Yeni Üyelik
14.
Bölüm

12.Bölüm

@magoasssd

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen💕

(ू•ᴗ•ू❁)

Sırtımı duvara yaslamış gözlerimi kapatmıştım. Çıkışa az kalmıştı ve bu son tenefüstü. Arka bahçedeydim. Etrafta tek tük insan vardı.

Beklemediğim bir anda kulaklığım kulaklarımdan çekildiğinde gözlerimi açmış kafamı yukarı kaldırmıştım.

Enes'ti.

Sırtında hem benim hem onun çantası vardı. Çantaları bir köşeye bırakmış,yanıma oturmuştu.

Ona ne var dercesine kafa salladığımda cebinden iki çikolata çıkarmış birini bana uzatmıştı.

"Çikolata yer misin? "

"Olur." deyip elinden çikolatayı almıştım. Paketi açtığım sırada,

"Biliyor musun benim en sevdiğim aburcubur çikolata'dır. Hatta biri bana cips mi yoksa çikolata mı diye soracak olsa çikolata derim. Özellikle üzüldüğüm zamanlar kendime bir sürü çikolata alıp yemeyi çok severim, sence Cips mi? Çikolata mı? "

Çikolatasını ısırdığında bana bakmaya başlamıştı.

"Çikolata yemeyi severim ama cipsi hiç bir aburcubura değişmem. O daha güzel. " deyip omuz silktiğim de bana ağzı dolu gözlerini büyülterek bakmıştı.

O hali çok tatlı ve komik gözüktüğü için kıkırdamıştım.

"Nasıl cipsi ya? Çikolata'dan güzel hiç bir şey yok. "

"Bana göre de cipsiden güzel bir şey yok. "

Aslında az çok napmaya çalıştığını anlamıştım. Üzüldüğümü anlamıştı ve kafamı dağıtmak için benimle sohbet ediyordu. Sanki o yanıma gelip konuştuğunda tüm dertlerimi kısa bir anlığına unutmuştum.

Çıkış saati geldiğinde ona gülümseyip teşekkür etmiştim. İkimiz oradan ayrıldıktan sonra Mete'nin çıkmasını bekliyordum.

Mete geldiğinde koluna girmiş, yürümeye başlamıştım. Mete'nin susması ve yüzünü asması beni rahatsız ettiğinde, "Mete, o dangalak bana olan sinirinden sana öyle dedi tamam mı? İnan bana senlik bir şey yoktu. Şu yüz ifadeni düzeltmezsen seni döverim bak. "

Bana gülmüş, "Üzgün değilim ki. Sadece sana karşı takındıkları tavır canımı sıkıyor abla. Yaklaşık 1 ay oldu, halâ birilerinin seni görmezden gelmesi, diğerlerinin de nefret kusmasını anlamıyorum. Tamam bazı şeyler olmuş olabilir geçmişte ama denemiyorlar bile. "

Ona önemsiz dercesine kafamı salladım. "İnan bunları konuşmak istemiyorum. Sorun yok ve hiçte önemli değil."dediğimde dudaklarını birbirine bastırmıştı.

Birkaç konudan daha konuştuktan sonra eve varmıştık. Boran bey okuldan sonra genelde arkadaşlarına gittiği için bizimle gelmiyordu. Yalnızca biri bizi almaya geldiğinde mecburi bir şekilde bizimle geliyordu.

Eve girdiğimiz de odalarımıza girmiş üstlerimizi değiştiriyorduk. O sırada Esra Hanım da bize yemek hazırlıyordu.

Esra Hanım işlerini evden yapan biriydi o yüzden genelde bize o yemek yapardı. Çalışanlar genelde temizlikle ilgileniyordu zaten.

Aşağıya inmek için merdivenleri kullandığımda elimde telefonumla hızlı bir şekilde iniyordum. Tabiki böyle bir mallık yapmıştım çünkü ben mal biriydim.

