Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Kendimize Gelmeden Önce

@madrabazbiryazar

Alya oda da hiçbirine bakmadan defterinden sayfaları çeviriyordu. Her dakika biri geliyordu. En son Kaan gelince kapıyı kapattı ve seansa başlamadan önce hâl hatır soruldu.

Alya: Evet nasılsınız dünden beri?

Levent: bunun için mi geldik ya!

Sinan: hâl hatır sormayı geçip sadede gelelim.

Kaan: Nasıl olalım yorgunuz işte.

Erdem: benim midem bulanmaya başladı. Böyle ortamlardan nefret ederim.

Sarp: iyiyiz Alya, sen nasılsın?

Alya: iyiyim ben de.

Levent: orası belli oluyor zaten, hadi ya başlayalım da bitsin hemen!

Alya: acelen ne Levent?

Rüzgar: kızlarla bulaşacaktı yine, ne olacak ki başka?

Alya: Kaan seninle başlayalım.

Kaan: bak baştan söylüyorum bana nasihat etme. İşe yaramaz.

Alya: tamam zaten sana nasihat etsem de dinlemeyeceksin. Boşuna yormam kendimi ben. Şu soruyla başlayalım... Eksikliklerini tamamlamak sana ne hissetirirdi?

Sinan: direkt girdi konuya.

Levent: dur bakalım ne cevap verecek beyefendi!

Kaan: eksiklik derken? Ben kendim de bir eksiklik görmüyorum.

Alya: Leyla'la sürekli dalga geçmen, her şeyi alaya almak için mantıklı bir cevabın var mı peki?

Kaan: Levent daha çok dalga geçiyor. Bana soracak olursan ben hep böyleydim zaten.

İlk sözünü umursamadan devam etti: "Böyle olmana ne sebep olduğu hakkında bir fikrin var mı?" Diye sordu.

Rüzgar: benim var aslında da şimdi burda uygun kaçmayacak.

Alya'nın gözleri açmış not alıyordu bir yandan.

Levent: benim bildiğim hasta ve danışman yalnız olur. Kaç kişiyiz burda! Utanmazsan altın günü düzenleyeceksin. Belki ben özel bir şey anlatıcağım.

Alya sinirlenmeden Levent'e cevap verdi. 'Özeliniz mi var? Hepiniz arkadaşsınız ve birbirinizin attığı her adımdan ve yaptıklarınızdan haberdarsınız. Yalan söyleseniz bile diğeriniz mutlaka düzelteceğini bildiğim için burdaya topladım sizi. Sadece ufak bir konuşma yapmak istiyorum. Bazı şeyleri düzeltmek adına..

Sarp: bir de sana saf diyorlar. Salağa mı yatıyordun bunca zamandır?

Alya: neyse devam edelim. Sen Kaan.. Evet kendinde eksik gördüklerinden söz ediyorduk devam et.

Kaan: ben insanların üzüntülerine empati kuramıyorum. Yani belki de bu yüzden acımasızca karşımdakinin duygularını umursamıyorum. Empati bağlarını kuramıyorum karşımdakiyle..

Levent: kim kuruyor ki zaten bacım!

Alya: Levent!

Levent: tamam sustum

Rüzgar: ama dizdin bizi bardak gibi buraya..

Alya: arkadaşınız anlatıyor işte sabredin biraz

Rüzgar: tamam tamam. Kaan korkularından bahset bize.

Rüzgar gülmeye başlayınca Alya elindeki kalemi masaya birkaç kere hafifçe vurdu.

Alya: arkadaşlar taşkınlık yapmayın.

Hiçbir şey olmamış gibi Kaan'la göz teması kurarak:"Hiç birini anlamayı denedin mi?" Dedi Alya.

Kaan: denedim. Ama olmadı.

Alya: kimdi peki o. Bir kadın mı?

Kaan: Evet, adı Süheyla'ydı biraz şizofrenlik vardı da sjsj

Alya: ciddi ol Kaan! Dürüst cevap verirsen sana yardımcı olmaya çalışıyorum şuanda.

Kaan: tamam. Hiçbir kadınla empati kuramıyorum ve kadınları anlayamıyorum.

Erdem: ulan gamsız adamın tekisin. O yüzden kimseyi anlamak işime gelmiyor demiyorsun da.

