@madrabazbiryazar
|
Esin: Allah’ım benim bir günüm kazasız belasız geçmeyecek mi? Yıldız: Ne oldu Esin? Leyla: Ayy kesin kötü bir şey oldu. Esin: Nedir bu başıma gelen ya! Alya: Esin ne oldu anlat merakta bırakma insanları. Esin: Çok kötü bir şey oldu, çooook kötü... Rüzgar: Bir konuşabilse neler anlatacak ama, kurban olduğum Rabbim onu da böyle yaratmış, artık bunu da böyle kabul edeceğiz. Levent: ODJWOSJA Esin: Ojem en sevdiğim elbiseme döküldü. Lekeyi çıkarayım derken iyice elbiseyi batırdım. Kaan: O zaman başka bir şey giy, dünyanın sonu değil. Esin: Ama o benim en sevdiğim elbisemdi, yıllardır saklıyordum onu. Özel olarak diktirdiğim elbise bir günde mahvoldu... Mahvoldu benim canım elbisem. Gitti.. gitti gitti...😫 Rüzgar: Başın sağ olsun. Sinan: Rahmetliği minnetle anıyoruz. Leyla: Üzülme Esin, ben sana daha güzelini dikerim. Esin: Gerçekten mi? Levent: Lan Leyla’nın diktiği elbiseden hayır mı gelir insana! Leyla: Niye öyle diyorsun Levent kötü bir tasarımcı mıyım ben! Levent: Eğer Esin, senin bana diktiğin ceketin hâlini bir görseydi o zaman daha çok ağlardı. Leyla: Sen modadan zerre anlamıyorsun Levent! Mis gibi ceketti işte, sen giymedin! Levent: Lan ben o ceketi nerede giyinseydim sanat güneşi Zeki Müren miyim ben? Ya da onu giyip millete konser mi vereceğim, söylesene Leyla, nerede giyineyim ha? Leyla: Tamam, o da zaten günlük bir ceket değildi, hem ondan önceki takım elbiseyi gayet güzel dikmiştim, hiç boşuna bahane bulma, sana da kıyafet beğendiremiyoruz! Levent: Ya ne demezsin! Onu giyip gittiğim partideki adamlar üzerimdekine gülüp ‘bunu diken terzi kör mü’ dediler, sen bu işi beceremiyorsun boşuna beni vitrin mankeni gibi kullanıyorsun! Leyla: Sevimsizsin başka da bir şey demiyorum! Küstüm seninle bir daha sakın benimle konuşma. 😬 Sinan: Onu kendi hâline bırakın yarım saat sonra kendi kendine barışır. Leyla: Neyim ben ya, pembe dizilerdeki şımarık çocuk mu! Sinan: Yorum yaparak zaman kaybetmek istemiyorum. Bilge: Yahu ota boka küsme be Leyla, gerekirse git Levent’i boğ ama küsme. Levent: Kızım, insan akıl vermeden önce karşındakinin ruhsal durumunu göz önüne alarak konuş, gelir beni boğarsa azmettiricisi sen olursun. Leyla: Akıl sağlığım yerinde çok şükür. Levent: Bu grupta bunu yapma potansiyeli olan iki kız daha var: Esin ve Ceren. Kaan: Musibet ikili. Levent: Bir de buna Leyla eklenince Bermuda Şeytan üçgeni gibi takılıyorlar. Rüzgar: Bu arada hâlâ Ceren ortalarda yok. Sinan: Gelir birazdan. Erdem: Abicim saatlerdir odanda ne yapıyorsun çık dışarı. Yüzünü göreyim. Leyla: Abuk subuk konuşup kızı küstürdünüz mutlu musunuz! Kaan: Kötü de olmadı biraz kafa dinleriz. Levent: Dünkü kız sana cevap verdi mi Kaan? Kaan: Tabii ki başka bir ihtimalin olmasına imkan yok. Leyla: Kıza yazık olacak desenize... Esin: Kardeşin benim yanımdaydı Erdem. Erdem: Ne zaman geldi senin yanına, benim niye haberim yok? Esin: Beraber kahvaltı ettik sonra işe gitti, ondan sonra ben de görmedim kendisini. Erdem: Açmıyor, telefonu kapalı. Yıldız: Belki yalnız kalmak istiyordur. Leyla: Mesajlara da bakmıyor. Dün geceden beri hiç girmemiş gruba. Rüzgar: Nereye gitmiş olabilir ki? Kaan: Ceren bu, canı nereye isterse oraya gider. Kimseye haber falan vermek aklına bile gelmez. Ceren: Öyleyimdir huyum kurusun. Rüzgar: Geldi. Erdem: Niye telefonun kapalı senin, bir daha o telefon kapalı olmayacak Ceren. Ceren: Toplantıdaydım abicim. Erdem: Olsun bu bahane değil. Ceren: Bazen abisi olmayan kızlara ne kadar çok özeniyorum bir bilsen abicim. |
0% |