Ayağım merdivene değil, boşluğa denk geldiğinde dengemi koruyamamış tam yere yapışacağım sırada biri beni kollarının arasına hapsetmişti.

Kafamı kaldırıp baktığımda bunun Ilgaz olduğunu gördüm.

"Niye hızlı hızlı iniyorsun? Ya düşüp bir yerini kırsaydın? " dediğinde bana kaşları çatık bir şekilde bakıyordu.

Kendimi düzeltip dengemi koruduğumda yutkunup, "Pardon, düşebileceğimi kısa bir süreliğine unutmuşum. " dedim.

Bana bakmayı kesip hiç bir şey demeden yanımdan geçip yukarı çıkmaya başlamıştı. Allah aşkına bu saatte evde napıyordu deccal bakışlı. Hiç abartmıyordum sinirlenince çok korkunç gözüküyordu. Öbür türlü yakışıklı demeyenin gözü kör olmalıydı.

Aşağıya inip yemek yedikten sonra saatler birbirini kovalamış akşam olmuştu. Ben ise şu an odamın balkonunda Ayaz'ı bekliyordum.

Balkon'un kapısı açıldığında içeriye elinde kahvelerle Ayaz girmişti. Yanıma oturup elime kahveyi verdiğinde ona dönmüştüm.

Bana içten bir şekilde gülümsemiş ve konuşmaya başlamıştı.

"Güniz, açıkçası kaç gündür seninle konuşmak için kafamdakileri toparlamaya çalışıyordum. Öncelikle senden geldiğin ilk günden beri,sana bir abi gibi davranmadığım için özür dilerim. Sen canımdan kanımdansın bunu nasıl hiçe sayabilirim ki? Sende diğer 3 kardeşim gibi benim kardeşimsin. Ben seninde beni sevmeni ve abin olarak görmeni istiyorum. Benim bir tane kız kardeşim var ve ben onu kazanmadan kaybetmek istemiyorum. "dediğinde bende bir şeyler deme ihtiyacı hissetmiştim.

"Bak ben bir anne, baba, abi ve kardeş ne demek bilmiyordum bi önceki hayatıma kadar. Halâ bile çok garip geliyor. 17 yıl sonra karşıma geçiyorlar ve bana abilerin, ikizin ve kardeşin var diyorlar. Dediğin gibi nolursa olsun sizde benim canımdan kanımdansınız ve ben... Benimde bir ailem olsun istiyorum. Kardeş olmak ne demek bilmiyorum ama bende size abi demek istiyorum, sizde beni sevin istiyorum. "dediğimde istemsizce gözlerim dolmuştu.

" İnan bana bende bir kız kardeşimin olması ne demek bilmiyordum. Melis, zor bir insandı ve bizi sevmezdi. Abiliğimizi de kardeşliğimizi de istemezdi. Bize kötülük yapmaktan asla çekinmezdi. Bunları bize acı veya üzül diye de anlatmıyorum. Bizi anlamanı istiyorum. Aynı şekilde seni anlamak ve tanımak istiyorum. "

"Güniz, abin olabilir miyim güzelim? " dediğinde gözleri dolu bana dönmüştü.

"Ayaz abim olduğuna beni pişman etme olur mu? " dediğimde gülmüş, "Gel buraya. " deyip kollarını bana açmıştı.

Kollarının arasına girip başımı göğsüne yaslamıştım. O da kollarını bana dolamış saçlarıma öpücük konduruyordu.

"Kardeşim." diye fısıldadığında, "Abi" diye fısıldamıştım. Gözümden bir damla yaş firar ettiğinde duygusal kişiliğime bürünmüştüm.

Abi dediğimde kasılmış sonrasında ise daha sıkı sarılmıştı.

(ू•ᴗ•ू❁)

Bölüm sonuuu

Ayaz hakkında düşünceleriniz neler?

Diğer bölümde görüşürüz👋

 

 

 

Loading...
0%