Yeni Üyelik
31.
Bölüm

Havadan Nem Kapanlar

@madrabazbiryazar

Esin: Yaz ayında grip oldum yine.

Sinan: O çok sevdiğin müvekkillerinden bulaşmıştır. Sürekli onlarla dolaştığın için hasta olman çok normal.

Esin: Doktordan rapor aldım iki gün izinliyim. Ve sizin yüzünüzden şu an hastayım savcım!

Sinan: Ben senin grip olmana neden olacak ne yapmış olabilirim ki?

Esin: Bana o dosyayı siz verdiniz. Müvekkilimin hasta olduğunu biliyordunuz değil mi? İnsan bir uyarır herkese bu kadar acımasız mısınız yoksa sadece bana özel bir şey mi?

Sinan: Ben sana gitme demiştim. Gitmekte inat eden sendin. Beni dinlememenin cezasını çekiyorsun.

Esin: Siz sadece "gitmeyeceksin onun yanına" dediniz. Emreder gibi konuşunca sinirlendim ben de. Hasta olduğunu nerden bilebilirdim ki? Ayrıca siz nerden biliyordunuz onun hasta olduğunu?

Sinan: Gelirken kapının önünde müvekkilini gördüm. Sesi kırılmıştı yanındaki avukatlarla konuşurken fark etttim. Ara sıra öksürük nöbetleri geçiriyordu. Senin bu davaya baktığını bildiği söylememe gerek yok sanırım.

Esin: Başım ağırıyor, gözlerim yanıyor, nefes alamıyorum.

Sinan: Nane limon kaynat iyi gelir. İki gün dinlen geçer gider.

Esin: Utanmadan bir de dalga geçiyorsunuz.

Bilge: Bi saniye bunu Sinan bilerek mi yaptı? Yok artık.

Sinan: Ben sana gitme demiştim. Sen kendi hür iradenle gitmek istedin.

Levent: Knk bari işte rahat dur sjsjs

Sinan: Abartıyor işte.

Esin: Yaptıklarınız sadece bunlar da değil!

Yıldız: Seni insanlığa davet ediyorum. Bile bile kızı hasta olmasına neden oldun.

Levent: Biz seni burdan kınıyoruz.

Kaan: Tabii ben de hiç tasdik etmiyorum.

Mert: Ayıp be!

Rüzgar: Esin'den özür dilemelisin.

Leyla: Alay ederek yazdıklarına yemin ederim ama kanıtlayamam.

Kaan: Çok belli ettik EJGJVTFG

Esin: Sizi toplayıp birbirinizi kafa kafaya çarpasım var.

Leyla: Ben yardımcı olurum.

Alya: Ben de.

Rüzgar: Sen de bu hayatı fazla ciddiye alıyorsun. Şaka da mı yapmayalım?

Esin: Ben burada nefes alamıyorum siz dalga geçiyorsunuz.

Rüzgar: Kıyamam. Çok mu hastasın geleyim mi yanına?

Esin: Ne oldu insafa mı geldin, az önce öyle demiyordun ama?

Rüzgar: Sana da iyilik yaramıyor. Ben bu kıza yaranamıyorum arkadaş!

Esin: Senden gelecek yardımdan bana hayır gelmez.

Rüzgar: Mert'te hasta olmuştu ona bir içecek hazırladım anında ayaklanmıştı. Sana da hazırlarım. İyileşirsin hemen. Hadi bu da son kıyağım olsun sana.

Esin: Gelmene gerek yok burdan söyle. Ne vardı içinde? Söyle ben yaparım.

Rüzgar: Özelden attım sana.

Esin: Rüzgar sen deli misin? Bu listedeki malzemeleri alana kadar benim gribim geçer. Aşure gibi tarif vermişsin.

Leyla: Saçma sapan şeyler içme Esin. Güvenme şuna! Hiç onun ipiyle kuyuya inilir mi aklını mı kaçırdın?

Esin: Denize düşen yılana sarılır artık yapacak bir şey yok.

