Ali, şehir hayatının monotonluğundan bunalmış, yeni bir macera arayışı içinde olan genç bir gazeteciydi. Anadolu'nun ücra bir köşesinde, adı pek duyulmamış bir köyde yaşanan gizemli olaylar, onun dikkatini çekmişti. Yanında, hayatını paylaştığı ve birlikte çalışmaktan keyif aldığı nişanlısı Zeynep vardı. Zeynep, bir psikolog olarak, insanların gizemli korkularını ve hikayelerini anlamaya her zaman ilgi duymuştu. Bu yolculuk, ikisi için de hem bir kaçış hem de bir keşif yolculuğu olacaktı.

Köye vardıklarında, ilk dikkatlerini çeken şey köyün olağanüstü sessizliği oldu. İnsanlar, yabancılardan hoşlanmıyor gibiydi ve Ali ile Zeynep köy meydanında dolanırken, köy halkının onlara tuhaf ve tedirgin bakışlar attığını fark ettiler. Köylüler, üzerlerinde bir yük taşıyor gibiydi; konuşmaları fısıltı seviyesindeydi ve çoğu zaman göz teması kurmaktan kaçınıyorlardı. Bu sessizlik, köyün etrafını saran sisli atmosferle birleştiğinde, adeta başka bir dünyanın kapılarını aralıyordu.

Ali, köyün kahvehanesine giderek oradaki insanlarla konuşmaya çalıştı. Ancak, herkes ya konuyu değiştiriyor ya da sessizliğe bürünüyordu. Kahvehanenin tahta masaları ve duvarlardaki eski fotoğraflar, köyün geçmişine dair ipuçları veriyordu. Tam umudunu yitirdiği anda, kahvehanenin köşesinde oturan yaşlı bir adam, Dede Hasan, onları yanına çağırdı. Hasan Dede, köyün eski sakinlerinden biriydi ve bu tür olaylar hakkında konuşabilecek kadar cesur olan tek kişiydi.

Dede Hasan, Ali ve Zeynep'e köyün karanlık geçmişinden bahsetti. Yıllar önce, köyde bir büyücü yaşamış ve köyü lanetlediği söylenmişti. Bu lanet yüzünden köyde sık sık garip olaylar meydana gelmekte ve köy halkı bu olayları çözemez hale gelmekteydi. Hasan Dede'nin anlattığına göre, köyün ortasında yer alan terk edilmiş köşk, bu lanetin merkezi olarak biliniyordu. Köydeki insanlar, bu köşkten mümkün olduğunca uzak duruyorlardı.

Ali ve Zeynep, köşkü görmek istediler. Köyün çıkışında, ormanın içinde saklı duran bu köşk, ürkütücü bir güzelliğe sahipti. Eski ama heybetli yapısıyla, adeta yıllarca sakladığı sırlarıyla onları çağırıyor gibiydi. Köşke yaklaştıklarında, Zeynep bir ürperti hissetti ama Ali'nin cesareti onu da motive etti. Köşkün giriş kapısı, paslanmış menteşeleri ve üzerindeki örümcek ağlarıyla uzun zamandır kullanılmadığını gösteriyordu.

Köşkün çevresini dolaşırken, Merve adında genç bir kızla karşılaştılar. Merve, köyde yaşayan bir gençti ve köşk hakkında diğerlerinden daha fazla şey bildiği izlenimi veriyordu. Ancak, Merve'nin gözlerinde bir hüzün ve korku vardı. Ali ve Zeynep'in köşkle ilgilenmelerini istemez bir hali vardı, ama bir yandan da yardım etmek ister gibiydi.

O gece, Ali ve Zeynep köydeki küçük bir pansiyonda kaldılar. Köydeki sessizlik gece de devam ediyordu. Ancak, gece yarısına doğru, köydeki herkesin duyabileceği kadar yüksek bir çığlık sesi yankılandı. Ali ve Zeynep sesin geldiği yöne doğru koştuklarında, köylülerin de aynı yöne doğru toplandığını gördüler. Ses, köşkten gelmişti. Köylüler korku içinde geri çekilirken, Ali ve Zeynep köşke girmeye karar verdiler.

İçeri girdiklerinde, köşkün uzun zamandır terk edilmiş olmasına rağmen bazı odaların düzenli olduğunu fark ettiler. Bir odada, duvarlara kazınmış eski yazılar ve semboller dikkatlerini çekti. Bu semboller, Dede Hasan'ın bahsettiği lanetle ilgili olabilirdi. Zeynep, bu sembollerin psikolojik etkilerini anlamaya çalışırken, Ali fotoğraflar çekip notlar almaya başladı. Eski bir dolabın içinde buldukları, köyün geçmişine dair ipuçları taşıyan tozlu belgeler, köşkün sırlarını açığa çıkaracak gibi görünüyordu.

Geceyi köşkte geçirmeye karar veren Ali ve Zeynep, yavaş yavaş köşkün karanlık atmosferine alışmaya başladılar. Ancak, gecenin ilerleyen saatlerinde, duvarlardan gelen tuhaf tıkırtılar ve fısıldayan sesler, onların huzurunu kaçırmaya başladı. Sanki köşk, yıllardır sakladığı sırlarla birlikte canlanıyor gibiydi.

Bölüm, Ali ve Zeynep'in köşkün içindeki gizemli semboller ve seslere daha derinlemesine bir anlam yüklemeye başladıkları bir anla sona erer. Köydeki lanetin sırlarını çözmek için daha fazla zaman harcamaları gerektiğinin farkına varırlar. İlerleyen sayfalarda, bu lanetin ardındaki gerçekleri keşfedecekleri zorlu bir yolculuk onları beklemektedir.