@magoasssd
|
Selammm Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen💓💞 (ू•ᴗ•ू❁) Biyoloji dersi bittiğinde şükredip kafamı sıraya gömdüm. Biyoloji hocamız Selda hoca tam bir çatlaktı. Derste asla kimsenin uyumasına izin vermez, kafasını sıraya koyan birini gördüğü an da dibinde bitip serenat yapıyordu. Bugün Enes okula gelmemişti. O yüzden biraz sıkılıyordum. Okulda o ve Mete dışında kimseyle konuşmuyordum. Kafamı sıradan kaldırıp saçlarımı düzeltirken gözüm öğretmenler masasının orada ki Sude ve arkadaşlarına çarptı. Bana bakıp sinsi sinsi gülüyordu. Bir bok kokusu kesinlikle alıyordum. Boran'dan ayrı gezmesi ise garip gelmişti. Normalde sümük gibi yapışıyordu çocuğa. Şunu söyleyebilirdim ki o kesinlikle Boran'a aşık falan değildi. Yalnızca okulda popülerliğini devam ettirebilmek için onu kullanıyordu. Tabi benim salak ikizim hâlâ durumun farkında değildi. Aşkın gözü kör derlerdi de inanmazdım. Okulda elektrikler gittiği ve hava da bulutlu olduğu için okulun içi normale göre karanlıktı. Su içmek için çantama yöneldiğim de şişede şu kalmadığını farkettim. Su almak için kantine inecektim. Yürümeye başladığımda koridor da tek tük insan vardı . Merdivenlerin oraya yaklaştığımda arkamdan Sude'nin sesini duydum. "Buraya yalnızca fazlalık olmak için gelmişsin tatlım. " Sırtımdan sertçe itilince ağzımdan bir çığlık koptu. Merdivenlerden yuvarlandığımda alnımı çok kötü bir şekilde çarpmıştım. Alnımı tutarak, "Siktir." dedim. O sırada Sude ve arkadaşları hızla yanıma inmiş, "Hii,Güniz iyi misin? " deyince çoktan insanlar toplanmıştı. Sinirlerime hakim olamayıp, "Sen ne kadar iğrenç bir insansın. Uzak dur benden! " Bir kaç kişi kalkmama yardım ettiğinde Boran hazretleri de yanımıza teşrif etmişti. Sude endişeli bir sesle, "Aşkım Güniz düştü, anlamadım yardım etmeye çalışıyorum ama izin vermiyor. "dediğinde şokla ona bakıyordum. Ne güzel senaryo yazmıştı öyle değil mi? " Üç maymunu oynamaya devam et, beni iten sensin pislik! "dediğimde Boran kaşlarını çatmıştı. Sude ağlayarak Boran'a kendini inandırmaya çalışıyordu. Neredeyse insanların çoğunluğu kınayan bakışlarını Sude'ye gönderirken bazıları da bana inanmıyormuş gibi bakıyordu. Nöbetçi hoca gelip beni revire götürmek için koluma girdiğinde Sude bu sefer Boran'ın ellerini tutarak, "Aşkım karanlıkta biri onu itmiş olmalı, zaten düştüğünü gördüğümüz an koşarak aşağıya indik,öyle değil mi kızlar? " "Evet öyle, Güniz'le anlaşamıyor olmamız ona karşı bu kadar kötü şeyler yapacağımız anlamına gelmiyor. "demişti içlerinden biri. " Tamam ben inanıyorum sana. "deyip Sude'ye sarılınca Boran içimde bir şeylerin parçalandığını hissettim. Bir dakika daha tahammül edemeyecektim, hızlı hızlı hocayla beraber yürüyüp revire gittim. Revirde alnıma hemşire dikiş atarken sınıf başkanımız çantamı ve telefonumu getirmişti. Hemşire işini bitirdiğinde ağlamamak için kendimi o kadar sıkmıştım ki çok kötü hissediyordum. Babamı aramak için telefonu açtığımda numarasına basıp aradım. Kısaca merdivenlerden düştüğümü ve alnıma dikiş atıldığını söylemiş, gelip beni almasını istemiştim. Fazlasıyla üzgün ve kızgın sesiyle şehir dışına çıktığını hemen abilerimden birini arayacağını söylemişti. Onunla konuşurken sesim o kadar titremişti ki telefonu kapattığımda