Leyla: Sana çorba yapmaya geleyim mi?

Esin: Ben yaptım bile, içiyorum şu anda ama pek işe yaramıyor gibi.

Yıldız: Sen çorbanı içmeye devam et. Akşam ben sana uğrarım. Sıkı giyin üşütme kendini.

Esin: Sizlere de bulaşır gelmeyin, ben iyiyim.

Yıldız: Korkma bana bulaşmaz çünkü grip aşım var. Hem gelirken maske takarım.

Kaan: Bunlardaki akıl anca bu kadar olur acıyorum size sjsj

Sinan: Yok arıcı kıyafeti giy öyle git.

Yıldız: Grip aşımın olması ve maske takmamın neden akılsızlık olduğunu düşünüyorum.

Kaan: Eninde sonunda bulaşacak o grip hepimize.

Leyla: İlk sana bulaşsaydı keşke. Var mı senin kronik bir rahatsızlığın?

Kaan: Yok, doktor turp gibisin demişti.

Ceren: İki yıl önce söylemişti onu doktor.

Kaan: Olsun gidip kontrol yaptırmış mıyım yaptırmışım. Mesele yok o zaman.

Rüzgar: Spor yap Esin belki iyileşirsin sjsj

Esin: Ben kolumu kaldıramıyorum halsizlikten. Bu diyor spor yap! Ulan benim hiçbir şey yapamaya mecâlim kalmadı. Canım da çok sıkıldı.

Kaan: Film izleyebilirsin.

Esin: Kumanda diğer koltukta uzanmaya üşeniyorum. Ayrıca battaniyeme sarılmışım ve kalkmak istemiyorum.

Sinan: Telefonundan izle.

Esin: Yorgunum canım hiçbir şey yapmak istemiyor.

Kaan: Gribini diğer arkadaşlarına da bulaştırmaya ne dersin?

Ceren: Senin bu psikolojini Sigmund Freud bile düzeltemez. Bence seni imha etmeliyiz.

Esin: Uyumak istiyorum ama nefes alamadığım için uyuyamıyorum.

 

Levent grubun ismini 'Esin ve Dertleri' olarak değiştirdi.

Sinan: Bak, bu isim güzel oldu! Sanırsın dünya üzerinde bir bu dert çekiyor. Bir görsen ne dertler var. Kendinde olanlara şükredersin.

Kaan: Aynen mesela aylardır aramama rağmen bulamadığım turuncu kravatım yok.

Ceren: Senin turuncu kravatın yok bir kere.

Kaan: Nerden biliyorsun olmadığını, belki de sen aldın vermiyorsun?

Ceren: Ben ne yapayım senin turuncu kravatını, ne işime yarar ki?

Kaan: Boynuna takmıştın o gün gördüm seni, kravatımı geri ver çabuk.

Ceren: O fular gerizekalı, kravat değil! Ayrıca o senin değil, benim.

Kaan: Onu senin aldığına adım gibi eminim. Bak ben o kravatımı daha çok sevdim o yüzden benim anladın mı?

Ceren: Pardon ama turuncu kravatını geri verirsem ne yapacaksın Kaan?

Kaan: Ne yapacağım beni ilgilendirir.

Ceren: Üzgünüm o zaman kravatın sonsuza kadar ben de kalacak.

Esin: Bu grup ismi de ne böyle? Değiş şu grup ismini Levent!

Levent: Yok biraz dursun sonra yine değiştiririm.

Esin: Mert sen de yöneticisin değiş şu ismi hemen.

Mert: Bence böyle güzel oldu.

Esin: Arkadaşlar her şeyden bu kadar çok mu şikayet ediyorum?

Levent: Evet.

Esin: Ama ne yapayım o zaman söyleyin savcınız bana düzgün davransın.

Sinan: Ben sana ne yapıyorum ki?

Esin: Siz çok sinsisiniz, zaten üzerimde aşırı derecede baskı varken bir de müvekkillerimin ifadelerini değiştirmek için zorlamayın. Yoksa hakkınızda soruşturma başlatmak zorunda kalacağım.