Alya: kadın erkek eşitliğe inanıyor musun peki?

Kaan tam cevap verecekti ki Sarp konuştu: "Öyle bir şey söyleniyor olabilir ama biz insanlığı beceremediğimiz gibi eşitliği de beceremiyoruz."

Mert: aga be, bizde derdimiz var zannediyoruz. Asıl çilekeş buradaymış!

Sinan: tam adliyenin duvarına asmalık söz.

Levent, Sarp'a alayla baktı.

Sarp: ben hümanist biriyim kardeşim sonuna kadar eşitliği savunurum.

Alya Kaan'a dönerek "Ne kadar güzel bir şey aynısını sana da tavsiye ediyorum." dedi.

Kaan: aman almayayım ben sağ ol.

Alya bunca zamandır arkadaşlarına yapılan haksızlıklara dayanamadı içinden geçenlerin hepsini söyledi.

Alya: Peki sen bilirsin. Evet.. sırada sen varsın

Levent. Dün ki sinirinden başlayım istersen. Neden arkadaşlık dengesini kuramıyorsun, dostum dediğin kişi hiç düşünmeden üzüyorsun ve Leyla'ya karşı neden böylesin?

Levent: gerçekten delirmek üzereyim. Leyla gibi biriyle uğraşamak radyosyona maruz kalmak gibi! Bir gün bakıyorum her şey harika, ertesi gün insanı canından bezdirmekte bir numara!

Alya: duygusal birisin hatta 'duygularını en uçlarda yaşamak' senin için bir yaşam felsefesi haline gelmiş. Leyla'da öyle, ama ona dün ki olan davranışın kırıcıydı. Özür diledikten sonra yine aynı şeyleri yapmaya devam edebiliyorsun.

Rüzgar: Çabuk sinirleniyor, insanları galeyana getirebiliyor.

Erdem: Ve manipülatif. Bu yüzden de karşındakinin ona olumsuz bir cevap vermesi huzursuz ediyor. Yanlış mıyım arkadaşlar?

Sinan: Doğru.

Alya: sen de öylesin Sinan. Sana da geleceğiz sonra.

Levent'e tekrardan yöneldi. Göz temasını kurarak: "İntihara meyillisiniz ikinizde.. Ona hem en iyi dostun hem de en büyük düşmanınmış gibi davranıyorsun. Bu da arkadaşlığınızı mahvediyor. "

Levent: bilmiyorum kimseye güvenemiyorum artık. Bana yapılanları unutmam kolay olmadı. Bütün bu olanları unutup yeni bir sayfa açmayı denedim. Artık her şey geride kaldı. Atlattım sayılır.

Kaan: Aldatıldıktan sonra daha çok içmeye başladın. Bu atlatmış halinse atlatmamış hâlini düşünemiyorum.

Alya: derdinizi içerek değil sevdiklerinle dostlarınla konuşarak halletmeye çalıştın mı hiç?

Levent: kimse içimde ne yaşadığımı bilmiyor. Ben onlara derdimi anlatınca ellerine koz vermişim gibi hissediyorum.

Alya: peki sen Rüzgar, içmeyince nasıl hissediyorsun?

Rüzgar: ben bağımlı değilim. Eminim Levent'te değil ama böyle devam ederse bağımlı olabilir. Erdem'i biliyorsun zaten o da sorunlarını çözmek yerine bağırıp çağırmayı, içmeyi bilenlerden biri.

Alya Rüzgar'ın dinliyor bir yandan da notlar almaya devam ediyordu. Yazmayı bitirip Mert'e baktı.

Alya: Mert sen içmiyorsun zaten, bunu hepimiz biliyoruz. Ama insanlara karşı çok fazla soğuk ve duyarsızsın. Böyle olmayı kendin mi istiyorsun yoksa başka bir nedeni var mı?

Mert: insanlardan nefret ediyorum. Kimseye güvenmiyor ve sevmiyorum. Böyle olmak benim işime geliyor.

Alya: Mert, yakında evleneceksin ve 'ben insanlardan nefret ediyorum' diyorsun. Sence bu ne kadar doğru?

Bir süre konuşmayınca konuşmasını sürdürdü.

Alya: ne hissettiğini bilmiyorsun galiba? Kafan karışık.