kendimi tutamayarak ağlamaya başladım. Belki canımın acısı veya düşmem beni o kadar üzmemiş olabilirdi Ama Boran'ın bana inanmaması beni o kadar kırmıştı ki. Sanırım hiç bir zaman bu yaptığını unutmayacaktım. Yaralı olan benken gidip Sude'ye sarılması ve bir kere bile yanıma gelmemesinin yaşadığı hiç bir şeyle ilgisi yoktu. Sevmiyordu beni bu bu kadar basitti. Kabul etmemişti. Yabancı bir insana belki edeceği yardımı bana etmemişti. Ben bunları haketmemiştim. Ben bu kadar değersizliği haketmemiştim. Bir de en kötüsü sevilmemeyi kabullenememenizdi. Düşünsenize bir insanın sebepsizce sizden nefret ettiğini. Üvey annem haklıydı. Ben iyi şeyleri belki de hiç haketmemiştim. Evet beni iyi şeyleri haketmediğimi, iğrenç bir insan olduğuma inandırmışlardı. Hayatım boyunca adım hep her ne kadar kötü sıfat varsa 2'sinden 1'inde geçmişti. Keşke ölseydim o gün diye içimden geçirdim gözlerimden yaşlar birer birer düşerken. Keşke kurtarmasalardı beni. Aldığım nefes yetmemeye başladığında çantamı sırtıma geçirip bahçeye çıktım. Banklardan birine oturduğumda midem bulanıyor başım dönüyordu. Telefonumu yüzümün hizasına getirip kamerayı açtım. Burnum ve gözlerim kızarmış alnımda dikiş atılan yerde bir bant vardı. Telefonumu kapatıp dizlerimi kendime çektim. Kapüşonumu kafama geçirdiğimde kendime sarılarak kafamı dizlerime koydum. Elektrikler gittiği için kameralar da çalışmıyordu. Kendimi kanıtlayabileceğim hiç bir şey yoktu. Tüm bunları düşünerek beni ittiğinde emindim. Öbür türlü cesaret edemezdi. Göz hizama siyah bir araba girdiğinde içindekinin Koray olduğunu farkettim. Zerre şu an içlerinden birini görmek istemiyordum ama onunla eve gitmem gerekiyordu. Ayağa kalkıp park ettiği arabaya ilerlerken bakışlarının üzerimde olması beni rahatsız etmişti. Ön koltuğun kapısını açıp bindiğimde çantamı kucağıma bıraktım. Eli saçlarımın kapattığı dikişlerime gittiğinde hızla kafamı çektim. "Alnına n'oldu senin? " dedi kaşlarını çatmış sinirli bir şekilde bakarak. "Konuşmak istemiyorum. " dedim yalnızca önüme bakarak. "Ne demek konuşmak istemiyorum? Abinim ben senin ya anlat ya da ben Boran'a ve hocalarına sorarım. Nasıl oldu bu? " dedi. "Yeter!," dedim dolu gözlerimle ona bakarak, "Yeter tamam mı? Abimmiş. " dedim alayla gülerek. "Şimdi mi geldi aklına abiliğin? Sana hiç bir şey anlatmak zorunda değilim. Git abiliğini kardeşlerine yap. Bana değil. " dedim bağırarak. Ondan sonra çatık kaşlarını düzeltmiş afallamıştı. Benimde bir kaç damla gözyaşı gözlerimden düşmüştü bile. Önüme dönüp kafamı cama yaslamıştım. Arabayı sürmeye başladığında bir daha benimle iletişime geçmemişti zaten. Eve geldiğimizde hemen arkamdan inmiş bana yetişmişti. Kapıyı sertçe çalmıştım. 2. Çalışımda kapı açıldığında annemin gülen yüzü suratıma bakınca solmuştu. Kimseyle konuşmak istemediğim için seri adımlarla merdivene yürümüştüm. Annem arkamdan bir kaç adım atıp bana seslense de Koray onu tutmuş yanıma gelmesine izin vermemişti. Odama girdiğimde çantamı bir köşeye atmıştım. Üstümü hızlı bir şekilde değiştirmiş , yatağıma girmiştim. Kulaklığımın sesini fulleyip kafamı yastığıma gömdüm. Ben sorunlarımı başka türlü çözemezdim. (ू•ᴗ•ू❁) Bölüm sonu uuu Boran yapmaması gereken şeyler yaptıı... Diğer bölümde görüşürüz👋 |
0% |