Sinan: Bir yanlışım varsa tabii ki açabilirsin ama eğer mahkeme lehime karar verirse o zaman, o olmayan huzurunu daha çok bozarım.

Esin: Ben her zaman inandığım şeyi savundum. Lütfen adaletli davranın. Müvekkilim odadan çıktıktan sonra ağızını bıçak açmıyor. Ne yapıyorsunuz tehdit mi ediyorsunuz?

Sinan: Git onu kendisine sor. Bana niye söylüyorsun?

Esin: Soruyorum ama bir yanıt yok. Eminim siz bir şey söylediniz ya da yaptınız. Odanızdan çıktığında yüzü korkudan bembeyazdı.

Sinan: Bir daha bana dolandırıcıları savunma seni de o savunduklarının yanına gönderirim. Haberin olsun.

Bilge: Sen her gün çekiyor musun bunu böyle?

Esin: Ee bu işin raconu bu, nae yapalım işte benim de kaderim bu.

Sinan: Racon falan böyle şeyler benlik değil.

Esin: Bilmez miyim savcım, siz ne adaletlisiniz, siz ne namuslu insansınız, ne şeref sahibisiniz!

Kaan: Bunlara "sız - siz" eklerini koyun öyle okuyun ASDWDJNHJNSLK

Yıldız: Büyük ihtimalle o da içinden ekliyordur.

Esin: Gülersem beni hapse atmayın savcım.

Alya: Baskı altında iş yapmak ne zor iş. Senin yerinde olmak istemezdim.

Sinan: Emredileni yapmak daha kolaydır. Emir vermek her zaman zordur.

Esin: Nuriye Hanım'da sizin için aynısını söyledi. Şu biçâreyi azad edin savcım. Sürekli dışardan kahve siparişi veriyormuşsunuz. Size hizmet etmekten kadın kendi işini yapamıyormuş.

Sinan: Esir mi aldım azad ediyorum Nuriye'yi?

Bilge: Kadın kaç yaşında acaba?

Esin: 43 olması gerekiyor galiba.

Kaan: Nuriye diyor koskoca kadına sjsjs

Esin: Boyu kısa ondan öyle diyor ya da saygısız.

Sinan: Sürekli etrafta dolaşıp dikkatimi dağıtıyor, ben de çok dolaşmasın diye kahve almaya gönderiyorum.

Esin: Hades'le bir akrabalığınız falan var mı merak ediyorum!

Sinan: İma ederek lafı çarpma, açık açık söyle ne söyleyeceksen.

Esin: Sizin tayin işi ne zaman?

Sinan: İki sene sonra.

Esin: 2 YIL... 24 ay... 104 hafta... 730 gün... geçer ya geçer!

Yıldız: Esin zamanlayıcı başlattı.

Erdem: Çok delikanlı kız yemin ediyorum.

Levent: Fark ettiyseniz bugün günaydın yazmadım.

Leyla: Dün biz seni pişman ettik o yüzdendir canım 💅

Levent: Hepiniz anlaştınız mı yani?

Sinan: Hep sen mi sinir edeceksin biraz da biz seni sinir edelim.

Erdem: Günaydın bu arada herkese ;)

Levent: Lan tamam başlamayın yine, anladık günaydın. Lütfen herkes birden yazmasın.

Alya: Günaydın Erdem.

Erdem: Günaydın hanımefendi sabah şerifleriniz hayır olsun.

Leyla: Günaydınnnn Levent.

Levent: Şu günaydın merasiminiz bitirin lan artık.

Yıldız: Sana da günaydın Levent.

Kaan: Knk bu arada günaydın.

Sinan: Günaydın demeyi sevmiyorum ama günaydın Levent.

Levent: Hatırlatan aklıma...

Mert: Bu arada en çok sana gün aydı Levent :)

Levent: Ne günah işledim Yarabbi..

Kaan: Yani anlayacağın kendi bacağına sıktın kardeşim.

Loading...
0%