çok onu merak ediyorum?

Levent: Sizden ses çıkmayınca ben yapayım dedim. Fena mı oldu? Diğerleri görüyor mesajlara niye cevap vermiyorlar?

Selin: Ben evlendim ama mutlu değilim.

Levent: Oha, kiminle evlendin?

Erdem: Tanıyacak mısın, kimse kim?!

Levent: Knk, hiç psikiyatriste falan göründün mü, bana aşırı yükseliyorsun?

Erdem: Göründüm. Bir sürü ilaç yazıp gönderdi.

Levent: Aman ilaçlarını ihmal etme sonra elimden bir kaza çıkmasın!

Erdem: Levent!

Levent: Ne var?

Erdem: Üstüme gelme sinirleniyorum.

Yıldız: Sâkin Oluyoruz. Ağızdan alıp burundan veriyoruz.

Sinan: Birazdan Erdem, Levent'in ağzından girip burnundan çıkacak ama yine de sen bilirsin. İşe yarar belki ne diyebilirim ki?

Yıldız: Bir saniye susar mısın?

Levent: Hep ben susuyorum olmaz böyle, bir gün fena patlarım ben buna!

Erdem: Levent!

Levent: Pardon knk.

Yıldız: Erdem yeter artık Allah rızası için sakinleş, ortada bir şey yok kendi kendine sinirleniyorsun.

Erdem: Deli etti beni mal.

Levent: Knk sen de hiç şakadan anlamıyorsun!

Ceren: Bence sen şaka yapamıyorsun.

Levent: Ne olur benim yakamı bırak.

Selin: Kim seni ne yapsın!

Levent: Siz sevmiyorsunuz belki ama, beni seven çok.

Erdem: Seni sevenin ben aklını seveyim.

Levent: Canım kankam benim, yine met ediyor beni.

Ceren: Ey gerizekalı, artık dur!

Levent: Sana da iyi geceler Ceren.

Yıldız: Saat iki ama ben nöbetteyim

Selin: Hangi bölümde görev yapıyorsun?

Yıldız: Poliklinikte işin bitti şimdi çocuk servisine kontrole geldim.

Alya: Ne güzel, çocuklarla aran iyi mi? Anlaşabiliyor musun?

Sinan: Anlaşıyor anlaşıyor sen merak etme.

Alya yazıyor...

Erdem: Ne yazıyor lan bu iki saattir? Yaz ne yazacaksan, hadi!

Alya: Lütfen ben konuşurken sen araya girme. Saygısızlık yapıyorsun. Sürekli alay eder gibi konuşuyorsun.

Levent: Samanyolu Salih vibe alıyorum bu kızdan.

Sinan: Seni dinlerken içim geçiyor değil hani.

Alya: Çok mu yavaş yazıyorum?

Levent: Yok, aşırı şeysin knk..

Alya: Neyim?

Levent: İşte sürekli uyarıyorsun ya ondan biraz şeysin demek istedim.

Selin: Saf yüreklisin demek istedi değil mi Levent!

Sinan: Madem seninle dalga geçildiğini biliyorsun, neden konuşma tarzını değiştirmiyorsun?

Erdem: Ne diyorsun şimdi kız küfür mü etsin?

Sinan: Onu mu dedim ben şimdi?

Alya: Ne demek istedin açıkla!

Sinan: Böyle sessizce her şeye itiraz edersen kimse seni umursamaz. Boşuna dil dökmüş olursun demek istiyorum.

Kaan: Knk herkes sen değil, manipüle ederek millete sözünü geçirsin.

Erdem: Gerçekten de öyle. O gün kedisini bana bırakacaktı. Ben kedilerle pek anlaşamıyorum ama ne yaptı etti kabule ettirdi bana. Bir hafta kedisine baktım.

Levent: Mal seni, nasıl kandın peki?

Erdem: Hasbinallah venimel vekil!

Levent: Ha gayret sayemde cennete gideceksin.

Yıldız: Didişip durmayın sürekli.

Erdem: Gelirsem oraya...

Selin: Arkadaşlar lütfen!

Sinan: Kızlar bir durun bakalım. Cümlesinin sonu neydi merak ettim şimdi?

Levent: Tamam kanka özür dilerim.

Yıldız: Arkasına bakmadan çekip giden biri var. Benim bu gidişin yarın u dönüşü var.

Levent: Ortam gerilmesin diye şey etmiştim ben.

Yıldız: Sen şey etmeye devam et ;)

Sinan: Sana biri Türkçe öğretmeye çalışmış ama pek muvaffak olamamış.

Levent: Knk bizim Türk dili ve edebiyatı hocasının sesini duyamıyordum. Canım hocam nini gibi ders anlatıyordu.

Leyla: Sen arka sıralarda Sinan'la konuşmaktan hocayı duyamıyordun. Hocanın ses tellerinde bir sıkıntı yoktu.

Sinan: Senin yüzünden yemediğim azar kalmamıştı.

Levent: Knk şimdi benimde muhabbetim sarıyordu itiraf et. Öyle olmasa hoca sürekli bizi uyarmazdı.

Erdem: Ders çalışmıyordun sen pilotluğu nasıl kazandın?

Levent: Knk kaç defa daha anlatacağım sana. Parayla, para! Anlıyor musun?

Sinan: Para her kapıyı açıyor muydu? Öyle bir laf vardı ya işte senin durumun tam olarak bu.