Mert: aslında biliyorum ama kimseyle bir ömür geçirmek isteyeceğimi sanmıyorum. Buna evleneceğim kadın da dahil.

Sinan: madem evleneceğin kadını bir süre sonra istemeyeceksin, niye evleniyorsun lan o zaman?

Mert: onu seviyorum çünkü. Ama bunun uzun sürmeyeceğini de biliyorum.

Rüzgar: Leyla iyi ki burada değil yoksa bir büyük açardı. Yazık lan kıza seni liseden beri seviyordu.

Rüzgar'ın bu sözü Levent'in aklına bir an Leyla'ya 'Mert evleniyor' dediğindeki hali gözlerinin önüne geldi.

Sıra Rüzgar'a gelmişti.

Rüzgar: Öyle baktığına göre sıra bende, değil mi? Ne not alıyorsun oraya çok merak ettim ya da dur. Ben soruyu soracağım. Sence ben nasıl biriyim?

Alya: Merhametsiz, hiç kimsenin sana istemediğin bir şeyi yaptırmasına izin vermeyecek birisin.

Rüzgar: Bu kadar mı?

Erdem: İnsanların arasını bozmakta üstüne yoktur.

Rüzgar: Ama Levent'te öyle.

Alya: Nasıl biriyim diye soran sendin. Arkadaşın da cevapladı seni işte.

Rüzgar: Hiç mi iyi yönüm yok?

Alya: Var olmaz olur mu komik birisin, gönül almasını iyi biliyorsun, arkadaşların için her türlü fedakarlığı yapmaktan çekinmezsin.

Levent: Huysuz biri biraz

Kaan: Egosu Kaf Dağı'nın zirvesinde bunu da söylemiş olalım. Asla strese gelemez.

Sinan: İyi insan aslında 😈

Rüzgar: Ben egolu değilim.

Kaan: İtiraz etmek gerçeği değiştirmez.

Rüzgar: Bana niye soru sormadın Alya?

Dora: Tamam soruyorum o zaman, Esin deyince ne hissediyorsun, ya da şöyle sorayım; Esin'e karşı bir şey hissediyor musun?

Levent: bak Alya bile fark etmiş görüyor musunuz?

Rüzgar: Lan bi sus ortalığı karıştırma sürekli.

Alya: Dinliyorum..

Rüzgar: Güzel kız şimdi insan onu görünce meraka kapılıyor. Bir şey, beni ona çekiyor sanki.

Alya: Aora diyoruz biz ona. Beğeniyorsun yani sadece bu kadarcık mı? Buraya konuşmaya çağırdım ama sizler susuyorsunuz.

Rüzgar: Biraz da kendini beğenmiş ama ağzı iyi laf yapıyor. Tam mesleğini bulmuş yani.

Alya'nın yüzündeki gülümsemeyi gören Rüzgar:" Bunu ona söylersen Alya, külahları değişiriz seninle. Sadece güzel o kadar. "

Alya: Ve sen...

Rüzgar: Malum şahısa geldik demek sjs

Levent: insan eski sevgilisine seans düzenler mi, oldu mu şimdi bu? 😈

Erdem: Bak bu içki meselesini açmayın tamam mı?

Alya: Tamam başka bir şey konuşalım.

Erdem: aynen başka bir şeylerden konuşalım. İstediğini sor. Dürüstçe cevap vereceğim.

Alya: Bu şıpsevdi gönlüne kaç kadın daha sığdırmayı düşünüyorsun?

Levent Alya'nın lafına öyle kahkalarla güldü ki. Erdem böyle bir soruyu beklemediği için değil, Levent'in gülmesine sinirlenmişti.

Levent: Ex yengem acımadı. Ummadık taş baş yararmış işte.

Erdem: tamam eşeklik ettim. Seninleyken diğer kadınlarla aramdaki ilişkiye dikkat etmeliydim.

Alya: Sadece o mu, bana karşı olan tavrın da pek iç açıcı değildi. Mesela hep senin istediğinin olması, başkasına sinirlenince gelip bana çatman...

Emir: Sinirimi hep senden çıkardığım için özür diliyorum ama ne önemi kaldı ki bunların, biz ayrıldık sonuçta :(

Alya: Geç olsun da güç olmasın ama hatanı anlaman güzel.

Erdem: Yani hâlâ umut var diyorsun.