Levent: Knk bende edebiyat sıfır, zorla geçtim onun derselerini. Senin kopyaların bana çok yardımcı oldu. İşin kötüsü ben senin kağıdını çoğunu yazdım. Yazmama rağmen de 50 alıyordum. Ama sen de 80'ler, 90'lar havada uçuşuyordu.

Sinan: İşin püf noktası sınavda sorduğu şair ya da yazarı övmekteydi.

Levent: Knk Nefî, Nabî, Nazım Hikmet falan soruyordu kadın hep. Takmıştı bu üçüne, vazgeçmiyordu. Kim bu Nefî, Nabî? Benim ne işime yarayacak sanki! Ölmüş gitmiş adamın günahını aldım şimdi. Şükür bitti o günler.

Sinan: Üniversite de başka bir şey mi sordular sanki?

Leyla: Tahmini ne zaman üniveriste kazanırım?

Ceren: Çalışınca her şey olur. Umudunu yitirme Leyla.

Levent: O yalan bir kere.. ben o kadar çalışmama rağmen yine notlarım düşüktü.

Leyla: Ben artık üniversite sınavlarını takip etmek istemiyorum. Umudumu yitirmek üzereyim.

Sinan: Bir şey olmaz. Sen artık devlete düzenli olarak bağış yapıyor sayılırsın. Bu sene kazandın kazandın, kazanamadın artık o zaman vazgeçersin.

Leyla: Bu sene mutlaka kazanacağım. Adaklar adıyorum sürekli kazanayım diye ama nasip olmuyor bir türlü. Ağlamaktan heder oldum.

Levent: Ders çalışıyor musun?

Leyla: Arada bir ama o zamanda saatlerce kalkmıyorum masadan.

Sinan: Çalışmadan nasıl başaracaksın söyler misin?

Leyla: Ben burcuma baktım "Bu sene eğitim hayatında başarılar olucak" diyor.

Levent: Burcun ne senin?

Leyla: Balık, neden sordun?

Levent: Balıklar zekidir. Nasıl kazanamadın bunca senedir sınavı?

Leyla: Zekiyim ama ders konusunda mı orasını bilmiyorum?

Selin: Konu buralara nasıl geldi?

Levent: Konuşarak.

Ceren: Leyla, sen Balık burcu muydun? Şuan öğreniyorum.

Alya: Ben de Başak burcuyum. Balıklar Başaklarla iyi anlaşır mı?

Selin: Genelde anlaşamazlar diye biliyorum.

Sinan: Anlaşsalar bile bu gezegenleri ilgilendirmez! Saçma sapan şeyleri burçlara bağlayıp durmayın artık!

Levent: Başladı yine kızların burç mesaisi.

Mert: Ben günlük burç yorumlarına inanmıyorum.

Leyla: Balıklar duygusal olduğunu söylüyorlar sürekli, sanki sadece bu özelliğimiz var bizim!

Alya: Başak burçlarını da titiz olduklarını söylüyorlar.

Yıldız: Ben Boğa burcuyum. Boğa burçlarının yemek yemeyi ve uyumayu aşırı sevdikleri söyleniyor. Buna kesinlikle katılıyorum. Bu ikisi benim hayatımın olmazsa olmazları.

Esin: Ben de Akrep burcuyum, bunu kime söylesem saçma sapan sorular sormaktan geri kalmıyorlar.

Yıldız: Ama Boğalar'ın sabırlı ve kararlı olduğunu da unutmayın! İlişkilerde de genellikle sadık olduğumuzu söylerler.

Leyla: Evet, sabır Boğalar'ın en belirgin özelliklerinden biri. Akrepler ise oldukça tutkulu, değil mi Esin?

Esin: Kesinlikle ancak insanlar genellikle Akrep burcunu gizemli ve kıskanç olarak tanımlıyor. Oysa ki biz sadece duygularımızı derinlemesine yaşıyoruz.

Sinan: Kendi burcunuzu övüyor gibisiniz! Bunu bir yarışma haline getirmeyin, her burcun kendine has özellikleri var.

Mert: Bu yüzden insanlar burçlara bağlı kalmaya çalışıyor. Kendi kişiliklerini merak ediyorlar ve burçlar bir yol gösterici olarak kabul ediyorlar.

Leyla: Levent sen Yengeç burcuydun değil mi?

Levent: Benim burcum benden başkasını ilgilendirmez! Burcumu öğrenip ne yapacaksınız?

Leyla: Soruyorum sadece bir şey yaptığım yok.

Levent: Geçen gün bir kafeye gittim. İçeri bir kadın girdi içtiğim kahveden fal baktı.

Leyla: Kötü bir şey mi söyledin kadına?

Levent: Kadın bana "insanların mutluluğuna hep şahit olacaksın ama sen asla mutlu olmayacaksın!" dedi.

Leyla: Boşver takma kafana bunları. Falda çıkan her şey gerçek olsaydı ben çoktan üniversiteyi kazanmıştım.

Levent: Falcı sana üniversite mi kazanacaksın dedi?

Leyla: Onun yüzünden her sene giriyorum sınava.

Levent: Birileri seni fena kandırmış desene ahahah.

Leyla: 100 liramdan da oldum onun yüzünden.

Sinan: Ne kadar çok para verirsen o kadar güzel şeyler duyarsın.

Esin: Falcılara inanmıyorum ben.

Leyla: Amacına ulaşmak istiyorsan bu ritüelleri yapmalısın demişti.

Rüzgar: Falcıya gidene kadar oturup ders çalışsan çoktan kazanmıştın istediğin bölümü.

Leyla: İşte ben de ders çalışma istediği yok sorun orada.

Loading...
0%