Alya: Ben öyle bir şey demedim.

Erdem: Öyle demesen bile öyle demeye getirdin.

Alya: bu konuyu seninle daha uzun tartışırdım ama sıra Sarp'ın.

Sarp: Beni niye çağırdın çok merak ediyorum. Dalga geçip gülen onlardı ben bir şey söylemedim ki! Kimseye bu zamana kadar küfür dahi etmedim.

Alya: Ben seni buraya övmeye çağırdım.

Erdem: Sarp'ı gerçekten övmek için mi çağırdın?

Alya: Sen bunlar gibi değilsin. Eşine sadık ve harika bir abisin.

Kaan: Sen bir de onu Yıldız'a sor. Ne çekiyordur şimdi Sarp'ın elinden asfjljls

Rüzgar: Sarp, kadınlarda nasıl bir tesir bıraktıysan hepsi aynısını söylüyor. 'Bundan bir zarar gelmez dediğimiz tipsin' tam.

Sinan: en tehlikeli insan tipi kendini zararsız göstermesi.

Alya, Sinan'in lafını duyunca bir anda ona döndüp baktı.

Alya: değilç mi, insan sana bakınca uzak durması gerektiğini 10 metreden anlıyor!

Sinan Alya'ya baktı.

Alya: Şu bakışın bile çok şey anlatıyor. Kırıyorsunuz insanları hiç düşünmeden.

Levent yanındaki Sinan'ın kulağına eğilip sessizce: "Savcı sensin güya ama yargıyı Alya dağıtıyor."

Alya: Konumuza dönecek olursak insanlarla konuşmak istemiyor gibisin. Yoksa Mert gibi sen de mi insanlardan nefret ediyorsun?

Sinan: Nefret etmek değil de yormak istemiyorum kendimi diyelim.

Levent: Alya sen bizi buraya nefretini kusmaya mı çağırdın?

Alya: Ben sizin sorunlarınıza çare olmak istiyorum. Size yardım etmek istiyorum. Amacım bu!

Levent: Tamam sustum devam edin siz.

Alya: Arkadaşların senin hakkında ne düşünüyorlar?

Sinan: Ben ne bileyim bunu onlara sorsan daha iyi olur.

Alya: Sinan size göre nasıl biri?

Birkaç saniyelik sessizlik oluştu. Ardından konuşmaya başladılar sırayla.

Levent: Sinan, nefret etiğin insanı çok belli eder. Hatta ona dünyayı zindan etmek aşırı zevk verir.

Mert: Her ne kadar belli etmese de tutkulu biri. Sevdiklerine cennet, sevmediklerine cehennem kadar soğuk...

Rüzgar: İstediğin her şeyi eninde sonunda elde edecek kadar hırslı. Göz kara. Aynı zaman da hem sinirli ve hem de aşırı sakin! Ne yapacağını o biliyor ama başkasına hissettirmiyor bile.

Erdem: Kendisine ve sevdiklerine yanlış yapılmasına, insanların onu sevmesine izin vermez. Adaletli biridir. Yeri gelir kendini bile hesaba çeker.

Alya ilk defa kavga etmeden konuşmalarını görünce mutlu oldu. Birbirlerini çok iyi tanıyan bu karşısındaki adamlara gülümseyerek baktı.

Alya: Söylediklerinize katılıyorum gerçekten de öyle biri Sinan.

Sinan: Ben gördüğünüzden fazlası değilim.

Levent: Biz birbirimizi satmayız. Nasıl siz kadın dayanışması yapıyorsanız biz de aramızda kimseyi ezdirmeyiz.

Kaan: Biz de böyle anlaşıyoruz işte sjsj

Konuşmaların sonuna doğru gelmişlerdi. Hepsi ayağa kalkmış Alya'nın son sözlerinin bitmesini bekliyorlardı.

Alya: Sonuç olarak sizi buraya hem konuşmaya hem de artık eskisi gibi davranmamanız için çağırdım. Herkes hata yapar önemli olan farkına varmaktır. Lütfen bu söylediklerimi aklınızdan çıkarmayın olur mu?

Alya hepsiyle el sıkıştıktan sonra kapıya kadar eşlik etti. Yorucu bir gün olmuştu gidip kendine kahve alıp içti.

Loading...
0%